KOMİSYON KONUŞMASI

SÜMEYYE BOZ ÇAKI (Muş) - Öncelikle teşekkür ediyoruz böyle bir ortam ve fırsat sağlandığı için, en azından daha sağlıklı olabileceğini düşündüğümüz bir zeminde tartışmaya ihtiyacımız olduğu herkes tarafından aşikâr.

Deminden beri söz alan bütün vekil arkadaşlar aslında şikâyetten vazgeçme, ölümler, şüpheli ölümler, elektronik kelepçe, farkındalık eğitimleri, mülki idare amirlerinin kadın olma sayısının artması vesaire gibi, keza İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek ve 6284 sayılı Kanun'un etkin kullanılmamasına dair birçok konuya değindiler ancak bazı noktalarda değinilmeyen konular vardı, ben biraz o değinilmeyen konular üzerinden sorularımı sormak istiyorum.

Şimdi, Sayın Bakan "Asıl 2 noktada çalışma yapıyoruz." dedi: Önlemek ve yakalamak. Bizim de derdimiz biraz da bu; önlemek ve yakalamak mekanizmalarının aslında her yerde eşit ve etkin bir şekilde kullanılması.

Örneğin, yakalama konusu... Gülistan Doku cinayeti var, yıllardır bu konu gündemde; Zaynal Abarakov'un makul ve asıl şüpheli olmasına rağmen hâlâ yakalanamayışı, bu konuyla ilgili soruşturmanın etkin yürütülmeyişi, yine onun arkadaşı Rojvelat Kızmaz'ın şüpheli bir şekilde Hasankeyf Barajı'nda ölü bulunmasıyla ilgili nasıl bir çalışma yürütüldü, bu konuyla ilgili yakalama nasıl yapıldı, onu merak ediyoruz.

Bununla beraber, önlemekten bahsettik. Aslında belki önlemekle ilgili kısımda Adalet Bakanlığıyla beraber ortak bir çalışma yürütülerek bu cezasızlık politikalarından, iyi hâl indirimlerinden vazgeçmek gerektiği ve buna dair bir politika üretmek gerektiği konuşulabilir Sayın Bakan. Adalet Bakanıyla beraber böyle bir koordinasyon sağlanabilir çünkü önleme mekanizmalarının asıl sebebi bence -yani en azından bizim baktığımız açıyla- cezasızlık politikaları ve bu cezasızlık politikalarıyla beraber her ne kadar "2023 Martında iyi hâl indirimlerini son verdik." denilse bile 2023'ten sonra da birçok kadın cinayetinde, erkekler tarafından öldürülen kadınların mağdur olduğu, öldürüldüğü vakalarda iyi hâl indirimlerinin uygulandığına tanık olduk. Yani bu yüzden bu iyi hâl indiriminin kalktığı meselesi hâlâ muğlaklığını koruyor, hâlâ etkin bir şekilde iyi hâl indirimi uygulanmaya devam ediyor.

Kaldı ki bir de üniformalı şiddeti ve üniformalı tecavüzü meselesi var. Musa Orhan'dan tutun Korucu Yakup A.'nın kız çocuğuna yönelik tecavüzünden sonra sorgulanmaması, yargılanmaması, Nusaybin'de yine kız çocuklarına ve kadınlara yönelik taciz ve tecavüzlerde korucuların ve kolluk kuvvetlerinin adının geçmesi ve hatta kimisinin kendisine bir cezasızlık zırhı olarak bulunduğu konumu kullanması söz konusu. Buna dair bir yaptırım ve ceza olacak mı, bunu merak ediyoruz yani bu üniformalı şiddeti ve tecavüzü uygulayıcılarının üniformalarının arkasına ve devletin gücüne güvenerek bu şiddeti ve tecavüzü sürdürmelerine devam etmesiyle ilgili nasıl bir önlem alacaksınız, tedbir alacaksınız, merak ediyoruz doğrusu.

Bunla birlikte, bildiğiniz gibi, Pınar Gültekin meselesi vardı. Pınar Gültekin de vahşice katledilen... Tıpkı aslında Özgül arkadaşımızın bahsettiği gibi, evet, kadın cinayetleri devam ediyor ama kadın cinayetleri devam ederken cinayetlerdeki vahşetin boyutu da giderek artıyor. Burada aynı zamanda faillerin, erkeklerin kendilerini korumak ve bu cezasızlıktan faydalanabilmek için aslında, meseleyi siyasi boyutlara taşıdığı, kişinin kimliğine, bulunduğu ile, ne iş yaptığına dair de saiklerle ifadede bulunarak aslında bu cezasızlıklardan faydalanmaya çalıştığını biliyoruz. Pınar Gültekin'in katili olan subay, görev yaptığı yerden bahsederek aslında buradan kendisine bir indirim talep ediyor yani bu zırhı tekrardan kullanıyordu. Bunu da hatırlatmak gerekiyor.

Musa Orhan'ın İpek Er'e tecavüzü ve onun intiharına sebep olacağı süreç içerisinde bütün Whatsapp yazışmaları ve deliller ortada olmasına rağmen hiçbir etkin soruşturma yürütülmedi ve hâlâ serbest bir şekilde dolaşılıyor. O hâlde önleme mekanizmalarınızda hangi önlemeden bahsediyorsunuz, biraz aslında onları aktarmanızı bekliyoruz sizden.

BAŞKAN ÇİĞDEM ERDOĞAN - Sayın Vekilim, toparlarsanız, vakit daraldı.

SÜMEYYE BOZ ÇAKI (Muş) - Toparlıyorum.

Ayrıca, kadınların sadece kadın oldukları için öldürülmediği gibi bir beyan oluşuyor. Hatta şu anda Dışişleri Komisyonu tutanaklarında kontrol ettiğimiz kadarıyla AKP Gaziantep Vekilinin "Kimse kadın olduğu için öldürülmüyor, mutlaka başka nedeni vardır." derken aslında belki de kriminalize etmeye çalıştıkları bir alan mı ya da sadece kadın şiddeti, kadının erkekler tarafından öldürülmesi meselesine başka bir kılıf uydurmaya çalışıyor? Burada ne anlatılmak isteniyor, onu merak ediyoruz açıkçası.

Bu cezasızlık politikalarının Türkiye'nin tamamında etkin olduğunu, ancak her ne kadar Komisyonda tartışma konusu olsa da Kürt illerinde, Kürt kadınlarına yönelik kolluk kuvvetleri ve kolluk görevlileri tarafınca, onların bu zırhın arkasına sığınarak yaptıkları tecavüzlerin ve şiddetlerin örtülenmesi, perdelenmesiyle ilgili de detayları da bekliyoruz sizden.

BAŞKAN ÇİĞDEM ERDOĞAN - Sayın Vekilim, aynı cümleyi üçüncü kez duyuyoruz, biraz hızlandırır mısınız? Lütfen, üçüncü kez aynı cümle...

Arkadaşlar, benim buradaki görevim, sizin birbirinize karşı hukukunu korumaya çalışmak.

SÜMEYYE BOZ ÇAKI (Muş) - Üçüncü kez aynı cümleyi belki daha iyi anlaşılması için tekrar ediyorumdur Sayın Başkan.

BAŞKAN ÇİĞDEM ERDOĞAN - Ama burada herkes belirli bir seviyede, bu algılanabilir.

SÜMEYYE BOZ ÇAKI (Muş) - Yıllardır -yirmi iki yıldır- anlaşılmamış olmasından, şimdi de tekrar edelim anlaşılsın diye.

BAŞKAN ÇİĞDEM ERDOĞAN - Buradaki tüm vekiller bunu algılayabilecek seviyede, rahat olabilirsiniz.

SÜMEYYE BOZ ÇAKI (Muş) - Bu konuda cevap bekliyoruz Sayın Bakan, umarız bu konuyla ilgili cevaplandırmalarınızı bir an önce sağlarsınız, soru önergelerindeki gibi çok fazla beklemek zorunda kalmayız.

Teşekkür ediyorum.