Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ç) Türk Standardları Enstitüsü d) Türk Patent ve Marka Kurumu e) Türkiye Bilimler Akademisi f) Türkiye Uzay Ajansı g) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ğ) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı h) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ı) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı i) Kalkınma Ajansları (Ankara, Bursa Eskişehir Bilecik, İstanbul) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .11.2024 |
ERSAN AKSU (Samsun) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Komisyonumuzun Değerli Başkanı ve Değerli Komisyon üyelerimiz, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanımız ve Bakan Yardımcılarımız ve kurum müdürlerimiz, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın 2025 yılı bütçesinin ülkemize ve aziz milletimize hayırlı olmasını, bereketli olmasını temenni ediyorum.
Tabii, benden önceki parti sözcülerimiz kapsamlı ifadelerde bulundular ve yararlı şeyler de söylediler bence, gayet verimliydi ama bir hususu paylaşmakta fayda görüyorum. Gerçekten, yapılan çalışmaların yanında, kısa vadeli perspektifimizi de tanımlayan bazı “yapacağız” “Şu çalışmaları ortaya koyacağız.” noktasındaki yaklaşımlara bazı muhalefet sözcülerimiz sanki tamamen “ceğiz” “cağız” formatında bir bütçe sunumu gibi eleştiri getirdiler. Açıkçası, bu bize göre vicdani olmaktan bir miktar uzak, bunu özellikle ifade etmek istiyorum ve bu kapsamda da TB3’ten, Akıncı’dan İHA’dan, ANKA'dan AKSUNGUR’dan, ANKA3’ten, TCG ANADOLU'dan, KIZILELMA’dan HÜRKUŞ’tan HÜRJET’ten bahsetmeyeceğim ama özellikle AR-GE harcamalarının 1,2 milyar dolardan 6,1 milyar dolara çıktığını -cağız değil- ifade etmek istiyorum. AR-GE personeli sayısının 29 binden 291 bine çıktığını ifade etmek istiyorum. Yine, sanayide çalışan sayımızın 3,9 milyondan 6,9 milyona çıktığını ifade etmek istiyorum. Bu süreçte teknopark sayısının 2’den 104'e çıktığını ifade etmek istiyorum. Yine, 24.400 halka açık şarj istasyonuyla Avrupa'da lider durumda olduğumuzu ifade etmek istiyorum ve teknoloji geliştirme bölgelerine 11 milyar TL altyapı desteği sağladığımızı, uluslararası bilimsel yayın sayısında 22'nci sıradan 14'üncü sıraya çıktığımızı, yerli patent başvurularında dünyada 12'nci sırada olduğumuzu, marka başvurularında dünyada 4’üncü sırada olduğumuzu ve yine tasarım başvurularında da dünyada 2’nci sıraya yükseldiğimizi ifade etmek istiyorum. Model fabrika sayımızı, özellikle bölgem olan Samsun’daki eklemeyle beraber 10’a yükselttiğimizi ifade etmek istiyorum ve savunma sanayisinde yerli ürünlerimizin payının yüzde 20'den yüzde 80'e çıktığını tekraren vurgulamak istiyorum.
Evet, değerli arkadaşlar, elbette ki yeterli midir? Elbette ki daha fazla üstüne konulması beklentisi dile getirilebilir ama herhangi bir şey yapılmamış gibi bir yaklaşım içerisinde olunması ya da ifade edilmesi bizim açımızdan kabul edilebilir bir durum değil. Yine, tohum öncesi yatırım sayısında da Avrupa 1’incisi olduğumuzu ilave olarak belirtmek isterim.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız sanayi sektörünün gelişimini teşvik etmekte ve endüstriyel dönüşümü desteklemekte, kalkınmamıza destek olacak yenilikçi teknoloji projelerini teşvik ederek araştırma-geliştirme faaliyetlerini yürütmektedir. Sunulan desteklerle yenilikçi ve sürdürülebilir ekonomik politikaların oluşmasına katkı verilmekte, üretim ve istihdamda verimliliği artıran, çevreci ve yeşil dönüşümü destekleyen politikalar izlenmektedir.
Değerli milletvekilleri, teknolojik gelişmelerin dönüştürücü etkisiyle iklim değişikliği ve pandemi gibi sınamalar neticesinde küresel üretim tedarik ve ticaret dinamikleri yeniden şekillenmekte ve dünyada yeni üretim merkezlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye, yaşanan bu değişimin getirdiği yeni fırsatlardan istifadeyle hızla gelişen ve büyüyen sanayi ve teknoloji altyapısı, nitelikli genç insan kaynağı, jeopolitik ve jeostratejik konumu gibi birçok avantajıyla ön plana çıkmaktadır.
Ülkemizin teknolojik gelişim kapasitesini ve rekabet gücünü yeşil ve dijital dönüşümle entegre ederek artırmamız kritik önemi haizdir. Bu doğrultuda, yeşil ve dijital dönüşüme uyum sağlanması için öncelikli sektör ve alanlarda nitelikli AR-GE insan kaynağının geliştirilmesi, özel sektörün mezkûr dönüşüme yönelik yenilikçi kabiliyetlerinin artırılması, AR-GE finansmanına yönelik etkin mekanizmaların oluşturulması son derece önemlidir. Bu noktada, biraz önce de ifade ettiğimiz gibi, AR-GE harcamalarının 1,2 milyar dolardan 16,1 milyar dolara yükselmesi ve yine bu noktadaki personel sayısının da 291 bine yükselmiş olması fevkalade sevindiricidir.
2022 yılında başlatılan araştırma üniversitesi uygulaması kapsamına alınan 23 üniversitenin desteklenmesine bu süreçte de devam edilmekte. Araştırma Üniversiteleri Destek Programı kapsamında devlet araştırma üniversitelerine YÖK tarafından eşleştirildikleri odak alanlarda kullanılmak üzere ilave bilimsel araştırma proje bütçesi tahsis edilmektedir. 59 adedi 2024 yılı içerisinde olmak üzere AR-GE merkezi sayısı 1.326’ya, bu merkezlerde çalışan AR-GE personel sayısı da yine 90 binlere yaklaşmıştır. 21 adedi 2024 yılı içerisinde olmak üzere tasarım merkezi sayısı yine 333 ve bu merkezlerde çalışan personel sayısı da 8 binleri geçmiş durumdadır. 2024 yıl içerisinde 60 şehirde 104 teknoparkın kuruluşu gerçekleştirilmiş durumdadır. Bakanlığın ortaya koyduğu vizyon ve sağlanan desteklerle araştırma üniversiteleri, AR-GE merkezleri, tasarım merkezleri ve teknoparklarla devasa bir altyapı oluşturulmuş ve böylece, gençlerimize katma değerli teknolojik üretimin kapıları sonuna kadar açılmış durumdadır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'yi bölgesinde yüksek teknolojili üretim merkezi hâline getirecek büyük ölçekli yatırımlar hız kazanmıştır. 2024 yılında HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı geliştirilerek yarı iletkenler, mobilite, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme, uzay ve bu alandaki değer zincirlerini geliştirecek 30'un üzerinde başlıkta vergi teşvikleri ve hibe desteklerinden oluşan toplam 30 milyar dolar tutarındaki kaynağın yüksek teknoloji yatırımları için tahsis edilmesi öngörülmektedir.
Artık uzay dediğimiz dev bir ekonomiden bahsediyoruz. Yıllık 600 milyar dolara varan bir yatırım yapılıyor uzay araştırmalarına. On yıl içerisinde bu rakamın 1,5 trilyon dolara ulaşması öngörülmekte. Uydular bunun önemli bir parçası ve Türkiye uydu sistemlerini hızla geliştirme çabasında olan bir ülke, kendi imkânlarıyla üretebilen bir ülke aynı zamanda. Bu alanda rekabetçi ve iyi bir altyapımız olduğu aşikâr. Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkeziyle tüm uydu geliştirme faaliyetlerini uzayın tümüyle simüle edilebildiği bir altyapıda kendi imkânlarımızla gerçekleştirebiliyoruz. Yine, bu kapsamda 2023 yılında yerli ve millî ilk metre altı çözünürlüğe sahip yer gözlem uydusu İMECE uzaya fırlatıldı. 2024 yılında ülkemizin yerli ve millî olarak geliştirilen ilk haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A uzay yolculuğunu gerçekleştirdi. TÜRKSAT 6A Türkiye, Avrupa ve Güney Asya'da geniş bir coğrafyayı kapsayan alanda hizmet verecek ve Türkiye uydularının ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara çıkmış durumda. Bu, hepimiz için büyük bir gurur kaynağı değil midir? Emeği geçenlere bu noktada teşekkür ediyorum.
Millî Uzay Programı birinci safha çalışmaları kapsamında 2024 yılında uzaya bilimsel misyonları gerçekleştirmek üzere, biraz önce arkadaşlarımızın da ifade ettiği üzere, Alper Gezeravcı ilk Türk vatandaşı olarak gönderilmiş ve on sekiz gün süren görev süresinde mikro yer çekimi ortamında 13 bilimsel deney gerçekleştirmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yapay zekâ teknolojisi günümüzde pek çok alanda kullanılmaya başlanmış, her geçen gün daha da yaygınlaşarak direkt veya dolaylı olarak hayatımızda daha fazla yer edinmektedir. Bakanlık “Yapay Zeka Uzmanlık Eğitimi Programı” adıyla yapay zekâ alanında insan kaynağı yetkinliklerinin artırılmasını hedefleyen bir eğitim programı başlatmıştır. Program sektörün öncü firmalarıyla iş birliğiyle gerçekleştirilerek yapay zekâ alanında en çok ihtiyaç duyulan veri işleme ve entegrasyon uzmanlarının yetiştirilmesini amaçlamaktadır. Program kapsamında gerçek zamanlı veri işleme ve model geliştirme, paralel işleme, veri uyumlaştırma, veri etiketleme otomasyonu ve füzyonu gibi konularla birlikte veri tabanları ve bulut sistemler alanlarında veri işleme ve entegrasyon uzmanlığı eğitimi verilmektedir. 2024 yılında buna ilave olarak yapay zekâ, otonom sürüş teknolojileri ve çip tasarımı olmak üzere üç odak alanda yine uygulamaya geçilmiştir.
Türkiye'de çok güçlü bir otomotiv sanayisi mevcut. Hâlen 13 marka üretim yapıyor ve bunların 8’i küresel markalar değerli arkadaşlar. Türkiye'de bir yılda üretilen otomobil sayısı 1 milyon 300 bine yükseldi. “Üretilemez.” denilen ve âdeta alay konusu edilen yerli Togg otomobilimizin artık Anadolu'nun en ücra köşelerinde bile gururla arzıendam ettiği hepimizin malumu. 2032 yılına kadar 1 milyon üretim yapılması planlanmakta. Sedan modeli Togg 10F’nin de 2025 yılı Mart ayı itibarıyla piyasada ve sokaklarda yerini almaya ve vatandaşlarımızın hizmetinde olmaya başlayacağını ifade etmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, organize sanayi bölgeleri, şehirlerin ve ülkenin kalkınmasında, istihdamda en önemli lokasyonlardır. Sürdürülebilir sanayi ve teknoloji ekosisteminin oluşturulması için sanayi bölgelerinde rekabetçi ve çevre dostu üretimin teşvik edildiğini hepimiz görüyoruz. Özellikle İstanbul'daki sanayi üretiminin Anadolu'ya yayılması noktasında, Anadolu'ya daha fazla bu noktada pozitif ayrımcılık yapılması noktasında biraz önce Selim Bey'in ifade ettiği hususu da teyit ederek ifade etmek isterim Değerli Bakanım. Ülkemizde ilan edilen OSB sayısı 326'ya, kredi desteği verilen sanayi sitesi sayısı 497'ye ulaştı. Organize sanayi bölgelerimize dünyayla rekabet edecek yenilikçi teknoloji barındıran yatırımcı gelmesi de son derece önemlidir. Bu yönde yapılan ve yapılacak anlaşmaların son derece kıymetli olduğunu belirtmek isterim; emeği geçenlere ve bahusus Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın ana sponsor olduğu girişimcilik finansmanının güçlendirilmesi amacıyla kurulan Teknoloji ve İnovasyon Fonu'yla teknoloji odaklı girişimlere yatırım yapılmaktadır. Türkiye teknoloji girişimciliği ekosisteminde 1 milyar dolar olan Turcorn'ların sayısı 7'ye ulaşmıştır. Bakanlıkça Türkiye'nin teknoloji girişimciliği ekosistemine yeni Turcorn'lar kazandırmayı hedefleyen Turcorn-100 Programı başlatıldı. Programda yer alacak girişimcilere yol gösterici ve paydaş desteği hızlandırma programları, yurt dışı misyon desteği, alan bazlı danışmanlık, nitelikli iş birliği ağlarına ve finansal kaynaklara erişim gibi birçok imkân sunulmakta. Program kapsamında 2024 yılında yeni paydaşlıklar, yeni dönem başvuru koşulları ve yeni program ayrıcalıkları konularında çalışmalar yapılmış, 15 Turcorn adayı firma Turcorn-100 programına seçilmiştir. Türkiye'nin girişimcilik ekosisteminin küresel bir cazibe merkezi hâline getirilmesi amaçlanmaktadır. Yine, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
2002 yılında yüzde 20 düzeyinde olan savunma sanayisi yerlilik oranı 2023 yılı itibarıyla yüzde 80 düzeyine ulaşmıştır. AR-GE çalışmalarına ayrılan kaynak da biraz önce ifade ettiğimiz gibi çok ciddi bir noktaya ulaşmış durumdadır. Geçmişte piyade tüfeği dahi yurt dışından tedarik edilirken bugün Türkiye, modern piyade tüfeklerini, zırhlı araçları, fırtına obüslerini, İHA, SİHA, TİHA sistemlerini, taarruz ve genel maksat helikopterlerini, eğitim uçaklarını, elektronik harp sistemlerini, akıllı mühimmatları, füzeleri, hava savunma sistemlerini, savaş gemilerini, millî muharip uçağını ve daha birçok ürünü tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine geldi. Sağlanan bu ilerlemeler adı konulmuş veya konulmamış ambargolara ve engelleme çabalarına rağmen başarıldı. Bütün bu gelişmeler sayesinde ihracatta ciddi bir artış sağlanarak 2002 yılında 0,2 milyar dolar yani yaklaşık 250 milyon dolar olan savunma sanayisi ihracatımızın 2023 yılında 5,5 milyar dolar seviyesine ve 2024 yıl sonu itibarıyla da 6,6 milyar dolar seviyesine ulaşması beklenmektedir.
Savunmada yıllar içerisinde parasını verdiğimiz ürünlere konulan ambargolar nedeniyle "Nereden ithal edebiliriz?" diye kara kara düşünülürdü; bugün ürettiğimiz rekabetçi teknolojiyle "Nereye ihraç etmeyi tercih ederiz?" noktasına gururla gelmiş durumdayız.
Ülkemiz ve aziz milletimiz kazanımlarını geriye götürecek hiçbir müdahaleye ve ortama izin vermeyecek, önüne çıkacak takozları da yolundan kaldırarak güçlü bir şekilde yoluna devam edecektir kanaati içerisindeyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanayide yeşil dönüşümün desteklenmesi amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB, TÜBİTAK ve Dünya Bankası arasında Türkiye Yeşil Sanayi Projesi hayata geçirilmiştir. TÜBİTAK tarafından AR-GE ekosistemine yön vermek amacıyla 2024'ün ilk dokuz ayında özel sektöre yönelik destek programları kapsamında 2.276 firmanın 2.805 AR-GE projesine 2,47 milyar lira; akademi ve kamuya yönelik destek programlarına da 184 üniversitenin 5.507 AR-GE projesine 3,28 milyar lira, bilim insanlarına yönelik destek programları kapsamında 91.543 bilim insanı ve gencimize de 2,98 milyar lira destek sağlanmıştır.
Ekim 2024 tarihinde İstanbul'da Türk Devletleri Teşkilatı 1. Sanayi ve Teknoloji Bakanları Toplantısı gerçekleştirilerek sanayi, bilim, teknoloji ve inovasyon alanlarında Türk devletleri arasındaki dayanışmayı pekiştirecek, bölgesel bağları kuvvetlendirecek, ortak çıkarlarımız doğrultusunda ortak üretimimizi artıracak değerlendirmeler ortaya konulmuş ve bu değerli çalışmayı organize eden Bakanlığımıza ve Sanayi Bakanımıza özellikle teşekkürü bir borç biliyorum.
Değerli milletvekilleri, insan zihni, teknoloji ile medeniyeti otomatik olarak özdeşleştiriyor ama bu nasıl medeniyet ki bilim ve teknoloji gücünü yaratılmışların en üstün olan insanı yok etmek için kullanmakta. İnsanlık son örneğini en vahşi şekilde Gazze'de gördüğümüz üzere, hiçbir kuralı olmayan bir teknoloji vahşetine düçar olmuş durumda. 50 bin şehit ve 100 binin üzerinde yaralı. Modern teknolojiyi soykırım için kullananlar katlettikleri insanlara medeniyet ve demokrasi götürdüklerini iddia ediyor. Bu nasıl bir medeniyet? Oysa bizim bildiğimiz ve inandığımız anlamda medeniyet, teknolojiyi insanların huzuru, sağlığı ve mutluluğu için kullanmaktır. Devletlerin medeniyet seviyesini teknolojik üstünlükleri asla belirlemiyor aksine, insanî değerlerden yoksun ve çukur durumlarını ortaya koyuyorlar.
Bu noktada, Türkiye'de 2018'de doğan ve insanlık için bir umut ışığı olan bir husustan, TEKNOFEST'ten bahsetmek istiyorum. TEKNOFEST milletimizin gerçekleşmiş rüyasıdır ve medeniyet değerlerine sahip gençlerimizin teknolojinin mevcut en ileri noktasından eklemlenerek "ben de yapabilirim" öz güvenini yaşayabilmesini sağlayan bir çalışmadır. Gençlerimiz artık hamasi söylemlerden uzak, gerçekçi ve heyecan dolu yerli ve millî teknoloji üretiminin bir öznesi durumuna gelmiştir. TEKNOFEST son iki yüz yıldır bu ülke insanına giydirilen deli gömleğinin yırtılıp atılarak tarih sahnesine güçlü bir şekilde dönmenin adımlarının atıldığı bir süreci barındırmaktadır. Bu nedenle biraz önce Selim Bey'in bu konudaki pozitif yaklaşımına ve ifadelerine de özellikle teşekkür ediyorum.
2022 yılında Samsun'da gerçekleştirdiğimiz ve ilkokul çağı yavrularımızın dahi gururla gelecek adına kendisine hedefler koyduğuna şahit olduğumuz Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nin sonuncusu bu sene Ekim 2024'te Adana'da düzenlendi. Festivalde bu yıl ilk kez kablosuz haberleşme, blok zincir, hava savunma sistemleri, finansal teknolojiler, insansız deniz aracı, akıllı WİFİ kapsama, nükleer enerji teknolojileri vesair alanlarda 50 ana ve 128 alt kategoride teknoloji yarışmalarına 100 ülkeden, 81 ilden 790 binin üzerinde takım ve 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvuru yapmış durumda ve festivale 2018'den bu zamana 10 milyonu aşkın ziyaretçi katılmıştır. Bu noktada da emeği geçenlere özellikle teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin kalkınmasında potansiyelinin ortaya konularak verimlilik sağlanması ve bölgesel gelişmişlik farkının azaltılarak refahın ülke sathına yayılması ve yatay büyümenin sağlanması noktasında bölgesel kalkınma ajansları son derece kıymetlidir. 2024-28 yıllarını kapsayan Ulusal Düzeyde Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi'nin yerel düzeyde 26 bölge planı, merkezî ve yerel ilgili tüm kurumlarla iş birliği içerisinde hazırlanmaya devam edilmektedir.
Yine Çalışan ve Üreten Gençler Programı kapsamında genç işsizliğin görece yüksek olduğu ve kadın istihdamının da düşük olduğu bölgelerde özel sektör yatırımcıları için emek yoğun sektörlerin kullanımına uygun yatırım alanları tahsis edilmektedir.
Millî Teknoloji Hamlesi Vizyonu doğrultusunda rekabetçi, sürdürülebilir ve sanayi ekosistemini güçlendirecek, bölge coğrafyası ve uluslararası kuruluşların ihtiyaç duyduğu hizmetlerin bağımsız ve tarafsız olarak verilebilmesini sağlayan TSE Ankara Kalite Kampüsü Projesi yüzde 90'ın üzerinde tamamlanmış durumdadır ve bu projeyle 40 bin metrekarelik laboratuvar alanında sanayicilerimizin test ve deney ihtiyaçları karşılanacaktır.
Değerli milletvekilleri, milletvekili olmaktan gurur duyduğum Samsun'a değinmeden geçemeyeceğim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Samsun'u seviyoruz biz.
ERSAN AKSU (Samsun) - Evet, çok konuşulduğu için Veli Bey de haklı olarak belki "aha" diye bir teşebbüste bulunuyor ama şunu paylaşmak istiyorum: Veli Bey, biz de Malatya'yı seviyoruz bu noktada
Tabii, muhalefet milletvekillerimizden Erhan Bey'e ve yine Murat Çan Bey'e özellikle Samsun OSB alanının genişlemesi ve yasal düzenleme yapılması noktasındaki desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum.
Kıyı Kanunu'nun düzenlenmesiyle ilgili mevzu gerçekten de şehrimizde yapılacak yatırımların önemi açısından son derece kıymetli. Özellikle biraz önce Bakanımızı dinlerken illere dönük...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERSAN AKSU (Samsun) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Süreyi uzatmak için Samsun'u en sona bıraktınız ama Samsun olduğu için süreyi veriyorum.
ERSAN AKSU (Samsun) - Evet, Sayın Bakanım, illerimize dönük ve genç istihdamı da teşvik noktasında yatırım teşvikleriyle ilgili olarak, sizlerden 19 Mayıs ve gençlik şehri olan Samsun noktasında özellikle teşvik kapsamına makine sanayisi, otomotiv sanayisi ve yine savunma sanayisiyle, özellikle Türkiye'de dünyaya namzet olacak nitelikte üretilen tıbbi cihazlar alanında teşvik kapsamına Samsun’u almanız hususunda özel bir istirhamımız olduğunu ifade etmek istiyorum.
Yine, özellikle, kuzeyin merkezi olan Samsun’umuzun kuzeyin üretim üssü olma yolunda hızlı adımlarla ilerlediğini ve her türlü ulaşım imkânına sahip olan Samsun’un, Komisyon Başkanımız Sayın Doktor Mehmet Muş’un yoğun gayretleri sonucunda… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERSAN AKSU (Samsun) – …OSB parselleri ve büyük OSB’ler sayesinde ulusal ve uluslararası büyük yatırımları cezbeder hâle geldiğini ve bu noktada Sayın Komisyon Başkanımıza, Sayın Bakanımıza ve kuzeyin merkezine apayrı önem vermesi nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yenilenen ve gelişen dünyada ülke olarak kendimizi geliştirmek, rekabet gücümüzü artırmak durumundayız. İktidarı ve muhalefetiyle her birimiz taşın altına elimizi koymak ve el birliğiyle refah düzeyimizi yükseltmek durumundayız. Ayrıştırarak değil, birleştirerek varlığımızı koruyabiliriz.
Bu duygu ve düşüncelerle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın 2025 yılı bütçesinin tekrar hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ – Teşekkür ediyorum.