| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Millî Eğitim Bakanlığı b)Yükseköğretim Kurulu c)Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç)Yükseköğretim Kalite Kurulu d)Üniversiteler |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .11.2024 |
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum.
2002 yılından beri devam eden AKP iktidarı içinde en kötü Bakanlık dönemini geçiren Bakansınız Sayın Bakanım. Ve ben hiç lafı eğip bükmeden sizi istifaya davet edeceğim. İstifa edin diyorum, bunun nedenini de şimdi duyacaksınız...
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Başka bir emriniz!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Biraz sabırlı olun AK PARTİ sıraları. Söyleyeceğim, neden istifaya davet ettiğimi hemen söyleyeceğim.
LÜTFİ BAYRAKTAR (Sakarya) - Demek ki iyi yolda.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Önce istifade edin, sabrederseniz istifade edersiniz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Hepimizi güldürdü bu cümle.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Ama bu gerekçelerimin nereden kaynaklandığını da ifade edeyim: Elbette bu bilgi notları da Genel Başkan Yardımcımız Sayın Suat Özçağdaş'ın katkılarıyla hazırlanmış verilerden oluşacaktır.
Neden sizi istifaya davet ediyorum, bir dinleyin bakalım;
1) Mülakatlarda haksızlık yaptığınız için; yoksa siz söyleyin.
2) Öğretmenlerin atamasını yapmadığınız için.
3) Ücretli öğretmenlikle emek sömürülerine hâlâ devam ettiğiniz için.
4) Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'yle bilimi okullardan uzaklaştırdığınız için.
5) ÇEDES'le okullara formasyonu olmayan kişileri soktuğunuz için.
6) MESEM'lerde çocukların ölümüne göz yumduğunuz için.
7) Köy okullarını kapatıp çocukları taşımalı eğitime mahkûm ettiğiniz için.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Siz yaptınız sekiz yıllık kesintisiz eğitimle.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Ortağınız yaptı.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - 8) Okul bütçelerini oluşturamayıp Millî Eğitim masraflarını velilerin sırtına yüklediğiniz için.
9) Okullarda çocuklara bir bardak temiz su bile veremediğiniz için.
10) Çocuklara şu elimdeki sütü ve sandviçi bir öğün ücretsiz veremediğiniz için.
11) Okullarda hem çocuklarımız hem öğretmenlerimiz hem de herkes için güvensiz alanlar oluştuğu için.
12) Okulları temizlemeyi bile beceremediğiniz için.
Öğretmenleri itibarsızlaştırdığınız ve yoksulluğa mahkûm ettiğiniz için. Öğretmenlik Meslek Kanunu'yla öğretmenlerin diplomalarını gasbetmeye çalıştığınız için.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Kanunu Meclis yapar.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Kamuoyunu yanlış bilgilendirip kandırdığınız için.
Hülleyle rektör olduğunuz için.
Tarikat ve cemaat yapılandırmalarını dernek olarak, STK'ler olarak gördüğünüz için ve Bakanlığın kadrolaşma alanı olarak gördüğün için.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Yalan konuşuyorsun! Yalan konuşmak sizin...
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Yalanı siz söylüyorsunuz, biraz sabırlı olun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Ayıp, ayıp! Söylediğin her şey yalan, ahlaksızca yalan söylüyorsun!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım, karşılıklı konuşmaya geçmeyelim.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Biraz sabırlı olun, önce dinlemeyi öğrenin Sayın Bakan! Bizim söz hakkımızı gasbetmeyin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Bütün yalanları sıraladınız!
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Hangisi yalan?
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Hepsi yalan!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Bakanlığınızı kadrolaşma alanı olarak görüyorsunuz...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, atanmış birinin seçilmiş milletvekillerini sürekli yalancılıkla suçlamasına...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Vekilim, karşılıklı konuşmanın...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Orhan Başkanım, neyi koruyorsun ya! Sürekli, burada vekillere hakaret ediyor.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Başkan, benim süremi durdurun. Benim söz hakkım...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sürekli hakaret ediyor, buna izin verecek misiniz? Olur mu böyle şey?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Vekilim, karşılıklı konuşmanın yanlış olduğunu ifade ediyorum.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Bir memur sürekli hakaret ediyor, biz burada seçilmiş milletvekiliyiz. Herkes haddini bilecek! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakan, memur değil, bu ülkenin bir Bakanıdır.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tahammülleri yok!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Ben söyleyeceklerimi söyleyeceğim, bana usulünce süre vermek zorundasınız...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Kime hakaret ettim?
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Herkes haddini bilecek!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Hatibi dinleyemiyoruz.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Böyle bir üslup var mı ya!
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Böyle bir üslup yok, siz yalan söylüyorsunuz!
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Geleni geçeni yalancılıkla suçlayan bir yalancı!
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Böyle bir üslup yok, haddini bilecek herkes!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Önce söylediklerimi dinlemeyi öğrenin lütfen, ondan sonra da cevap verirsiniz elbette.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ocaklı, devam edelim lütfen.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Evet, bitmedi.
Son olarak şunu da söyleyeceğim...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Seçilmiş olmak hakaret etmeyi mi gerektiriyor?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Yaşar Bey, lütfen...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Herkese hakaret eden bir Bakanınız var.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Asıl hakaret eden sizsiniz!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - ...çocukları, öğretmenleri, eğitim bileşenlerini değil, yandaşlarınızı düşündüğünüz için.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Siz hakaret...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Kim hakaret ediyor?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Kim ediyor, kime ediyor?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - 10 cümlenin 10'u da hakaret...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Yaşar Bey, lütfen...
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Yaşar Bey, konuşmama bir izin verin, sonra devam ederseniz; lütfen.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sürekli hakaret ediyor Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Kime hakaret ediyorum?
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Komisyon üyesi vekillere hakaret ediyorsunuz!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Eğitimle ilgili hiçbir konuyu kendi sorumluluğunuzda hissetmediğiniz ve her sorunda da başkalarını suçladığınız için istifa edin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Söylediklerinin hepsi yalan!
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Neyi yalan söylüyor? Hangisi yalan!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Süremi durduruyorum Sayın Başkan ve yeniden başlayacağım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Özel eğitimin, özel öğretimin ne demek olduğunu bilmeden...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Bir dil sürçmesini mi şey yapıyorsunuz!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Ben onu düzelttim.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ocaklı, bir dakika, kapatıyorum.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Özel eğitim ile özel öğretim dediniz, ben onu düzelttim.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Senin takıldığın bir dil sürçmesi mi?
(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Bir dinle ya, bir dinle!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım... Sayın Bakanım...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Daha personel alamamışsın, herkese "Yalan söylüyor." diyorsun. On yedi gün sonra açıklaman var, "120 bin kişi alacağım." diye.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Ama siz...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Ne söylüyorsun! "Özel eğitim ile özel öğretim arasındaki farkı bilmiyorsun." diyen birisin. Böyle bir üslup var mı!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Suat Bey...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Özel eğitim ile özel okullar arasındaki farkı bilmiyorsun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Ben onu düzeltmeye çalıştım.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sen bunu bilmiyorsun, gelmişsin...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Suat Bey, lütfen.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hakaret dilini...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım, böyle bir uslup var mı!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Suat Bey, lütfen.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Bırakın o konuları, sokakları temizleyin!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım, burası seçilmişlerin sürekli azarlanacağı bir yer değil, böyle bir Bakanlık performansı yok!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım, siz tecrübeli bir Bakansınız, biliyorsunuz hepimiz için burası sabrın ölçüldüğü bir mekân. Sabırla dinleyeceğiz ve sonra cevaplarımızı vereceğiz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bürokratların azarlanacağı da bir yer değil.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Vekilim, bütün bakanlar böyle mi yapıyor? Herkesin hakkı var.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Önce vekiller dinleniyor ama...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - E, herkesin hakkı var zaten.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yerlerinden de kalkıyorlar, böyle bir şey var mı?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Tahsin Bey'in kaldığı yerden süresini tekrar başlatacağım.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Bu kabul edilemez!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Suat Bey...
EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Konuştuklarımızı dinlemiyorsunuz ondan sonra...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sen dinlemedin ama ben seni dinledim, ben seni dinledim.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Tahsin Bey, ilave ederek başlatacağım.
Suat Bey, konuşmacıya söz veriyorum.
Tahsin Bey, buyurun.
EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Yalancılıkla itham ediyorsunuz, hakaret ediyorsunuz.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Olmaz böyle!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, tamam.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Arkadaşlar, dinleyelim lütfen.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Yalanlarınızı çok iyi dinliyoruz merak etmeyin.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Yazıklar olsun, yazıklar olsun!
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Yalanlarınızı...
CAVİT ARI (Antalya) - Gerçekten nereden çıktın geldin ya!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Müsaade eder misiniz?
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Önce gidin İzmir'i temizleyin de öyle gelin!
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Gerçekler su yüzüne çıktıkça rahatsız olmaya başladınız, işin doğrusu budur.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Önce gidin siz İzmir'in suyunu temizleyin de öyle gelin.
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, sen önüne bak be! Sen nereden çıktın geldin ya!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen, arkadaşlar... Arkadaşlar, bizim Komisyonun böyle bir usulü yok, bilhassa dışarıdan gelip laf atmayalım.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Şimdi, neden böyle söylediğimi size teker teker izah edeyim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, Türkiye'de lağım patlamış, lağım lağım! Her tarafta pislik var, onu görmüyorsun da...
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Ankara'nın pisliğini temizleyin, Ankara'nın!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Türkiye'de lağım patlamış, her yere pislik akıyor, utanmadan laf atıyorsun.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Başkanım, söz hakkımı kullanamıyorum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Vekilim...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Her tarafta lağım patlamış, memlekette iyi bir şey kalmamış.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ağbaba...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Utanmadan konuşuyorsunuz ya!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ağbaba, sizin yüzünüzden...
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Gidin, temizleyin.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Vekilim, bilhassa...
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, sen sus, ya sen kimsin konuşuyorsun kardeşim!
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Bunlardan bahsedecek en son parti sizsiniz, en son kişi de sensin!
CAVİT ARI (Antalya) - Sen kimsin ya!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Vekilim, bana bir bakar mısınız?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Türkiye'ye lağım patlamış, utanmadan konuşuyorsunuz!
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Sen zaten utanmaz adamsın!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen, yani bu karşılıklı konuşmalar buradaki konuşmaların insicamını kaçırıyor.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Utanmaz adamın ağbabası sensin!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Utanmaz sensin! Hadsiz!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Yıldırım, Sayın Yıldırım...
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Utanmaz adam!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hadsiz, terbiyesiz!
CAVİT ARI (Antalya) - Orhan Bey, şu arkadaşı susturur musunuz?
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Her yerde aynısın!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Yıldırım... Sayın Yıldırım...
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Terbiyesiz!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sensin terbiyesiz!
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Hadsiz herif!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ağbaba...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sensin terbiyesiz!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Ya, lütfen ama arkadaşlar... Sayın Yıldırım... Sayın Ağbaba...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şu üslubuna bak sen, utanmaz adam!
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Sen kimsin!
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, bir haddini bilip sussana sen, gelip burayı karıştırıyorsun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen beni bağırarak susturacağını mı sanıyorsun, sen kimsin!
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Utanmazın ağbabası sensin!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Başkanım, beş dakika ara ver.
CAVİT ARI (Antalya) - Başkanım, dışarıdan gelip saygısızlık, terbiyesizlik, ahlaksızlık yapıyor. Bir haddini bil ya!
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Sen kimsin!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen kimsin, sen beni susturacağını mı sanıyorsun!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Yıldırım, Komisyon dışından gelip buradaki çalışmalara mani olmayalım, muhakkak haklarımızı savunacağız ama ...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, özür dilerim ama o gruplardan da Komisyon dışından gelen arkadaşlar var.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama karşı taraftan da tahrik var Başkanım.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, hepiniz için, hepimiz için diyorum.
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Sen kimsin?" diyor adama, öyle bir konuşma olabilir mi Başkanım?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Adam küfrediyor, hakaret ediyor...
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkanım...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Yıldırım, şunu demek istiyorum...
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, bakın, aksi takdirde tekrar ara vereceğiz, süre bizden gidiyor. Saat 10.00'da başlıyoruz, geç saatte gidiyoruz, tekrar geliyoruz. Benim dışarıdan gelen vekillerden kastım, gelip burada dinliyorlar, tabii ki laf atabilirler ama bu karşılıklı bir hâle getirildiği takdirde CHP'den olsun, AK PARTİ'den olsun, buradaki insicam kaçıyor ve görüşmelere ya ara vermek durumunda kalıyoruz ve...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yani o konuda haklısınız.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - E, ne yapalım, o zaman birbirimize saygı duyalım.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Orada 50 sefer olunca 1 sefer de burada oluyor.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Peki.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Kusura bakmayın.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Peki, peki.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Başkanım, çok kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
YÜKSEL TAŞKIN (İzmir) - Hep mağdur, hep mağdur!
KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Hep mağdur!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen, burada böyle bir usul yok, olsa veririm.
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Söz vermemek ne demek ya Başkanım!
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Şöyle...
ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Bence sözünüzü geri alın.
CAVİT ARI (Antalya) - Size ayar veriyor Başkanım, size ayar veriyor.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Ya, Sayın Vekilim, Komisyon dışından gelen vekillerden bahsediyorum; CHP olsun, MHP olsun, başka partilerden olsun; burada yanlış bir ifade yok. Yani kendi Komisyon üyelerimizle zaten ciddi bir tartışma içindeyiz ve geç saatlere kadar çalışıyoruz, bu laf atmalar çoğaldıkça insicamı kaçıyor.
Sayın Ocaklı, sürenizi başlatıyorum.
Buyurun.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sekiz dakika on altı saniyedir ekranımda veri çalışıyor ve daha henüz söyleyeceklerimin az bir kısmını söyleyebildim, bunu lütfen dikkate alın.
Şimdi, iddia ettiğim olaylarla ilgili altına dolduracak şeyler söyleyeceğim, acele etmeyin Sayın Bakan, dinleyin bir.
Yıl 2002, Recep Tayyip Erdoğan şu cümleleri kuruyor: "Yahu, bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor. Resim öğretmeni, matematiğe; müzik öğretmeni, beden eğitimi dersine giriyor. Niye? Öğretmen ihtiyacı var. Ama bakın ki bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor. O zaman niye okutuyorsunuz bu öğrencileri, yazık değil mi?" diyor. Siz niye okutuyorsunuz bunu? O gün Recep Tayyip Erdoğan mı bize yalan söyledi yoksa siz bu söylediği şeylere mi uymuyorsunuz Sayın Bakan? Bunu duymak istiyoruz işte. O zaman "Öğretmen almıyorum." deyin, "Bu evlatlarım boşuna okumasın." deyin, biz bunu kabul ederiz ama biz iktidar olunca bütün öğretmenlerin atamasını yapacağız; bunu bilin.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Allah sizin yokluğunuzu göstermesin(!)
NİLGÜN ÖK (Denizli) - O zaman nasıl bütçe yapacağız arkadaşlar çok merak ediyorum.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Aranızda anlaşamazsınız.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Dinlemeyi öğrenin, lütfen dinleyin!
Öğretmen ihtiyacı meselesinde Bakan Yusuf Tekin’in 2 Eylülde söylediği bir cümle var; bakın, dikkat edin, Yusuf Tekin yaptığı açıklamada şöyle söylüyor: “İhtiyacımız açısından şu anda yüzde 95’e yakın öğretmen normumuz doldu.” Bakanın ifadesini Millî Eğitim Bakanlığının istatistikleri doğrulamıyor, orada diyorlar ki: “48.700 öğretmen açığı var ve geçtiğimiz yıl 60 bin öğretmen eksiğimiz vardı, 104 bin norm fazlası var.” Özellikle ücretli öğretmenlerle ilgili de bir şey söylemek istiyorum size: Bu öğretmenlerimiz yüz yirmi saat ders veriyorlar, ellerine geçen para 19.700 lira, emeklilikleri de yok. Bu öğretmenlerimiz 19 bin lirayla nasıl geçinecekler, bir de bunu sormak isterim.
Yine, şimdi, kronolojik olarak baktığımızda 1 Nisan 2023 -bu tarihleri unutmayın, söyleyeceğim- 11 Nisan 2023, 12 Mayıs 2023 ve 11 Eylül 2023 tarihleri…
Sayın Cumhurbaşkanı, 1 Nisanda ne demiş? “Biz, verdiği sözü göreve gelince unutanlardan, sandık ufukta görününce vaat bohçasını açıp seçim sonrası üzerine yatanlardan değiliz; kavline sadık, vaatlerinin arkasında duran bir Cumhur İttifakı’yız. Milletimizin beklentilerini boşa çıkarmamakta da kararlıyız.” Bu cümleleri kuran da Sayın Erdoğan.
11 Nisan 2023 tarihinde yine Erdoğan “Kamu görevine ilk defa yapılacak olan atamalarda görevin niteliğinin gerektirdiği hâller dışında mülakat usulü kaldırılacak.” demiş. Denmiş mi? Denmiş. “Atamaları yazılı sınav sonuçlarına göre yapacağız.” demiş mi? Demiş. Peki, siz ne yaptınız şimdi?
Yine, Mayıs 2023’te, o zaman Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, o da “Mülakat olmayacak, artık KPSS’ye göre hızlı bir şekilde öğretmen ataması yapılacak.” demiş. Demiş mi?
Sonra siz 2023 yılının Eylül ayında siz gelmişsiniz, ne demişsiniz? “Öğretmenlikte mülakat kaldırılmayacak ancak içeriği değişecek, artık eskisi gibi olmayacak ve mülakatı, mülakat gibi yapacağız.” dediniz. Peki, “Kırk beş dakikada olacak.” dediğiniz mülakatta, mülakatların kayıt altına alınacağını söylediğiniz mülakatta, kamera kaydı yapılmış olsa dahi adaylar arasında 10 puana yakın fark olduğu, sınav puanlarının sınavdan hemen sonra sisteme işlenmiş olduğu da tespit edilmiş; buna ne diyorsunuz? Mülakatlar yine mülakat gibi yapılmamış, şaibeleri daha ortada. Yapılan tüm itirazlara rağmen, mülakat kaldırılmadı ve bu yıl ataması yapılacak olan 20 bin öğretmenin atamasında mülakat puanı ile KPSS puanının ağırlığı eşit tutuldu. Yani sizin kendinizin seçim yapabileceğiniz bir düzen getirdiniz yine. Ayrıştırıyorsunuz!
Sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin sözlü sınav sürecine de 2 Temmuz 2024 tarihinde başlandı ve 10 Ağustos 2024 tarihinde tamamlanmıştı. İlgili mevzuat gereği kontenjanların 3 katı kadar aday yani 60 bin aday sınava çağırıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Bakan, 20 Ağustos tarihinde Danıştay kararından sonra sözlü sınav sonuçlarını açıklayacağını ifade ediyor ancak kısa süreliğine e-devlet üzerinden erişime açılmış ve sonra birdenbire kapatılmış. Bakan, bu konuyla ilgili iki gün sessiz kalıyor ve iki günden sonra “Öğretmen atamalarını Bilgi İşlem Daire Başkanlığından bir kişi yanlışlıkla açmış, hakkında da soruşturma başlattık.” diyecek kadar hafife alıyor.
Millî Eğitim Bakanı, Danıştaya açılan davanın sonucunu beklediklerini ifade etse de dava sonucu açıklanmadan, 26 Ekim tarihinde sözlü sınav sonuçlarının açıklandığını görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, Danıştaya açılan davaların sonucunun bekleneceği söylenmiş, 20 bin derslik boşta kalmış, 600 bine yakın çocuğumuz da öğretmenlerinden bu karar nedeniyle yoksun bırakılmıştır. Öte yandan, bugün itibarıyla beş yüz elli sekiz gündür ataması yapılmamış, geçtiğimiz yıl 23.670 öğretmen emekli olmasına rağmen yapılacak olan atama sayısı 20 bindir.
Kanunun hazırlanışı ve bu sürece dair de bir görüş paylaşmak istiyorum. Şimdi, Millî Eğitim Akademisi proje okullarındaki faaliyet...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ocaklı, lütfen selamlarsak, fazlasıyla uzattım.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Efendim, benim sürem çok az oldu.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - İnanın fazlasıyla uzattım.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Yani altı dakikam yaklaşık olarak bu tartışmalarda gitti.
Eğitimin paydaşları olan müfettişler, şube müdürleri, hizmetli kadroları ve benzerlerinin kanunda yeri yok; ücretli öğretmenler, özel sektör öğretmenleri yok; atanamayan öğretmenlerin sorunlarına ilişkin herhangi bir alt tutum yok, alt komisyon incelememiş. Bugün getirilen teklif kanunlaşsa bile Anayasa Mahkemesinden geri dönecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Altı yıl önce başvurusunu yaptığımız Anayasa Mahkemesi kararına olan itirazımız gibi Anayasa'ya meydan okuyorsunuz, Anayasa'yı tanımıyorsunuz ama biz yakında sizi göndereceğiz, hiç merak etmeyin.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Geliyor gelmekte olan(!)
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Ben şimdi özel sektör öğretmenlerinin...
BAŞKAN ORHAN ERDEM - Sayın Ocaklı, gerçekten fazlasıyla verdim. Malum...
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Siz uzatın bir dakika daha, toparlamamıza izin verin, olur mu? Son kez.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Siz hemen hızlıca söyleyin.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Son kez söyleyeceğim.
Yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm ettiğiniz 1 milyon 155 bin öğretmenin sorunlarını çözün, yaşam şartlarını sağlayın. Yirmi iki yıllık iktidarınız boyunca sürekli ertelediğiniz 1 milyon öğretmenin atama sorunlarını çözün, çözemiyorsunuz. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik emek sömürüsüdür, bu uygulamalardan vazgeçin, atamalarını yapın. KPSS sonuçlarıyla ek atama sözü verdiğiniz öğretmenlerin sesine kulak verin. Özel okullarda asgari ücretle çalışan öğretmenlerin sorunlarına el atın. Deprem bölgelerinde özellikle atanamayan ve işsiz kalan öğretmenlerin sorunları... Pedagojik formasyonu olmayan kişilerin okullara sokulmasına son verin. Öğretmenleri elemek için mülakat uygulamasını lütfen kaldırın diyorum.
Hayırlı olsun, teşekkür ederim.