KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞBAKAN YARDIMCISI NUMAN KURTULMUŞ (Ordu) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli arkadaşlarım; hepinize iyi akşamlar diliyorum. Bu yoğun bütçe mesaisi için Allah kolaylık versin, kolay gelsin diyorum. İnşallah, bugün geçireceğimiz, tartışacağımız konularda da güzel bir müzakere yaparak hayırlı sonuçlar almak mümkün olur.

Bendeniz 64'üncü Hükûmetin kuruluşuyla birlikte basın yayın kuruluşlarından sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak görev aldım. Görev aldığımız bu süre içerisinde öncelikli olarak meslek kuruluşları başta olmak üzere yazılı, görsel ve sosyal medyayla ilgili bütün kuruluşlarla yakın diyalog içerisinde mesleki sorunların çözülmesi alanında çalışmalarımızı başlattık. Bu konuda süreç içerisinde siz değerli Parlamento üyelerinin de gerek iktidar partisinden gerek muhalefet partilerinden arkadaşlarımızın da sürece katkı vermesini, samimi destekleriyle bu konuda mevcut durumumuzu daha ileriye götürmek için işbirliğine hazır olduğumuzu da ifade etmek isterim.

Benim burada bugün tartışacağım iki kuruluş var, bunlardan birisi Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, bir diğeri ise doğrudan bize bağlı olmayan ama ilişkili kuruluş olan RTÜK'tür. Bununla ilgili genel bilgileri sizlerle paylaşıp sonra mümkün olduğu kadar kısa süre içerisinde bitirerek sizin sorularınız ve katkılarınızla konuyu daha yakından irdelemek mümkün olur.

Bilindiği gibi, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Türkiye Cumhuriyeti'mizin en eski kurumlardan birisidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte bizzat kendisinin el yazısıyla kaleme aldığı 6 sayılı Kanun'la kurulmuş, o günkü adı "Matbuat ve İstihbarat Müdüriyet-i Umumiyesi" olarak kurulmuş. Daha sonra çeşitli değişiklikle birlikte bugüne kadar gelmiştir. Bugün itibarıyla Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatı, 17 il müdürlüğü, 39 basın müşavirliği ve ataşeliğinden oluşan yurt içi ve yurt dışı teşkilatlarında kadrolu, sözleşmeli, geçici personel kadroları olmak üzere 732 çalışanımız mevcuttur ve bu insan kaynaklarımızın her geçen gün biraz daha kalitesinin artırılması, mesleki formasyonlarının geliştirilmesi için de Genel Müdürlük çalışmalarını yakinen sürdürmektedir. Ayrıca, teknolojik yenilenmenin sağladığı tüm imkânlar da kullanılmakta ve uluslararası medya tam zamanlı olarak izlenmektedir.

Genel Müdürlük bünyesinde bu çerçevede kurulan devlet enformasyon sisteminin yaklaşık 37 dilde günlük 150 haber çevirisi yapmakta, hazırlanan bilgi ve değerlendirmeler devlet üst makamlarına sunulmaktadır. Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren haberlerin yanı sıra dolaylı ilgilendiren haberlerle birlikte 2015 yılı içerisinde 47.971 haber, devlet enformasyon sistemi içerinde yer almış yani tercüme edilerek ilgililerin kullanımına açılmıştır.

Ayrıca, DES kapsamında önde gelen yayın kuruluşlarından günlük olarak Türkçe yayın yapan 4 önemli radyo ve 40 yabancı televizyon kanalının yayınları kaydedilip deşifre edilmekte, 1 yerli 38 uluslararası haber ajansı sürekli izlenmekte, 400 İnternet haber sitesiyle 92 ülkeden 1.700'ü aşkın gazetenin ilk baskıları takip edilmektedir. Böylece, Türkiye'yi ilgilendiren aşağı yukarı dünyada yazılı, görsel ve sosyal medyada ne varsa hemen hemen bunlar günlük takip ediliyor. Bunlar 37 farklı dilde Türkçemize çevirileri yapılıyor ve ilgililerin yararlanmasına sunuluyor.

Ayrıca, Türkiye'nin uluslararası medyada iyi takip edilebilmesi için Türkiye algısının olumlu bir şekilde sürdürülebilmesini sağlamak amacıyla devlet yetkililerinin açıklamaları ve değerlendirmeleri izlenmekte, 5 dilde tercüme edilerek uluslararası kurum ve İnternet sitelerinin kullanımına açılmaktadır.

Bu çerçevede bir başka önemli konumuz da Türkiye'nin uluslararası medya kuruluşları tarafından yakinen takip edilmelerine imkân verecek ev sahipliği yapmaktır. Hazırlanan bilgilendirme programları çerçevesinde bireysel olarak ya da gruplar hâlinde medya mensupları Türkiye'ye davet edilmiş ve bu medya mensuplarının Türkiye'yle ilgili olarak birinci elden bilgilendirilmesi temin edilmeye gayret edilmiştir. Sadece Ocak-Aralık 2015 dönemi içerisinde 2.187 uluslararası basın mensubunun ülkemizde mesleki çalışmalarda bulunduğu ve ayrıca heyetler hâlinde de 168 basın mensubunun ya da bireysel olarak ülkemize davet edildiğini ifade etmek isterim.

Yine 2015 yılı içerisinde iki önemli uluslararası etkinliğe ev sahipliği yaptık. Bunlardan birisi Antalya'da yapılan 15-16 Kasımdaki G20 Zirvesi'ydi. G20 Zirvesi'yle ilgili 2.483 uluslararası ve ulusal medya mensubunun akreditasyon işlemleri yapılmış ve gerçekten dünya standartlarında fevkalade güzel bir medya hizmeti Antalya'daki G20 organizasyonunda sunulmuştur. Yine bu çerçevede, Çanakkale Savaşları'mızın 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla yapılan etkinliklerde de çok sayıda uluslararası basın mensubunun Türkiye'ye gelmesi ve bu çerçevede, çalışmalarını sürdürmesi sağlanmıştır.

Değerli arkadaşlarım, bölgesel ve uluslararası sorunlara ortak çözümler geliştirilmesi bakımından genel müdürlük bünyesinde bölgesel bazda birtakım uluslararası faaliyetlere de öncülük edilmiştir. Bu bağlamda Ankara'da 2010 yılında Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu başlığı altında başlatılan etkinlik Bakü, Bişkek ve Girne'de 4 kez tekrarlanmış, Türk dünyasında 20'ye yakın ülke ve topluluk temsilcilerinin katılımıyla platform oluşturularak kurumsal bir yapı kazandırılmıştır. Genel Sekreterliğini Genel Müdürlüğümüzün yürüttüğü TÜRKMEP, Türk KENEŞİ, TÜRKSOY, TÜRKPA başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarla iş birliği hâlindedir. Bunun yanı sıra, Balkan Ülkeleri Medya Forumu, Türk-Arap Medya Forumu, Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu, Türkiye-Afrika Medya Forumu, Hukuk ve Medya Bağlamında Uluslararası İslamofobi Konferansı, Avrupa Medya Buluşmaları, 600'üncü Yıl Türkiye-Polonya İlişkileri Sempozyumu, Çocuk ve Medya Kongresi gibi faaliyetler de bu çerçevede Genel Müdürlüğümüzün düzenlediği uluslararası bölgesel faaliyetlerden sadece bir kısmıdır.

Ayrıca, Türkiye Türk Medya Eğitim Programı (TÜMEP) vasıtasıyla üçüncü çalışmasını 17-30 Ağustos tarihleri arasında yapmış, dünyanın çeşitli yerlerinden genç gazetecilerin Türkiye'ye getirilerek katılımlarıyla önemli bir mesleki programa imza atılmıştır.

Bunun dışında, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün mesleki konular ile medya alanındaki mevzuat alanındaki çalışmaları yanı sıra, "Yerel Medyanın Sorunları ve Çözüm Önerileri" başlığıyla yapmış olduğu birtakım çalışmalar da oldu. Yerel ve bölgesel medya buluşmaları düzenlendi. Diyarbakır'da 1998 yılında başlatılan bu çalışmalar 26, 27 ve 28'incisi üç adedi 2015 yılında "Suriye ve İnsani Diplomasi" başlığıyla yerel medya mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi.

Yine öte taraftan, Genel Müdürlük Anadolu basınını özendirme yarışmaları düzenlemektedir. Genç İletişimciler buluşmalarını tertiplemektedir. Üniversitelerin katılımıyla birlikte yapılan bu buluşmalardan da özellikle TRT Genel Müdürlüğü ve Anadolu Ajansının da katıldığı bu buluşmalarda genç iletişimcilere ciddi şekilde katkı sunulmaktadır. Genel Müdürlüğümüzün Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İletişim Fakültesiyle birlikte yaptığı 26-27 Ekim tarihlerinde Uluslararası Yeni Medya, Yeni Yaklaşımlar Konferansı'nın da ikinci düzenlenmiştir.

RTÜK'le paydaşlık ilişkisi çerçevesinde Türk cumhuriyetleri ile Türk ve akraba topluluklardan gelen öğrencilere de birtakım çalıştaylar vasıtasıyla ev sahipliği yapılmıştır.

Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, gazetecilik mesleğinin en önemli sorunlarından birisi de Basın İş Kanunu'dur. Basın İş Kanunu'nun ülkemizin gelmiş olduğu standartlara yakışır bir seviyeye getirilmesi için Genel Müdürlük çeşitli meslek kuruluşlarıyla birlikte birtakım çalışmalar, birtakım çalıştaylar düzenlemiş, bunların ilki 25 Eylül 2014'te Ankara'da gerçekleştirildi, arkasından yine 6-7 Kasımda Doğu Anadolu'da yer alan 15 ilden medya mensuplarıyla birlikte Erzurum'da gerçekleştirildi. Bu çalışmalarımızı Genel Müdürlük titizlikle sürdürüyor ve inşallah ümit ederiz ki Türkiye'ye yakışır bir Basın İş Kanunu'nun çıkmasına vesile olurlar.

Sayın Başkan, değerli komisyon üyeleri; ayrıca basın kartı meselesi de biliyorsunuz, bu meslekle ilgili olan insanların en önemli meselelerinden biri. Genel Müdürlüğün öncelikli hizmetleri arasında yer alıyor. Basın kartları elektronik başvuru sistemi üzerinden bu çalışmaları "online" olarak yürütecek hız ve işlerlik kazandırılmıştır.

Detayına girmiyorum ama 2015 yılı sonu itibarıyla toplam 15.276 kart sahibi bulunmaktadır. Bu kart sahipleri, bildiğiniz gibi, sarı basın kartı, sürekli basın kartı gibi kategorilere de ayrılmaktadır.

Çok kısaca özetleyerek 2015 yılı faaliyetlerini aktardığım Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün 2016 yılı bütçesine ilişkin rakamlarını da kısaca sizlerle paylaşmak isterim. Personel giderleri 42 milyon 600 bin, Sosyal Güvenlik Kurumu devlet primi giderleri 5 milyon 504 bin, mal ve hizmet alım giderleri 230 milyon 278 bin, cari transferler 219 bin, sermaye giderleri 3 milyon 16 bin ve toplamında da 281 milyon 617 bin TL olarak öngörülmüştür. Eğer sizlerin tasvipleriyle bu bütçe onaylanırsa bu rakamlar içerisinde, bu kısıtlar içerisinde 2016 yılında Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü faaliyetlerini sürdürecektir.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; ikinci kurumsa Radyo ve Televizyon Üst Kurulu. İfade ettiğim gibi, kurul bizimle ilişkili bir kuruluştur. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve televizyon yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi amacıyla, bildiğiniz gibi, 1994 yılında, 3984 sayılı Kanun'la kurulmuştur. 2011 yılında yayıncılık mevzuatı tamamen yenilenmiş ve Avrupa Birliği normları ile sektörün görüşleri dikkate alınarak hazırlanan 6112 sayılı Kanun 3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu mevzuat değişikliğinden sonra hepimizin bildiği ama kısaca tekrarlamakta fayda gördüğüm Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından gerçekleştirilen icraatları şu başlıklar altında sıralamak herhâlde mümkündür: İlk olarak, Türkiye'nin karasal sayısal yayın standardı, sayısal televizyon frekans planları hazırlanmıştır. Ayrıca, Türkiye Sayısal Karasal Televizyon Alıcıları Gereksinimleri Dokümanı hazırlanmış ve bu doküman Türk Standartları Enstitüsü tarafından standart olarak kabul edilmiştir. Analog televizyon yayıncılığından karasal sayısal televizyon yayıncılığına geçiş uygulama planı ve il il karasal sayısal yayına geçiş takvimi hazırlanmıştır. Ayrıca, verici tesis ve işletim şirketi kurulmuştur. Yine, 16 Nisan 2013 tarihinden itibaren belirlenen yayın türleri için ihaleler gerçekleştirilmiştir. Karasal sayısal TV yayın lisansı sıralama ihalesinde ulusal yayın türü için 820 milyon 850 bin, bölgesel yayın türü için 14 milyon 760 bin ve yerel yayın türü için 40 milyon 252 bin TL teklif alınmıştır. Ancak, açılan davalar sonucunda ihale iptal edildiğinden karasal sayısal yayıncılığa geçiş süreci kesintiye uğramıştır.

Yine, bu bağlamda, radyo frekanslarının tahsisi televizyon ihalesinden bağımsız hâle getirilmiş, 2015 yılında Danıştay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen iptal kararlarının gerekçelerine uygun olarak yönetmelik değişikliği hazırlanmıştır.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliğinin kararları çerçevesinde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca belirlenen politikalar ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun talebi üzerine, yayıncılıkta kullanılan 61 ila 69 arasındaki kanallar 2015 yılı içerisinde sorunsuz olarak boşaltılarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna devredilmiştir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu da bu frekansları içerecek şekilde, hepimizin bildiği gibi, 4.5G ihalesini sonuçlandırmıştır. Bu bağlamda, 2015 yılında, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından boşaltılan frekanslar 4.5G mobil haberleşme hizmetlerine tahsis edilmek suretiyle değerlendirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; Radyo ve televizyon yayınları iletildikleri ortama göre, hepimizin bildiği gibi, karasal, kablo ve uydu ortamından yapılan yayınlar olmak üzere 3'e ayrılıyor. Ülkemizde kablo ortamında 161, uydu ortamında 429 yayın kuruluşuna lisans verilmiştir. Karasal ortamda ise 240 televizyon ile 1.042 radyo kuruluşunun lisans başvurusu bulunmaktadır. Uydu ve kablo ortamından yayın iletmek üzere RTÜK taraf

ınca yetkilendirilen 6 uydu platformu, 4 uydu altyapı işletmecisi, 2 kablo platformu ve 2 kablo altyapı işletmecisi bulunmaktadır. Uydu ve kablo platformları ile lPTV yayınlarının 18/12/2015 tarihi itibarıyla abone sayısı da 5 milyon 960 bin 46'ya ulaşmıştır.

Radyo ve televizyon yayınlarının yapılabilmesi için kullanılan frekans ve kanallar ülkelerin doğal kaynaklarındandır. Bu çerçevede, detayı yazılı verdiğimiz kitapçıklarda yayınlanıyor ama 2011 yılından itibaren özel yayıncılık sektöründen kanal ve frekans kullanım bedeli olarak devlete aktarılan tutarın 162 milyon TL'ye ulaştığını ifade etmek isterim.

Değerli arkadaşlarım, uydu, kablo ve karasal ortamdan alınan yaklaşık... Biliyorsunuz, RTÜK'ün bir vazifesi de 6112 sayılı Kanun'un 37. maddesinin (8)'inci fıkrasına göre ve taraf olduğu diğer uluslararası antlaşmalara göre, Üst Kurulun radyo ve televizyonları denetleme yetkisi bulunuyor. Bu çerçevede, uydu, kablo ve karasal yayın ortamından alınan yaklaşık 93 televizyon ve 60 radyo yayını yedi gün yirmi dört saat boyunca kesintisiz olarak izleniyor. Ayrıca, Üst Kurulun Ankara'da kurduğu ve TÜBİTAK'la birlikte millî bir proje olarak ortaya koymuş olduğu SKAAS programı çerçevesinde yani sayısal kayıt, arşiv ve analiz sistemi çerçevesinde an an izlenemeyen televizyonlar ve radyolar da daha sonra bölgesel ve yerel televizyonlar Ankara'ya aktarılarak izleniyor ve bunlarla ilgili olarak da gerekli düzenlemeler, gerekli incelemeler yapılıyor. Yine, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun yapmış olduğu bu hizmet bir adım daha ileriye götürülerek SKAAS3 Projesi sözleşmesi 15/10/2015 tarihinde imzalanmış, böylece çok daha fazla sayıda televizyonun ve radyonun izlenebilmesine olanak veren teknik donanıma sahip olunmuştur.

Değerli arkadaşlarım, yine, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun 6112 sayılı Yasa'nın kendisine verdiği yetki çerçevesinde ticari iletişim yayınlarının ses seviyesini denetlemek üzere radyo, televizyon yayınlarında uygulanacak ses seviyesine ilişkin yönerge de çıkartılmıştır.

RTÜK'ün bir başka hizmeti ise Üst Kurul uzmanları tarafından doğrudan denetimin sağlanması amacıyla RTÜK İletişim Merkezinin kurulması, bunun yanında RTÜK web ve RTÜK e-posta ve mobil uygulamalarıyla birlikte izleyici şikâyetlerinin toplanarak bunların değerlendirilmesidir. Teferruatına girmiyorum ama 2015 yılında yaklaşık 1.908 radyo, televizyon değerlendirme raporu hazırlanmıştır gelen şikâyetler çerçevesinde. 1.469 müeyyide kararı alınmış, bunların yaklaşık yüzde 63'ü ise reklamlar konusunda gelen şikâyetlerdir, ona göre alınmış müeyyidelerdir.

Tabii, RTÜK'le ilgili kamuoyunda çok fazla gündeme gelen tartışmalardan biri, özellikle, Yüksek Seçim Kurulunun verdiği yayın cezalarıyla ilgili tartışmalardır. Bildiğiniz gibi, yasanın verdiği yetki gereği -RTÜK sadece bu konuyla ilgili- seçim dönemlerinde bütün sorumluluk Yüksek Seçim Kurulundadır yasa gereği. RTÜK sadece rapor hazırlar, bu raporlarını da Yüksek Seçim Kuruluna iletir, uzmanların hazırlamış olduğu raporların -yine burada rakamlar var, bunları sizlerle vaktinizi almamak için paylaşmıyorum- bir kısmı RTÜK tarafından cezaya uygun görülmemiş, bir kısmı görülmüş ama "Buna ceza verilmesi gerekmez." denilen noktalarda da Yüksek Seçim Kurulunun ceza verdiği örnekler olmuştur, tam tersi örnekler de olmuştur. RTÜK ceza talep etmiş ama Yüksek Seçim Kurulu buna ceza vermemiştir. Hem 1 Kasım seçimlerinde hem ondan evvel 26'ncı Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde hem 7 Haziran 25'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde bu çerçevede çok sayıda başvurular olmuş, raporlar hazırlanmış ve Yüksek Seçim Kurulu tarafından da bazı cezalar uygulanmıştır, verilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, izleyiciler, demin de ifade ettiğim gibi, RTÜK İletişim Merkezine yayınlarla ilgili görüş ve düşüncelerini iletebilmektedir. Rakam çok çarpıcı, İletişim Merkezine gelen bu şikâyetler 2015 yılında 121.746'dır, çeşitli vesilelerle gelen şikâyetler. Bunların yüzde 24'ünün dizi filmlerle ilgili, yüzde 22'sinin beceri ve direnç yarışmalarıyla ilgili, yüzde 11'inin reklamlarla ilgili ve yüzde 5'inin de tele alışverişle ilgili olduğunu görüyoruz. İnceleme kriterlerine göre değerlendirmeler yapıldığında en yoğun oranda izleyici şikâyetlerinin genel ahlak, manevi değerler ve ailenin korunması ilkelerine aykırılık prensipleri çerçevesinde dile getirildiği anlaşılıyor.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; izleyicilerden gelen bildirimlerde çoğunlukla bu yayınlara neden izin verildiği şikâyet edilmekte ve eleştirilen programların yayından kaldırılması talep edilmektedir. Ancak, bilindiği gibi, bu talepler olmakla birlikte RTÜK'ün herhangi bir şekilde yayın öncesinde bir televizyon yayınını ya da bir radyo yayınını kaldırmak gibi bir görevi yoktur, olamaz da. Bu sansür olur. Sadece yayınlanan programlarla ilgili şikâyetler üzerine ya da Üst Kurula gelen talepler üzerine bunların raporlanması söz konusudur ki hiçbir yayın öncesinde RTÜK'ün müdahale etmesi mevzubahis olamaz.

Ayrıca, RTÜK'ün bir başka önemli görevi de kanunla kendisine verilen kamuoyu araştırmaları yapmaktır. 2013 yılında televizyon izleme eğilimleri araştırması, 2014 yılında radyo dinleme eğilimleri araştırması yapıldı, 2015 yılında da medya okuryazarlığı araştırmaları yapıldı. Bu medya okuryazarlığının üstünde iki cümle durmak isterim, bizim için özellikle genç nesillerin yetişmesi bakımından çök önemli üzerinde hassasiyetle durmamız gereken alanlardan biri ve bu anlamda gençlerin televizyon izleme noktasında seçici hâle getirilmesi için de gerçekten, Millî Eğitim Bakanlığıyla birlikte şimdiye kadar yapılandan çok daha ilerisinde hizmetlerin yapılmasının zorunlu olduğunu düşünüyorum. Şimdi, medya okuryazarlığı dersini alan öğrenciler arasında yapılan bir ankette "Tek bir iletişim aracı seçseniz neyi seçersiniz?" sorusuna öğrencilerin yüzde 69,6'sı cep telefonu demiş ama öğrencilerimizin yüzde 98,3'ü aslında tek iletişim aracı olarak televizyonları kullanıyor. Bu rakam da son derece yüksek bir rakam, hafta içi her bir öğrencimizin ortalama televizyon seyretme, miktarı üç saat otuz dört dakika. Bu, hafta sonlarında üç saat elli dokuz dakikaya çıkıyor, yaklaşık dört saat. Bunları şöyle hesap edebiliriz: Bir öğrenci yılın dokuz yüz saatini yaklaşık olarak okulda geçiriyor ama bir öğrenci yılın bin iki yüz saatini televizyon başında geçiriyor demektir. Onun için bizim medya seçiciliği meselesini önemle ele almamız gerekiyor. İçerik bakımından hem zenginleştirmek hem eğitmek hem de insanların seçici hâle gelmesini sağlamamız lazım. Bunun için 2007 yılından itibaren, biliyorsunuz, Millî Eğitim Bakanlığımız okullarda medya okuryazarlığı dersini seçmeli bir ders olarak koymuştur ve şu ana kadar 4 milyonu aşkın öğrenci medya okuryazarlığı dersinden istifade etmiştir.

Ayrıca, Radyo Televizyon Üst Kurulunun kendi kurumsal kimliğiyle ilgili olarak yaptığı çalışmalardan biri ise Radyo Televizyon Üst Kurulu Kurumsal Kimlik Kılavuzu'nun hazırlanması oldu. 2015 yılında da bu kılavuz oluşturulmuş ve kullanılmaya başlanmıştır.

RTÜK, Avrupa Konseyinin medya alanındaki çalışmalarını Türkiye'yi temsilen takip etmekte, Avrupa Birliğiyle başlatılan mevzuat uyumlaştırma ve müzakere toplantılarına yayıncılık alanında sorumlu kuruluş olarak katılmaktadır.

Ayrıca RTÜK'ün Avrupa Birliği kuruluşlarıyla bu münasebeti dışında, üye olduğu 2 önemli uluslararası kuruluş var: Avrupa Düzenleyici Otoriteler Platformu -EPRA- ve Akdeniz Düzenleyici Otoriteler Ağı'nın üyesidir RTÜK aynı zamanda. Karadeniz Yayıncılık Düzenleyici Kurumlar Forumu'nun ve İslam İşbirliği Teşkilatı Düzenleyici Otoriteleri Forumu'nun da kuruluşunda emeği bulunmuş, kurucu üyesi olarak da RTÜK yer almıştır.

Hizmetlerini çok kısaca sizlerle paylaştığım RTÜK'ün 2016 yılındaki bütçesi, personel giderleri bakımından 43 milyon 450 bin, SGK devlet primleri giderleri açısından 10 milyon 270 bin, hizmet alımları açısından 58 milyon 759 bin, cari transferler bakımından 117 milyon 270 bin, sermaye giderleri bakımından 17 milyon 251 bin olmak üzere toplamda 247 milyon bir bütçe öngörülmüştür.

Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, uygun görür eğer tasvip ederlerse 2016 yılı faaliyetlerini hem Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüz hem RTÜK bu bütçenin kısıtları içerisinde bu faaliyetlerini yapacaktır.

Ben bu bütçenin tasvipleriniz şartıyla ülkemiz ve bu kuruluşlarımız için hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.