KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Değerli hazırun, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, biraz önce Gaziantep Milletvekili Sevda Hanım’a söz vermediniz ama biraz önce Kahramanmaraş milletvekiline, Hükûmetin ortağı milletvekiline söz verdiniz; öncelikle bu haksız tutumunuzu protesto ediyorum.

Kardeş Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Zafer Günü kutlu olsun.

Sayın Bakanım, Sayın Özhaseki’yle aranızdaki hizmet yarışını takdirle izliyoruz. Bakanlık ve sizler arasındaki üçgende yaşanan ilişki umarım artık bir gün son bulur. Siz bunun adına "hizmet yarışı" "bayrak yarışı" diyorsunuz. Bayraktaki eller hiç değişmiyor, ortak özellikleriniz de çok; büyükşehirlerimizde hep aday olup kaybetmeniz, seçilemeyince de teselli ikramiyesi olarak Bakanlık almanız gibi. Gerçi AK PARTİ bunu teamül hâline getirdi; İzmir Binali Yıldırım’ı seçmiyor, Başbakan oluyor; Ankara Özhaseki’yi seçmiyor, Bakan oluyor; İstanbul sizi seçmiyor, Bakan oluyorsunuz. Milletin terazisinde tartı çekmiyor, atanma terazisinde maşallah, bumerang gibi millet istemedikçe geri geliyorsunuz. Gerçi artık bir umut ışığı da doğdu; Sayın Özhaseki vakıf kurdu, hayır işleriyle uğraşacağını söyledi, Allah yolundan ayırmasın.

Sayın Bakanım, adaylık sürecinizde “Önceliğimiz depreme hazırlık.” dediniz, sürekli projelerinizi anlattınız. Diğer adaya göre sizi değerlendirmek daha kolaydı çünkü Bakanlık döneminizde yapılanlar ve yapılmayanlar vardı, halk da sizi seçmedi. Atandıktan sonra ilk açıklamanızda sizi göreve layık gören Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarınızı arz ettiniz. Milletle inatlaşmaya devam ediyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanımız ders niteliğinde ne söylemişti? “Millete rağmen siyaset yapanlara seçimlerde esaslı bir ders verilecek.”

Tabii ki sizin inadınız, sadece milletle değil genel itibarıyla tabiatta var olan birçok şeyle inatlaşıyorsunuz. Doğayla da inatlaşmanızın bedelini, yaşanan doğal afetlerde can ve mal kayıplarıyla ödedik. Doğayı yok edersek doğa da bizi yok eder. Fay hattına bile kafa tutmuşuz; depreme hazırlıklı hâle gelmek, tüm Türkiye'de ortak tatbikat yapmakla olmuyor. Yapılar dayanıksız, zemin etütleri yapılmamışsa ne yaparsak yapalım elden bir şey gelmez. Bazı deprem bölgelerinde, örneğin Hatay Dikmece zeytinlik alanı, zemin etüdü bile yapamıyorsunuz. “Yeni şehir kuracağız.” diyorsunuz, vatandaşın tarım arazisini kamulaştırıyorsunuz, sonra “Buranın zemini uygun değil.” deyip ödenen parayı da geri istiyorsunuz. Bunca yaşanılanlarda mı fayda etmedi yoksa biz ne zaman akıllanacağız? Bu kadar ciddiyetsizlik olur mu?

31 Mart seçimlerinden sonra Hatay'da fetret devrini kapatıp hizmet yarışı başlatmıştınız. Daha organize sanayi bölgesi için ihale yapamıyorsunuz; esnaf perişan, esnaf battı. Siz ihaleye çıkıyorsunuz, diyorsunuz ki: “Zemin yumuşak, olmaz.” Sonra ihaleye çıkılıyor, diyorsunuz ki: “Zeminden dolayı maliyet çok yüksek.” Sonra da “Şehirlerimizi baştan yapacağız, ihya edeceğiz.” Önce ihaleleri sağ salim sonuçlandırıp önce bir çalışmaya başlayın.

Deprem konutlarıyla alakalı ne söylesek tesiri olmadı. Depremzede vatandaşlarımız kaç kıştır yağmurda, çamurda hayat mücadelesi veriyor. Biz böyle deyince de hemen “Deprem konutları sahiplerine teslim edildi.” deniliyor. DAİMFED Genel Başkanı bakalım ne diyor: “Depremzedelerimizin yüzde 30'u evlerinde oturuyor. 2025'in son çeyreğinde artık evine kavuşmayan depremzede kalmayacak. İhalelere çıkıldıkça inşaatlar sürüyor, orta hasarlı binaların yıkımı da sürüyor.” Bu açıklamaya göre depremzede vatandaşlarımızın yüzde 70'i çadırda, konteynerlerde veya kendi imkânlarıyla barınıyor. TOKİ bir yılda depremdeki konut mağduriyetlerini gideriyordu, şimdi 2025'in sonu deniliyor. Bence bu tarih de çok iyimser çünkü daha ihalelere yeni yeni çıkılıyor yani daha ihalesi hazırlanmayan yerler var. Aynı haberde, Adana'da 10.958 konutun 3.000'i tamamlanıp 7.958 konutun inşasına devam edildiği belirtilmiş. Bu kadar zamanda daha 3 bini tamamlamayan yaklaşık 8 bin konutu ne kadar sürede bitirir? Rabb’im bizlere sabır, depremzede vatandaşlarımıza sonsuz metanet, sizlere de insaf versin.

Tabii ki konuşulacak çok konu var, süre yetersizliğinden değinemediğim birçok konu var.

En son, bir teşekkür edip konuşmamı bitiriyorum: 2023 Dünya Hava Kalitesi Raporu’na göre Iğdır, Avrupa'daki hava kalitesi en kötü şehir olmuş; hava kalitesinin en kötü olduğu ilk 15 şehir arasında 7 tane ilimiz var, bunlardan bir tanesi de Gaziantep. Çok şükür bunda kaptırmadık, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Gürban, teşekkür ederiz.