KOMİSYON KONUŞMASI

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Ben başta söylediğim fikrin hâlen arkasındayım, 3 kişi de kalsak. Göç konusunu tartışmamız gerektiğine inanıyorum ama Murat Hocama da haksızlık yapmama adına bu Komisyonun İçişleri Komisyonu olması gerektiğini ben doğrusu arzulardım. Niye? Çünkü maalesef, iç işleriyle doğrudan ilişkilendirildiği için her ülkede bu bir millî güvenlik politikası aynı zamanda, ismini "entegrasyon" bile koysanız yani en nihayetinde bir gelecek tasavvurudur, onunla ilgili almanız gereken kararlardır. Avrupa Birliği meselesiyle ilgili benim baştan beri söylediğim mesele de o. Avrupa'nın bizimle konuşmak istediği tek konu bu. Murat Hocamın da bu konuyu bizimle konuşmasını garipsemiyorum, tam tersine büyük zevk alıyorum ama göç idaresinden göç politikasına geçme meselesi bir iç işleri meselesidir yani dolayısıyla kararlarla ilgili bir meseledir.

Değerli Başkanım, bakın, size muhalefet olsun diye değil, aynı partideniz en nihayetinde, iktidar partisiyiz. Şu an işadamlarımızın talepleri muhtemelen on sene sonra Bangladeş'e, on sene sonra Vietnam'a, on sene sonra Kamboçya'ya göç edecek olan tekstil sanayisinin aktüel talepleridir. Bunun üstüne bir göç politikası inşa edilir mi, edilmez mi Murat Hocamla bunu konuşacağız. Orta kapanda bir ülkeyiz şu an, biz ucuz ülke değiliz artık. Dolayısıyla ucuz ülke olmamakla birlikte, bu aktüel mesleklerin talepleriyle ilgili, yarın bir gün "Endüstri 4.0" dediğimizde gerçek talepler olacak mı, olmayacak mı meselesiyle ilgili daha dönüşümü de tartışacağız. Ben göç politikasından yanayım, asayişin sağlanmasından, kotaların dikkate alınmasından, gettolaşmaların önlenmesinden.

Avrupa Birliği meselesiyle ilgili Burhan Başkanımla o konuda hemfikiriz, biz Avrupa Birliğinin bir proje olarak, bir barış projesi olarak kendi değerleriyle yüzleşmesi gerektiğine inanan insanlarız. Hatırlatma babında, ya bu yetmiş yıllık barış kendiliğinden oluşmadı. Sadece barıştan yani silah harcamadığınız parayı fayda olarak hesaplasanız bile katrilyonlar ortaya çıkıyor. Bu meseleden hareketle, konuları karıştırmama adına, göç, göçmen, sınır güvenliği ve benzeri şeylerin her birinin tartışılması gerektiğiyle birlikte, bizim göç politikasıyla ilgili mesele hakikaten bir karara bakıyor. Ne zaman bunların kalıcı olduğunu kabul edeceğiz? Bakın, ne zaman kabul edeceğiz? Kalacaklar mı, kalmayacaklar mı meselesi değil. Belki de benim Avrupa'dan getirdiğim en değerli tecrübe bu. Göç siyasetiyle ilgili, entegrasyon politikasıyla ilgili bütün yanlışlara maruz kalmış bir insan olarak aynı hataları bir daha yapmayalım diyorum.