| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .01.2016 |
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; katkılarınız, sorularınız için geçen süre içerisinde hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Öncelikle, Diyarbakır Sur'da hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
İnsan haklarıyla ilgili, Anayasa'mızın bir maddesini hatırlatarak, oradan sözlerime başlamak istiyorum. Anayasa'mızın 10'uncu maddesinde ifadesini bulan eşitlik ilkesi çerçevesinde kadına yönelik çalışmalarımız başta olmak üzere tüm yardım ve hizmetlerimizi cins, ırk ayrımı yapmadan gerçekleştiriyoruz. Yaptığımız tek ayrımcılık pozitif ayrımcılıktır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede çalışmalarımızı -bunu altını çizerek söylemek istiyorum- sıfır tolerans ilkesiyle tüm kamu kurum, kuruluşları, sivil toplum iş birliğinde gerçekleştirmeye devam edeceğiz ve hâlâ da öyle çalışıyoruz.
Mutlak yoksulluk anlamında belli bir başarıyı yakaladık. Artık insani yardımları tabii ki önemsiyoruz fakat burada bizim ana hedefimiz insanlara devamlı vermek değil -birçok arkadaşımız onu da söyledi- balık vermek değil, balığı tutmak. İstihdamı çok önemsiyoruz. Sosyal politikalarda dezavantajlı gruplar vardır. Bu dezavantajlı gruplar -Sayın Bakanımızın da belirttiği gibi- ekonomiyle ilgili olduğu gibi, ekonomiyle ilgili olmadan da dezavantajlı gruplar vardır. Bunlar engelli gruplar, belli bir yüzdeyle doğarlar, bu belli bir biyolojik yüzdedir ve toplum bunlarla ilgilenmek zorundadır, bunlara bir kaynak ayırmak zorundayız. Öteki taraftan beklenmedik doğal afetler, bunlar dünyanın her tarafında olabilen şeylerdir, insanlar akşam yattıklarında refah içerisinde yatıp sabahleyin o beklenmedik coğrafi afetlerden dolayı ihtiyaç sahibi ve dezavantajlı grup hâline dönüşebilirler. Yine sosyal devlet olma gereği bunlara yardım etmeyi gerektirir. Yoksulluğun etkilerini yok etmek, bununla beraber beşerî sermayeye yatırım yaparak yoksulluğun bizatihi kendisini yok etmek amaçlarıyla hareket ediyoruz.
Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı her şeyin önünde tutuyoruz. İstikbalimizin önce çocuk, çocuklarımız için de önce aile diyoruz. Çocuklar için kendi normal gelişimleri için en ideal ve en doğal ortam ailedir. Dezavantajlı çocuklarımıza yönelik aile bakım modeli sistemleri geliştirdik. Mülteci, istismar mağduru çocuklara, suça sürüklenen çocuklara yönelik özel programlarımız ve özel uygulama merkezlerimiz var. Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik ev tipi bakım sistemini tamamladık.
Ayrıca şurada şunu da söylemek istiyorum: Burada toplumsal cinsiyet çerçevesinde baktığımızda tabii ki kadınların toplum içinde yer alması ve belli bir temsilde olması için yıllardır mücadelesini veren birisiyim hem sivil toplumda hem siyaset içerisinde. Siyaset içerisinde kadınların sadece belli bakanlıklara hizmetle hapsedilmesini de asla doğru bulmuyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını iyi bir baba, iyi bir koca olan birisinin de çok iyi yapacağına yürekten inanıyorum. Ama aynı şekilde iyi yetişmiş ve siyasette de mesafe almış bir kadının, siyaset içerisinde, iyi bir dışişleri bakanı, iyi bir sağlık bakanı veyahut da herhangi bir, bir ekonomi bakanı olabileceğini de söylüyorum, başbakan da, bunun Türkiye'de de örneğini yaşadık, dünyada da örneğini yaşıyoruz. O yüzden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı konuşulurken bir kadın burada var veyahut da işte, bir kadın burada hizmet ediyor, o kadın üzerinden tanımlamanın, gitmenin de doğru olduğunu bulmuyorum. Burada benim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olmam, bir kadından öte, siyasete emek vermiş, mesleğinde belli bir kariyere gelmiş, sivil toplum hizmetlerinde, sivil toplum örgütlerinde kadın, çocuk, insan hakları konusunda yıllarca emek vermiş, çalışmış birisi olarak burada Bakanlığı yapıyorum, yoksa bir kadın olarak burada Bakanlığın bana tevdi edilmiş olduğunu düşünmüyorum.
Öteki taraftan, oturuş şeklimize gelince, ileri demokrasilerde bürokratik hiyerarşi gittikçe zayıflar ve ileri demokrasileri yaşamak adına bizim de burada bürokrasinin gevşemiş, bürokratik hiyerarşinin değil, üreten ve hizmette öne çıkan, ürettikleriyle öne çıkan bir hizmet anlayışımız ve duruşumuz var. Dolayısıyla...
ERHAN USTA (Samsun) - Üretmiyorsa müsteşar yardımcısını genel müdür yapmayın, yazıktır devlete. Yani, özel kalem müdürünüz genel müdürünüzden daha fazla üretiyorsa...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Herkes bulunduğu yerde üretiyor ve en iyisini üretiyor ama bunun için de bürokratik hiyerarşiye gerek yok, hele ki oturma düzeninde, biri önde oturmuş, biri arkada oturmuş, bunun hiçbir önemi yok. Yıllarca yurt dışında çalışmış ve bürokratik hiyerarşinin en zayıf örneğini bizatihi o çalışma ortamında kendim tecrübe etmiş, pratiğini yaşamış birisiyim. Ki çalıştığım üniversite hastanesinde rektörümüz sabahleyin bisikletiyle işine gelen ve bir toplantıya girdiğimizde de bir kız öğrenciye kalkıp yerini veren... Böyle bir hiyerarşi var yahut da böyle bir düzen var.
ERHAN USTA (Samsun) - O farklı bir şey. O zaman sizi bir arkaya alalım Sayın Bakan yani bir arkada oturarak isterseniz bu toplantıyı yönetin.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Birler dengesinde hizmetin önü arkası yoktur efendim.
Şimdi cevaplara geçiyorum.
Cevaplarımızı vaktimizin müsaade ettiği ölçülerde hepinize ayrı ayrı vermeye çalışacağım.
"Toplumsal cinsiyet eşitliğinin farkındalığının artırılmasına yönelik olarak bugüne kadar Bakanlığımız veya Bakanlığımıza bağlı kurum veya kuruluşlarca ne tür çalışmalar yapılmıştır ve ne tür sonuçlar elde edilmiştir?" İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığıyla imzalanan eğitim protokolleriyle 71 bin polis, 65 bin sağlık personeli, 47.566 din görevlisi, 326 aile mahkemesi hâkimi ve cumhuriyet savcısı, 250 mülkiye müfettişi, 190 kaymakam adayı, 60 Radyo ve Televizyon Üst Kurulu uzmanı, 47.566 Diyanet İşleri mensubu ve 3.764 Millî Savunma Bakanlığı Silahlı Kuvvetler personeli eğitilmiştir. Bunların haricinde, yine Millî Savunma Bakanlığımızla yaptığımız bir protokol çerçevesinde 169.598 acemi ve usta er ve erbaşın eğitimleri tamamlanmış olup her yıl silah altına alınan 450 bin erbaş ve erlere yönelik, şiddetle mücadele derslerimiz ve seminerlerimiz hâlâ devam etmektedir. Bunların eğiticileri olan subayları ve eğiticilerini de biz eğittik. Zaman zaman yine hizmet içi eğitimlerle bu eğitimleri de güncelliyoruz. Bunların detaylarını istediğinizde tekrar sizlere takdim edebilirim.
Bakanlığımız ile TOKİ arasında yapılan protokol ile Sayıştayın belirlediği hususlar çerçevesinde mahsuplaşma yapılacak olup herhangi bir kamu zararı söz konusu değildir.
"Ülkemizde son terör olaylarında hayatını kaybedenlerin sayısı nedir?" Ülkemiz ne yazık ki uzun yıllardır terörle mücadele etmektedir. Sayın Çam, öncelikle size şunu hatırlatmak istiyorum: AK PARTİ Hükûmeti olarak bizim dönemimizde ilk defa terör mağduru sivil vatandaşlarımıza maaş bağlanmış ve istihdam hakkı tanınmıştır. Bu kapsamda, 2.869 terör mağduru sivil vatandaşımız kamuda istihdam edilmiştir. Bunun yanında, toplam 5.502 terör mağduru sivil vatandaşımıza hizmet de vermekteyiz.
MUSA ÇAM (İzmir) - Bizim sorumuz o değildi Sayın Bakan. Onların yapılması güzel bir şey de ben öyle bir soru sormadım.
BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun lütfen siz.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Bakanlığımız tarafından Hatay, Kilis, Gaziantep, Osmaniye, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana, Malatya ve Mardin illerinde toplam 25 barınma merkezinde Suriyeli mültecilere psikososyal destek hizmeti verilmektedir.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Suriyelilere sunulan hizmetlerle ilgili soru mu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Evet, Garo Paylan Bey, size cevap veriyorum "Suriyelilere sunulan hizmetler nelerdir?" sorunuza karşılık.
Barınma merkezlerinin bulunduğu illerde meslek elemanlarından oluşan ekiplerce Suriyelilerin sosyal sorunlara bağlı olarak yaşadıkları sıkıntılar için gerekli psikososyal destek hizmeti verilmektedir. Bakanlığımız, UNİCEF Türkiye Temsilciliği ve AFAD iş birliği ile geçici koruma altında olan Suriye vatandaşlarına yönelik Bakanlığımızca yürütülen en önemli projelerden biri olan Aile Eğitim Programı, ülkemizde kurulan çadır kent ve konteyner kentlerde hayata geçirilmiştir.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ana dilinde mi yapılıyor?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Ana dillerinde yapılıyor, Arapça ve Kürtçe öğretmenleriyle. Ayrıca, meslek edindirme kursları çerçevesinde talep edenlere -çünkü Türkiye'de de bu çalışma iznini çıkardık biliyorsunuz geçtiğimiz günlerdeki yasada- özellikle kadınlara yönelik Türkçe eğitim de veriyoruz. Onlar bu...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Kamplarda 250 bin kişi var, geri kalan kişilere nasıl ulaşıyorsunuz?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Onlarda da şu anda büyük bir oranda envanter çalışması başlattık bütün illerde. Hem kaymakamlıklarımız hem de valiliklerimizle beraber çalışıyoruz, mahalle mahalle tespit ediyoruz. Hem yetimler, öksüzler, kadınlar, engelliler, erkekler, aile olanlar, bir arada yaşayanlar, aile olmayıp bir arada yaşamak zorunda olanlar... Ciddi bir çalışma yapıyoruz şu anda. Bakanlık görevine geldikten sonraki süreçte hem AFAD'la birlikte hem de kendi Bakanlığımla ve ekibimizle beraber bir organizasyon düzenledik. Ayrıca, Bakanlığımız içerisinde, Aile ve Toplum Genel Müdürlüğü içerisinde bir göç dairesi kuruyoruz, onun çalışmalarını başlattık. Aynı zamanda Bihlun Hanım'ın da sorusuna buradan ek cevap vermek istiyorum. Bu 3 milyar euronun kullanılmasıyla ilgili olarak bu paranın bir kısmını Bakanlığımız üzerinden kullanacağız bu göç dairesiyle. Bu parayla neler yapacağız? Bunun miktarı daha sonraki aşamalarda konuşulacak ama şu anda takribi 150 milyon euro gibi olabilir diye konuşuluyor, daha kesinleşmiş bir şey yok. Özellikle kadınların meslekî eğitimi, dil eğitimi; 0-6 yaş grubu çocukların anaokulunda bulunmaları ve onların temel beslenmeleri konusunda takviye edilmeleri; özellikle çocukların sağlık giderlerinin karşılanması; engelliler konusunda bu tespit ettiğimiz engellilerin hem rehabilitasyonu hem eğitimi hem de onlara da bu meslek eğitimimin verilmesi... Tabii ki bu arada temel ihtiyaçları konusunda da bu ailelere destek olunması, bir işi olduktan sonra onların düzgün bir konutta oturmaları, yetim ve öksüz çocukların eğer aileleri ve yakınları varsa onların yanında yaşamalarını biz denetleyerek devam etmeleri, eğer aile onlara "Biz artık bunu devam ettiremeyeceğiz." diyorsa bizim kurumlarımız tarafından bu çocukların korunmasının sağlanması... Çocuğun ülkemiz sınırlarında refakatsiz olduğunun tespit edilmesi hâlinde 0-12 yaş aralığındaki çocuklar yaş ve durumlarına uygun sosyal hizmet kuruluşlarına yönlendirilmektedir. 13-18 yaş aralığındaki çocuklar ise geçici barınma merkezlerine kendilerine özgü oluşturulan birimlere yönlendirilmektedir.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Kimin sorusu?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Sizin sorunuz Paylan Bey.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Suriyelilerle ilgili.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Evet, Suriyelilerle ilgili. Yani, Bihlun Hanım'la beraber ortak cevap verdiğim için...
Diğer yandan, Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddetle Mücadele ve Müdahale İnsani Yardım Programı... Yine sizinle devam ediyorum. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu işbirliğiyle Nisan 2013'ten beri yürüttüğümüz bir çalışma. Ayrıca, toplumsal cinsiyete dayalı bütçeleme konusunda orada hem uluslararası STK'larla hem de kendi Bakanlığımız bünyesinde çalışmalarımız devam ediyor.
Sosyal yardımlaşma vakıfları mali imkânları çerçevesinde Suriye uyruklu vatandaşlara, şahıslara gıda, giyim, barınma, yakacak yardımları yapmaktadır.
Yine, soru sahibi Garo Paylan Bey: "Cinsiyet ayrımcılığı ve nefret suçları kapsamında verilen eğitimler nelerdir?" diye sormuşsunuz.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakanlığınızın çerçevesinde.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Evet.
Bakanlığımızın kuruluşundan bu yana çeşitli hizmet içi eğitimler içerisinde toplumsal cinsiyet eğitimi dersi verilmiştir. Bu eğitimlere toplamda 4.416 personel katılmıştır. Bunlar sürekli eğitimlerdir yani bir sefer verip bırakmıyoruz. Belli periyodik şeylerle bunlara devam ediyoruz. Uluslararası ve ulusal toplantılar düzenliyoruz, oralarda da bunları konuşuyoruz aynı zamanda.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Personelinizin yüzde kaçına tekabül ediyor?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Yaklaşık yüzde 25 civarına tekabül ediyor.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bunu artırmayı hedefliyor musunuz?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Tabii. Yani, bunu taşra teşkilatlarımızda yaygınlaştırma konusunda ve gittiğimiz yerlerde yapıyoruz. Takdir edersiniz ki aynı zamanda bu bir dönüşüm programı. Taşradakileri merkeze çekiyoruz, eğitiyoruz, tekrar yolluyoruz ama devam eden bir süreç.
Evet, soru sahibi Bülent Kuşoğlu: Yaşlanma Ulusal Eylem Planı Uygulama Programı'nın hayata geçirilmesiyle ilgili soru sormuş. Ulusal Yaşlanma Eylem Planı Uygulama Programı kapsamında birçok farklı kurum ve kuruluşun sorumlu olduğu 32 eyleme yer verilmiştir. 64'üncü Hükûmet Programı'nda da yer alan Ulusal Yaşlanma Eylem Planı Uygulama Programı'nın etkinliğinin artırılması ve güncellenmesine yönelik ilgili kurum ve kuruluşlar ile irtibata geçilmiştir.
"Yaşlılar ve Kalkınma", "Yaşlılıkta Sağlık ve Refahın Artırılması ve Yaşlılıkta Olanaklar Sunan, Destekleyici Ortamların Sağlanması" ana başlıklar altındaki eylemlerin güncellenmesi ve belirlenmesine yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Yaşlıları biz tecrübe birikimi olarak görüyoruz. Yerel yönetimlerle yaptığımız birtakım çalışmalar da var. Bu tecrübeleri genç nesillerle kaynaştıracak, aynı zamanda yaşlıları toplum dışına atıl, atılan birisi değil, hayatın içerisinde devam eden, tecrübe aktarımı olarak devam edecek projelerimiz de devam ediyor.
Soru sahibi Gülay Yedekci. Soru: "6284 sayılı Kanun kapsamında ayrılan bütçe ne kadardır?"
Cevap: 2016 yılı için 6284 sayılı Kanun kapsamında kreş yardımı için 8 milyon Türk lirası, barınma yardımı için 21 milyon Türk lirası, geçici maddi yardım için 13 milyon 554 bin Türk lirası ve şiddeti önleme ve izleme merkezleri için ayrılan bütçe ise 16 milyon 30 bin olmak üzere toplam 58 milyon 584 bin Türk lirasıdır.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Mekânların yapılması da dâhil mi buna Sayın Bakan?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Kadın konukevleri için ayrılan 2016 yılı bütçe rakamı 72 milyon 826 bin Türk lirasıdır.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Yeniden projelendirmeyi düşünüyor musunuz?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Yeni projeler için mi?
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Proje yapmak. Yani, bir yerleri kiralayıp oralarda oturtmak değil de...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Yeni projelerimiz tabii ki devam ediyor. Bunun için taban araştırması yapıyoruz. Orada ne kadar ihtiyaç var, ne yapmamız gerekiyor, ondan sonra projelendirip yapmaya devam ediyoruz.
Soru sahibi Musa Çam. Soruları: "Doğu ve güneydoğu illerinde terör nedeniyle oluşan mağduriyete yönelik neler yapıyorsunuz?"
İkincisi: "Sosyal Yardım İstatistikleri Bülteni'ni neden yayınlamıyorsunuz?"
Üçüncüsü: "Sosyal yardım artıyor, yoksulluk artıyor mu?"
Birinci cevap: Doğu ve güneydoğu illerimizde yaşanan olaylar nedeniyle vatandaşların ihtiyaçları sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımız vasıtasıyla anında giderilmekte olup bu vakıflarımıza vatandaşlarımızın barınma, gıda ve diğer temel ihtiyaçlarının karşılamasında kullanılmak amacıyla yaklaşık 17 milyon Türk lirası kaynak aktarılmıştır. Yeni oluşacak...
MUSA ÇAM (İzmir) - Vatandaşlar bunun tersini söylüyorlar. Yani, ne kadar mağdur ve ne kadar sıkıntı içerisinde olduklarını söylüyorlar. Yanlış yerlere mi gidiyorlar, ne oluyor yani?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Şimdi, burada sosyal yardımlaşma vakıflarımızın çalışma prensipleri var, vatandaşlarımız aslında o sosyal yardımlaşma vakıflarımızın çalışma prensiplerinde bazı gelir değerlendirmeleri var. Yine de biz o kitabi olan gelir değerlendirmelere değil vicdani olan tarafa bakıyoruz. O gelir değerlendirmesi uymasa bile böyle bakıyoruz ki tablo, vicdanen verilmesi gerekiyor. O zaman, o tabloya uymasa bile diyoruz ki: Bunun verilmesi lazım. Yeni oluşacak ihtiyaçlara göre aktarılan bu kaynak tutarı artırılacaktır.
İkinci soruya cevap: Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde bulunan 16 ilde toplam 19.730 çocuk sosyal ve ekonomik destek hizmetinden yararlandırılmaktadır. Bu illere gönderilen toplam ödenek ise 94 milyon Türk lirasıdır.
Üçüncü soruya cevap: Terör nedeniyle mağduriyet yaşayan ailelere il müdürlüklerimiz aracılığıyla psikososyal destek hizmetleri sunulmaktadır. Çalışmalara destek olmak üzere takviye amaçlı Diyarbakır iline 20, Şırnak iline 100 meslek personeli görevlendirilmiştir ki bunlar sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, klinik psikologlar ve sosyal psikologlardır. Her aileyle ihtiyaç tespitine yönelik görüşmeler gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda, Diyarbakır'da şu anda 373 haneye ulaşılarak 3 bin kişiyle görüşülmüştür teke tek ve sadece görüşme değil, bunlara psikososyal destek de veriyoruz, görüşüyoruz, bir dertleri varsa o dertlerini çözünceye kadar da uğraşıyoruz. Şırnak'ta ise 200 haneye ulaşılmıştır. Hane içerisine girildiği zaman aileye giriliyor, orada kadın, çocuk... Hedefimizde bizim özellikle kadınlar var ve çocuklar. Çocukları da bu terapilerde 0-6 yaş grubu ve 6-12 yaş grubu diye ayırıyoruz, engelliler, yaşlılar, kronik hastalar, hanedeki bütün bireylere bu şekilde yaşlanıyoruz.
Bakanlık olarak yapılanmamız nedeniyle, sosyal yardımlar dâhil olmak üzere faaliyetlere ilişkin bilgiler kamuoyuna yıllık faaliyet raporları aracılığıyla açıklanmaktadır. Söz konusu yıllık faaliyet raporlarına Bakanlık web sayfası üzerinden ulaşmak mümkündür.
MUSA ÇAM (İzmir) - Ama bizim söylediğimiz o istatistiklerle ilgili, 2013 yılına kadar yayınlanıyordu, 2013 yılından sonra kaldırıldı. İzleyemiyoruz onları, takip edemiyoruz. Onu sordum ben, diğer istatistiklerle ilgili olanı değil.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - İnşallah, yaptığımız yeni çalışmalarla yeni istatistik değerlendirmelerimiz olacak. Şu anda sahada büyük bir ekibimiz çalışıyor, o elde ettiğimiz verileri hepimiz hep beraber paylaşacağız, çözümleri sizlerden de bekliyoruz inşallah.
MUSA ÇAM (İzmir) - Ama işte, onlara ulaşabilelim yani.
ERHAN USTA (Samsun) - Çalışmalarınız geliştirmeye yönelik olmalı, dönüştürmeye yönelik olmamalı. Yani var olan çalışma kaldırılıyor. Bu, sizden önce kaldırıldı ama tabii, Bakanlık kaldırıldığı için onu söylemek lazım.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Şimdi ben var olanı, mevcut olanı söylüyorum ve yapacaklarımızı söylüyorum.
Sosyal yardımların artıyor olmasının yoksulluğun artmasının bir göstergesi olarak sunulmasının yanlış olduğunu düşünmekteyim. Sosyal yardımların artmasında üç neden öne çıkmaktadır.
İlk olarak, muhtaç sayısının artmasından ziyade ulaştığımız kişi sayısı artmaktadır. Kurumsallaşma ve ulaşılabilirliğin gelişmesidir.
İkinci olarak, sosyal yardımlar yeterli düzeyde tanıtılmaya başlandığında kişisel farkındalık artmış ve daha da fazla, muhtaç vatandaşımız ihtiyaç duyduğu yardımı talep eder hâle gelmiştir.
Üçüncü olarak, Eşi Vefat Etmiş Kadınlara Yardım Programı, Muhtaç Asker Ailelerine Yardım Programı gibi hedefleme yapılmış, yeni yardım programları hayata geçirilerek kişilere ihtiyacına uygun seviyede yardım yapılmaya başlanmıştır ki burada hedef daha ziyade kadınlardır.
Soru sahibi Sayın Vekilimiz Besime Konca "Kamudaki boş engelli memur kontenjanını doldurmayı düşünüyor musunuz?" diye sormuş.
Cevap: Kamuda engelli memur kontenjanlarının doldurulması amacıyla 2012 yılından bu yana merkezî sınav yapılmaktadır. 2012 yılında yapılan ÖMSS'yle 3 atama döneminde 12.796 ve 2014 yılında yapılan EKPSS'yle 3 atama döneminde 10.584 olmak üzere 6 atama döneminde toplam 23.380 engelli birey memur olarak istihdam edilmiştir.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakanım, bugün açık var yine zaten.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Evet, hâlâ İŞKUR'la beraber... Bize tahsis edilen kadrolar oranında biz talep ediyoruz, her zaman daha fazlasını talep ediyoruz ama talep ettiğimizin tamamı verilemiyor ve bize kadrolar tahsis edildikçe biz hemen atamaları yapıyoruz, o konuda bir endişeniz olmasın.
Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Nurettin Demir "Kaç tane sosyolog çalışmaktadır, tabii, psikolog da dâhil?" diye sordu.
Cevap: Bakanlığımızda çalışan sosyal çalışma görevlisi sayıları şunlardır: Sosyal çalışmacı 2.155, psikolog 1.037, çocuk gelişimcisi 484, öğretmen 1.677, sosyolog 755, toplam 6.108 meslek personeli çalışmaktadır.
Soru sahibi Salih Cora, sorusu: "Sığınma evlerinin kurulması ve sayılarının artırılması önemli bir adım ancak fiziki donanım ve personel yetersizlikleri var."
Cevap: 2015 yılı rakamlarına göre, Bakanlığımıza bağlı 100 kadın konukevinde 518 kadrolu, 207 görevlendirme, 1.025 özel hizmet alımı ve 90 ek ders ücreti karşılığı olmak üzere toplam 1.840 personel görev yapmaktadır. Ayrıca, 40 kadın konukevinin bakım ve onarımı gerçekleştirilmiş, 93 kadın konukevinin fiziki donanımları yenilenerek koşulları iyileştirilmiştir.
Soru sahibi Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı. Sayın Vekilimiz sorusunda "2002 Türkiye Özürlüler Araştırması'ndan sonra neden araştırma yapmadınız?" diyor.
Cevabımız: Türkiye genelinde engelli bireylerin sayısını tahmin eden ve 9 milyon bireyle yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanan son araştırma 2011 Nüfus ve Konut Araştırması'dır. Araştırmada belirlenen işlev alanlarının; görme, duyma, yürüme, konuşma, öğrenme, hatırlama, hareket güçlüğü, en azından birinde çok zorluk çeken veya hiç yapamayan bireyler engelli sayılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre orta ve ağır düzeyde en az bir engeli olan nüfus oranı yüzde 6,9 yani 4 milyon 876 kişidir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ama kitapçıkta 2002'yi kullandınız Sayın Bakan, sunum kitapçığınızda; onun için sordum.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Cevabımızı verdik.
Teşekkür ediyorum.
Soru sahibi Erhan Usta, Milliyetçi Hareket Partisi Samsun Milletvekili. Sorusu: "Aile yapısı araştırmaları İnternet'ten kaldırılmış, karartma uygulanmıştır." Aile yapısı araştırması, 2006 ve 2011'e Bakanlığımız İnternet sitesinden 3 dilde ulaşılabilmektedir.
Yatırım programında da yer alan, üçüncüsü olan, Türkiye Aile Yapısı Araştırması, TAYA 2016, bu yıl gerçekleştirilecek olup hazırlıkları devam etmektedir. Türkiye'de de ailelerin hane halkı özellikleri, evlilik, aile içi ilişkiler, akrabalık ilişkileri, çocuk, yaşlı ve diğer toplumsal konulardaki değer ve tutumlar ile aile sorunları hakkında bilgilerin derlenmesi yoluyla aile yapısında meydana gelen değişimlerin alandan toplanan niceliksel veriler ışığında sosyolojik olarak incelenmesi. Bu incelemeler ışığında ailede tespit edilen sorun alanlarındaki değişimi görebilecek bilimsel bilginin hazırlanması ve bu bilgilerin sosyal politikalara dönüştürülmesi amaçlanmaktadır.
ERHAN USTA (Samsun) - Ben tam anlayamadım "Şu anda İnternet'te var." mı diyorsunuz?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI MÜSTEŞAR VEKİLİ EBUBEKİR ŞAHİN - Var efendim, 3 dilde var.
ERHAN USTA (Samsun) - Türkçesi var mı?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI MÜSTEŞAR VEKİLİ EBUBEKİR ŞAHİN - Türkçesi var efendim.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Tabii ki, Türkçesi, öncelikle Türkçesi.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI MÜSTEŞAR VEKİLİ EBUBEKİR ŞAHİN - Biz size arz ederiz.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, bende var ama şu anda biz İnternet'te bulamıyoruz onu, daha önce indirdiğimiz için.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI MÜSTEŞAR VEKİLİ EBUBEKİR ŞAHİN - Var efendim. Arz edelim efendim.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Ailelerin yapısını, bireylerin aile ortamındaki yaşam biçimlerini ve bireylerin aile yaşamına yönelik değer yargılarını tespit ederek aileler ve kamuoyunun bilinçlendirilmesine yönelik stratejilerin şekillenmesine katkı sağlamak konusunda beş yılda bir yapılan ve RİP kapsamındaki bir araştırmadır. Araştırmanın 2016 yılında tamamlanması tahmin edilmektedir.
Soru sahibi Çetin Arık, Sayın vekilimiz "Otizm eylem planı bulunmamaktadır. Bu konuda bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları yeterli değildir." demişlerdi.
Cevabımız: Bakanlığımız koordinasyonunda otizm eylem planı taslağı hazırlanmıştır, birkaç gün önce imzaladım. 2014 yılında otizm farkındalık seminerleri 11 ilde aile hekimleri, öğretmenler ve ailelere yönelik olarak verilmiştir. Alanyazın çalışması yapılmış, ilk otizm kitap çalışması gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, otizme ilişkin, ailelere yönelik bilgilendirme rehberi hazırlanarak dağıtılmıştır. Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle erken tanılara ilişkin 41 ilde pilot uygulama olan çocuklar için psikolojik gelişim değerlendirme çalışması başlatılmıştır.
Soru sahibi Bihlun Tamaylıgil, Bihlun Hanım. Sorusu: "Dul kadınlar muhtaçlık nedeniyle evlenmeye zorlanıyor." 2012 yılında başlatılan Eşi Vefat Etmiş Kadınlara Nakdi Sosyal Yardım Programı kapsamında sosyal güvencesi olmayan, fakir ve muhtaç durumda bulunan, resmî nikâhlı eşini kaybetmiş kadınlara aylık ayda 250 Türk lirası olmak üzere, iki ayda bir de 500 Türk lirası nakdî yardım yapılmaktadır. 2015 yılında yaklaşık 300 bin eşi vefat etmiş kadınımıza bu kapsamda destek sağlanmış olup toplam 800 milyon Türk lirası kaynak aktarılmıştır ve aktarılmaya devam ediyor, kadınlarımızı desteklemeye devam ediyoruz.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Çok güzel, onu ben sormadım, sayın kardeşim sordu ama çok teşekkür ederim.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Oradan ikinci bir soru olarak gelmişti.
Evet, yine Bihlun Hanım'ın, Sayın Vekilimizin sorusu: "ŞÖNİM'lerin ihtiyaç analizi yapıldı mı? Eğitimli personel eksikliği çekiliyor, ŞÖNİM'lerin fiziksel şartları uygun mu? ŞÖMİN'lerin bütçesi ne kadardır?"
Cevabımız: 2015 yılı itibarıyla ülke genelinde 40 ŞÖNİM bulunmakta olup 2016 yıl sonu itibarıyla tüm illerde ŞÖNİM yapılanmasının tamamlanması öngörülmektedir. Gerçekleştirilen araştırmalar ve pilot illerden gelen tecrübe ve deneyimler ŞÖNİM'lerin şiddetle mücadele alanında koordinasyon sağlama ve hizmet sunumu açısından önemli bir konumda olduğunu ortaya koymuş olup bu kapsamda ŞÖNİM'lerin hizmet sunum kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.
Ayrıca, Avrupa Birliği mali desteğiyle yürütülmekte olan aile içi şiddetle mücadele için Kadın Konukevleri Projesi kapsamında mevcut durum analizleri ile eğitim ihtiyacı analizleri tamamlanmış olup şiddet mağdurlarına verilen hizmetlere ilişkin kurumsal hizmet kapasitesinin geliştirilmesi çalışmalarına da devam ediyoruz bu konuda.
Bütçeyle ilgili, ŞÖNİM'lere 2016 yılı için ayrılan bütçe ödeneği 8 milyon 643 bin Türk lirasıdır. ŞÖNİM'lerde çeşitli meslek gruplarında toplam 542 personel görev yapmaktadır. ŞÖNİM'ler bugün gerçekten iyi işlemektedir ama daha da geliştirilip orada bunların hem duyurulması hem de yaygınlaştırılması anlamında ortak çalışmaları yürütüyoruz.
Yine, soru sahibi Bihlun Hanım, soru "Erken yaşta evliliklerde son durum nedir?" Bihlun Hanım'la eski hukukumuz var, beraber ortak çalışmalarımız var. Erken yaşta evliliklerin yıllar itibarıyla durumu incelendiğinde her iki cinsiyet içinde yıllar itibarıyla azalmakta olduğu görülmektedir. Bu erken evliliklerle ilgili özellikle şunu söylemek istiyorum: Bakanlığa geldiğim ilk günden itibaren üzerine basa basa söylüyorum, kız çocuklarında okullaşma süresi, biliyorsunuz, 6,7; erkek çocuklarında 8,5 yıl. Kız çocuklarını biz birinci, ikinci ve üçüncü dört yılda okulda tutarsak, yani kız çocuğu 7 yaşında okula başlayacak ve 18 yaşında 12'nci sınıftan çıktığında ister üniversiteye gider ister çalışır iş sahibi olur ister evlenir, artık hayatını kurgulayabilir ve biz o çocukları, kız çocuklarını o süre içerisinde okulda tuttuğumuzda erken evlilikler, aile içi şiddet, çocuğun erken yaşta çalıştırılmak zorunda kalmasının önüne geçilmesi ve aile içi ensestten korumuş olacağız. Bunun için ortaöğretimde kız çocukları için -özellikle de kırsalda Orta Anadolu, İç Ege, Güneydoğu Anadolu, nerede ihtiyaç varsa- yurtlar yapıyoruz ve planladık ve bütün çocuklarımızı... Yani "Ben kızımı okula gönderemedim ekonomik nedenlerden yahut da imkân yoktu şehre gidemedik, ilçeye gidemedik." olmayacak. İnşallah, bütün kız çocuklarımızın on iki yıl okutulup, 18 yaşında, sağlam, her şeyiyle bir birey olarak topluma kazanılması için bütün çabamızı göstereceğiz inşallah.
2014 yılı verilerine göre 6-17 yaşta evlenen erkek çocuklarının toplam evlenmeler içerisindeki oranı binde 3, kız çocuklarının toplam evlenmeler içerisindeki oranı da yüzde 5,8'dir. Biyolojik motivasyon ve psikolojik motivasyon çok önemlidir, bir çocuğun biyolojik ve psikolojik motivasyonu tamamlanmadan evlenmemesi lazımdır, bunu da bir doktor ve bir anne olarak söylüyorum.
Yeterli herhâlde Bihlun Hanım.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim, sağ olun.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Evet, soru sahibi Ahmet Yıldırım, Sayın Vekilimiz: "Bir: Bütçede sosyal yardımlara ayrılan bütçenin oranı? İki: Muş'ta sosyal yardım alanlarının cep telefon numaraları AK PARTİ teşkilatlarına verilmiş." diye soruları vardı.
Birinci sorusunun cevabı: 2015 yılında kamu kaynaklarıyla yaklaşık 25,8 milyar Türk lirası sosyal yardım harcaması yapılmış olup bunun bütçeye oranı yüzde 4,8'dir, gayrisafi oranı yüzde 1,33'tür.
İkinci sorusunun cevabı: Sosyal yardım sürecinde bilgileri -sayın vekilimiz burada yok herhâlde- kaydedilen kişilerin...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ben ileteceğim.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - ...kişisel verilerinin korunmasına yönelik olarak 14 Eylül 2014 tarihinde yönetmelik yayınladık. Bu yönetmelik ile kişisel verilerin güvenliği ve paylaşılma usulleri düzenlenmiştir. Bu kapsamda veri paylaşımı yapılabilen birimler sadece kamu kurumları, yerel yönetimler ve Türkiye Kızılay Derneğidir. Bu düzenlememiz kişisel verilerin korunması anlamında ülkemizdeki ilk yönetmeliktir. Yani sosyal yardım alan vatandaşlarımızın kişisel verileri güvence altındadır. Bu nedenle Muş'taki iddialarınıza ilişkin gerekli araştırma yapılarak varsa sorumlular hakkında gerekli hukuki işlemleri yapıp gerekli incelemeleri başlatacağım.
Soru sahibi Ahmet Yıldırım, Sayın Vekilimizin sorusu: "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bütçesinde çocuk politikalarına ayrılan bütçe oranı nedir?"
Cevabımız: Çocuğa yönelik hizmetler için Bakanlık bütçesinden ayrılan miktar 2012 yılında 617 milyon 86 bin Türk lirasıyken 2016 yılına gelindiğinde 2,5 kat artarak 1 trilyon 538 milyon 941 bin 500 Türk lirasına yükseltilmiştir. Tahsis edilen bütçeyle çocuk destek merkezleri, yetiştirme yurdu, çocuk yuvası ve çocuk evlerinde koruma ve bakım altında bulunan çocuklarımızın ihtiyaçları ile aile yanında bakım ve destek hizmeti verilen koruyucu aile yanındaki çocuklarımız ve sosyoekonomik destek yardımı sunulan çocuklar için kullanılmaktadır.
Soru sahibi yine Sayın Vekil Ahmet Yıldırım, sorusu: "Kadın ve sağlık verileri?" Sağlık kuruluşlarında gerçekleşen -ki bu, Bakanlığımızın faaliyetlerini ilgilendirmiyor ama bir doktor olarak cevap veriyorum burada- doğumların tüm doğumlar içindeki oranı 2002-2014 yılları arasında, 2002 yılında 100 doğumdan 75'i hastanede yapılıyordu, 2014 yılına gelindiğinde 100 doğumdan 98'i hastanede gerçekleşiyor. Biz şimdi, hastanede doğumların gerçekleşmesi için diyoruz ki: Doğumunu hastanede yap, biz sana üzerine ücret vereceğiz ve orada yerel yönetimlerimiz de bunu desteklemek için çocuk paketleri veriyorlar, hediyeler veriyorlar, bunu özendirmek için de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Öteki taraftan, Rahim Ağzı Kanseri Ulusal Kanser Kontrol Programı'mıza göre beş yılda bir 30 ile 65 arası kadınlar taranmaktadır. Tarama programında beş yıllık hedef nüfus 15 milyon olup yıllık hedef nüfus 3 milyondur. 2015 yılı içerisinde hedef nüfusun 2 milyon 845 bin 642'si yani yaklaşık yüzde 83,71'i taranmıştır. Sağlık Bakanlığımız gerçekten bu konuda çok ciddi çalışmalar yapmaktadır ve bu rahim ağzı kanserleri konusunda da kamu spotları yayınlanmaktadır televizyonlarda, seminerler verilmektedir, yerel yönetimlerimizde sağlık programları içerisinde bilgilendirici programlar yapılmaktadır.
Meme Kanseri Ulusal Kanser Kontrol Programı'mıza göre ise iki yılda bir taranmakta ve mamografiyle hastanelere ait KETEM'lerde 40 ile 69 yaş arası kadınlar taranmaktadır. Tarama programında iki yıllık hedef nüfus 10 milyon olup yıllık hedef nüfus 5 milyondur. 2015 yılı içerisinde hedef nüfusun 1 milyon 815 bin 713'ü yani yüzde 30,92'si taranmıştır. Burada özellikle kırsal kesimde kadınlarımıza şunu söylüyoruz: Meme kanseri konusunda... Ki kadınlarımız meme kanseri, meme denildiği zaman sanki bunu bir utançla karşılıyorlar. Meme, senin bir organındır, hastalanabilir, bununla ilgili yapılacak her şey için sen de uyanık ol, hem bireysel muayene metotlarını öğretiyoruz hem de doktora ulaşma yol ve yöntemlerini öğretiyoruz.
Ülke çapında 2014 yılında birinci basamakta 350 bin kadına meme kanseri, 500 bin kadına rahim ağzı kanseri ve 800 bin kadın ile erkeğe kolorektal yani kalın bağırsak kanser taraması yapılmıştır.
Soru sahibimiz Zekeriya Temizel, Sayın Bakanım, sorunuz: "Yoksulluğu yönetiyoruz sadece, ihtiyaçları veriyoruz, mahkûm ediyoruz. İnsanların problemlerini kendinin çözmesini sağlamaya çalışmıyoruz." Evet sofistike bir sunumunuz vardı, teşekkür ediyorum hem eski bir bakan hem de bu konunun uzmanı olarak sizi zevkle dinledim.
Cevabımız: Biz sosyal yardımları iktisadi ve sosyal politikaları destekleyen bir araç olarak kullanıyoruz. Yoksullukla mücadelede sosyal yardımların 2 temel işlevi vardır. Yoksulluğun etkilerini azaltmak ve yoksulluğun bizatihi kendisini azaltmak. Kısa vadeli yoksullukla mücadelede stratejilerimiz kapsamında gıda, barınma, sağlık gibi sosyal yardımları yoksulluğun etkilerini azaltmak için kullanmaktayız. Orta ve uzun vadeli yoksullukta mücadele stratejilerinde ise sosyal yardımları yoksulluğun bizatihi kendisini azaltmak için kullanmaktayız.
Bakanlığımızın iş kurmaya yönelik proje destekleri, şartlı eğitim yardımı, istihdama yönelik yardımları, ücretsiz ders kitabı gibi uygulamalar bu kapsamda değerlendirilebilir. Özellikle şartlı eğitim yardımları, çocuklara, öğrencilere öğle yemeği yardımı ve taşımalı eğitimde taşıma ücretlerinin bizim tarafımızdan karşılanması. Burada toplumun insani gelişmişlik endekslerinin yükseltilmesi için eğitim oranlarının yükseltilmesi, yani çocuklarımızı okutmak için anneleri destekliyoruz ve bunu çocuklarımız için yapıyoruz.
Bu çalışmalar sonucunda yoksulluk oranlarını, Dünya Bankası ölçütlerine göre kişi başına 4,3 doların altında harcaması olan hanelerin nüfusa oranı 2002 yılında yüzde 30,3 iken 2014 yılında yüzde 1,62'ye indirdik, ancak biz bu gelişmeyi de yeterli görmüyoruz. Bu çerçevede yoksullukla çok boyutlu şekilde mücadele edilmesi, insani yoksulluk alanında kalıcı şekilde başarı sağlanması için, "İnsani Gelişmeye Geçiş Stratejisi" adıyla, ülkemizin ilk ulusal yoksullukla mücadele stratejisinin çalışmalarını yürütüyoruz.
İstihdamı çok önemsiyoruz, özellikle de "kadın istihdamı" diyoruz, "engellilerin istihdamı" diyoruz. Kadınların yarı zamanlı çalışmasını bir fırsat olarak görüyorum. Eğer kariyer sahibi bir kadın olarak ve aynı zamanda çocuk sahibi, anne olmuş bir kadın olarak benim çalışma şartlarımda yarı zamanlı bir dönemi olsaydı çocuklarımın küçüklük dönemleri ve onları emzirme dönemlerinde ve nöbete de kalan bir doktor olarak söylüyorum, çocuklarımı daha uzun süre emzirebilirdim ve yarı zamanlı çalışmayı da kullanmak isterdim.
Şimdi, yarı zamanlı çalışma kadınlar için gerçekten çok önemli bir fırsattır, hem kariyerlerini sürdürecekler hem de istedikleri sayıda istedikleri zaman çocuk sahibi olarak, o çocuklara da sağlıklı anne-çocuk ilişkisini yaşayacak süreçleri de kendilerine ayırmış olacaklar. Kendinin istihdamda bulunmadığı o süreç de bir başka kadın için bir istihdam fırsatı olacaktır.
Evet, soru sahibi Sayın Vekilimiz Ahmet Yıldırım, mesleki eğitimle işe yerleşme istatistiğini sordu. Cevabımız: Engelli istihdamı ve engelli mesleki eğitimi, bu konuda İŞKUR'un bir istatistiği mevcut değildir.
Soru sahibi Sayın Vekilimiz Gülay Yedekci. Sorusu: "6284 sayılı Kanun kapsamında alınan tedbirlere ilişkin bilgi verebilir misiniz?" Cevabımız: 6284 sayılı Kanun'da korunan kişi ile şiddet uygulayan ve uygulama ihtimali bulunan kişi hakkında alınabilecek korucuyu ve önleyici tedbirler ayrıntılı şekilde yer almıştır.
Türkiye genelinde toplam 40 şiddet önleme ve izleme merkezlerinde yani ŞÖNİM'de, şiddetin önlenmesiyle koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetleri verilmektedir.
Koruyucu tedbir kararları 6284 sayılı Kanun kapsamında, mülki amir veya hâkim tarafından şiddet mağduru hakkında, olayın niteliği dikkate alınarak hükmedilecek tedbirlere ilişkin kararlardır.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren verilen koruyucu tedbir kararları, 2015 Aralık itibarıyla koruyucu tedbirlere ilişkin veriler şu şekildedir: Barınma 3.012, geçici maddi yardım 314, korunma ise 15.430'dur.
Önleyici tedbir kararları, 6284 sayılı Kanun kapsamında, hâkim tarafından şiddet uygulayan ya da uygulama tehlikesi bulunan kişi hakkında, olayın niteliği dikkate alınarak hükmedilecek tedbirlere ilişkin kararlardır.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren verilen önleyici tedbir kararları 2015 Aralık itibarıyla, konuttan uzaklaştırma 30.454, iş yerine ve konuta yaklaşmama 64.882, hakaret, aşağılamada bulunmamaya yönelik alınan tedbir 83.595, alkol, uyuşturucu kullanmama 11.882'dir.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakanım ama tüm bunların arasında korumadayken öldürülen kadınların sayısını...
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Müsaade ederseniz diğerlerine devam edeyim, zaman işliyor.
Evet, soru sahibi yine Gülay Hanım.
BAŞKAN - Kalanlara cevabınızı yazılı olarak verebilirsiniz Sayın Bakan.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Evet, peki.
Bitti mi süremiz Sayın Başkanım?
BAŞKAN - Son bir dakikadasınız.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Son bir dakika.
O zaman şöyle kısa bir cevap vereyim. Soru sahibi Sayın Vekil Kadim Durmaz. Sorumuz: "2016-2019 Kadına Yönelik Şiddet Eylem Planı'nda toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusunun olmadığı görülmektedir. Neden toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu yapılmamıştır?"
Cevabımız: 2012-2015 Kadına Yönelik Şiddet Eylem Planı uygulama süresi 2015 yılı sonunda tamamlanmış olup, Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı 2016-2019 hazırlanmıştır. 2016-2019 Eylem Planı'yla yasal düzenlemelerin yapılması ve etkinliğin artırılması, farkındalık yaratma ve zihniyet dönüşümünün sağlanması, koruyucu ve önleyici hizmet sunumu ve şiddet mağdurlarının güçlendirilmesi, sağlık hizmetlerinin uygulanması ve sunumu, kurumlar arası iş birliği ve politika geliştirme olmak üzere 5 temel alanda iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
2016-2019 Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinde hazırlanmış olup, eylem planında yer alan hedeflerde ve eylem planının metni içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliğine atıf yapılmaktadır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, teşekkür ediyorum sayın vekiller.