AYŞE BÖHÜRLER (Kayseri) - Başkanım, Deniz Hanım ve Deniz Bey; hepinize hoş geldiniz diyorum,

Başkanım, bütün bu çalışmalara ilaveten bir mizojinik yani kadın karşıtı dilin böyle -ne diyelim- dar yollara girmiş hâli var; kadın nefretini pompalayan bir dil. Bu, böyle çok bariz, çok açık bir slogana dönüşmüyor ama böyle diyaloglarda hissedilen bir taraf var. Ben, bu cezalar oluşturulurken mizojinik, kadın karşıtı dile dair de bir dikkat ve hassasiyetin medya mensuplarından talep edilebileceğini, bunu sizin çalışmalarınızın arasına koyabileceğimizi düşünüyorum. Bunun içinde atasözleri de oluyor, ön yargılar da oluyor, sahneler de oluyor. Bu, sadece bize özgü bir şey değil yani zaten kelime de Yunanca; tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı bir tutum ne yazık ki.

Diğer taraftan, 3 tane şeyimiz var: Haber, gerçek olaya dayalı; kurgu, dizi ve "reality" şov; 3 unsur. Bu 3 unsurun içinde kadınların en az izlediği haber yani reyting ve diğer ölçümlere baktığımızda; "reality" şov ikinci en çok izlenen ve kurgu da diğeri. Burada biz mesajı kadınlara veriyoruz; evet, kendileri şiddete maruz kaldıklarında ne yapmaları gerektiğine dair bir mesaj veriyoruz ama haberleri erkeklerin izlediği, daha çok izlediği programların içine -bunun içine spor vesaire de dâhil- erkeklere yönelik mesaj verme konusunu işleyebilir misiniz, bunu bir not olarak ilerletebilir misiniz diye düşündüm.

Bir diğeri, kadına şiddetin bir pornografik tarafı var yani bazı hasta ruhlular bu pornografiden cesaret alıyor veya bunu bir taklide de yönelebiliyor. Kadına şiddet meselesinin bu pornografik resmini de gözeterek, bu meseleye, ben, bir anlatım ve detay; cinayetin detayları, olayın detayları, bunların anlatımına dair bir sınırlama getirilmesi gerektiğini düşünüyorum hem toplum ruh sağlığı hem olayın hasta ruhlular tarafından taklit edilme örnekliğini görmek için. Mesela, geçenlerde bir haber vardı; kafese koymuşlar bir kadıncağızı, Beyoğlu'nda bir yer basılıyor, emniyet güçlerinin yakaladığı bir olay ve 250 liraya kırbaçlatıyorlar. Şimdi, yani insanın aklının, muhayyilesinin alamayacağı bir şey. Bu, evet, emniyetin içinde oluyor ama burada ya bu böyle çok kötü bir şeyle verilmeli yani bu bir vahşet, bu bir şey, bu insanlık dışı gibi. Biraz bu tarz konulara da böyle ara haberlere de; sadece ölüm, cinayet falan değil, bu konularda da bir dikkatin olması gerektiğine inanıyorum.

Bir de son şey uzatmadan, kadınların yani ben medya tarafında otuz yıl çalışmış birisiyim, medyanın birçok kademesinde yönetici olarak, vesaire... Medyaya çok söz geçmez çünkü yeri gelir onun karşılığı reklamda çok yüksektir, sizin vereceğiniz cezayı göze alırlar ve yaparlar yani hani burada önemli olan o reyting yarışı ve daha çok reklam almak çünkü o sistem onun üzerine ve kapitalist ekonomi, liberal yatırım ve kimsenin tabii ki müteşebbis olma hakkı da engellenemez. Hani bunlar apayrı konular ama belli sınırlar, belli uyarılar, toplum tarafından örnek kabul edilen; mesela, bir çevre dostu televizyon gibi bir kadın dostu kanal şeyi verebiliriz. Yani bu ödüllendirmelerin muhabirler, haberler, programlar bazında bunların da teşvik edici olacağını düşünüyorum. Ben, tabii, kendi medya şeyime baktığımda, çok şey değişti yani yirmi beş otuz yıl öncesinden şu anda medya dilinin kadın lehine çok iyiye gittiğini söyleyebiliriz. Çok çok önemli değişiklikler oldu; burada hepimizin katkısının da payı büyük. Şiddet konusunda bir bilinç oluştu ama elbette daha iyisi de yapılabilir.

Bir de rol modeli olarak hep hanımağalar ve şirket patronu kadınlar yerine gerçek hayattan, sıcak hayattan yani sıradan, aslında rol model kadınların teşvik edilmesini de önemli buluyorum.

Teşekkür ediyorum.