KOMİSYON KONUŞMASI

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bizim mahallenin köpeği var bir tane, adı Kömür, bir tane daha var, onun adı Kara. Bu köpekler altı senedir ya da yedi senedir -yalan olmasın- bizim mahallenin köpekleri. Kısırlar, aşılılar ve bütün mahalleye sahip çıkarlar, en küçük bir şikâyet gelmemiştir, tek bir hayvanın, tek bir insanın canı yanmamıştır, altı yıldır bizimle beraberler. Onun adına konuşacağım bir tek artık çünkü suçta ve cezada "şahsilik ilkesi" diye bir ilke vardır, bütün hukukçular bunu bilir. Şu anda getirdiğiniz bu teklif -Genel Kurulda söylemiştim, bir daha söyleyeceğim- ölümü gösterip sıtmaya razı etme bunun adı. Şu an hâlâ getirdiğiniz teklifle diyelim ki bu ülkede 3 milyon köpeği barındırabilecek kadar büyük barınakları yaptık, kenara koyduk, hâlâ ve hâlâ Kömür'den ne istiyorsunuz kişisel olarak mesela? Yani bir köpek bir ilde saldırganlaşmış, belediye gereğini yapmamış, hayvanı almamış, kısırlaştırmamış, olduğu yerden almış sürüler hâlinde başka bir yere atmış, atıldığı yerde tecavüze uğramış, arabalar altında kalmış, aç kalmış, saldırganlaşmış, gitmiş bir çocuğa saldırmış bir köpek. Kömür kime ne yaptı şu anda mesela? Ve "can" diyorsunuz değil mi, AKP temsilcisi de "can" diyor, bunun bir ilerisi var, Hayvan Hakları Araştırma Komisyonundaki AKP'li vekiller hayvanların izzetinefsinden bahsediyordu. Şu anda getirdiğiniz teklifle milyonlarca köpeği en iyi ihtimalle müebbet hapse mahkûm ediyorsunuz ve hiçbir şey yapmayan hayvanları. Bir tek Kömür'e mi zarar bu? Bunu da sorayım. Değil. Veteriner Hekimleri Odasının açıklamalarını, beyanlarını okudunuz mu, yaptığı basın açıklamasını dinlediniz mi bilmiyorum. Şunu diyor özetle: Kömür'ü bu mahalleden alırsanız siz eğer ki çünkü almanız çok kolay çünkü Kömür dünya tatlısı bir köpek, azıcık yanına gidip "Gel oğlum." dediğinizde koşa koşa peşlerine takılıp gidecek emin olun, bunun yerine dışarıda olan, kısırlaşmamış, şehir hayatına alışmamış olan -vakum etkisi, anlattı arkadaşlar, uzatmayacağım- köpekler gelecek, yerine yerleşecek. "Çocuklar yaralanmasın." diyorlar ya Sayın Başkan, çocuklar yaralanacak. Benim mahallemde hiç böyle bir olay olmadı, siz bunu yaptığınız için çocuklar da yaralanacak. İkinci kısma geleceğim, barınaklar; otuz saniyede de bitireceğim bunu. Toplama esnasında herhangi bir köpeğin başına ne gelecek biliyor musunuz arkadaşlar? Bak ağızsız, dilsiz, kuduzu yok, saldırganlığı yok... Kömür'den devam edeyim ben Sayın Çilez, mesela Kömür'ü almak için gelecekler. Önceden hiç boyuna, kilosuna, hasta mı, yaşlı mı diye bakmadan zaten narkoz iğnesiyle ölme ihtimali yüzde 50; hiçbir şey yapmadı bu hayvan. Örnek istiyorsanız, İzmit'te var, orada var, burada var -sürem yok, bir dahaki konuşmamda anlatırım- daha toplarken ölecek. Barınağa gidince barınakta ne bekliyor onu? Bulaşıcı hastalık bekliyor, binlerce köpekle aynı ortama takılacak bu hayvan. Yemek yok, su yok, yer kavgası var, hapsedilme travmasından intihar eden köpek bile var; şu anda yol açtığınız şey de bu. "Can" diyorsunuz ya hani "Olmayan barınaklara 3 milyon köpeği toplayacağım" kanunu çıkartıyorsunuz şu anda siz ve ben de size diyorum ki: Bu 3 milyon köpeğin 3 milyonu da ölecek. Burada açık açık tutanaklara geçecek şekilde söylüyorum bunu ve ben bir kez daha bu gerçekleri -bir dahaki konuşmada devam edeceğim- imza sahiplerinin vicdanına sunuyorum. Hakikaten sunuyorum, yaptığınız iş, iş değil arkadaşlar; gittiğiniz yol, yol değil arkadaşlar. Yapmayın arkadaşlar, yapmayın; başka bir çözüm var, inanın başka bir çözüm var. Bu yasayı lütfen geri çekin çünkü şu an insanların içindeki bu hâl bende de var, bu hâl var ya Başkanım... İnanın şey olsun diye yapmıyoruz biz bunu yani 3 milyon köpeği geçtim "Ben bir tek Kömür'ü alacağım, hapsedeceğim." deseydiniz de inanın ben de Çiçek de Gökçe de hepimiz burada sabaha kadar "Bu yasayı geçirmeyin." diye uğraşmaya devam edecektik. Saatinize bakıyorsunuz, ben de bakıyorum, on ikiyi on geçiyor; on saat oldu, 2'nci maddenin görüşmelerini yeni bitirdik biz. Üç gün buradayız Başkanım çünkü ben başka türlü mahalleye döndüğümde Kömür'ün yüzüne bakamam, ben kendime insan diyemem. O yüzden, iki maddede önerge verdiniz, bunda da verdiniz, yamalı bohçaya döndü; ya, arkadaşlar, çekin şu yasayı ya.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - "Otuz saniye." dedik Sayın Kadıgil, oldu mu?

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Tamam, teşekkür ediyorum Başkanım.