ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Şimdi, öncelikle birkaç noktaya değineceğim maddeye ilişkin. Bir defa, savcıya verilmeyen yetki müfettişlere veriliyor bu maddeyle, benim gördüğüm. Bu, bir anlamda belediyelere müfettişler üzerinden kayyum getirme maddesi olarak görülüyor. Mesela diyor ki (c) fıkrasında: “...kuruluşlarda, bunların görev ve hizmetlerine tahsis edilmiş bilgisayarları, bilgisayar programlarını ve kütüklerini ve diğer dijital materyaller ile kamuya açık alanlardaki sistemlerini ve kurum ve kuruluşlara ait bina ve tesislerdeki kamera kayıtlarını muhafaza altına alabilirler.” diyor. Şimdi, bakın yani suretini alması gerekirken -öyleydi- "muhafaza altına" yani gidecek, el koyacak, bir belediyeye gidecek, el koyacak. Diyecek ki: “Kardeşim, ben bunu aldım.” Neye göre aldın? Yetki aşımı var bunda. Mahkeme kararı olmadan nasıl alacaksın? Hani hukuk devletiydik. Nasıl olacak? Mahkeme kararı yok, müfettiş gidecek, diyecek ki: “Ben buraya el koydum, bu bende kalacak.” Çalıştırmayacak, hizmet ettirmeyecek. Bu yanlıştır, bu Anayasa Mahkemesinden emin olun döner, asla kalmaz.

İkincisi: Diyor ki (a) fıkrası: “...müfettişin talep etmesi hâlinde; her türlü gizlilik derecesini haiz olanlar dâhil, bütün belge, defter ve bilgileri ibraz etmek…” Şimdi, tabii, bu, biliyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmuş kurum ve kuruluşları kapsıyor. Mesela hangileri? Her türlü gizlilik derecesinde… Kozmik oda diye bir facia yaşadık biz. Biz o zaman “f tipi” diyorduk. Fetullahçılar sonradan FETÖ oldular, kozmik odaya girdiler, devletin tüm mahrem sırlarını aldılar, başımıza ne geldiyse de ondan sonra oldu. Daha doğrusu başımıza gelen o bela Erzurum’daki başsavcı kalkıp Erzincan’daki başsavcıyı tutuklayınca ve ona kimse ses çıkartmayınca -biz çıkarttık ama Hükûmet çıkartmayınca- “Dur bir dakika kardeşim, sen de başsavcısın, o da başsavcı. Nasıl yaparsın bunu?” demediği için cesaretlendi FETÖ’cüler. Devamında kozmik odadır, başka şeylerdir, her türlü pisliği yaptılar, devletin içerisine iyice yerleştiler ve 15 Temmuz faciasını hep birlikte yaşadık. Hâlâ ders alamamışız bence, yanlış bir madde oluyor bu. Bu, Anayasa’ya aykırıdır. Bekçi kanunda söylemiştik, döner demiştik. Bu döner, bir kez daha döner, bilginiz olsun.

Ayrıca anlayamadığım bir şey var: 3’üncü maddeye ilişkin AK PARTİ’li milletvekili arkadaşlar bir önerge vermişler. Şimdi ben mi acaba görmedim? Önergeyi okudum, aynı şey.

İÇİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI BÜLENT TURAN - Sayın Vekilim, sınır koyuyor.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Hangisi? Bunu göremedim, bulamadım da o yüzden. Yani onu da mesela şundan dolayı söylüyorum Sayın Başkanım…

BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Geldiği zaman…

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Ama şöyle Sayın Başkanım...

BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Ya, önergesinde izah etsin.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Şöyle Sayın Başkanım: Şimdi biz konuşacağız maddeyi ama sonuçta iktidar partisinin önergesi ciddiye alınacak bir önerge.

BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Önergesinde izah etsin Başkan.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Ama önceden konuşmaya hiç gerek yok. Önce söylemiş olsa, “Böyle bir önerge gelecek.” dense yani daha zaman kaybetmemiş oluruz. O açıdan söylüyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - “Biz de üstüne konuşmayalım.” diyorsunuz.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Tabii, boşu boşuna konuşmuş olacağız. Diğerini konuşacağız, şimdi tekrar önergeyi konuşacağız.