KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Komisyon üyeleri bir anda boşaldılar ama biz görevimizi yerine getirelim.

Şöyle: Bu 12'nci madde bir uyum maddesi; bazı kanunlar çıkacak, onun yerine var olan 2010 yılı kanunu girecek ama tabii, hızlıca ilerlemeye başladı süreç. Şunun adını doğru koymamız gerekiyor: Büyük bir çaba sarf edildi, sarf ediliyor.

Derdimiz çok açık, "sokak hayvanları" dedikleriniz ya da "sahibi olmayan hayvanlar" olarak adlandırılanlar, diğer bir deyimle, belirli kesimler tarafından "başıboş hayvanlar" olarak adlandırılanlar doğanın bir parçası, doğal dengenin de bir parçası. Yine, öbür tarafta, "gönüllüler" dediğimiz insanlar bunların can dostları ve bugün yaşanan sorunların daha da büyümesini engelleyen temel faktör bunların sistemden çıkarılması. Bütün bunları göz önüne aldığımızda, bu hayvanların toplanıp bütününün barınaklara hapsedilmesini, orada ölüme terk edilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz; bu olacak iş değil. Gerçekten nereden bakarsanız bakın, bu kadar hayvanı, hem de doğanın bir parçası olan, doğal dengenin bir parçası olan, insanların sosyal yaşamının bir parçası olan "sahipsiz" dediğimiz, sokakta, mahallede, apartman kenarlarında, parklarda aslında sahibi olan bu canlıları, doğada, tarihte, kültür yapımızın içerisinde bekçi ve koruma görevi ve sorumluluğu olan ve bunu yerine getiren bu hayvanları bu şekilde ölüme terk etmeyi kesinlikle kabul etmiyoruz; bu doğru değil. Bu yasa eğer Komisyondan çıktığı gibi Parlamentoya gelecek olursa bu yüzyılda, dünyanın geldiği bu noktada, zaten sürekli gözyaşıyla, sürekli katliamlarla, sürekli insanları öldürmekle, sürekli kadın cinayetleriyle, sürekli ölümlerle, sürekli kan, şiddet, gözyaşıyla sulanmış bu topraklar, yeniden yeni bir katliam süreciyle aslında ne kadar da ölümden beslendiğini, ne kadar şiddeti sevdiğini, ne kadar şiddetten yana olduğunu ortaya koyacaktır. Kaldı ki...

Sayın Başkan, özür dilerim, bitiriyorum.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Estağfurullah, buyurun.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ya, toplumu böyle karpuz gibi ikiye böldük. Oysa, uzun zamandır ne diyoruz? "Toplumsal barışa ihtiyacımız var." diyoruz, "Bir arada olmaya ihtiyacımız var." diyoruz, "Yeni ayrışmalar değil, bizi bir arada tutacak toplumsal değerlere ihtiyacımız var." diyoruz ama âdeta Parlamentoda da Mecliste de bu konuda hayvan sevenler, "Hayvanları yaşatalım." diyenler ile "Hayvanları öldürün." diyenlerin açık bir yönetim tarafından ayrıştırıldığı, birilerine kolaycılık, birilerine zorluk yaşatıldığı bir tarihsel dönemi yaşadık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Pardon, buyurun.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlar; kısaca, gerçekten bu kanun, benim bu Parlamentoda gördüğüm "ölüm" kelimesinin en çok geçtiği ve hayatımızın parçası olan köpekleri âdeta katletme yasasıdır. Bakanlık yetkilileri şöyle bir dönün, bir bakın kendinize; yirmi yıldır, 2004 yılında çıkan yasa, 2020 yılında bazı maddeleri değiştirilen yasa, 5199 sayılı yasa, kim bunun sorumlusu? Kim, niye yapmadı? Neden bununla ilgili bir tek ama bir tek kelime söylenmez? Neden bununla ilgili bir gerekçe ortaya konmaz? Ya, bir şey deyin; "Savaştaydık." deyin, "Uzaydaydık." deyin, "Başka bir yerdeydik." deyin, "Bu ülkeyi unuttuk." deyin, "Başka işler yapmaktan buna zaman kalmadı." deyin ama bugün geldiğimiz noktada bu hayvanları öldürmeyi doğru bulmuyorum, gerçekten doğru değil. Ben -meslektaşımızsınız- biliyorum ki sizin vicdanınız öyle değil, biliyorum ki tek bir köpeğin ölmesine, öldürülmesine razı değilsiniz; buna ben inanıyorum, arkadaşlarımın da öyle düşündüğüne inanıyorum. O zaman bizi bağlayan ne, bizi sınırlayan ne? Çok şey geçmiş değil, Bu Komisyondan bu kanun da çıkabilir ama Parlamento süreci var, bunu Parlamentoya getirmeyin, bu şekilde kalabilir, en azından tartışılmış olur. Eğer gerçekten sorunu çözmek istiyorsanız tekrar tekrar bir araya gelelim, gerçekten toplumsal meseleye dönüşmüş bu sorunu hep birlikte çözmek için yeni bir yol, yeni bir çözüm üretelim.