KOMİSYON KONUŞMASI

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkanım teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, Sayın Bakanım, kıymetli bürokratlar; tabii, bizim orada bir söz var "Bir ambar buğdayın bir avuç mostrası olur." diye. O yüzden yüzlerce olumsuzluktan bahsetmeyeceğim. En son, en canlı ve biraz önce Meclis bahçesinde yaşadığımız hadiseden bahsederek bütün fotoğrafı koymak istiyorum.

Sayın Bakanım, Kayseriliye demişler ki: "Dünyada ne ucuz?" O da demiş ki: "Elin uşağı ele ucuz." Nihayetinde insanın, emeğin bir değeri ve kıymeti ne yazık ki bizim memlekette hususen de Bakanlığınızda hiç kalmadı. Nasıl mı? Söyleyelim, tekrarda fayda var, tane tane bir kez daha anlatalım ki belki vicdanlar birazcık bu kıyımı, bu haksızlığı anlarlar. Mesele şu: Öncelikle "Mülakatları kaldıracağız." demiştiniz, kaldırmadınız vesaire, onlardan vazgeçtik. Zaten sözünüzü tutmamak gibi bir geleneğiniz var iktidarınızın ama alenen, apaçık bir hak gaspına şu hazırun ve Sayın Bakan ve sayın bürokratlar nasıl göz yumuyor ve yok sayıyorsunuz? Mülakatları yaptınız bütün itirazlara rağmen. Normalde kontenjan içerisinde olan, atama bekleyen, o hayalle "Nereye gideceğim?" diyen, mülakatı da iyi geçen öğretmen arkadaşlar. Bir de baktılar ki eğer Bursa'da girdiyse bütün öğretmenlere standart ortalama yuvarlamayla 1 puan ama İzmir'de girdiyse 4 puan, misal Kütahya'da girdiyse 7 puan, bazı yerlerde 10 puan verildi. Bir de ne görsünler, çok net örneklendireyim: Bugün 4 meslektaşım öğretmen arkadaşım buradaydı; Eda Nur Hoca, Özkan Hoca, Tuğba ve Sevgi Hocalar. Eda Nur Hoca, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni, yanılmıyorsam 500'üncü sıradaydı, atama bin civarındaydı, puanı da iyiydi, yuvarlandı; a, bir de ne görsün, başka illerdeki bu fazla puan yüzünden 1.500'üncü olduğunu öğrendi. Bütün hayalleri yerle bir oldu. Yaklaşık dört saattir ağlıyorlar, görüşmek istediler, tabii, Sayın Bakan görüşmedi, Sayın Genel Müdür dinledi ve notunu iletti. Böyle bir haksızlık olmaz. Buna "evet" diyemeyiz. Bu doğru olmaz. Yüzlerce insanın hakkı gasbediliyor, sizden iş istemiyorlar, ekmek istemiyorlar, artı torpil istemiyorlar, tavassut istemiyorlar; "Kazandığım hakkı niye vermiyorsun?" diyorlar. Sayın Bakan, size sesleniyorlar. Neden gasbediyorsunuz haklarını? Ayetikerime midir bu? İptal edin, bu mülakatları iptal edin. Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Sayın Cumhurbaşkanım, sizin zaten "Mülakat kalkacak." sözünüzü bu bürokratlarınız, bu bakanlarınız yere düşürdü, mülakatı kaldırmadı ama bari bu haksızlığa müsaade etmeyin. Hiç Allah korkunuz yok mu sizin? O nedenle gelin, bu işi düzeltin, bu mülakatları iptal edin. KPSS puanıyla atama yapın. Eğer bunu yapamıyorsanız bu, sizin mülakat ucubenizden dolayı mağduriyet yaşayan öğretmen sayısı kadar ek kontenjanla atama yapın. Bunlar bu memleketin evlatları, yıllarca bu iş için beklediler. Neden bu örnek üzerine yoğunlaşıyorum? İşte, sizin bir ambar buğdayın bir avuç mostrası bu, öğretmen atayamıyorsunuz adil bir şekilde ya. Durum vaziyet bu.

İkinci konuyu dile getireyim hemen: Sayın YÖK Başkanımız, af bekleyen öğrenciler var, sayıları 728 bine ulaşmış. Gerek depremden dolayı, ekonomik şartlardan ve başka konulardan dolayı affı bekliyoruz.

Diğer taraftan, hâlen çocuklarımız Andımız'ı okuyamıyor mahkeme kararına rağmen, Danıştaya itiraz ettiniz ve ne yazık ki Andımız okunmuyor, Andımız okunmalı.

Teşekkür ediyorum.