KOMİSYON KONUŞMASI

ELİF ESEN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Kıymetli Bakanım, Bakan Yardımcılarım, hoş geldiniz.

Ben de bu toplantıları çok kıymetli buluyorum. Bu 3'üncü toplantımız değerli bakanlarımızla yapmış olduğumuz, Adalet ve Aile Bakanımızdan sonra bugün siz misafirsiniz, hoş geldiniz.

Elif Esen, İstanbul milletvekili DEVA Partisi. Ben öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Bugün hiç değinilmedi, tabii, İstanbullu olmam sebebiyle sizin İstanbul Valiliğiniz döneminden icraatlarınızı da yakından takip eden, kısmen sivil toplum hayatında da belli kontaklarımız olması sebebiyle de belki farkındalığı olan bir Milletvekiliyim ama İçişleri Bakanı olduğunuz dönemden itibaren hem Narko hem de terör anlamında yapmış olduğunuz icraatlarınızı yakinen takip ediyoruz, izliyoruz ve çok da olumlu buluyoruz. Öncelikle hem teşekkür hem tebrik ediyorum çünkü Türkiye'nin geleceğine de sağlanmış katkılardır bunlar güvenlik anlamında ama bir yandan da tabii hayretler içinde kalıyoruz. Biz nasıl bir Türkiye'yi yaşıyormuşuz ve nasıl bir Türkiye'ye uyandık. Her gün neredeyse ayrı ayrı operasyonlarla haberler alıyoruz ama ben olumlu tarafından bakarak teşekkürlerimi sunuyorum.

Şimdi, öncelikle, ben yapmış olduğunuz bu sunumu da çok kıymetli buldum, tebrik ediyorum. Sistemsel iyileştirme, meslek içi eğitimler, kapasite destekleri; bunlar son derece önemli. Burada bir sorun var. "Risk ölçüm kriterleri güncellemesi" dediniz, pilot çalışmadan bahsettiniz. Şu anda o pilot çalışma var mı? Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü kadın cinayetlerinin tüm bu tedbirlere rağmen engellenememesi, önlenememesinin tabii altında İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçilmesi, onun biraz böyle sistemdeki rahatlaması da mutlaka temel olarak yatıyor ama sizin bu gayretlerinizi de göz ardı etmemek lazım. Böyle bir pilot çalışma var mı, varsa nerede var? Onu öğrenmek istiyorum.

Yine, çalışan kadın sayısının 2015'ten beri önemli derecede yüzdesel anlamda artışını görüyoruz. Bu amaçla nasıl bir politika ve uygulama izlediniz? Onu da açıkçası merak ediyorum. Kadın çalışan sayısındaki artışın sebebini neye bağlıyorsunuz kendi iç sisteminizde?

Şimdi, bir diğer asıl konumuza gelelim. "Ortaya konan hedef ve faaliyetler Bakanlık çalışma planına işlenmekte, süreç takip edilerek raporlanmaktadır." diyorsunuz. Çok önemli ancak yeterli değil diye düşünüyorum. Ben haksızlık etmiş olmayayım. Şunu öğrenmek istiyorum, bunu ben diğer bakanlarımıza da soruyorum çünkü eğer sistemde bir sıkıntı, bir başarısızlık ya da hedefe varmada bir sorun varsa bunun uygulama sistemlerinin yanı sıra uygulayıcılardan kaynaklandığını biliyoruz. Bu sebeple sorum şu: İzleme değerlendirme ve ölçme sistemleriniz var mı, varsa başarı kriterleriyle uygulayıcılarınıza nasıl bir yol çiziyorsunuz veya kademe atlamaları vesaire sağlanıyor mu? Bunu öğrenmek istiyorum.

Yine, 220 belediyede tabii 33 sığınmaevi çok çok az. Sizin ya da... Çevre Bakanlığından bahsettik. Burada Çevre Bakanlığının sorumluluğunu da, yetki ve sorumluluğunu da ben öğrenmek istiyorum. Herhangi bir -çok az- yaptırımınız var mı belediyelere yönelik? Çünkü bir zorlama olmadan bu... Belli ki yıllar geçmiş artık üstünden İstanbul Sözleşmesi'nin; adı üstünde İstanbul'da imzalanan sözleşmenin imzalanmasının üstünden artık on iki yıl gibi bir süre geçmiş durumda ve yani işte arpa boyu kadar yol katedilememiş, 33 belediye sorumluluk almış ve bunu uygulamış. Sizin ne tür yaptırımlarınız var?

Yine, 6284 sayılı Kanun kapsamında mağdur sayısında ne yazık ki artış var. Yani bu artışı siz neye bağlıyorsunuz? Belki hani bunun gerekçeleri vardır ama yine sistemsel iyileşmenin çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Sadece veri paylaşımı değil, ilgili bakanlıklarla... Ki bu ilgili bakanlıkların, tabanda aileye ulaşabilen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın, kolluk güçleri tarafında İçişleri Bakanlığı'nın, Adalet Bakanlığı'nın ve ben bunlara ilaveten Millî Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının da asli izleyici sorumluluğu olduğunu düşünüyorum bakanlık anlamında. Sadece veri paylaşımı değil, bakın, aile hekimlikleri gibi sosyal hizmetler anlamında da aileye temelinde ulaşabilen görevliler, sosyal hizmet görevlileri olsa ve bu sistem özellikle risk barındıran aileleri, şiddet altında olan kadınları, çocukları izlese ve bu izleme yöntemi sadece Aile Bakanlığının sosyal hizmet birimlerinde değil, onların yanı sıra, kolluk güçlerinde, ilçedeki, mahalledeki kolluk güçlerinde, yine, okula giden çocuğun öğretmeninde ya da aile hekimliğine gidip darp gördüğünü anlatan; anlattığı zaman doktor da böyle bir ağ içinde paylaşsa, veri paylaşımına bunlar eklense ve -biz kendi parti eylem planımızda ve politikalarımızda da bunu ifade ettik. Ben partimin aynı zamanda kadın politikalarından sorumlu genel başkan yardımcısıyım- risk analizleriyle haritalandırma yapılsa çünkü bir yandan da cezaevlerindeki kadın ve çocukları ziyaret ediyorum ve onlarla olan konuşmalarımda şunu görüyorum: Ya belli bir mahallede, ilçede yoğunlaşıyor bu suç oranları ya da belli mesleklerde yoğunlaşabiliyor yani aslında haritalarımızı ortaya çıkaracak veriler de elimizde var. Bunlar böyle bir bileşke hâlinde çalışsa ve sistem veri analizleri uygulama ve strateji planlarında da etkili olsa, belki bu kadın cinayetlerini, kadına yönelik şiddeti biraz daha engelleyebiliriz.

Ve son olarak sözlerimi şöyle tamamlayayım, hep söylüyorum: Bunlar kadın cinayetleri ya da kadına yönelik şiddet, yüzdesel verilerle ifade edilemeyecek kadar ağır konular. Biz bir can bile feda edilemez diyoruz. Bir kadının bile göz ardı edilmesi, ölümüne sebep olunması... Ya, defalarca koruma kararı almasına rağmen öldürülen kadınları biliyoruz; bu çok acı, çok acı ve büyük vebal diye düşünüyorum, hepimiz açısından büyük vebal ama asıl o kadını ve çocukları koruyabilecek makamlar açısından büyük veballer. Lütfen, benim bu eleştirilerimi ve önerilerimi yapıcı eleştiriler ve öneriler olarak alın yani hızla inşallah azalsın bu sayılar diyerek ben sözlerimi neticelendireyim, başka arkadaşlarımın hakkına da girmemiş olayım.

Çok teşekkür ediyoruz.