KOMİSYON KONUŞMASI

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum sunumunuz için, kıymetli sunumunuz için.

PERİHAN KOCA (Mersin) - Makbul olmayan kadınlara düşmanlık besliyor, hadi oradan!

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Hanımefendi, lümpenlik nedir biliyor musunuz?

PERİHAN KOCA (Mersin) - Çok iyi biliyorum sizlerden, güncel olarak...

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Şimdi bakın, ben size bir lümpen tanımı yapayım. Sizin Marksist literatürden getirerek yapayım.

PERİHAN KOCA (Mersin) - Valla Marksist literatürü sizden öğrenecek son kişiyim.

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Benden öğreneceksiniz, bekleyin. Lümpenlik yerini bulamamak. Son üç beş gündür koparılan vaveylaya bir bakıyorum, kimler neyi savunuyorlar? Kimler kimin deneyimini getirerek bu sorunu aşmaya çalışıyor? Bak, Hulki Bey Atatürk'ün deneyimini getiriyor. Bu aslında, bu sorun...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ya, ondan önce Osmanlı'nın deneyimi var, o da adaya toplayıp göndermiş, oradan başlayın bari ya!

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Bir izin verin bana.

Bu sorun kısacık bir şekilde çözülebilir, aşılabilir aslında. Nasıl? Atalarımızın, annemizin, babamızın, ecdadımızın deneyimini buraya getirerek çözebiliriz. Oysa, lümpenler yani yerini bulamamışlar sorunu çözmek yerine...

NEJLA DEMİR (Ağrı) - Bizim deneyimimizde öldürmek yok.

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - İzin verin.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Bize "niteliksiz" deyince itiraz ediyordunuz, "lümpen" diyor.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Rica ediyorum lütfen.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - "Niteliksiz" denildiği zaman itiraz ediyordunuz ama. Niye itiraz etmiyorsunuz? Adil olun.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Kime dediğini duyacağız. Onu bir duyalım.

Buyurun.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Bize diyor. Komisyona hitap etsin. Divan da taraflı zaten.

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Ben söylüyorum, sorun epistemolojik bir sorun. Sorun deneyimsel bir sorun. Eskiler ne yapmış? Atamız, ecdadımız ne yapmış; değil mi? Anamız-babamız ne yapmış bu sorun karşısında, gelişen toplum çevre meselesinde biz ne yapacağız?

ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - O tarafa bakarak konuş. Komisyona bakarak konuş.

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Eskilerin deneyimini alacağız ve çözeceğiz. Ama bunun için bir adamın anası ve babası ve onun deneyimi şart. Lümpenler sadece bu sorunu çözemezler ve ayaklarına bulaştırırlar. Bu sorunun çözümsüzlüğü lümpenlerin sorunudur.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - O zaman sizsiniz yirmi yıldan beri çözmeyen Sayın Vekil.

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Bakın, siz benim ne dediğimi bir anlayın.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Ben sizi çok iyi anlıyorum.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ya, biz çok iyi anlıyoruz, zekâmız çok iyi yani.

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Bu sorun bir lümpen sorunudur; tamam mı? Lümpenler sadece bu sorunu sorun hâline getirirler.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Yirmi iki yıldır sorunu siz çıkardınız.

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Atatürk'e bakarız, ne yapmış? Ecdadımıza bakarız, ne yapmış?

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - AKP'ye bakarız, ne yapmış?

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Ananız varsa, babanız varsa, atanız, dedeniz varsa onlar ne yapmış diye bakarsınız, getirip sorunu çözersiniz. Dolayısıyla, bu sorunu, anası-babası, atası, ecdadı olanlar çözecekler.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Teşekkür ederiz.