KOMİSYON KONUŞMASI

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Teşekkürler Sayın Başkan.

21, 22, 23'le ilgili hakaret suçunun ön ödemeye alınması üzerinden bir değerlendirme yapacağız. Hakaretin suç olması, yargılama usullerine ilişkin çeşitli tartışmalar yalnızca Türkiye'de değil dünya genelinde devam etmektedir. Özellikle teknoloji ve sosyal medya mecralarının giderek yaygınlaşması, buralarda kullanılan ifade ve eleştirilerin mahiyeti itibarıyla yani ölçütleri düşünmeye itmektedir. Karşılaştırmalı hukuka bakıldığında, özellikle de basın yoluyla gerçekleştirilen hakaretin ifade özgürlüğüne getirdiği sınırlamalar sebebiyle suç olmaktan çıkarılması eyleminin bulunduğu görülmektedir. Bu kapsamda, yalnızca tazminatı gerektiren bir haksız fiil olarak düzenlenmesi yönünde öğretide de görüşler bulunmakta. Nitekim, hakaretin suç olarak düzenleme altına alınması, âdeta basın yoluyla kamu görevlilerinin eleştirilmesi bakımından misillemeye ve medya üzerinde baskı kurmaya sebebiyet vermekte. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı medya özgürlüğü temsilcisi de hakaretin suç olarak düzenlenmesinin basın yoluyla ifade özgürlüğünün kullanılması bakımından önemli bir baskı unsuru niteliği taşıdığı görüşüne sahiptir. Şimdi, bu kapsamda, hakaretin tamamen suç olmaktan çıkarılmasını ve bu tür uyuşmazlıkların uyuşmazlık çözüm organlarında veya hukuk mahkemelerinde değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Aralarında Türkiye dâhil pek çok ülkenin bulunduğu ülkelerde hakaretin suç olmaktan çıkarılmasına yönelik Birleşmiş Milletlerin insan hakları organlarınca tavsiye kararları verilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da ifade özgürlüğünü engelleyen ve sınırlayan suçların Ceza Kanunu'ndan çıkarılması ya da suçların hafiflemesi yönünde tavsiye ve değerlendirmeleri vardır.

Şimdi, bizim uzun vadede önerimiz ise nefret söylemi olmayan, eleştiri ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelerin TCK'den çıkarılması. Yine, bu nedenlerle maddenin ön ödeme kapsamı her ne kadar hakaretin suç niteliğinden çıkarılması anlamına gelmese de bu yönde atılmış bir adım olarak görülebilir fakat yapılması gereken ise hakaretin tüm fıkralarının ön ödeme kapsamına alınmasıdır. Zira fıkralar arası farklı yargılama usulleri hukuk sistemimize de çelişkiler getirecek, aynı zamanda TCK 125'inci maddenin (1)'inci fıkrası suçlama ve isnatları da kapsadığı için ön ödeme kapsamına alınması ifade özgürlüğü için daha olumlu olacaktır; önerimiz bu yönde.