Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2660) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .11.2024 |
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Başkanım, şöyle yapabilir miyiz?
BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Buyurun.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Dört buçukta bir yerde olmam lazım, Süleyman Bey de müsaade ederse sadece beş dakika...
BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Müsaade ederse memnuniyetle.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Tabii, tabii; buyurun.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Arkadaşlarımızın hepsi müsaade ederse...
BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Memnuniyetle.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Değerli Başkanım, teşekkür ediyorum hem sayın vekillerimizin nezaketine hem sizlerin hoşgörüsüne.
Değerli Başkan, kıymetli İçişleri Komisyonu üyeleri, Değerli Bakanım, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli konuklarımıza ve kamunun önemli noktalarında görev yapan bürokratlarımıza da hoş geldiniz diyorum.
Değerli Başkan, öncelikle şunu ifade edeyim, arkadaşlarımızın bir kısmı sizi yakinen tanıyor ama Bakanlık döneminden tanıyor. Biz sizin teşkilatçılık yönünüzü de biliyoruz, hızınıza yetişmek çok mümkün olmazdı o dönemde, Bakanlıkta da aynı performansı sergilediniz; şimdi Komisyonda da aynı üslup ve yol yürüyüşüne devam ediyorsunuz çünkü 4'ünde gelmiş kanun teklifi Meclise ve 7'sinde biz bunu Komisyonda görüşüyoruz. Tabii, takdir edersiniz ki Cumhuriyet Halk Partisinin grubu var ve sağlıklı bir şekilde belki kırk sekiz saat içerisinde hazırlanabilirler ama Mecliste bu kadar kapsamlı, 16-17 tane ayrı alanda düzenleme yapan bir kanun teklifine kırk sekiz saat dilimi içerisinde bizim hazırlanıp hem geneli üzerinde hem maddeleri üzerinde burada ayrıntılı beyanda bulunma imkânımız yok. O yüzden, dışarıda yasama faaliyetlerinin yavaş işlediği noktasında bir kanaat var ama Komisyonunuzu tebrik ediyoruz, oldukça hızlısınız. Bu hususu özellikle ifade etmiş olayım.
Şimdi, Değerli Başkanım -ben, burada kısa bir incelemeden sonra- özellikle kanun teklifi açısından değerli teklif sahibi arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum. Ben geçmiş dönemde de bu tür kanun tekliflerinin altına birinci imza sahibi olarak imza koyan birisi olarak her zaman birinci imza, ikinci imza sahipliğinin ne kadar zor olduğunu gayet iyi bilirim. O nedenle, her ne kadar her bürokrat kendi alanındaki konuyu incelemiş olsa da birinci imza sahibi buradaki 44 maddenin tamamını incelemekle yükümlüdür çünkü dışarıya çıktığında karşısına neyin geleceğini, Komisyonda neyin sorulacağını veyahut da bir mikrofon uzatıldığında ne diyeceğini iyi kötü tatbik etmek ve bu yönde de çalışma yapmak durumundadır.
Ancak gerçekten şu ana kadar, Cumhuriyet Halk Partisi sözcümüzü, İYİ Partiden değerli temsilcileri dinledik ve milletvekili arkadaşlarımızın sitemlerinin ve itirazlarının da yerli yerinde olduğunu görüyoruz çünkü İçişleri Komisyonunda görüşülen bir kanun teklifinin iç işleriyle alakalı konuları ihtiva etmesi gerekir. Yani tek başına bir iktidarda bir düzenleme yapılıyorsa henüz Mecliste görüşülmekte olan bir kanun teklifi varken noterlikle alakalı bir düzenlemenin burada değerlendiriliyor olmuş olması, iktidarın kendi içerisindeki bakanlıklar arasında da uyum ve eş güdümünün olmadığını gösterir ki bu son derece üzüntü verici ve kaygı verici bir durumdur çünkü ülkeyi tek başına yöneten iktidarın hata yapma lüksü yoktur. Hata yaptığı zaman da işte karşımıza bu tür tablolar çıkar ve ben özellikle burada Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi sonrasında yeniden yapılan düzenlemelere ilişkin şöyle bir göz gezdirdim, emin olun, Anayasa Mahkemesi çok kapsamlı gerekçeler yazmış, Sayın Başkanım, bu gerekçelerden biraz ders çıkarmak lazım. Yani oradaki isimlerin de konusunun uzmanı olan isimler olduğunu hepimiz biliyoruz. Anayasa Mahkemesi bu maddelerde, gerekçede neyi ihtiva ediyorsa, bihakkın buna yakın bir düzenlemenin şu anda kanun yapma teklifi açısından önümüze getirilmesi gerekir. Anayasa Mahkemesinin kararına uyuyormuş gibi görünüp, bir kısım takla attırmak suretiyle, Anayasa Mahkemesinin arzu etmiş olduğu iptal gerekçesinin dışında bir düzenlemeyle tekrar buraya gelmek ve zaman kazanmak hiç kimseye bir şey kazandırmaz, sadece zamana oynarız ama yarın yine tekrar bu, Anayasa Mahkemesinden geri döner ve gelir. Bu nedenle, burada tüm komisyonlarımızda, katıldığım komisyonlarda bunu ifade ediyorum; Anayasa Mahkemesinin kararları, özellikle kanun yapma tekniği açısından bizlere bir yol göstermektedir, oradaki gerekçeler bize bir ışık tutmaktadır; bu ışık doğrultusunda bu düzenlemelerin yapılmasından hepimiz ciddi anlamda kazançlı çıkarız, bu konuda ciddi bir hassasiyet göstermenin uygun olacağını düşünüyorum.
Yine, bu kanunun geneli üzerinde kamuoyunda özellikle "çakar düzenlemesi" olarak bilinen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'ndaki düzenlemeyi son derece olumlu buluyoruz ama bu düzenlemenin sadece kanun metnine dercedilmiş olması yetmiyor, aynı zamanda kuvvetli bir denetimin yapılması gerekiyor ve denetim faaliyeti de iktidarın işi, bu konuda çok ciddi anlamda ikircikli bir yapının olduğunu görüyoruz; iktidara mensup vatandaşlara biraz daha kolaycılık gösterildiği ve bu çakar düzenlemesinden adaletli bir şekilde yararlanılmadığı ve denetimin de eksik olması nedeniyle hangi yasayı çıkarırsanız çıkarın keyfîliğin devam ettiğini üzülerek görüyoruz.
Yine, ruhsatsız silah kullanımıyla alakalı müeyyidenin artırılmış olmasını son derece kıymetli buluyoruz. Suç işleyenin "elimi kolumu sallayarak hiçbir müeyyidesi olmadan hareket ediyorum" düşüncesi kamuoyunda suç işlemeyi teşvik eden bir anlayışa bürünüyor. O nedenle, ruhsatsız silah kullanımına getirilen müeyyidedeki ceza oranının artırılmış olması son derece kıymetli. Yine, 6136 sayılı Yasa'nın 13'üncü maddesinde bir kısım düzenlemeler yapılıyor, bu da fevkalade iyi ancak keşke bu düzenlemeler -yine ifade ediyorum- Adalet Komisyonunda görüşülebilseydi. Suç işleniyor, elbette ki bu, önleyici kolluk olarak sizlerin, özellikle İçişlerinin alanına giriyor ancak bir suçun kanunda ne şekilde müeyyidesinin olacağına ilişkin alt sınır-üst sınır ayrımını Adalet Komisyonunun değerlendirmesinin çok çok daha uygun olacağı kanaatindeyim. Geçmişten bu yana İçişleri Komisyonunda çeşitlilik arz eden arkadaşlar görev yapar ama Adalet Komisyonunda mümkün mertebe hukukçu arkadaşlarımız görev yapıyor. O nedenle, orada değerlendirilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.
Yine, düzensiz göçmenlerin yasa dışı yollardan Türkiye'ye girişlerinde en kısa süre içerisinde yurt dışına çıkarılması hedeflenmektedir. Bu da son derece kıymetli bir düzenleme ama bu neyi gösteriyor? Muhalefet aylardır, yıllardır bas bas bağırıyor bu üç ana konuyla alakalı; olumlu buluyoruz, destekliyoruz ama keşke burada muhalefetin sesine daha öncesinden kulak vermiş olsanız ve bu düzenlemelere ilişkin adımları daha erken atabilmiş olsaydınız, işte toplumsal kaosu bu denli yaşamazdık hem Ateşli Silahlar Kanunu'nda hem düzensiz göçmenlere ilişkin hususta hem de trafik teröründe; bana göre en önemli terör unsurlarından biri hâline gelmiş durumda özellikle büyük şehirlerde artık trafik sorunu.
O nedenle ben sözü çok fazla uzatmak istemiyorum çünkü başlangıçta söylediğim gibi çok kısa zaman dilimi içerisinde kapsamlı olarak tek tek maddeleri inceleme imkânı bulamadım ancak önümüzdeki zaman dilimi içerisinde her bir maddeyle alakalı kendi düşünce ve kanaatlerimizi de ifade edeceğim ancak yine Göç Vakfıyla da alakalı... Sayın Başkanım, her kurumun ayrı ayrı bir vakıf kurmasına gerek yok. Bu geçmiş dönemlerde iktidarınız gerçekten çok dirayetli bir duruş sergiliyordu; Sayın Bülent Turan Bey'in çok yakinen bildiği bir konudur, Anayasa Mahkemesi istedi vakıf kurmak için ama 24'üncü Dönemde her şeye rağmen Anayasa Mahkemesiyle aranın açılmasına sebep olacak şekilde o vakıf düzenlemesi geri çevrilmişti ama şimdi görüyorum ki 28'inci Dönemin yasama faaliyetleri içerisinde her bakanlık kendisine ilişkin ayrı bir vakıf kuruyor, o vakıf üzerinden bireysel olarak tasarrufta bulunmayı istiyor. Bu, Dışişleri için de geçerli, Millî Eğitim için de geçerli; şimdi, İçişleri Bakanlığında 2 ayrı vakıf olmuş olmasına rağmen bir de göçle alakalı bir vakıf. Bunlara gerek yok çünkü devlet bir, harcanan para da bir; bu milletin parası. O yüzden bu tip her alanda ayrı ayrı vakıf kurulmasının ben sadra şifa olacak bir düzenleme olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle, kanunun içeriğindeki bir kısım maddeleri son derece olumlu buluyoruz ama detaylara ilişkin, özellikle Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği düzenlemelerin yeniden önümüze getiriliş şekline dair itirazımızı burada ifade ediyor; tekrar emeği geçen, başta imza sahibi arkadaşlarımız, Bakanlık bürokratlarımız olmak kaydıyla hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.
İnşallah, toplantımızın devamı süresinde bu nezaketi gösteren değerli milletvekillerimize ayrıca teşekkür ederek katkı sunmaya da devam edeceğimizi ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim.