KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Değerli Başkanım, ben de çok teşekkür ediyorum.

Öncelikle, bütün arkadaşlarımız aynı kanaatte. Özellikle, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanun Tasarısı'nın tali komisyon olarak KEFEK'e gelmiş olması iyi bir şey. Daha önce yaşanılan sıkıntıların da öncesinden fark edilip Komisyonumuza taşınması memnuniyet verici diye düşünüyorum. Bu vesileyle teşekkür ediyorum göstermiş olduğunuz hassasiyet için.

Öncelikle, şunu paylaşmak isterim: 2012 yılında Türkiye İnsan Hakları Kurumu kurulduğu zaman, biraz evvel arkadaşlarımızın göstermiş olduğu ve söylemiş olduğu bütün hassasiyetler dikkate alınarak, tüm sivil toplum kuruluşlarından görüşler alınarak, kanaatler alınarak Meclise taşınmıştı 2012 yılında hem İnsan Hakları Kurumu hem de Kamu Denetçiliği Kurumu oluşturulurken. Özellikle, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu olduğu için burada özellikle altını çizerek söylemek istiyorum: İki kurum içinde de kadın temsilcilerimizin var olması için Komisyon başkanlarımız -ki Azize Sibel Gönül Başkanımızı şükranla anıyorum- çok ciddi mücadeleler verdi ve kamu denetçisi olarak bizlerden birisi, bir kadın olarak Serpil Hanım'ın orada görev alması sağlandı ve başarıyla işini götürüyor. Ben kendisine çok teşekkür ediyorum. İnsan Hakları Kurumuna da yine iki hanım arkadaşımız seçildi. Bir tanesi Fatma Benli, avukat ve uluslararası tecrübeye sahip, Birleşmiş Milletlerde akredite olan bir sivil toplum örgütünün başkanıydı ve insan hakları konusunda inanılmaz mücadeleler vermiş bir kadındı ve İnsan Hakları Kurumunda görev aldı. Diğer de, hepinizin bildiği, Serap Yazıcı Hocamızdı. İki kadın İnsan Hakları Kurumunda görev aldı 2012 Bakanlar Kurulu kararıyla birlikte.

Tabii, bu Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanun Tasarısı'nın yeniden ele alınmasının en önemli sebebi şu: Aksayan taraflarımızın var olduğunu tabii ki biliyoruz. Yani, Paris Prensipleri dâhil olmak üzere, biz 2000 yılından itibaren AB uyum müktesebatı çerçevesinde birçok yasa çıkardık, birçok düzenleme yaptık ve bu İnsan Hakları Kurumu da dâhil olmak üzere yapmış olduğumuz düzenlemelerden sonra aksayan tarafları fark edip 64'üncü Hükûmetimizde insan hakları alanında görev yapan kurumların etkinliğini artırmak için yeni bir düzenlemeyle yola çıktık. Dolayısıyla, bu Meclise gelen kanun tasarısının en önemli sebebi, var olan eksikliklerin ve aksaklıkların giderilmesi için. Biraz evvel, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi'yle alakalı, takip dâhil olmak üzere, inşallah bu oluşturulacak kurul çok daha yakın takip edecektir.

Özellikle atamalar ya da seçimler konusunda Bakanlar Kurulunun ve Cumhurbaşkanımızın seçimiyle, üyeliklerle alakalı arkadaşlarımızın yapmış olduğu yorumlarda, öncelikle şunu söylemem gerekir ki ne etnik ne mezhepsel ne de insani, İslami, dinî hiçbir ayrımın yapılmaması gerektiğinin hepimiz çok net altını çizerek, kalın çizgilerle çizerek ifade ediyoruz ve Bakanlar Kurulu da, Cumhurbaşkanı da halkın oylarıyla seçilmiş insanlardır ve oraya verilecek olan üyeler de... Bugün AK PARTİ'nin üyelerinin oluşturduğu bir Kabine vardır ve orada halkın temsilcileri olarak bulunmaktadır, yürütmeyi temsil eder ve Cumhurbaşkanı yine halkın oylarıyla seçilir ve yüzde 52 oyla şu an için seçilmiş bir Cumhurbaşkanı vardır. O da halkın temsilcisi olarak orada belirleme yetkisine sahiptir. Dolayısıyla, eşitlik kurumunun kuruluş amacına uygun bir tavır söz konusudur.

Fakat, ben özellikle -maddelere geçildikten sonra da söyleme imkânımız olacak- 7'nci maddeyle ilgili olarak konuşmamız gerektiği kanaatindeyim. Özellikle istihdamla alakalı, biz Anayasa'nın 10'uncu maddesini değiştirirken özellikle yapılacak olan pozitif ayrımcılığın Anayasa'nın eşitlik maddesine aykırı olmayacağına dair Anayasa'nın 10'uncu maddesini geçirmiştik. Şimdi, İş Kanunu'nda, yine, hakeza, ayrımcılık yapılmamasına dair sadece iki iş grubunda ayrımcılık yapıldığı, maden işçileri ve diğer altyapıda çalışacak olan insanlarla ilgili olarak kadının çalışmasının sıkıntılı olduğu beyan edilmiş ve erkeklerin çalışabileceği söylenmişti. Şimdi, yeni bir kapı aralanır diye endişe ediyorum. Ben de bu konuda milletvekili arkadaşlarımın kanaatlerine katılıyorum.

Bu konuda, istihdamla ilgili olarak... Sayın Yavuz, kıymetli kardeşim, evet, belli meslek gruplarını sadece erkekler yapabilir, imamlık gibi -amenna- ama bunun yanı sıra Orman Bakanlığında ormana gidip bir çevre mühendisi de kontrol yapabilir. Orada "Erkek eleman aranıyor." cümlesini bizim, maalesef, kabul etmememiz gerekir. Hem insan haklarına hem kadın haklarına aykırı olacaktır diye düşünüyorum.

Dolayısıyla, bu 7'nci maddeyle ilgili olarak, biz tali komisyon olarak incelerken 7'nci madde için mutlaka bir ekleme yapılması gerektiği kanaatindeyim istihdamda ayrımcılığın önüne geçebilmek için.

Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.