| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .07.2024 |
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; teşekkür ediyorum.
Başkanım, geçen hafta kötü bir yasama süreci yaşadık. Bu hafta da geldik, belki daha iyisini görürüz diye de, aslında bekledik ama yine aynı şeyle hatta daha fazlasıyla karşılaştık. Ben, bir seneyi geçti, milletvekiliyim; ilk dönemim. Bugün, hiç görmediğim kadar Emniyetten arkadaş gördüm Mecliste. Neden bu kadar güvenliğe ihtiyacımız vardı bilmiyorum. Geçen hafta bu tartışmayı yaşadık. Bu tartışmanın sonunda da geldi, izlemek isteyen insanlar, hayvan hakkı savunucuları yan taraftaki salonda televizyondan izlediler ve burada hiçbir patırtı gürültü çıkmadı, geri çıktık, bu hafta yine buradayız ama bakıyorum, arkadaşlar da artık kendi hâllerine gülüyorlar ne yazık ki. Geçen hafta geldik burada "Başkanım, sizin emrinizde koridorlar kapatılmış." dedik, siz "Benim böyle bir emrim yok." dediniz. Bugün ilk başta sorduk: "Televizyon bozulur mu, bozulduysa da koskoca Türkiye Büyük Millet Meclisi yerine bir televizyon edinemiyor mu?" dedik, başta "Bozulmuş, ne yapalım?" dediniz, ondan sonra "Yayınlatmayacağım." dediniz. Başkanım, ne olur, yanlış anlamayın ama biz sizden vallahi bir şey anlamadık iki haftadır.
Bir yasa getirdiniz, yasayı savunmaya korkuyorsunuz. Biz yasayla ilgili konuşuyoruz, yasanının izlenmesinden korkuyorsunuz. Yasanın duyulmasını geçtik, "Polise talimat verdik." diyorsunuz ama "Verdim." demekten korkuyorsunuz.
AYHAN BARUT (Adana) - Bir de hayvansever yani!
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Ya, bu, bu kadar, böyle büyütülecek bir mesele değil. Türkiye Büyük Millet Meclisi yüz yıldır kanun yapıyor, ne kanunlar çıktı, ne yurt dışı müdahalelerine izin verildi. Daha iki gün önce Kıbrıs'ın kurtuluşunun 50'nci yılını kutladık; bu kararlar verildi bu Mecliste. Biz, gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti olarak sizin kabulünüzle 4 milyon hayvanı kısırlaştırıp -ki 4 milyonu kısırlaştırmamıza gerek yok- bunlara güvenli, toplumu da rahatsız etmeyecek bir alanda yaşam hakkı veremiyor muyuz ya? Biz bu kadar küçük bir devlet değiliz; lütfen, gücümüzün farkındayız aslında ama neden bu gücü burada kullanmak istemiyoruz onu anlamıyorum.
Burada, perşembe günü, hepinizin malumu üzerine on sekiz saate varan bir mesai gerçekleştirdik. Gönül isterdi ki o günden bugüne de iktidar milletvekilleri olarak sizler toplumun çağrısını dinleyin, kulak verin. Burada, ülkede topyekûn bir sıkıntının çözümü için hep beraber el ele verelim, toplum uzlaşısıyla bir yasa yapalım ancak görüyorum ki ne on sekiz saat ne de ondan sonra bugüne gelen süreçte hiçbir feryat işe yaramamış.
Değerli milletvekilleri, teklifin 4'üncü maddesiyle 5199 sayılı Kanun'un "sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması" başlığını taşıyan 6'ncı maddesinde hayvanlar aleyhine değişiklikler yapılması amaçlanmıştır. Mevcutta uygulanan yakala, kısırlaştır, sal modelini ortadan kaldırıp yakala, öldür modelini hayata geçirmek istiyorsunuz. Hayvan bakımevlerine alınan hayvanlardan rehabilite edilenlerin sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırmasından dem vuruyorsunuz ancak ne barınakların kapasitesinden ne personelden ne personelin tecrübesizliğinden bihabersiniz ve daha sonraki maddelerde de konuşacağız ama bunların hepsinden ziyade o personelin isteksizliğinden de bihabersiniz.
Bu, sahiplendirme niteliği olan hayvan kavramı mevzuata sokulmaya çalışılıyor. Sahiplendirme niteliği nedir? Gerçekten ilk imza sahibi Vekilimiz de buradayken bize bunu tam bir anlatsın. Nedir bu nitelik? Bu niteliğe kim, nasıl karar verecek? Yine, bir soru da ben yöneltmiş oldum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Şunu da tekrar sizden rica ediyorum ve bitiriyorum Başkanım, sonra konuşmaya devam ederiz.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Lütfen, buyurun.
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
İlk imza sahibi Vekilimizin burada oturmasının, bizlerden, AKP'li, MHP'li vekillerden ayrı, bu tarafta oturmasının bir sebebi var; bu, kendi getirdiği kanunu savunması. Biz saatlerdir konuşuyoruz, Vekilimizden daha hiçbir açıklama görmedik.
AYHAN BARUT (Adana) - Çıt yok çıt.
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Bu kadar soru soruyoruz, yahu, cevabını bilmiyorsa bu kanunu o yazmadı demektir.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Yazmadı zaten!
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Bu kanunu o yazmadıysa neden bizim önümüze getirdi? Cevabını biliyor, bize cevap vermiyorsa bu ne anlama gelmektedir? Tekrar ben de sorarak kendisinden bunların cevabını istiyorum.
Çok teşekkür ediyorum.