Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Sosyal Güvenlik Kurumu ç) Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 13 .11.2024 |
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, çocuklar ölüyor, kimi mevsimlik işlerde kimi gecekondudan bozma evlerde kimi istismar sonucu işlenen cinayetlerde kimi de devletin kontrolündeki eğitim merkezlerinde
MESEM'ler, Meslek Eğitim Merkezleri, Hükûmetinizin iş gücünü Türkiye'de ucuz iş gücü hâline getirme politikasının bir parçası olarak kuruldu ve yaygınlaştırıldı. Bugün 2 milyona yakın çocuğumuz eğitimden koparılmış şekilde, yoksulluk ve hayat pahalılığı gibi gerekçelerle bu merkezlerde çalıştırılıyor. Mesleki Eğitim Kanunu madde 41 diyor ki: "Mesleki eğitim yapılan bu merkezlerde iş ortamı, sosyal güvenlik, iş güvenliği ve sağlık şartları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca denetlenir." Ama son yıllarda yaşadığımız çocuk iş cinayetlerine baktığınızda buraların denetlenmediğini; çocukların, üstelik on iki saatten uzun süre güvensiz iş ortamlarında, güvencesiz bir şekilde çalıştırıldığını görüyoruz; çocuklarımızın şantiyelerde, sanayide, inşaatta çalıştırıldığını, 8-9 yaşında iş hayatına girdiğini görüyoruz. Yani "çocuk iş cinayeti" kavramını ilk kez sizin döneminizde konuşur olduk Sayın Bakan. Peki, denetlemekle görevli Bakanlığınız somut olarak ne yapıyor? Bakın, açık ve net söyleyeyim, gerçekten, cevap: Hiçbir şey.
2017-2023 arasındaki Çocuk İşçilikle Mücadele Programı'nızı açıkladınız. Yine, 2024-2028 Stratejik Plan ve faaliyet raporunuz var; çocuk işçilikle mücadeleye ilişkin birtakım önlemler alındığı, yapıldığı yazılıyor. Peki, sonucunda ne oldu, bir gelişme var mı? Yok. Bugün bir araya gelmemesi gereken iki kelime var: "Çocuk" ve "işçilik" Bu, resmen devlet eliyle meşrulaştırılmıştır. Son bir yılda 0-14 yaş arası en az 22 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş, 15-17 yaş arasında yine en az 44 çocuğun bu sözde eğitim merkezlerinde, eğitim kamplarında öldüğünü biz İSİG raporlarında görüyoruz. MESEM'ler, sadece yetişkinleri değil bakın, çocukları da ucuz iş gücü olarak gören iktidarınızın bir kirli koalisyonunun ölüm merkezleridir, çocuk işçiliğinin yasal kılıfıdır. "Avrupa'da, dünyada en ucuz ve en masrafsız işçi bizde." diye işçilerin tüm haklarını bir bir tırpanladınız. En düşük ücrete, en uzun saatler çalışan işçiler bizde. İşçiler yetmedi, bir de çocuklarımızın şantiye köşelerinde en ağır işlerde, en uzun saatlerde çalışmalarına göz yumuyorsunuz. Bu paralar da işçinin maaşından, fondan yandaşa, iş güvenliğini yok sayan patronlara aktarılıyor. Son üç yılda, bakıyoruz, MESEM Programı'na aktardığınız kamu kaynağı 15 milyara yaklaşmış.
Türkiye'de 2013-2023 yılları arasında 671 çocuk işçi iş cinayetinde hayatını kaybett, bu ölümler 2024'te artarak devam ediyor. Sayın Bakan, kanunda açıkça yazıyor: "Öğrenciler tehlikeli, ağır işlerde çalıştırılamaz." Peki, bu ölümler nedir? Söyleyeyim: 16 yaşında Eren sondaj çalışması yapılırken elektrik akımına kapılarak öldü. 17 yaşında Ulaş, elektrik direğinden arıtma havuzuna düşerek öldü. 14 yaşında Arda, sac büküm makinasına sıkışarak feci şekilde öldü. Ölümler bir yana, yaralanmalar uzuv kayıplarıyla sonuçlanıyor ve bu çocukların hayatı kararıyor, hayattı. Mesela, Beyzanur aracın yakıt deposunun şamandırasını değiştirirken meydana gelen patlama sonucunda vücudunun yüzde 80'i yandı. Bu çocuğu yakıt deposunun şamandırasını değiştirerek nasıl eğitebilirsiniz Sayın Bakan, bu nasıl bir eğitim, bu neyin eğitimi? Çocuk işçiliğinin temel nedenlerini siz kendi raporlarınızda açıklamışsınız, diyorsunuz ki: "İşverenlerin talebi, aile bireylerinin işsizliği, eğitim hizmetinden faydalanamama, yoksulluk..." Bunu sizin raporlarınız söylüyor. Bu sorunlara çözümü geçtim, çocukların işçileştirilmesine, öldürülmesine göz yumuluyor; buna göz yummayın Sayın Bakan. Önceki gece annesi hurdacılık yaptığı için evde boğularak hayatını kaybetmemiş olsalardı Nefes, Peri, Işık'a vadedeceğiniz, onları bekleyen gelecek farklı olacak mıydı? Türkiye, gerçekten, artık hurda toplamaya giderken 5 çocuğu boğularak ölen annelerin, çocuğu şantiyelerde suntaların arasında kalıp ölenlerin, sanayide elektrik akımına kapılanların, inşaatlarda üzerine beton blok düşenlerin geleceği kararanların ülkesi oldu ya!
Çocuk yoksulluğunda Avrupa Birliğinde 1'inci, OECD'de 2'nci sıradayız; 15-17 yaş grubunun iş gücüne katılım oranı yüzde 16'lardan yüzde 22'ye çıkmış ama sizin bütçenizde -bunu lütfen açıklayın- Çocukların Korunması Programı'na 1.000 TL ayrılmış. Bunu lütfen açıklayın, mutlaka bir cevabınız vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)