ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri ve bürokratlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tarım sektörü ve gıda güvenliği ülke bağımsızlığı için büyük önem taşıyor. Bunun için de bilinçli, modern tarım ve çiftçilik faaliyetlerinin yaygınlaştırılmasına hassasiyetle eğilmemiz gerekiyor ancak biz hâlâ tarımsal ürünlerdeki kimyasal kalıntılar konusunda gereken adımı atabilmiş değiliz. Bunu nereden anlıyoruz? Avrupa Birliği Komisyonu Gıda ve Yem İçin Hızlı Uyarı Sistemi'nin (RASFF) verilerinde açıkça görüyoruz. RASFF portalı üzerinde 2023 yılı içerisinde toplam 4.680 bildirim oluşturulmuş, bunlardan 359 tanesi Türkiye orijinli ürünler; Türkiye 359 bildirimle en çok bildirim yapılan orijin ülke durumunda. “Nelere bildirim yapılmış?” derseniz, ne yok ki? Yeşil biber, limon, kuru incir, kimyon tohumu, nane, susam; aklınıza ne gelirse. Son olarak da Türkiye'den İtalya'ya ihraç edilmek istenen Antep fıstığının izin verilenden 7 ila 9 kat fazla aflatoksin tespit edilmesi nedeniyle iade edildiği haberlerini hepimiz takip ettik. Vatandaşlar bu konuya ilişkin ciddi bir kaygı duyuyor. Mesela, bu Antep fıstıkların akıbeti ne oldu? Bunun cevabını sizden bekliyoruz.

RASFF bildirimleri durumun vahametini ortaya koyuyor, evet, ancak Allah'tan RASFF var da bizde ürünlerdeki kalıntıları öğrenmiş oluyoruz. Resmî verilere göre tarımda kimyasal ilaç kullanımında yıldan yıla ciddi bir artış yaşanıyor. Bu konuyu geçtiğimiz yıl Bakanlığınıza soru önergesiyle yöneltmiştim ancak ne yazık ki içeriği boş bir cevap verdiniz ancak bu geçiştirilecek bir konu değil, önemli bir konu. Nihayetinde, mevzubahis çocuklarımızın, toplumun gelecek kuşakların sağlığı.

Zaman kısıtından ötürü tekrar önergemi okumak istemiyorum ancak ben bu önergeyi Sayın Muş’a da burada iletmek istiyorum. Başkanım, biz önergemize cevap alamadık, üç buçuk ayda içeriği dolu bir cevap alamadık; sizin bunu alacağımızdan biz eminiz, bu konuda yardımınızı rica ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Soru kısmında sorun, cevap gelmezse ben yazılı alırım.

ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Bakanlığın bir diğer faaliyet alanı da malum, ormanlarımız. Orman Genel Müdürlüğünün faaliyet raporuna bakıldığında, 2023 yılında 2.579 orman yangınının çıktığı görülüyor. Bir yılda toplam 15.520 hektarlık alanda orman yangını çıkmış, bir şekilde bunun önüne geçmeliyiz Sayın Bakanım; bütçeyse bütçe, personelse personel, siyasi iradeyse biz buradayız; ne gerekiyorsa burada, en yetkili Komisyonunda, Plan ve Bütçe Komisyonunda hep beraber yapalım; 2025 bütçesini bitirdiğimizde de aklımız, vicdanımız rahat bir şekilde dönelim diye düşünüyorum.

Tabii, bu arada eğer ki Orman Genel Müdürlüğünüz diyorsa ki “Biz yangınla mücadele edebiliyoruz da rantla, talanla mücadele edemiyoruz.” o ayrı; o zaman da yine iş bize, siyasilere düşer. Gelin, burada katı kanunlarla, her orman yangınının ardından kaşla göz arasında oraya beton yığılmasına, deniz kenarlarına oteller yapılmasına, lüks konutlar yapılmasına karşı çıkacak bir kanun inşa edelim.

Bir de ormanlarımızın tek düşmanı yangınlar değil Sayın Bakanım, siz de biliyorsunuz, daha büyük bir düşmanı daha var ki o da vahşi madencilik, hem de ormanlara yangınların verdiğinden daha uzun sürecek bir zarar veriyor. Çanakkale Bayramiç’te Cengiz Holdinge ait Truva Madencilik bir faaliyette bulunuyor. ÇED raporuna itiraz edilmiş olmasına rağmen, hâlâ Danıştay da karar vermemişken, yargı yolu devam ediyorken ağaç kesimine başlandı.

Şimdi, merak ediyorum; Cengiz Holding olası çıkacak bir Danıştay kararını mı tanımamaktadır yoksa daha da kötüsü, Danıştaydan zaten ne kadar çıkacağını mı bilmektedir de bu ağaçları kesmektedir? Sizden geri dönüşü olmayacak bu ağaç kesimine karşı Tarım ve Orman Bakanı olarak ne yapmayı planladığınızı duymak istiyoruz.

Teşekkür ediyorum.

Bütçemizin hepimize hayırlı olmasını diliyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.