Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Sosyal Güvenlik Kurumu ç) Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 13 .11.2024 |
NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Teşekkür ediyorum.
Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
Tabii, burası siyasi müzakere yapacağımız yer değil; bu açıdan, ben teknik bir iki hususla ilgili Sayın Bakanın yanında bürokratlar varken bazı hususları hatırlatmak istiyorum.
Şimdi, Sayın Bakan, önemli sorunlardan biri kıdem tazminatı meselesi. Mümkünse kıdem tazminatı fonunun kurulması tekrar gündeme getirilmeli çünkü bu, ciddi olarak işçi ile işveren arasında fitne tohumu ekilmiş bir duruma sebep oluyor. Zaten işveren açısından düşünüldüğünde nötr yaklaşırsak bir kredi imkânı, iyi niyetli düşündüğümüzde işveren açısından büyük bir yük oluşturuyor, kötü niyetle düşünüldüğünde de zaten önemli bir mobbing aracı. İşverenin yirmi beş yıl, otuz yıl süreyle herhangi bir çalışan için bu kadar rakamı bir kenarda bekletmesi mümkün değil. Bu açıdan da bunun mutlaka fon oluşturularak, aylık alınan sigorta primleri eklenerek tazminatını aynı memurlar gibi kamudan alması gerekir, bunu hatırlatmak isterim.
İkinci olarak, tabii, burada tarihe not düşme açısından KHK'lilerin iadesini de bir kez daha burada belirtelim. Mahkemelerin, Türk adalet sisteminin hiçbir şekilde suçlu olmadığına dair hükmettiği insanlarla ilgili kamuya iadelerinden öte, ilk dönemlerde özel sektöre ciddi baskı yapıldı "Bu adam KHK'yle ihraç edilmiş, sen özel iş yerinde de çalıştıramazsın." diye.
Üçüncü olarak arz etmek istediğim husus, yabancı çalışan meselesi. Artık ülkemizde ciddi bir yabancı varlığı söz konusu, bu bir realite; buna uygun tedbirlerin alınması gerekir. Madem yabancılar çalışıyor, öyleyse prosedürde bir kolaylaştırma yapılması gerekir. Ayrıca, deprem bölgesinde, özellikle Suriyeli çalışanlar sigortasız çalışmayı tercih ediyor, bunun da ücret olarak kendilerine dönüşünü bekliyor. Bu da işverenler açısından istihdam alanında zorluk yaşatıyor, işçi rahat bulunmuyor. Madem bunlar çalışıyor öyleyse bu konuda da prosedürün kolaylaştırılması, deve mi, kuş mu bir şekilde karar verilmesi gerekiyor.
Burada bir başka önemli husus: SGK'nin, bazı ödemelerde özellikle kas hastaları, SMA ve benzeri hastalar için "Bunun tedavisi olmadığı için ödeme yapmıyoruz." şeklinde bir uygulaması var. Bu, dolandırıcılara zemin hazırlıyor. İlgili şahıs -ki bunu oluşturan şebekeler bir şahsın üzerinden- valilik onayıyla çok büyük miktarlarda para topluyor, vatandaş da duygu istismarına kapılarak bu noktada mağdur oluyor. Bunun da bir şekilde çözülmesi gerekir. Devlet her ne şekilde tedavi edecekse eder, "Bunun tedavisi yoktur, biz bunu kapsam dışı bırakıyoruz." sözü asla kabul edilemez.
Burada başka önemli bir husus: En fazla kamunun kanuna riayet etmesi gerekir. Bakın, şu anda, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışanları her yıl sonu işten çıkarılıyor sırf tazminatı vermemek için -belki bilginiz yok- 1 Ocakta yeniden işbaşı yapıyor. Bu, asla kabul edilemez; kanuna en fazla sizin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygı duyması gerekir.
Keza, ücretli öğretmenler konusu Türkiye'deki en haksız uygulamalardan biridir. 10-12 bin lira aylık maaşla fakülte bitirmiş bir adam aylık otuz gün süreyle çalışıyor, haftada beş gün. Bu, asla kabul edilemez, Bakanlık olarak buna sizin de müdahil olmanız gerekir.
Keza, TYP meselesi -biliyorsunuz- seçim istismarı, duygu istismarı, sömürü; seçime birkaç ay kala geçici işçi olarak insanlar işe alınıyor altı ay süreyle, ha, lütfettiler, deprem bölgesinde bir buçuk yıla çıkarıldı. TYP uygulaması da bu ülke yapılacak kötülüklerden biri. Eğer bir yere eleman ihtiyacı varsa eleman işe alınmalı ama "Seçim bitinceye kadar oy ver, sonrasında çıkaracağız." uygulaması asla kabul edilemez.
Bunun dışında, yine taşeron işçiler ve buna benzer pek çok alanda mağdurlar söz konusu. Bakanlığın bunlara tedbir alması gerekir. Belki en büyük bakanlık değilsiniz ama bütün çalışanların, iş gücü olan herkesin muhatap olduğu önemli bakanlıklardan biri. Maliyeciler gibi, SGK müfettişleri de işvereni korkutmamalı ama çalışanın hakkını da mutlaka...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)