| Komisyon Adı | : | (10 / 2, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Eşitlik İzleme Kadın Grubu (EŞİTİZ) Temsilcisi Hülya Gülbahar'ın, aile içi şiddet hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 18 .02.2016 |
SAİT YÜCE (Isparta) - Teşekkür ederim, sağ olun.
Hem Candan Hanım hem Hülya Hanım haklarını helal etsinler, biraz sesi yükselttim ama hakikatini bilseler herhâlde biraz daha farklı olurdu.
O gün, yani iki önceki Komisyondan bir gün önce Isparta Emniyet Müdürünü aramıştım, sonra da İstanbul Başsavcılığından bir başsavcımızla konuştum. Onlar dediler ki: "Sait Bey, bu Komisyondasınız, bilin -Hüsnüye Hanım'ın da ifade ettiği- hakikaten yanlış uygulamalar oluyor. Zaten adı da üstünde, araştırma komisyonu. Burada eksiği, fazlayı tespit edeceğiz ki onu tedavi edeceğiz, telafi edeceğiz. Kanunun uygulamasında hakikaten bazı aksaklıklar oluyor yani istisnai şeylerdir o, mesela, kadının haksız yere adamı evden uzaklaştırması ama var mı? Var. Bunun örneklerini bir emniyet müdürü, bir başsavcımız örnekleriyle söyledi. Ben, arzu ederseniz, getiririm onları da.
Onun dışında, yani, erkek milletvekillerinin duyarsız olduğunu söylemek gerçekten haksızlık olur. Niye? Ben, en azından kendi açımdan söyleyeyim: Son dört beş televizyon konuşmasında sadece bu konuya ayırdım. Özellikle Hazreti Peygamber Aleyhissalatü Vesselam'ın... Ben aynı zamanda bir ilahiyatçıyım yani bu Komisyonda hukukçular var, doktorlar var, psikologlar var, sosyologlar var ama ben de ilahiyatçıyım, kendi açımdan ele alıyorum. O programların tamamında kadına şiddeti... Hatta o kadar ağır şeyler de söyledim ki kadına şiddet uygulayan erkeklerle ilgili, belki burada söylesem "Ya, bu da olur mu?" dersiniz. Dolayısıyla, mesela, Hazreti Peygamber'in hayatından örnekler verdim, kızı Fatıma Medine-i Münevvere de Mescidi Nebevi'nin bitişiğindeki evine geldiği zaman -evi dediğimiz de işte tek odalı- kapıda karşılıyor kızı Fatıma'yı (RA). Ayağa kalkıyor, onu böyle eliyle kaldırarak kendi oturduğu mindere getiriyor, o minderi ona takdim ediyor. Onu da herkese göstererek yapıyor. Yani bir erkek, örnek bir Peygamber, insanlığa önder olmuş, örnek olmuş bir Peygamber kadına nasıl davranılması gerektiğini kızı Fatıma'ya göstererek yapıyor.
Çok haklısınız, hem Candan Hanım hem Hülya Hanım ve benzer ifadeleri kullananlar pek haklılar, gerçekten erkeklerin çok büyük bir kısmının maalesef ve maalesef bu nezaketten yoksun olduklarını ben biliyorum. Çünkü yani her ne kadar bir önceki Komisyon toplantısında ifade ettiğim gibi, bu meseleyi istismar edenler ya da hakiki manada bir Allah'a iman, hakiki manada ahirete imanı olan bir adam -bakın, orada "hakiki" kelimesini kullandım- hakiki manada olan bir adam "Ben ateşlerde yanarım, ahirette bunun hesabını veremem." diye kadına el kaldıramaz, şiddet uygulayamaz, hiçbir canlıya, hiçbir mahluka, hayvana, bitkiye, hiçbir şeye. Bunlar, bizim dinimizin hakiki anlamda hem Kur'an'da hem sünnette hem hadisi şeriflerde üzerine basa basa vurgulanan hususlardır.
Tabii ki bu meseleleri burada dile getirmemiz... Yani biz aslında farklı şeyler söylemiyoruz ama birbirimizi suçlamadan; Hükûmeti, devleti, partiyi suçlamadan, bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın...
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Suçlama değil de eleştiri.
SAİT YÜCE (Isparta) - Tabii, eleştiri olabilir, bir şey demiyorum olsun da tabii ki ama birbirimizi anlarsak meseleye daha iyi çözüm getirebiliriz.
Yani inanır mısınız, ben her gittiğim yerde kadınlara nezaketle davranılması gerektiği hususunu o kadar üstüne basa basa basa söylüyorum ki hatta bazı ağır tedbirler getirilmesini de bazen teklif ediyorum. Onun için, burada...
BAŞKAN - Toparlayalım Sait Bey.
SAİT YÜCE (Isparta) - ...birbirimizi yanlış anlamayalım, yapmak istediğimiz şey budur. Zannetmeyin ki biz bu meselede sizden farklı düşünüyoruz ama yani, suçlamadan uzak, sadece çözüme yönelik ortak şeyler geliştirelim.
Teşekkür ederim.