Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
Konu | : | 7183 Sayılı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun uyarınca; Sayıştay Başkanlığınca Düzenlenen 2023 Yılı Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/923) ve 7183 Sayılı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Uyarınca; Sayıştay Başkanlığınca Düzenlenen 2022 Yılı Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/18) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 13 .11.2024 |
VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Sayın Başkanım, sayın milletvekillerim, Sayın Bakanım, sayın bürokrat arkadaşlar; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Bu çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Öncelikle şunu net bir şekilde vurgulamak isterim: Ülkede yaşayan 85 milyonun bütün fertlerinin hepsi turizm elçisidir yani Ajansın tabii bir üyesidir. Sokakta karşılaştığınız bir arkadaşa bir selam vermeniz, bir şey ikram etmeniz, size bir soru sorduğu zaman ona yardımcı olmaya çalışmanız, bütün bunların toplamı da bir turizm anlayışını, o ülkenin yabancılara karşı ev sahipliğini ve misafirperverliğini anlatır. Burada tartıştığımız, ana konumuz, her ne kadar Türkiye Turizm Ajansını konuşuyor olsak bile topyekûn millî gelirinin büyük bir kısmı turizmden sağlanan bir ülkede turizmi anlamak, içselleştirmek, onunla ilgili olarak daha ilkokul çağından hayatın her kademesine kadar üstümüze düşen vazifeleri anlatmak en kıymetli olanıdır.
Şimdi, 7183 no.lu Kanun -anladığım kadarıyla sunumdan, daha öncesinde pek çalışmamıştım- 2019'da hayata geçirilmiş. Yüzyıllık mazisi olan ülkeler verildi, normaldir. Sizin eleştirinizi anlayabiliyorum: "Daha erken olabilir miydi?" Olabilirdi. Bu kanun çıkarılırken ne tip müzakereler yapıldı, onları da bilmiyorum, o ayrıntılara girmeyeceğim ama günün sonunda böyle bir kurum ihdas edilmiş oldu.
Arkadaşlar, şimdi, Sayıştayla alakalı kısmını siz farklı düşünüyor olabilirsiniz. Eğer ben bugün bu kanun görüşmesinin yapıldığı bir ortamda olmuş olsaydım şu soruyu sorardım: İki tane burada temel başlık vardır. Bir tanesi, Sayıştayımız çok kıymetli bir denetim kurumu olmasına rağmen, bütçesini bir iş kolunun faaliyetlerini genişletmek ve dünyanın dört bir yanına tanıtmak adına iş birliği yaptığı, şurada, genel değerlendirme 6'ncı maddede gelirlerini gördüğümüz ve paydaşlarının bir kısmının kamu, bir kısmının özel sektör, bir kısmının ülkeyi, vatanı seven yani çok çeşitli kaynaklardan oluştuğunu görmekteyiz; yönetiminin de keza aynı şekilde -sunumda olduğu gibi- pek çok sivil ve kamu yetkilisi tarafından bir araya getirilerek oluşmuş bir yapı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla oluşan bütçe ve bu bütçenin kullanımıyla alakalı olarak ülkenin en yetkin, en itibarlı kamu ve özel sektör temsilcileri bu bütçeyi kullanırken içeride ve dışarıda... Ki zaman zaman biz şeyde de görürüz bunu, New York'un göbeğinde çok önemli bir faaliyet varken, bir toplantı varken ekranlarda "Go to Turkey" ilanlarına varıncaya kadar pek çok uluslararası platformlarda, ortamlarda Türkiye'nin turizmini tanıtmak adına orada -tahmin ediyorum, herhâlde- Ajansımızın katkılarıyla verilmiş ilanlar reklamlara kadar. Sonuçta, bir lobi faaliyeti; dünyada bir ekmek var, bir pasta var; bu pastadan Türkiye'nin pay alabilmesi adına yaptığı çok çeşitli lobi faaliyetleri ve bunlar için yapılan parasal harcamalar ve alın ve akıl dili.
Şimdi, -yine yanlış anlaşılmasından da korkuyorum- Sayıştayımız çok kıymetli bir kurum olmasına rağmen bu tip çok yönlü faaliyetlerin yürütüldüğü ve harcamaların yapıldığı bir şeyi inceleyebilirdi. Yani kendi bünyesinde bu etkinliği, bu yetkinliği var mı bilmiyorum. Kurul üyesi arkadaşların hepsine soruyorum, bu işi benden çok iyi bilenler vardır ama bir yerde benim meslektaşım Sururi Bey'le aynı dili konuşabilir miyiz, buradaki hazırunu belli bir noktada ikna edebilir miyiz çabası içerisindeyim. Bu sorum size olsun Sururi Bey; siz de uluslararası iş yapıyorsunuz, yabancı finans kullanıyorsunuz. Bizim önümüze getirip koydukları şey, uluslararası bağımsız denetim raporları; akredite edilmiş, dünyada bütün bankaların ve belli sistemlerin kabul ettiği uluslararası, bağımsız denetim kuruluşları.
Burada zaten bu kanunun kuruluşunda 1'inci maddesinden sırasıyla gidersek amacı, Ajansın sorumluluğu, Sayıştayın sorumluluğu ve diğer teferruatlar buraya aktarılmıştır. Dolayısıyla böyle bir denetim bana göre... Tamam, Sayıştayımıza zerre misali bir şey yapmıyorum yani sakın yanlış anlaşılmasın ama tecrübe açısından bakıldığı zaman bu tip bütçeleri ve harcamaları denetleme kabiliyeti, birikimi, becerisi ve tecrübesi noktasından bakıldığında uluslararası denetim firmalarının böyle bir bütçeyi denetlemesinden daha doğal, daha tabii bir yöntem yok. Bu konuda sizden ricam Sururi Bey, grubunuzu da bu noktada bilgilendirmeniz çünkü biz bunu iş adamları olarak yaşıyoruz ama...
SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Sayıştay yapsa daha az masraflı olur.
VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Yani masrafından ziyade bu teknik bir çalışmadır, bunun hakkını verebilme meselesidir, kadro meselesidir, tecrübe meselesidir, birikim meselesidir ve nitekim, yine kuruluş kanununda net bir şekilde tarif ettiği gibi -burada açık açık yazıyor- sonuçta, bağımsız kuruluşların raporlarını inceleyip Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı bu sunumu yapan kuruluşumuz Sayıştaydır. İçerik açısından mı teknik açıdan mı nasıl karşılaştırma yaptığını bilmiyorum ama bağımsız denetim kuruluşları dünyaya açılmayı düşünüyorsak dünyada akredite olmuş, belli bir yere gelmiş bu tip kuruluşlara da biz saygı göstermek zorundayız, değer vermek zorundayız. Belki kamuda bunlar bir yere kadar, bilmiyorum... Sayın Bakanım, pek çok uluslararası kredilere, sözleşmelere imza attınız, orada zaten bunları getirip önünüze koyarlar, derler ki: "Bu denetimler uluslararası akredite edilmiş, tanımlanmış şu, şu, şu firmalar tarafından yapılacaktır." ve siz de bu sözleşmelerin çoğuna imza atmışsınızdır. Dolayısıyla, arkadaşlar, sakın yanlış anlamayın; "Burada Sayıştay denetimi yoktur." diye çok sıradan bir tarifle bu işin içinden geçemeyiz yani. İşin tabiatı gereği uluslararası akredite edilmiş denetim firmalarının o denetimleri yapması en doğalı ve en normalidir. Bunları da tekrar Sayıştayımıza siz Ajans olarak sunup onun denetiminden geçirdikten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmanızda bence yöntem olarak yanlış olacak zerre misali hiçbir sıkıntı yoktur.
Tabii ki sivil, kamu bir arada bir hizmet veriyor; neticesinde gördük, kesinlikle bu ülkeye faydası var, katkısı var. Faaliyetlerin icrası noktasında eksik kalan, karanlık kalan, gri kalan, gölgede kalan veya üzerine çok gidilmemiş kalemler olabilir. Bu Komisyondaki üyelerimizin her birinin de vazifesi budur. Gerek iller bazında olsun gerek yöntemler bazında olsun, adına ne derseniz deyin, bizim aklımıza gelen, katkı sağlayacağına inandığımız düşüncelerle katkı verebiliriz; bu çok ama çok normaldir çünkü hayatta değişmeyen tek şey değişimdir.
Sayın Genel Müdürüm "Sorunlar var." diye şey yaptı. Evet, biz buna "sorun" demiyoruz çünkü müşteri memnuniyeti her geçen gün ve her iklimde değişmeye devam ediyor. Amaç müşteri memnuniyetiyse biz ona -dedim ya- "sorun" demeyelim, "ihtiyaç" diyelim, "sektörün ihtiyacı" diyelim. Ona göre atak olmak, her zaman aktif olmak ve sıkıntıyı önceden görüp tedbir almak ki bu da bizim Ajansımızın görevleri arasındadır. Yorulacağız, pes etmeyeceğiz çünkü sektörün dünyada kapasitesi belli, dünyanın dört bir yanında bu iş yapılıyor. Allah bize güzel bir coğrafya verdi, bize düşen de bunun kıymetini bilip el birliğiyle, 85 milyonun bu meseleye sahip çıkıp ülkemizin turizmden daha fazla bir gelir elde etmesidir.
Bir Trabzon Milletvekili sıfatıyla konuşuyorum: Coğrafyası yatırım yapmaya, tarım yapmaya çok fazla müsait olmayan bir coğrafyada... Ki biz, Sayın Bakanımla beraber bunları defaatle konuşuyoruz; bölgemiz için ne yapabiliriz, şehrimiz için ne yapabiliriz? İnanın, şu anda elimizde elle tutulur, gözle görülür bir tek turizm faaliyeti var; biz de onun o coğrafyada... Az önce Diyarbakır'dan ve Siirt'ten havaalanı ulaşımlarıyla ilgili arkadaşlar örnekler verdi. Haklısınız ama inanın bizim sizin gibi ovalarımız yok, sürülerimiz yok yani tek şeyimiz, gelecek olan turistler; onların da nazlanmadan, sıkılmadan Trabzon'u daha fazla ziyaret edip şehrin millî gelirine katkı sağlaması için çalışıyoruz. Belki uçuşlarımızın sayısı da bundandır ama talepler de var.
BAŞKAN ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Yeterli değil uçuşlar.
VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Tabii, yetmiyor ama bize biraz pozitif ayrımcılık yapın çünkü bizim başka şeyimiz yok. Denizde hamsimiz, karada turistimiz var.
Beni dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum.