| Komisyon Adı | : | ÇEVRE KOMİSYONU |
| Konu | : | Balinacılığın Düzenlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme ile Sözleşmeye Ait Protokole Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı(1/593) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 11 .02.2016 |
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, burada çevreyle alakalı bütün milletvekillerimizin duyarlılıkları çok önemli. Çevre, çağımızın en önemli sorunlarından bir tanesi. Şimdi, şunu söylemek isterim: Çevresel sorunlarla alakalı, Türkiye'de Hükûmetimizin bugüne kadar neler yaptıklarıyla alakalı bazı örnekler vermek isterim. Ben 1999 yılında il genel meclis üyesiydim. O zamanlar insanlarda özellikle öncelik sıralaması hizmetlerle alakalı yol, su, elektrikti; yol, su, elektrik, başka bir şey yoktu. 2002'den sonra, özellikle Hükûmetimiz döneminde bu ülkede havanın, suyun, toprağın korunmasıyla alakalı çok önemli yatırımlar yapıldı. Elbette bunlar muhalefet tarafından eksik görülebilir, doğaldır, böyle eksik görülmesi de bizi çevre bilincine, çevreye yatırımlara daha fazla zorlayacaktır, buna saygı duyuyoruz. Ama, şunları altını çizerek söylemek isterim: 2002 öncesinde -kesinlikle yanlış anlamayın, geçmişi kötülemek veya farklı şekilde sorgulamak niyetinde değilim- çöp dağlarını, özellikle Türkiye'de çöplerin patladığı, insanların öldüğü zamanları hatırlayalım. 2002 sonrasında, özellikle havayla alakalı, ülkemiz insanının temiz hava solumasıyla alakalı doğal gazın yaygınlaştırılması; suyla alakalı, sadece denizlerimiz değil, akarsularımızın da temiz tutulması için, atık suların arıtılmasıyla alakalı atık su arıtma tesislerinin yapılması; çöplerle alakalı, çöplerin düzenli depolama tesisleri ve düzenli depolandıktan sonra da bu çöplerin bir ekonomik ham madde hâline getirilerek oradan enerji üretilmesi, çöplerin ekonomiye kazandırılmasıyla alakalı çok büyük yatırımlar yapıldı. Toprakla alakalı da, özellikle toprağın korunmasıyla alakalı da ülkemizdeki belediyelerin desteklenmesiyle birlikte, altyapının, kanalizasyonların, atık su arıtmaların yapılmasıyla birlikte toprak da korundu. Bu yeterli mi? Değil. Ben size bir örnek vermek istiyorum. Şu anda şehirlerimizde çöpler toplanamazken, artık çevre bilincinin oluşturulmasıyla alakalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığımız ilgili kuruluşlarla birlikte çevre bilincini oluşturmak için Türkiye'de çok önemli çalışmalar yapıyor. Özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bu manada belediyelerimize, siyasi ayrım gözetmeksizin, atık su arıtma tesislerine, katı atık çöp depolama, düzenli depolama tesislerine, çöp arabası, vidanjör, arazöz ve bu uğurda, çevresel sorunları çözme uğrunda neye ihtiyaç varsa destekler veriyor. Aynı şekilde Orman ve Su İşleri Bakanlığımız bu destekleri veriyor. Yani, şu anda köylerde bile çöp toplanıyor.
Bir örnek verip, çok fazla başınızı ağrıtmak istemiyorum, sözlerimi bitirmek istiyorum. 2006-2007 yılında Trabzon'da İl Genel Meclis Başkanıydım. O dönem içerisinde, İl Genel Meclis Başkanlığım dönemi içerisinde arkadaşlara dedim ki: "Yol, su, elektrikten ziyade artık çevresel sorunları da çözmemiz lazım. Köylerde, yaylalarda, mezralarda artık çöpleri toplamamız lazım." Arkadaşlar buna karşı çıktı. Pilot uygulama başlattık, ondan sonra bütün Trabzon'un köylerindeki çöpleri toplamaya başladık özel idareyle birlikte. Bir yere gittik, böyle bir dere vadisinde. Arkadaş dedi ki: "Ya, şu derenin güzelliğine bakar mısınız?" "Ne oldu?" dedim. "Eskiden burada poşetler, farklı -çok özür diliyorum- pislikler..." Bizim yerel olarak da geleneklerimizde, evimizdeki eski eşyaları ırmaklara bırakırız ki su alıp götürsün diye, artık onlar ortadan kayboldu. Yani, o karşı çıkan arkadaşlarımız "Köylerde çöp toplanmaz." diye... Samimiyetle söylüyorum, kent insanından daha fazla köylerde yaşayan insanlarımız çevreye sahip çıktılar, gece saat ikide ve üçte bizi arayıp "Konteyner doldu, çöp arabası gelmedi, bu çöpleri almıyor." dediler. Artık köylerimizde bile çöp toplanmaya başladı. Biz de Çevre ve Şehircilik Bakanlığında, özellikle il özel idarelerinin, il genel meclislerinin bu duyarlılığının artırılması için bu konuda proje yapan il özel idarelerini ve il genel meclislerini destekledik o dönem içerisinde, şimdi de desteklenmeye devam ediyor.
Şunu söyleyeceğim: Çevresel sorunlarla alakalı atık su arıtma tesisleri, katı atık düzenli depolama tesisleri; özellikle hava kirliliğiyle alakalı Türkiye'nin şu anda bütün hava ölçüm istasyonlarında hava kalitesi kontrol ediliyor. Bu yeterli midir? Değildir, daha temiz bir çevre edinmemiz lazım ama çevre bence siyasetüstü bir olaydır. Bu konuyla alakalı sayın milletvekillerimizin -burada çok değerli milletvekillerimiz var, bakanlık yapmış ağabeylerimiz var- bunların da iktidarıyla muhalefetiyle el ele vererek özellikle ülkemizdeki çevresel sorunları hep birlikte çözmemiz lazım. Sizin duyarlılığınızı anlıyoruz, enerjiyle alakalı duyarlılığınızı anlıyoruz, santrallerle alakalı duyarlılıklarınızı anlıyoruz ama şundan da emin olabilirsiniz: Bir taraftan çevresel sorunları çözerken, diğer taraftan da ülkemizin enerji açığını da düşünmek zorundayız ama burada hassas bir şekilde, teknolojinin en üst düzeyde, özellikle güvenlik katsayısının en üst düzeyde olacak sistemlerin kurulması için de hep birlikte el ele vermemiz lazım. Şunu samimiyetle söylemek istiyorum: Sizlerin hassasiyeti kadar bizler de aynı oranda hassasız.
Ben tekrar burada çevre duyarlılığı, çevre bilinciyle yanıp tutuşan, hassasiyetlerini ve düşüncelerini ifade eden çok değerli milletvekillerimize, ağabeylerimize, kardeşlerimize teşekkür ediyor, Sayın Başkan, söz verdiğiniz için teşekkür ediyor, temiz bir Türkiye, temiz bir dünya yani çevresel olarak hem Türkiye hem dünya temennisiyle hepinize saygılar sunuyorum.