KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Teşekkür ederim.

Burada sabahtan beri pek çok sayı dinledik, milyarlarca liralar, yüz binlerece konut, binlerce onarım, hektarlarca etüt çalışması ama devlet yarayı sardı reklamının arkasında daha geçen günkü Malatya depreminde 3 şehirde çöken binaları görüyoruz biz daha çok. Dikilen binaların güvenilir olmadığını videolarla gösteren "Biz yeni tabutluklar inşa etmek istemiyoruz." diyen inşaat işçilerini görüyoruz.

Sunumunda "Vatandaştan dua aldık." dedi Bakan. Ben size Araban'ın Sarıtepe köyünden bir vatandaşın duasını getirdim. "Depremden beri konteynerde kalıyoruz. Kış geliyor, ne ısıtıcı ne klima. Yazın kendi imkânlarımızla soğutucu, kışın ısıtıcı alıyoruz. Bir hafta sürmeden patlıyorlar. İki yıl olacak, hâlâ kredi çıkmıyor, ev yapılmıyor, konteynerler çöktü, içinde oturamıyoruz. Kendi imkânlarımızla tadilat yaptırıyoruz, en fazla üç ay sürüyor, sonra yine aynı." Bedduasını söylemiyorum.

Hatay'da zeytinlikleri söküyorsunuz, refüje de ihaleyle ağaç dikiyorsunuz. "Zeytinliklerimizi vermeyeceğiz." diyen Çiğdem Aslan'ı sürüklene sürüklene gözaltına alıyorsunuz. Dilinizde "güvenli kentler, akıllı şehirler" var. 6 Şubat depremlerinde yıkılan binalara ilişkin açılan davaların yalnızca 10 tanesinde bu binaları denetlemekle yükümlü kamu görevlilerinin yargılanması için izin verildi. Yargılanan denetim firması yetkilisi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Siz "güvenli kentler, akıllı şehirler" derken kimi kandırıyorsunuz? Bu soruya yanıt istiyoruz.

Sosyal konut müjdesi verdiniz bugün bir kere daha. Bu müjdeyi her verdiğinizde TOKİ konutları mağdurları size gülüyor. Maliyet fiyatlarındaki artış yüzünden beş yıldır inşaatları tamamlanamamış onlarca TOKi var, yetmezmiş gibi bir de taksitlere sürekli zam yapılıyor. Binlerce hak sahibi taksitleri ödeyemez hâle geldi. TOKİ mağdurları sizin peşinizi bırakmadı, kaçtınız; hangi sosyal konut müjdesinden bugün bahsediyorsunuz, soruyoruz size?

Şu sunumlarda keşke rakam olarak bir de konteynerde kalan vatandaş sayısını da verseniz. Kurduğunuz Afet Yeniden İmar Fonu'na tek kuruş kaynak aktarmadığınızı anlatsanız da biraz da gerçekleri konuşsak. Afet konuşuyoruz ama yerli ve millî afet olan AKP'yi de konuşmamız lazım. Bakın, Kaz Dağı'nda ve Mazıdağı'nda milyonlarca ağacı yok edip suları kurutarak çıkarılan bakır İngiltere tekeli ICoNiChem'e götürülecekmiş, silah sanayisi için kobalt ve nikel tuzlarını verecekmişiz onlara. Yani bize doğa yıkımı, İngiltere majestelerine bal kaymağı elinizle sunuyorsunuz. İliç'in acısı hâlâ taptazeyken hem doğayı hem de işçilerin canını kurban ettiğinizi burada saklıyorsunuz. Görünen o ki sizin vatanseverliğiniz yabancı maden şirketlerinden, tekellerden aldığınız komisyon kadar.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Haddini bil, haddini! Edebli konuş, edepli! Bizi kendinizle karıştırmayın!

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bakın, İzmir Körfezi'nden bir şişe numune su getirmişsiniz ya buraya, keşke İzmit Körfezi'nden de getirseydiniz bir su. Şu "çözeceğiz" deyip daha beter hâle getirdiğiniz İzmit Körfezi'nin suyu nerede, masada biz görmek istiyoruz.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Sen kimden komisyon aldıysan git onunu cevabını ver, biz kimseden almadık!

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Körfez çevresindeki sanayi tesislerinin atığını Marmara Denizi'ne dökülmesine göz yumarak sermayedarları ihya etmek uğruna denizi komaya soktunuz.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Siz komisyonun kralını bilirsiniz, kralını!

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - İzmir'den bahsediyorsunuz; İzmit'i konuşun, İzmit'i.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Biz her yeri biliyoruz, her yeri; sen İzmit'in yolunu bilmezsin, yolunu!

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Burada vekilleriniz İzmir'i diline doladı, yıllardır yönettiğiniz Antep'e bir bakalım hadi, Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi'nin atıkları Nizip Çayı'na dökülüyor.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Kaç kere gittin Antep'e?

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Antep Vekili.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - On yılda bir arıtma tesisini anca kurdunuz. Fatma Şahin "Dere temizlenecek, bu derenin suyuyla köfte yiyeceğiz." demişti, dereden alınan son numunelerde yüksek derecede nonilfenol çıktı.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Ben depremde Antep'te seni hiç görmedim, hiç, hiç!

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bu öldüren kimyasal önce OSB işçilerinin ellerinden, ciğerlerinden geçiyor, ardından Nizip Çayı'na karışıyor. 30 köyün suyuna, hayvanına, bitkisine, insanına etki ediyor. Köfteyi patronlar yiyor, siz yiyorsunuz, halka zıkkım düşüyor anca. Atıklarını suya boşaltan OSB'lere de...

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Nurdağı'nın yolunu biliyor musun, Nurdağı'nın? Islâhiye'nin yolunu biliyor musun, hiç gittin mi?

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Nurdağı'nın Vekili, Islâhiye'nin Vekili, dinleyeceksin Sayın Bakan, öyle tek başına cevap veremezsin!

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Sayın Başkan, uyarsanıza Sayın Bakanı, provoke ediyor ya!

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Saygısızlık yapmayacak, itham etmeyecek!

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Antep'in Milletvekilidir "Yolunu biliyor musun? diyor ya!

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - İtham etmeyecek, itham etmeyecek!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Akgün... Değerli arkadaşlar...

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Suçlamayacak!

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Cevabını verirsiniz Sayın Bakan.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Nurdağı'nın yolundan dolayı mı suçladı sizi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sizin böyle bir göreviniz yok Sayın Alp.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Sen oraya baksana, "Komisyon alıyor." diyor devletin Bakanına, "komisyoncu" diyor!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Baykan...

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Mehmet Bey...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar... Bir saniye..

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Evet, kaybettiğim iki dakikam için devam ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - İki dakika vermeyeceğim size.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Antep Milletvekili olduğumu da hatırlatıyorum size, halkın size söylediği bedduaları da keşke iletseydim.

Bakın, atıklarını suya boşaltan OSB'leri...

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MURAT KURUM - Gel, ikimiz beraber çıkalım bir Antep'in sokaklarına, kime beddua ediyorlar.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Buyurun, gelin, gidelim, hep beraber gezelim.

Atıklarını suya boşaltan OSB'lere bir yaptırımınız yok, üstüne bir de "Yeşil OSB" adı altında Avrupa Birliğinden fonlar alıp geliyorsunuz, çevresel yıkımdan da rant elde etmeye çalışıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Hayır, benim süreme ekleme yapılması lazım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Size söz vermeyeceğim.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Sataşma oldu Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Alp....

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bir dakikamın daha olması gerekiyor.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Efendim, Mehmet Bey sataşıyor...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ona da diyeceğim.

Bakın, Sayın Baykan, Sayın Alp, ikinize söylüyorum.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Baykan yapıyor efendim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bakın, değerli arkadaşlar, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bakın, Bakanın sataşmalarına ben cevap vermedim, konuşmama devam ettim ancak siz böldünüz, bir dakikamı rica ediyorum.

RESUL KURT (Adıyaman) - Başkanım...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Kurt, Sayın Kurt, müsaade edin.

Sayın milletvekilleri, bakın, Plan Bütçe Komisyonu üyeleri sabah onda geliyorlar, akşam gece onda, on birde...

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Biz de geliyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye, müsaade edin değerli arkadaşlar. Buraya gelen sayın milletvekillerinin böyle bir görevi yok. Ben müdahale ederim değerli arkadaşlar. Dolayısıyla onun için bir Başkan seçiyorlar, bir Divan seçiyorlar, partilerimizin her birinizin bir sözcüsü var. Lütfen, değerli arkadaşlar, Sayın Türeli burada, bir şey yaparsa söyler bana.

Değerli milletvekilleri...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Sayın Başkan, bir dakikamı...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Size söz vermeyeceğim, süreniz doldu.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Hayır, bir dakikamın o tartışmalarda geçtiğini siz de biliyorsunuz. Ben Sayın Bakanın sataşmalarına tek bir şey söyledim ama benim bir dakikamı bu sataşmalarla alamazsınız, rica ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Milletvekili, siz yönetmiyorsunuz burayı, kusura bakmayın.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Ama bu hakkaniyetli değil, adaletli değil.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben, benim adaletimi tartışmaya açmam.

Sayın milletvekilleri...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Buradaki tartışmalarda bir dakikamı aldınız.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Kusura bakmayın, adaletimi bütün Parlamento bilir.

Değerli milletvekilleri, burada her birimiz fikirlerimizi...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bunun adaletli olmadığı çok açık. Siz gerçekleri duymak istemiyorsunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Siz konuşmanızı yaptınız, bitti mi?

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Devam edeceğiz, hayır, bitmedi.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye, değerli arkadaşlar... Bitti mi? Size söz vermeyeceğim.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Siz o bir dakikayı vermek durumundasınız. Ben o tartışmada Bakan Bey'in müdahale etmesine rağmen devam ettim ama siz....

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, buradaki bütün hatipler en sert eleştirileri yapabilirler.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bunun gerçeklerin duyulmamasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum, adaletli değil.