AYÇA TAŞKENT (Sakarya) - Sayın Başkan, hoş geldiniz.

Bir süre önce Sakarya'da yaptığınız, aynı konuyu içeren, üniversitemiz ve baromuzun birlikteliğiyle hazırlanan programa Sakaryalı vekiller olarak, kadın vekiller olarak katılmıştık. Fakat burada, oradan farklı olarak, Meclis çatısı altında bulunmanın da bir farklılığıyla daha farklı sorular sormak istiyorum size.

Her zaman bazı kurumlar siyasetin etkisinde kalmışlardır; bu, bir noktaya kadar doğal karşılanabilir, RTÜK de bunlardan biri bence. Fakat bugün RTÜK siyasetin etkisinden çok, sanki kontrolü altındaymış gibi geliyor bana. Bütün muhalif kanallara vermiş olduğunuz cezaların oranlarına bakıldığı zaman -rakamlarını vermek istemiyorum, muhakkak hepiniz, herkes biliyordur bunu- en güzel örneklerini görebiliriz bu söylediğimin doğruluğunu. Dolayısıyla ben üzülerek söylüyorum, objektifliğinizi sorguluyorum. Dolayısıyla bu objektifliğin kadın konusunda da "Acaba aynı ayrımcılık olacak mı?" diye bir kaygı içerisindeyim. Örneğin, bugün verdiğiniz örneklerde kendisini kolluk gücü zanneden, neredeyse ahlaken bile sorgulanması gereken gündüz kuşağı kadın programlarından hiç örnek yok; bir tane bile kötü örnek koymamışsınız. Bildiğim kadarıyla, Sakarya'da da konuştuğumuz zaman "Para cezası veriyoruz, para cezalarını ödüyorlar, sonra tekrar başlıyorlar." gibi bir cevabınız olmuştu yanlış hatırlamıyorsam. Oysa, istediğiniz zaman kendinizde bu gücü görüyorsunuz, yapıyorsunuz; istediğiniz kanalları anında kapatabiliyorsunuz. Bence ahlaken sorgulanması gereken ve hiç de örnek teşkil etmeyen gündüz kuşağı kadın programlarına neden bu kapatma cezalarını uygulamıyorsunuz?

Artı bir şey daha soracağım: Örneğin kurulunuza, RTÜK'e rapor gelip de "Bunda cezaya gerek yoktur." diye cevap verdiğiniz bir rapor var mıdır?

Çok teşekkür ediyorum.