KOMİSYON KONUŞMASI

SİNAN ÇİFTYÜREK (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, sayın vekiller, sayın bürokratlar; ben üç noktayı sizin dikkatinize sunmak istiyorum, değinilmemiş üç noktayı; değerlendirmek, dikkate alıp almamak sizin takdirinizdedir. Hani o üç noktaya geçmeden önce şunu belirteyim: Sayın Bakanın bütçe konuşmasını dinledim, planlamayı gözden geçirdim; işçilere dönük, yoksullara dönük, emekliye dönük Kürt'e dönük, özellikle bölgeler arası ayrıma dönük olarak somut bir şey yok, onun üzerinde duracağım.

Şimdi, ben sabahtan beri dinliyorum, neyi tartışıyoruz, nerede tartışıyoruz? Cari açığı azaltmaya dönük olarak söylemler dile getiriliyor. "Enflasyonu düşüreceğiz." deniliyor. Daha önemlisi "Biz 17'nci ekonomiyiz şu anda dünyada ama yakında, Allah'ın izniyle -ya da işte- çabamızla biz bunu 11-12'nci ekonomiye düşüreceğiz önümüzdeki yirmi, otuz yılda." deniyor. Hangi coğrafyada bu söyleniyor? Tarihin beşiği, medeniyetin beşiği, daha önemlisi ekonomik devrimin ilk odağı, ekonomi biliminin ilk yazıldığı coğrafya olan Verimli Hilal ile Anadolu'yu kapsayan coğrafyada bu iddialar söyleniyor ya da bu söylemler dile getiriliyor. Olması gereken neydi aslında? Olması gereken... Japonya'nın nesi var Sayın Bakan ya da sayın vekiller? Fransa'nın, Almanya'nın nesi var? Onlar kaçıncı sırada, biz kaçıncı sıradayız, bunun üzerinde herkesin düşünmesi lazım; bir bu.

İkincisi: Şimdi, ben Sayın Bakanı dinledim, AK PARTİ yetkililerini de dinledim. Bölgeler arası ayrımı gidermeye gelince dilleri peltekleşmeye başladı "Gidermeye çalışıyoruz." dediler, tablo o bakımdan vahimdir. Neden tablo vahimdir? Çünkü çıplak olarak TÜİK'in, devletin... Devletin 2 haritasını size göstereceğim. Daha önce birini Mecliste göstermiştim, bu harita bölücü demiştim, bir tarafta Anadolu, bir tarafta kürdistan. Biz kürdistan dediğimiz zaman siz kızıyorsunuz ama TÜİK diyor. Buyurun işte, TÜİK kürdistan haritasını çizmiş, çok net çıplak olarak. Buyurun, Anadolu zengin, kürdistan bölümümüz fakir; doğru mu Sayın Bakan? Siz de Batmanlısınız. Dolayısıyla ben metinde bu bölgeler arası ayrımı giderecek olan somut herhangi bir şey görmedim. Bunun üzerinde düşünmenizi, sadece sizin değil, bütün vekillerin, bütün partilerin düşünmesini istiyorum çünkü bu harita çok şey öğretiyor, bilginiz olsun.

Üçüncü nokta: Bununla bağlantılı olarak sorunların kaynağında ne yatıyor? Şimdi deniyor ki: "Biz cari açığı düşürmeye çalışacağız." Enflasyon patladı ya da diyelim ki asgari ücret açlık sınırının altında kaldı ve önemlisi, faiz verisi hâlâ yüzde 50. Benim kanaatim şu nokta üzerine düşünmemiz lazım, Maliye Bakanı bunu en iyi bilendir: Küresel sermaye, sermaye güvenli liman arar. Demin dediniz ya "Tablo çok iyi, sermaye gelecek buraya." İyi de Türkiye doludizgin katı bir merkeziyetçiliğe gidiyor. Küresel trend yerelleşme, desantralizasyon ama Türkiye Doğu despotizmine özgü olan katı bir merkeziyetçiliğe gidiyor. Bu esasında, demin sözünü ettiğim sorunların çözümü yerine sorun üretmeye aday olarak görünüyor ve sorunları daha da ağırlaştıracaktır. Yani tek adam rejimi deyin isterseniz, ben onun yerine Doğu despotizmi demeyi daha tercih ediyorum; Türkiye öyle bir noktaya geldi ki tıpkı Rusya nasıl ki Doğu despotizminin Hristiyan versiyonunu temsil ediyorsa Türkiye de -Mısır'ı da sollama yolunda- Doğu despotizminin İslami versiyonu yolunda ilerliyor.

Son olarak çağrım şudur benim: Demin söylediğim bu üç nokta... Hani Sayın Bahçeli bir çağrıda bulundu "İç barış, iç birlik." dedi, Sayın Erdoğan bunu desteklenen açıklamalar yaptı "Diyalog lazım." dedi ama karanlığa ıslık çalarak bunları söylediler. Sözünü ettikleri şey, İran-İsrail savaşından tehdit algılanıyor, bu tehdidin algısının temelinde demin söylediğim harita yatıyor. "Bu, ciddi sorundur." deniyor. Bu nedenle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Peki, teşekkür ediyorum.

SİNAN ÇİFTYÜREK (Van) - Ben teşekkür ediyorum.