| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 23 .07.2024 |
İBRAHİM AKIN (İzmir) - Değerli Komisyon üyeleri, yeni bir durumu tekrar tartışıyoruz. 9'uncu maddeyle ilgili tartışıyoruz ama ön bir şeyi söylemek isterim: Aslında, tartışma sürecimiz açısından bakıldığında -yaklaşık otuz beş saattir- anlaşıldığı kadarıyla birbirimizi anlamaktan, süreci sağlıklı analiz etmekten uzaklaştığımızı görüyorum. Oysa bu mesele başka bir maddi mesele falan değil yani bir vergi paketini tartışmıyoruz, vergi paket içerisindeki bazı maddelerinin değişip değişmeyeceğini tartışmıyoruz; bir yaşamı tartışıyoruz, bir canlının hayatının tartışıyoruz ve bu açıdan bizim üzerimizde çok ciddi, ağır sorumluluk var. Bu nedenlerdir ki bu mesele, aslında toplumsal olarak çok yüksek bir duyarlılığa sebep oldu. Bütün anket şirketleri de "Toplum bu bakımdan nasıl düşünüyor?" diye analiz etmeye çalışıyor. Şöyle bir duyguya kapıldım: Elbette bu kadar eril, bir anlamda öfkeli, bir anlamda inatlaşarak, gerçekten kibirli davranışlarla bu süreci yönetmek mümkün değil. Umuyorum ki şu anda birbirimizi ikna edemediğimiz koşullar tutanaklara bakılarak, kimin ne dediği düşünülerek kamuoyunun ve basının bu konudaki duyarlılığı değerlendirilerek bu yasa tekrar ele alınır, değerlendirilir ve Mecliste tekrar bu yasa konuşularak düzenlenmesi sağlanabilir. Ancak mevcut koşullarda gerçek anlamda bir yasayı sağlıklı tartışamadığımızı ifade etmek isterim.
Biraz önce sevgili Nejla Vekilim söyledi, bu yasa teklifinin bu maddesi bir önceki maddelere çok bağlı. Ne diyor? "Sahiplendirilecek hayvanlar niteliği" diye bir genelleme yapmış. Bunun ölçüsü yok. Sahiplendirilemeyenlerin ne yapılacağı meselesini daha önce konuşmuştuk, bunun da ölçüsü yok. Şimdi söylüyoruz, bakın: Zaman, plan net olmadığı sürece Komisyon üyelerinin -otuz beş saattir tartışmasına rağmen- kafaları açık olmadığı sürece uygulamayı yapacaklar, nasıl yapacaklar? Bunun da meçhul olduğu açık.
Örneğin, size bir şey söyleyeyim: Şu anda diyelim ki 1.200 civarında belediyede bakım evleri yok. Sahiplendirilecek hayvanlar oldu ve biz bunların bir kısmını verdik. Peki, sahiplenmeyenleri ne yapacaksınız? Nasıl tanımlayacaksınız? Nerede tutacaksınız? Bunun ölçüsü var mı? Yok. Peki, 2028 yılına kadar belediyelere de barınak yapma hakkı vermişsiniz. Bu zaman içerisinde bu hayvanlar nerede tutulacak, bu yasada var mı böyle bir şey? Yok. Pratik olarak hayvan hakları şunu diyor: Bunlar, sokaktaki hayvanları toplayacaklar, sahipli-sahipsiz bakmayacaklar çünkü sahipli hayvanın sahipli olduğu ancak çiple tespit edilebilecek. Eğer sokakta herhangi bir hayvan... Örneğin, diyelim ki biz köyde yaşıyoruz, bir köy çobanının hayvanı çipli değilse o hayvan istenirse bir şikâyet üzerine toplanıp götürülebilecek. Bak, bu korkunç sorunlar çıkartacak bir durum.
Bakın, biraz önce konuşuyoruz, Urfa'dan arkadaşım, milletvekilimiz anlatıyor. "Bu, bizim mahallelerde, bizim sokaklarımızda, bizim köylerimizde düşmanlaştırma yaratacak. diye anlatıyor ama maalesef dinleyen yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Tamamlayın lütfen.
İBRAHİM AKIN (İzmir) - Dolayısıyla, bağlamak istiyorum, bu yasa teklifi her anlamıyla, bütün yapısal anlamıyla değerlendirildiğinde tutarsız, bütünlüklü değil, hazırlıkları yetersiz ve dolayısıyla toplumsal olarak çok ciddi sorunlar yaratmaya aday. Yaptığınız her hareket, imza attığınız her şey tarihe geçecek. Lütfen buradaki milletvekilleri dinlemese bile bizi dinleyenler bir aklıselim yol bulsunlar ve bu yasayı geri çeksinler. Tekrar sağlık bir tartışma ortamı içerisinde tartışalım diyorum.
Teşekkür ediyorum.