İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın milletvekilleri, değerli bürokratlar; belki de Parlamento tarihinde eşine az rastlanır bir tesadüfü şimdi dikkatlerinize sunacağım. Ben size Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi Dergisi'nden bir nüsha getirdim. 1934 yılının 6'ncı ayının 21'ine ait bu ceride. Bakınız, Türkiye Büyük Millet Meclisi o tarihte toplanıp hangi kanunları müzakere etmiş? Bir, Avukatlık Kanunu'na bazı maddeler tezyîline yani Avukatlık Kanunu'na bazı maddeler eklenmek üzere toplanmış. Aynı celsede, aynı günde "Soyadı seçme vazifesi ve hakkı, evlilik birliğinin reisi olan kocaya aittir." şeklindeki maddeyi müzakere etmiş ve yine, aynı celsede "Hâlâ aşiret ve kabile hatıraları yaşayan bazı yerlerden bu hatıraları silmek lazımdır. Aşirete intisabı kabul edecek olursak şarkta 200'den fazla aşiret vardır, Haydaranlı, Halikanlı, Yusufanlı vesaire; bunların her birinin efradı binlerce kişiden ibarettir. Bunları silmeyecek olursak, bir zaman sonra karşımıza 'Haydaranlı' 'Yusufanlı' diye birçok kimseler çıkacaktır. Binaenaleyh bunu birden kaldırmak lazımdır. Bunu kaldırmak millî vahdetin esasları icabıdır." şeklinde ve devam eden, bugün adına "Kürt sorunu" veya "demokratikleşme" veya "Doğu sorunu" veya "şark sorunu" veya adına siz ne derseniz deyin ama bir soruna işaret eden, bir toplumsal soruna işaret eden sorunu, hepsini aynı celsede müzakere etmiş Türkiye Büyük Millet Meclisi. Ne zaman? Doksan yıl önce, tam da bugünlerde. Tıpkı bizim kanunumuz gibi, Avukatlık Kanunu var görüştüğümüz maddenin içerisinde, demokratikleşme sorunları var, insan haklarıyla ilgili düzenlemeler var, soyadla ilgili düzenlemeler var. Bir ülke doksan yıl boyunca nasıl olur da aynı sorunları tartışabilir, bir Parlamento nasıl olur da doksan yıl boyunca aynı sorunları konuşabilir! Yani iktidar kanadından bazen itirazlar yükseliyor, hakikat konusunda, buyurun delili de var yani, dergiyi de getirdim. O da torba yasaymış. Sayın vekiller, doksan yıldır bir ülke sorununu çözemiyorsa bir problemin varlığını kabul etmek zorundayız. Bugün vekiller sabahtan beri geç saate müzakere sarktığı için "Aman tekrara düşmeyelim, tekrara düşmeyelim." diye birbirlerini uyarınca ben bu da önümdeyken gülesim geldi. Doksan yıldır kendini tekrar eden sorunları tartışıyoruz. Bunu ben biraz düşünesiniz diye heyetin dikkatine arz etmek üzere...

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Müzakerenin saati neydi? Saati de merak ettim.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Saat yazmamış.

Ama bu hepimizin üzerinde düşünmesi gereken, hepimizin tartışması gereken... Gerçekten artık bu ülkenin sorunlarını çözmek zorundayız. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği metinleri aynıyla kabul edip geri göndermenin artık bir metot, hukuki bir yol olmadığını kabul etmek zorundayız. Toplumda çözülmeyi bekleyen kanser olmuş sorunlara artık bu Parlamentonun bir çözüm getirmek zorunda olduğunu kabul etmek zorundayız. Bunun bir Hükûmeti de yok, bir muhalefeti de yok. Bunun bir ülke meselesi olduğunu da kabul etmek zorundayız.

Ben, dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.