KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Evet, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, çok Değerli Plan ve Bütçe Komisyonumuzun üyeleri, değerli milletvekilleri, basınımızın güzide temsilcileri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bakanlığımızın bütçesinin hazırlanmasında emeği geçen Sayın Bakanımıza ve bürokratlarımıza, aynı zamanda kıymetli öğretmenlerimize, çocuklarımızın yetişmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.

Tabii, AK PARTİ iktidara geldiğinde gerçekten eğitim alanında birçok yapısal sorunla karşı karşıya kaldı. Eğitime erişim, kalite ve fırsat eşitliği gibi temel konularda yetersizlikler dikkat çekiyordu. Türkiye'de eğitim belirli gruplar için sınırlı bir ayrıcalık hâline gelmişti, özellikle kız çocukları ve kırsal kesimde yaşayan öğrenciler için erişimde ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Eğitimde başörtüsü yasağı, toplumun geniş bir kesiminin eğitim hakkına ulaşmasını engelliyordu. Sosyoekonomik durumu düşük olan ailelerin çocukları yeterli destek bulamadığı için eğitimden uzak kalabiliyorlardı.

Tabii, bizim hükûmetlerimiz döneminde eğitimi toplumun her kesimi için ulaşılabilir ve kapsayıcı bir hâle getirmek için önemli reformlara imza attık. Başörtüsü yasağını kaldırarak, tüm gençlerin eğitimi özgür ve eşit bir ortamda almasını sağladık. Eğitimde fırsat eşitliği anlayışıyla sosyoekonomik durumu düşük ailelere verilen destekleri artırdık. Burslar, ücretsiz ders kitapları, taşımalı eğitim ve yurt hizmetlerini genişlettik. Bu sayede geçmişte eğitimle arasına engel konulan gençlerin, eğitim haklarını tam anlamıyla alabilmeleri yolunda, önündeki engelleri artık kaldırdık. Partimizin eğitim politikaları, Türkiye'yi daha demokratik ve kapsayıcı bir eğitim sistemine kavuşturmak içindi. Geçmişte belirli sınırlamalara tabi olan eğitim hayatı, bugün tüm çocuklar ve gençler için eşit şartlarda sunulmaktadır. Eğitim sisteminde her birey kendini özgürce ifade edebiliyor. Millî ve manevi değerleriyle barışık bir şekilde eğitim hayatına devam etmesi için çalışmalar yapıyoruz. Eğitimde sınıf farkını ve bölgesel engelleri kaldırarak toplumun her kesimini kapsayan bir eğitim sistemi için çalışıyoruz.

Bugün de biliyorsunuz, cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılında ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşıyacak olan genç nesillerimiz için hep beraber bütçemizi tartışıyoruz. Hedeflerimizin temeli olan eğitim sistemimizde her geçen yıl daha da güçlü adımlar atmakta ve her çocuğumuzun, her gencimizin hakkı olan kaliteli eğitime erişimi sağlamak için önemli yatırımları hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Peki, ne yapmışız? 2002 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine ayrılan pay yüzde 6 iken bugün yüzde 9'a yani 2002'de bütçede 4'üncü sıradayken bugün 1'inci sıraya gelmiş. Yine, 2002'de eğitime ayrılan kaynaklar merkezi yönetim bütçesinin yüzde 9,4'ünü oluştururken bugün yüzde 14,8'e ulaşmıştır. Bu da bizim eğitimde fırsat eşitliğini sağlama konusundaki en önemli kararlılığımızdır. Ha, yeterli mi? Değildir ama bunun için de imkânlarımızı zorluyoruz.

Yine, sadece Millî Eğitim Bakanlığımıza tahsis edilen yatırım ödeneklerinde de ciddi anlamda, yüzde 41'lik bir artış sağlamışız. Aslında bunlar, bu rakamlar ülkemizin geleceğe yapılan yatırımlarını gösteriyor.

Okullaşma oranlarına geldiğimizde, özellikle Sayın Bakanım, okul öncesi 5 yaş eğitiminde çok büyük bir başarıya imza altmışız. Siz bugün sabahleyin rakamları verdiniz ama ben bir kez daha altını çizmek istiyorum: Okul öncesi 5 yaş 2002 yılında yüzde 11,60 iken bugün yüzde 84,66; bu bir başarıdır. Yine, ilköğretimde yüzde 87'den yüzde 95'lere ulaşmış bulunmaktayız. Ortaöğretimde de yine yüzde 45'ten yüzde 91'e ulaşmışız. Bu da çok büyük bir başarı. Yine, sunumunuzda söylediğiniz gibi, eğer bir köyde ya da işte mahallede yani okul öncesi eğitimin yapılması gereken yerde 5 öğrenci varsa okul öncesi eğitim sınıfları açabiliyoruz eğer 5'in altındaysa da taşımalı bir şekilde bunları sağlayabiliyoruz.

Yine, öğretmen sayısına baktığımız zaman "Hep kıyaslıyorsunuz." diyorsunuz ama kıyaslamamız gerekiyor. Yani 2002'de 480 bin olan öğretmenimizi bugün 1 milyon 168 bine çıkarmış durumdayız. Özellikle kadın öğretmen sayısının da yüzde 40'lardan yüzde 61'e çıkmış olması memnuniyet verici. Şunu da söylemek istiyorum: Bu artışlar eğitimde cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların mesleki alanda daha fazla temsil edilmesi açısından da çok önemli bir gelişme olduğunu ifade etmektedir.

Yine, mesela üniversitenin çokluğuyla alakalı "Çok fazla niteliksiz üniversite yapıyorsunuz." dendi ama biz aslında AK PARTİ olarak eğitimi en önemli fırsat eşitliği gördük. Kız çocuklarının, herkesin eğitime ulaşabilmesi için üniversite sayılarını tabii ki artırmamız gerekiyordu. Bugün de bunu rakamlarla görüyoruz, özellikle yükseköğrenimdeki kız öğrenci sayısı erkekleri aşmış durumda. Erkekler yüzde 48 iken kızlarda bunun yüzde 50 olması memnuniyet verici.

Bugün öğretmenlerimizin sayısını ve okullarımızın fiziki durumunu geçmişe göre kıyasladığımızda çok daha iyi noktalardadır. 2002'den bu yana toplam 799 bin öğretmen ataması gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sayede öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 28'den 16'ya -bu bir başarıdır- ortaöğretimde 18'den 12'ye düşmüştür. Yine, derslik başına düşen öğrenci sayısında büyük bir iyileşme sağlamış durumdayız. İlköğretimde 36'dan 23'e, ortaöğretimde 30'dan 22'ye gerilemiş. Bu sayılar açıkçası, çocuklarımızın aslında daha kaliteli eğitim almasının önünü açan önemli gelişmelerdir.

Öğretmenlerimizin mesleki gelişmelerini desteklemek, özlük haklarını iyileştirmek ve eğitimde kaliteyi artırmak amacıyla biliyorsunuz, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nu düzenledik. Bu kanunla öğretmenlik mesleğine kariyer basamakları eklenerek "uzman öğretmen" ve "başöğretmen" ünvanları getirerek öğretmenlerin mesleki bilgi, beceri ve deneyimlerine göre kariyer yapabilmelerinin de yolunu açmış olduk. Aynı zamanda öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında yapılan iyileştirmelerle eğitim sistemimizin omurgasını oluşturan öğretmenlerin motivasyonunun artırılması, mesleklerine daha güçlü bir şekilde bağlı olmalarını sağlamayı amaçlamıştık. Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun, eğitimde niteliği artırmak için öğretmenlerimize verilen değerin bir yansıması olduğunu düşünüyorum ve ülkemizin geleceği için de önemli bir yatırım olduğunu açıkçası düşünüyorum.

Yine, desteklerle eğitimde sosyal adaletin sağlanması için 2025 yılı bütçemizden öğrencilerimize sağlanacak nakdî ve ayni destekler için 182,4 milyar TL ödenek ayırmış bulunmaktayız. Bunlardan 63 milyarı öğrencilerimizin faydalanacağı burs ve öğrenim kredisi için, taşımalı eğitim ve yemek yardımı için 41,6 milyar, engelli çocuklarımızın eğitim desteği için 46,8 milyar, yurtlarda barınan öğrencilerimiz için de 8,7 milyar, ücretsiz kitap dağıtımı için 11,2 milyar TL kaynak ayırıyorsunuz. Biliyorsunuz, öğrencilerimiz okula başladığında kitapları okula başladıkları gün masalarının üzerinde oluyor, üstüne üstlük onun haricinde ek ders kitaplarını da öğrencilerimize ücretsiz olarak yine biz sağlıyoruz.

Tabii ki şimdi, taşımalı eğitimle ilgili -sunumunuzda vardı Sayın Bakanım- yaklaşık 1 milyon 146 bin 213 öğrencimizi taşımalı uygulamayla taşıyoruz, 2024 yıl içerisinde öğrencimizi taşımışız. Buradan ücretsiz öğle yemeği verdiğimiz öğrenci rakamını da ifade etmek istiyorum: 2023-2024 yılı için 1 milyon 29 bin 250 öğrencimize de yemek sağlıyoruz.

Yine, maddi durumu yetersiz öğrencilerimize sağlanan barınma, yemek, giyim ve destekler eğitimde sosyal adaleti sağlamanın temelini oluşturmakta ve bütün çocuklarımızın eğitim hakkına erişimini garanti altına almak adına önemli bir adımdır.

Yine, özel eğitime ihtiyacı olan çocuklarımızı da asla unutmuyoruz. Ülkemiz genelinde 637 bin destek eğitim odası, 221 bin özel eğitim sınavı, 297 uygulamaevi ve 618 meslek atölyesiyle özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerimize eğitim imkânı sağlıyoruz. Aslında özel eğitimde geçmişe nazaran kıyasladığımızda çok önemli adımlar attık. Ben bu anlamda da Bakanlığımızı tebrik etmek istiyorum. 2024 yılı itibarıyla Özel Çocuklara Özel Materyaller Projesi kapsamında yaklaşık 1 milyon eğitim materyalini de öğrencilerimize ulaştırmış bulunmaktayız.

Bizler, bugün bu bütçeyi Türkiye'nin aydınlık geleceği için bir köprü olarak görüyoruz. Eğitimi bir harcama olarak değil bilakis geleceğe yatırım olarak değerlendiriyoruz. Bugüne kadar AK PARTİ olarak da böyle değerlendirdik.

Kız çocuklarımızdan dezavantajlı olan öğrencilerimize kadar her bir evladımızın hakkını gözeterek hazırladığımız bu bütçenin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.