KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BAYKAN (Konya) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Tabii, geçen haftadan bu yana kanunla ilgili, bütünüyle ilgili görüşmeleri yapıp maddelere geçtikten sonra geriye dönüp şöyle bir baktığımda, zaman zaman artan tansiyonun, zaman zaman konu dışına çıkan hitapların Komisyonun kanunu götüreceği noktada toplumun tüm kesimlerini en azından belli paydalarda birleştirecek bir ortama doğru gidemediğini görüyorum. Bizim kanun yapıcı olarak, yasama organı olarak yapmamız gereken, gündemimizdeki konuyla alakalı toplumun tüm kesimlerini, tarafları asgari müştereklerde buluşturacak ve ortak yolu bulacak bir hâl olmalı; mükemmel olanı bu. Elbette Parlamento çalışmaları içerisinde her zaman bu mükemmellik ya da bu ortak noktayı bulma hâli olmayabilir. Aslında bunu yapmak için hepimizin gerçekten, samimi olarak çaba göstermesi gerekiyor, gerçekten bununla ilgili toplumda gerek saldırıya uğrayan insanların, çocukların, büyüklerin ailelerinin acılarını hafifletecek gerekse hayvan severlerin, derneklerin kişilerin de gönlünü mutmain edecek sonuçlar almamız gerekiyor ama bu, cumartesi gecesi saat bir buçukta benim telefonum gizli numaradan aranarak olmayacak ya da başka bir Komisyon üyemizin gizli numaradan aranmasıyla olmayacak. Cumartesi gecesi saat bir buçukta bir televizyon programından Konya'da eve girdim, hanım beni karşıladı, oturduk, "Günü değerlendireceğiz." derken benim telefonumu gizli numara aradı. Yani biz o saatte "Acaba bir devlet büyüğümüz mü bizi arıyor?" diye heyecanlandık doğrusu.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sen federasyonu kaybet, ondan sonra arasın seni...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Telefonu...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sen federasyonu kaptır elinden, ondan sonra arasın seni Cumhurbaşkanı.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Tayyip Bey aradı, belki bakan yapar diye düşündü.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Yani efendim, müsaade edin, samimi bir şey anlatmaya çalışıyorum. Özgür Bey de arayabilirdi efendim, Özgür Bey de arayabilirdi. AK PARTİ'li milletvekilleri yirmi dört saat telefonlara bakmak durumundadır, uyurken de ayakta olmak durumundadır.

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - Aynen, biz de öyleyiz aynen.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Tabii, tabii.. Vatandaş da öyle söylüyor zaten.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Tamam. Neyse... Vatandaş da arayabilir tabi ki.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Bakmıyorsunuz ki.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Benim televizyon programlarında telefon numaramı canlı yayında vermem vakidir arkadaşlar. Netice, açtım telefonu, "Mehmet Baykan'la mı görüşüyorum?" dedi bir hanımefendi, sesi biraz böyle şey geliyor yani bozuk geliyor. "Evet." dedim, "Siz hangi partidensiniz?" dedi. "Niye sordunuz?" dedim. Tabii, şimdi bir hanımefendi arıyor, yanımda da hanım var, gece saat bir buçuk.

(Gürültüler)

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Korkma korkma, bir şey olmaz.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ya, düşünün şimdi. Allah'a şükür sicilimiz temiz fakat ne olur ne olmaz.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Allah, Allah.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Neyse, neyse... "Ne için sordunuz?" dedim, "Sokak hayvanlarının uyutulmasıyla ilgili." filan derken dedim ki "Bakın, hanımefendi, sokak hayvanlarının uyutulmasıyla ilgili Komisyonda kanunla ilgili görevdeyim. Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor ama görüyorum ki siz gece saat bir buçukta beni arıyorsanız sizin gibilerin uyutulmasıyla ilgili bir çözüm bulmamız gerekecek bizim." dedim. Gecenin bu saatinde...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - İşte, buraya da geleceğiz zaten. Hani "Önce insan"dı?

MEHMET BAYKAN (Konya) - Bir dakika, bir dakika... Hanımefendi, bir dakika... Gece saat bir buçukta uyuyamıyorsanız...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Hani "Önce insan"dı?

PERİHAN KOCA (Mersin) - Hasan, sen konuş, Hasan.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Söz sırası orada kalsın.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Hanımefendi, ben uyumaktan bahsediyorum. Gece saat bir buçukta uyuyamıyorsanız size bir çözüm bulmak gerektiğini söyledim.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Çok tehlikeli bir yerdesin, çok yanlış bir şey söyledin, çok.

PERİHAN KOCA (Mersin) - Hayvanların öldürülmesinden, uyutulmasından kadınların uyutulmasına mı geçtik şimdi?

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Başlık çıktı, kadınları da uyutmak istiyorlar.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Bakın, bakın, işte... Hanımefendi, uyusun uyusun yani uykusu kaçıyorsa uyku yapı alabilir, psikoloğa gidebilir, psikiyatriste gidebilir.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ya, can dostum...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Şimdi bakın, elimde...

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaşlar...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Elimde Divan tutanağı var.

Sayın Başkanım...

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaşlar, hatibi dinleyelim.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Sayın Başkanım...

(Gürültüler)

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Buyurun.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Her şeyi istismar ediyorsunuz, her şeyi istismar ediyorsunuz. Ben size esprili bir şey anlatıyorum, her şeyi istismar ediyorsunuz tıpkı şu tutanakta olduğu gibi. İkindiden önceki bölümde biz burada sokak hayvanlarını konuşuyoruz, biz burada kanunda sıkıntı yaratan ne var ne yok, onu konuşuyoruz ama konuşmacınız Çiçek Hanım...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Damızlık kızın öyküsünü okuyorum yeniden ya. 70'li yıllarda... Faşizm öyküsü...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Konuşmacınız Çiçek Hanım, getiriyor getiriyor çünkü rant peşindesiniz çünkü "En çok sevdiğiniz şey, ölü Kürt olarak gözüküyor." diyor, ne alaka ya?

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Evet.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Biz neyi konuşuyoruz? Biz neyi değerlendiriyoruz?

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ormanlar yanıyordu, kurtardınız mı? Helikopter götürdünüz mü?

MEHMET BAYKAN (Konya) - Biz sokak hayvanlarını konuşuyoruz, siz...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - "Önce insan." diyorsunuz, o yüzden söylüyorum.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Benim gözümde Kürt de Türk de Laz da Çerkez de dirisi makbuldür. Kim insan öldürmek için yasa dışı yöntemler kullanıyorsa kim bir insanı öldürmek için çaba sarf ediyorsa kim dağa çıkıp devlete meydan okuyorsa onların mücadelesini ilgililer verecektir.

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - Oraya nereden geldik şimdi?

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ama tutup "sizin için" dediğiniz kitle eğer AK PARTİ grubuysa bizim kitlemiz, bizim inancımız "Yaradılanı severim Yaradan'dan ötürü."dür. Niye kapattınız hanımefendi kamerayı, işinize gelmedi bu tarafı? Niye kapattınız?

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Pardon ama...

PERİHAN KOCA (Mersin) - Rezil olmayın istedik.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Karşılıklı olmasın arkadaşlar...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Neyi göstermiyor? Ne demek bu? "En iyi sizin için ölü Kürt."tür diye.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bakın, arkadaşınız çekiyor grubunuzdan, rahat olun.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Baykan...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Böyle bir düşüncemiz yok bizim. Şimdi biz...

(Gürültüler)

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Baykan, toparlayalım lütfen.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Toparlayalım.

Biz Komisyon olarak bir sınavı daha, biz bir sınavı daha düzgün veremedik. Evladını kaybetmiş bir anne ister köpek parçalamış evladını kaybetmiş ister kalp krizi geçirmiş evladını kaybetmiş ister araba çarpmış evladını kaybetmiş ister teröristmiş, kaybetmiş anne; her bir annenin gözyaşı ve isyanı her şeyin üstündedir. Bu salona gelen bir anneyi Allah'tan -Murat Bey burada mı bilmiyorum Grup Başkan Vekili- Murat Bey sonra toparladı da biraz yüreğimiz yağ bağladı. Ben korktum sizin hareketlerinizden, ben korktum sizin eleştiri...

(Gürültüler)

PERİHAN KOCA (Mersin) - Ya, tutanaklarda yazıyor ya.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ben korktum sizin o anneye karşı tavrınızdan ve hareketlerinizden...

(Gürültüler)

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Mehmet Bey, provokasyon yapmayın. Orada provokasyon yapıyorsunuz, yetmedi mi yaptığınız provokasyon, provokasyon yetmedi mi!

MEHMET BAYKAN (Konya) - Bırakın, bırakın, bırakın!

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Orada anne olduğunu kim biliyor? Orada onun olduğunu kim biliyor?

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Evet, Sayın Baykan, teşekkür ediyoruz.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

(Gürültüler)

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Evet, Sayın Baykan, buyurun bitirin.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Şu anda biz...

(Gürültüler)

MEHMET BAYKAN (Konya) - Şu anda biz bir orta yol bulmak adına...

(Gürültüler)

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Hatibi dinleyelim.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Bitiriyorum efendim, lütfen Sayın Başkanım, son cümlelerim.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Başkanım, o yüzden sizden salonda kimlerin olduğunu açıklayın diyoruz. Burada da bir anne çıkabilir, biz o anneyi bilmiyoruz ki.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Hani nerede?

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Bilmiyorum, keşke olsa.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - E, kimse yok burada.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Ya, o gün de "Yok." dediniz.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Efendim, varsa siz söyleyin, ben çıkarayım.

(Gürültüler)

MEHMET BAYKAN (Konya) - Son cümlelerim, müsaade edin.

(Gürültüler)

MEHMET BAYKAN (Konya) - Son cümlelerim, son cümlelerim bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Evet, Sayın Baykan, buyurun, bitirin.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Şimdi, 141 köyümüzde ya da mahallemizde yılbaşından bu tarafa kuduz yüzünden karantina uygulanmışken bizim bu işe bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bizim burada hayvanseverleri de gerçek anlamda -beni öyle gece 01.30'da arayıp rahatsız etmeyecek- mutlu edecek bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bunları bulurken de algıya değil, olguya bakacağız. "Katlediliyor! Katlediliyor! Katlediliyor!" arkadaşlar, kanun maddesine baktığınız zaman piyasada algılanan, piyasaya salgılanan şekliyle "Nerede bir köpek buldunuz, öldüreceksin." gibi bir hava salgılıyorsunuz. Günahtır, yazıktır!

(Gürültüler)

MEHMET BAYKAN (Konya) - Yapılmak istenen şey: Ortak noktayı bulmaktır diyorum, hepinize teşekkür ederim.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - "Photoshop"larla nasıl fotoğraf yayınladığınızı görüyoruz biz.