KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın bakanlar, değerli milletvekilleri; biz bugün sabahleyin saat 10.00'da başladık. Cumhurbaşkanlığı bütçesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesi, Sayıştay bütçesi ve Kamu Denetçiliği Kurumunun bütçesi.

BAŞKAN - Yani buradan Sayın Başbakan Yardımcım şanslısınız, onu anlıyoruz.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Bunlardan her birisinin bu Komisyonun bütün üyeleri tarafından daha önce belirlediğimiz usul çerçevesinde tartışılması hâlinde tam otuz yedi saat tutuyordu toplantımız. Şimdi 8 tane bütçe daha geldi önümüze. Bunlardan bir tanesi, birçok bakanlığın bütçesinden bile daha büyük, Diyanet İşlerinin bütçesi. Bir diğeri de birçok bakanlığın tartışmalarından daha fazla tartışılacak RTÜK bütçesi.

Şimdi, bu koşullar altında bu Komisyondan bu bütçelere katkı beklemek birazcık gerçekçi olmuyor gibi geliyor değerli arkadaşlar, bu olmuyor. Bizler de usul tartışmalarından bıktık, artık bundan sonra yapmıyoruz da, bu usulle falan olmuyor. Üstelik, burada görüştüğümüz olaylar sadece bütçeler değil, yani önümüzdeki yıl sizin belirlediğiniz ve saydığınız ana faaliyet kollarında gerçekleştirilecek olan faaliyetlerin giderlerine dönük olmuş olsa işiniz gene kolay, biz bir de 2014 yılının kesin hesap tasarılarını görüşeceğiz güya, bakmamız gerekiyor. Yani, bundan iki sene önce burada verilmiş olan yetkiler ne şekilde kullanılmış, ne yapılmış, onları da görmek zorundasınız. Şimdi, bu koşullar altında buna nasıl katkıda bulunulur?

Değerli arkadaşlar, aslında, pek fazla bir katkıda bulunulmasını falan isteyen de kimse yok gördüğümüz kadarıyla. Başbakanlık bütçesini isterseniz bir açıverin, yani bu mutlaka aklınızda kalsın, açın bir bakın. 2014 yılında Başbakanlık için Plan ve Bütçe Komisyonundan çıkan miktar -aşağıda ödenek artırılamayacağı için- 933 milyon 821 bin lira. Peki, gerçekleşme ne? 2 milyar 310 milyon 918 bin 50 lira, biraz önce Sayın Bakan söylediler rakamı zaten. 2015 yılında 929 milyon 119 bin lira ödenek vermişsiniz buradan. Ne gerçekleşmiş? 2 milyar 440 bin 842. Aslında, verilen ödenekle gerçekleşme arasındaki oransal olay birbirini takip ediyor. Bu sene de 1 milyar 295 milyon lira ödenek vereceğiz şimdi buradan, vereceksiniz, eğer artırmazsanız, başka bir şey ortaya çıkmazsa. Gerçekleşme oranını aşağı yukarı tahmin edeyim, 3 milyar civarında falan olacak. Şimdi, o zaman, zaten verdiğiniz ödeneği kesin olaraktan bağlı kalınmıyorsa, nitekim 2015 yılı bütçesiyle ilgili olarak daha önceden burada söylenildiği gibi 33 milyar liralık bir de ödenek üstü harcama yapıldıysa, bu ödenek üstü harcama için Meclise gelip de ek ödenek teklifinde bulunulmamış, buradan ek ödenek kanun tasarısı çıkartılmamışsa, o zaman bunların neyini görüşüyorsunuz veya niye görüşüyoruz? Burada "Şu, şu, şu faaliyetler için şu eksik olabilir, bunun mutlaka artırılması gerekir." diye bir öneri çıkıverse gerçekten buna şapka çıkarmak, çok ciddi anlamda takdir etmek gerekir, bunu çok somut olarak görüyorsunuz.

2014 yılı kesin hesap tasarılarına kesin olarak giremiyoruz. Dolayısıyla da arkadaşlarımız arasında yapılan iş bölümü çerçevesinde bazı düzenlemeler burada anlatılmaya çalışılacak değişik kurumlar için. Ancak, Başbakanlık ödenekleri içerisinde bir kaleme dikkat çekmeden geçmek istemiyorum. Değerli arkadaşlar, 5018 sayılı Kanun'un 24'üncü maddesine tabi "giderler" adı altında yer alan kalem. Bunun ne olduğunu hepiniz biliyorsunuz, örtülü ödenektir bu. 2014 yılında, 2015 yılında ve 2016 yılında Başbakanlık bütçesine örtülü ödenek adına konulan ödenek tutarı ne kadar biliyor musunuz? Bin lira. 2014 yılında da bin lira vermişsiniz, 2015'te de bin lira vermişsiniz ama 2014'te ki bin lira 718 bin 408 lira olarak gerçekleşmiş. 2015'teki 1 milyar 280 milyon 200 bin 874 lira olarak gerçekleşmiş. Bu sene de bin lira. Dolayısıyla, burada bir şey vermiyorsunuz zaten. Üstelik bu sene ayrıca bir de Cumhurbaşkanlığı bütçesinde de daha doğrusu Cumhurbaşkanlığı tarafından da örtülü ödenek kullanılması nedeniyle büyük ölçüde aktarma buradan yapılacağı için fark daha da fazla ortaya çıkmış olacak. Şimdi, burada yaptığımız bütçenin herhangi bir anlamı kaldı mı? Herhangi bir şey yapmış oluyor muyuz biz şimdi burada? Bin lira ödenek vereceksiniz. O zaman verdiğiniz ödeneğin arkasında durun sayın arkadaşlar, durun arkasında, "Madem bin lira istediniz, alın size bin lira." deyin, bu kadar. Keşke böyle espriyle geçiştirilecek bir olay olsa bu. Bu, Türkiye'nin mali disipliniyle ilgili, geleceğe bakışıyla ilgili, sosyal olaylara bakışıyla ilgili yaklaşımın bir ürünü oluyor bu. O nedenle de bunlarla ilgili hesaplamalar, kitaplamalar veya tahminlerde bulunulamıyorsa ki kaldı ki başka kalemlerde de vardır bu örtülü ödenek olayı, başka kurumlara verilen görevlerin içerisinde de vardır, bütün bunların hepsinin burada Meclisin bütçe hakkının gereği olaraktan tartışılması, konuşulması gerekir, bunun başka bir yolu yoktur. Bu şekilde yapılan bütçelerin o nedenle de pek fazla bir anlamı kalmaz.

Şimdi, bu kısa süre içerisinde fazla konuşma olanağı olmadığından bir konuya daha değinmek zorundayım, RTÜK. Sayın RTÜK Başkanı burada oturuyorlar. Benim bildiğim ilişkili kurum olan yani Başbakanlıkla ilişkili kurum olarak kurulmuş olan RTÜK bir bağımsız kuruluştur. Doğru muyum? Bu bağımsız kurumun bütçesinin bu bağımsız kurumun başkanı tarafından bütün ayrıntısıyla anlatılması doğal olandır. Daha önceden bir bağımsız kurum başkanlığı yapmış olarak söylüyorum, bağımsız kurumu bağlı kurum hâline getirdikleri günün saatinde o kurumu terk etmişimdir. Bağımsız kurum olarak kurulduysak olay budur. Yani, bu kurumun tamamen Hükûmet politikaları çerçevesinde bir Hükümet üyesi tarafından faaliyetlerinin anlatılması burada kabul edilecek bir olay olarak görülmemelidir diye düşünürüm. Çünkü, biz bu kurumu üyelerinin yapısı itibarıyla, kuruluşu itibarıyla; bağımsız, tarafsız; devletle, hükûmetle sadece ilişkili kurum, bağlı kuruluş bile değil, bağlı kuruluş değil, ilişkili kuruluş olarak kurmuş oluyoruz. O nedenle de bu kurumların devletin içerisinde eriyip gitmemesi açısından, saygınlığının korunması açısından, güveninin bozulmaması açısından yasalar neyi gösteriyor ise bütün bunların hepsinin yapılması gerektiğini düşünürüm.

Bu arada statüsünde herhangi bir değişiklik meğişiklik oldu ve bu yapılmıyorsa onu bilmiyorum, kabul. Ama ilişkili kurum olarak RTÜK'ün kesinlikle bağımsız kurum olarak bu özelliğini bu Komisyonda koruması gerekir, çünkü daha önceki görüşmelerde bağımsız kurumlar o şekilde kendi bütçelerini geldiler burada savundular, soruları yanıtladılar, bütün o soruların yanıtlarına karşılık verdiler. Dolayısıyla, biraz sonra sorulacak RTÜK'le ilgili soruların hepsini Sayın Başbakan Yardımcısının cevaplaması, yanıtlaması kaçınılmaz oldu.

Bunu bitirmeden önce son bir şeye daha dikkat çekeceğim, arkadaşlarımız bu konuda zaten konuşacaklar, o da örtülü ödeneğin kullanılmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan yaygınlaşma.

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, Anayasa'mıza göre herhangi bir şekilde kendisine görev verilmemiş olan kuruluşların bu alan için ayrılmış olan ödenekleri kullanma olanağı yoktur, Anayasa'ya aykırıdır. Siz örtülü istihbarat hizmetlerinde bulunmak üzere bir kurumu görevlendiriyorsanız ona örtülü ödenekten para verirseniz ama görevlerinin arasında böyle bir şey sayılmıyor ise ona veremezsiniz, veremezsiniz Anayasa'ya aykırı olur, 5018'e aykırı olur, kısacası her şeye aykırı olur, bütçe ilkelerine de aykırı olur, Anayasa'ya da aykırı olur. Şu anda Cumhurbaşkanlığında örtülü ödenek kullanılmasıyla ilgili olarak düzenlemeyi "Cumhurbaşkanlığı da örtülü ödenek kullanır." demekle sağlamış olamıyorsunuz çünkü onun öyle bir görevinin olması lazım. Cumhurbaşkanlığına şu anda biz bilmediğimiz bir düzenlemeyle eğer örtülü istihbarat hizmetleri yapma görevi verdiysek ya da ona öyle bir görev verdiysek, hayhay, verin. Eğer böyle bir görev yoksa veremezsiniz, vermeyin zaten.

BAŞKAN - Evet, Sayın Temizel, ilave süre vereyim.

Buyurun.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Böyle bir olayı vermeyin.

Şimdi, değerli arkadaşlar, son olarak, Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili olarak, sürekli olarak Sayıştay raporlarında da her tarafta gözüken hac organizasyonuyla ilgili olarak yapılan harcamalarda ortaya çıkan zarar konusu ortaya çıkıyor. Şimdi, bu zararın neden kaynaklandığını, bu özel hesaplardan bu şekildeki bir harcamanın niye ortaya çıktığını kimse söylemiyor, bilmiyor da. Dolayısıyla, buralarda böyle bir olayla karşı karşıya kalındığı zaman, bu raporları getirip de sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda vermekle bu olayı geçiştirmeyin; nedenlerini bulun, nedenlerini araştırın. Bu olayın arkasında ne var? Hiçbir şey yoksa göğsünü gere gere herkes desin ki: "Bu olay şu, şu, şu olaylardan kaynaklandı ya da tahakkuku yapıldı da henüz ödemeleri bitmedi, o nedenle bu ortaya çıktı, hepsi bitirildiği zaman şöyle bir sonuç ortaya çıkacak." Bu hâliyle getirip de buraya koymak ve bunu sorulara muhatap etmeyi bütçe tekniği açısından gerçekten uygun bulmuyoruz.

Onun dışında, bir de -isimleri yanlış söylememek için tam olarak okuyayım- Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nı kurduk. Bu benim tanıdığım bir kurum değil. Ancak ödeneklerine baktığımda şaşkınlık içerisinde kalıyorum, açıkça söylemek gerekirse. Verilen ödeneğin neredeyse kuruşu kuruşuna harcandığı çok ilginç bir kuruluş. Kuruşu kuruşuna nasıl gerçekleştiriyoruz bunu? Yani, burada bu para var, şöyle bir projenin uygulanmasında değil, bu daha fazla olsa daha fazla verilecek "Bu kadar olduğu için bu kadarla idare ediyoruz." ya da "Şu, şu, şu alanlarda net olarak kullandık." diye herhangi bir bilgiye ulaşamadık. Bütün bu hızlı makineli tüfek gibi konuşmaya şu nedenle geçtim: Burada yaptığımız bütçe, zorunlu olarak yapmak zorunda kaldığınız bütçe gerçekten kendisine katkı yapılacak, gönül rahatlığıyla evet, şu ödenekleri verdik, şu ödeneklerin de hesabını sorduk, onları da gördük diyebileceğiniz bir bütçe değil, üzülerek belirtmek gerekir ki değil. Ama bunun zaman açısından sıkıştırılmış olmasını bunun için bir bahane olarak görmemek gerektiğini düşünüyorum. Ama çalışmalar sırasında ilave bir katkı sağlamak mümkün olursa da bundan memnuniyet duyacağımızı açıkça belirtiyor, saygılarımı sunuyorum.