KOMİSYON KONUŞMASI

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teşekkür ederim, Sayın Başkan.

Sayın Bakanımızı ve değerli bürokratları saygıyla selamlıyorum. Komisyon üyesi milletvekillerimize de ayrıca saygılar sunuyorum.

Sayın Bakanım, tabii, biraz keyfiniz kaçtı, haklısınız. Hem yorgunluk var hem Sayın Cumhurbaşkanının ekrana düşen ifadelerinden dolayı haklısınız, canınız sıkkın ama inanın, sizden fazla bizim vatandaşımızın canı sıkkın, en çok da ekonomi politikalarından dolayı. Ama önce şu cümleleri bir kuralım: Birincisi, bugün Türkiye'de üzücü bir deprem yaşadık, bir tanesi Malatya Doğanşehir'de oldu, 4,9 büyüklüğünde; Rize'de iki tane deprem meydana geldi. Buna özellikle dikkat çekip seçim bölgem olduğu için Meclisi bu arada uyarmak istiyorum, sizleri de uyarmak istiyorum, bütçe yanı sizi ilgilendirir çünkü. Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde 4,8 büyüklüğünde -bu Kandilli'nin verisi, bir de AFAD'ın verisi var- Hemşin'de de ayrıca 4,7 büyüklüğünde aynı saatlerde iki tane deprem meydana geldi. Çevre illerden de hissedilen bu deprem insanları kaygıyla sokağa döktü. Bunları niye anlatıyorum? Çok şükür can kaybımız yok, aldığımız verilere göre, birkaç basit yıkım var.

Ama bunları niye anlatıyorum? Şunun için anlatıyorum: Türkiye'de bir deprem gerçeği var ve onca yaşadığımız acılar, onca yüklendiğimiz mali tablolar, bunlarla ilgili henüz daha yeterli tedbiri almamış olmamız açısından bizlere bir uyarıdır. Bakınız, Rize dördüncü derece deprem bölgesiydi yani deprem olmayacak bir yer idi ama Karadeniz'de aktif diri faylar var ve Ayder, Çamlıhemşin bölgesinde ve Hemşin bölgesinde sıcak su kaynaklarının patlamasıyla oluşan bu deprem önümüzde sizin ruhsatlandırdığınız maden sahalarında büyük facialar yaratabilir. Demek ki bunun için önce bu ruhsatlandırılmış maden sahalarını -yani bu illerin yüzde 70'ine vermişsiniz bunu- bir kere bunları durdurmanız gerekiyor ve daha önemlisi, buradan uyarıyorum, bakın, bu depremler -ben iyi bir mühendisim, yer bilimleri açısından da ciddi fikrim var- zaten yumuşamış olan toprağın tutunma gücünü azaltacak ve yeni heyelanlar meydana gelebilecektir. Bu yüzden, bu alanların zemin etütlerinin yapılması, insanların mal ve can kaybının oluşmaması için ^ ? 48 Numaralı Dokümanın Sonu ? ^ Görevli Stenograf: FEVZİYE YARDIM Görevli Uzman Stenograf: FAHRİYE TEZCAN 15.11.2024 15:45 şimdiden Meclisimiz aracılığıyla bu uyarımı yapmış olayım.

Sayın Bakanım, gelelim sizinle ilgili verilere. TÜİK'e göre 2024'te TÜFE enflasyon oranı yüzde 48,58 -hepimiz biliyoruz- ENAG'a göre ise bu yüzde 89,77 olarak belirlenmiş. Oysa bugünün verilerine göre açlık sınırı -bugünün verisi bu- 29 bin TL olmuş ve yoksulluk sınırı da 78.600 TL olmuş ama sizin ve ekonomi kurmaylarınızın asgari ücretlilere, ücretli geçinenlere vermeyi düşündüğünüz miktar yüzde 20-25'te sınırlı olunca bu milleti yoksulluğa mahkûm ettiğiniz bir daha ortaya çıktı.

Bu yeni sistemdeki 4'üncü Ekonomi Bakanısınız siz. Sayın Bakan, göreve geldiğinizde şu cümleleri kullandınız: "Türkiye'nin rasyonel politikalara dönmekten başka çaresi kalmadı." dediniz. Ülkenin akıl dışı ekonomi politikaları nedeniyle krize girdiğinden bahsettiniz aslında. Ben de sizin bu ifadelerinizden bir gün sonra Karadeniz'deydim, beni Niyazi dayı yakaladı Sayın Bakan, dedi ki: "Ya, yeğen, ha bu rasyonel ne demektir, bana bir anlat." Dedim ki: Dayı, bu rasyonel, akılcı demektir yani ekonomide akıllı politikalar uygulamaktır. "Aferin yeğen, yapsın o zaman." dedi. O Niyazi dayı bu sözlerinizi bana geçen hafta tekrar hatırlattı, size selam söyledi, dedi ki: "Ne oldu yeğen ekonomi politikaları? Açız, bezdik, darlandık." Ben de ona dedim ki az kaldı, sabret, biz onları göndereceğiz, seni mutlu edeceğiz Niyazi dayı. Öyle görünüyor ki sizin ekonomi politikalarınızla vatandaşın mutlu olma şansı yok.

Şimdi, demin en güzel Cevdet Vekilim ifade etti, hakikaten de Ziraat Bankasının "a" harfinin değişimiyle 1 milyar TL'lik vatandaşa bir yük verilmiş olması hâlinden dolayı bir düşündüm de ya bu a'dan z'ye gitseydi ne yapacaktık arkadaş? Neyse ki a'da bitti şimdilik.

Sayın Bakan, göreve geldikten sonra Eylül 2023'te, 2024 ve 2026 yıllarını kapsayan orta vadeli programı, Ekim 2023'te On İkinci Kalkınma Planı'nı, Mayıs 2024'te de kamuda tasarruf tedbirleri paketini açıkladınız. Eylül 2024'te yeni bir orta vadeli plan açıkladınız, öncekini revize ettiniz. Büyüme hedefini, enflasyon hedefini, işsizliği ve cari açık beklentilerinizi değiştirdiniz. Hiçbir öngörünüz tutmadı. Yeni OVP'deki hedeflerinizden de ne yazık ki uzaksınız.

Bugünkü sunumunuzda sadece "Beklentimiz vardır." diyerek ifadelerinizin eskisi gibi olduğunu gördük. Enflasyonla mücadeleyi ne yazık ki kâğıt üzerinde yapıyorsunuz. TÜİK'in rakamları eğip bükmesiyle hedeflerinizi tutturamıyorsunuz, enflasyonla mücadeledeki başarısızlığınızı EYT'ye ve dolaylı olarak da muhalefete yükleyerek sorumluluğu üzerinizden atmaya çalışıyorsunuz.

Yeni OVP'yi 5 Eylül 2024'te birlikte açıkladığınız Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz dezenflasyon sürecinin etkili olmaya başladığını söyledi. Dezenflasyon ekonomide daralmaya yol açar. Oysa yeni OVP'de iddialı büyüme hedeflerinden vazgeçmiyorsunuz. Enflasyonu düşürürken büyümenin de devam edeceğini ifade ediyorsunuz. Çelişkiniz şu: Enflasyonla mücadeleyi verimi, üretimi artırarak yapmıyorsunuz yani üretimde eksiklik var. Alım gücünü azaltarak, talebi azaltarak enflasyonla mücadeleyi yapıyorsunuz. Bu şekilde bu yürümez. Bu akıl dışı yöntemin faturasını da ne yazık ki dar gelirliler karşılıyor.

"Asgari ücreti artırmak enflasyonla mücadeleye zarar verir." diyorsunuz "EYT'yle bütçe açık verdi." diyorsunuz. "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz." diye bir söz vardır bu durumlar için söylenen, yazık! Açlık sınırının yarısı kadar maaş ödediğiniz emeklilerin o parayı alması da mı zorunuza gidiyor? Emekliliği tamamen kaldırmak mı istiyorsunuz? İşçilere ücret ödenmesin, karın tokluğuna çalışsınlar mı istiyorsunuz? Öte yandan, 5'li çete dediğimiz şirketlere yapılan astronomik garanti ödemelerinden hiç söz etmiyorsunuz; o haksız, kirli ticarete hiç dokunmuyorsunuz. O şirketlerin ^ ? 49 Numaralı Dokümanın Sonu ? ^ Görevli Stenograf: ONUR KÖSE Görevli Uzman Stenograf: HASAN FERHAT AYDIN 15.11.2024 15:50 vergilerini silmekten, yeni teşvikler ve istisnalar getirmekten de geri durmuyorsunuz. Tek bildiğiniz, garibanların üzerine yeni vergiler salmak, hayatı zar zor geçinen, hatta geçinemeyen insanlar için daha zorlaştırmak. Verginin vergisini alıyorsunuz, kredi kartı limitinden bile vergi almaya kalktınız. Kamuda tasarruf paketi açıkladınız ama buna kendiniz bile riayet etmiyorsunuz. Alacaklarınıza şahin, borcunuza güvercin pozisyonundasınız. "Asgari ücrete, emekli maaşlarına hedef enflasyon oranında artış yapalım ama devletin alacaklarına geçmiş dönem enflasyonuna göre artış yapıp tahsil edelim." diyorsunuz. İşçiye, emekliye, emekçiye uydurduğunuz bir hedef enflasyon rakamıyla artış önermek vatandaşı enflasyona ezdirmekten ibarettir. Bu bütçenin halkımıza hiçbir yararı yoktur; yine, esnafı, tarımı, köylüyü, çiftçiyi, öğrenciyi, öğretmeni düşünen bir yanı yoktur. Bu yüzden bu bütçenizi kabul etmiyoruz. Daha müreffeh bir Türkiye için de biz üzerimize düşeni yapacağız. Seçim yoluyla sizi gönderip... Hiç merak etmeyin, yakın tarihte yapacağımız bir seçimle Türkiye'yi rahata erdireceğiz diyorum.

Bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Saygılarımı sunuyorum.