KOMİSYON KONUŞMASI

İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Ben de Sayın Bakanı, değerli milletvekillerimizi ve İçişleri Bakanlığının değerli bürokratlarını saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, İçişleri Bakanlığı elbette ki hepimizin bildiği üzere, oldukça önemli görevleri ihtiva eden bir kurum ama en önemli görevlerinden biri de hiç şüphesiz ki valiler ve kaymakamlar eliyle koordinasyon ve Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik üzerinden de denetim yetkisine sahip olmuş olması.

İçişleri Bakanlığının taşradaki diğer bakanlık birimlerinin koordinasyonunu sağlaması niçin çok önemli? Özellikle İzmir'de son olarak 5 canın kaybolması hadisesinde özellikle İçişleri Bakanlığının Valilik ve Kaymakamlık üzerinden bu koordinasyonu bizatihi kendilerinin yürütmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.

Bugün 2 konuya temas etmek istiyorum. Bakanlığa ilk geldiği günden itibaren -Sayın Bakan ısrarla "Kabine dönemimiz" olarak ifade ediyor- Kabine döneminden başlamak kaydıyla uyuşturucuyla mücadelede çok önemli adımların atıldığını görüyoruz. Ancak bu uyuşturucuyla mücadelede devlet olarak da Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulunun kurulduğu ve bu Yüksek Kurul üzerinden de son dönemde Sağlık Bakanlığına koordinasyon yetkisinin verildiğini görüyoruz. Sayın Bakanın burada ifade etmiş olduğu uyuşturucu maddelerle mücadelede, özellikle satışa arz ve el değiştirme üzerine yapılan operasyonların sayısının bir hayli fazla olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Lakin bu, sadece polisiye tedbirlerle ve son aşamada yapılacak mücadeleyle olmaz Başkanım. Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulunun yapmış olduğu görev son derece kapsamlı ve geniş yetkiler de ihtiva ediyor.

"Türkiye Uyuşturucu Raporu, Eğilimler ve Gelişmeler" adlı raporu da son iki yılın bütün verilerini de inceledim. Burada sadece "Bu dönem Sağlık Bakanlığı bu işi yürütüyor." diyerek buraya bırakmamak lazım. Son 5 evladımızı 17 kez Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gitmiş, yerinde incelemiş ama o çocukları devletin uhdesine almayı ihmal etmiştir. Bu, hepimizin ayıbıdır; bu, devletin tüm kurumlarının ayıbıdır, bir eksikliğidir. Bunu özellikle ifade etmeyi bir vazife olarak görüyorum, İzmir'deki hadise yurdun değişik yerlerinde de görülebilir.

Bir diğeri -genel ahlakla sorumludur İçişleri Bakanlığı- kumar ve bahis oyunları üzerine mutlak surette giderilmesi lazım. Özellikle dijital medya üzerinden yapılan kumar oyunlarının çok daha sağlıklı bir şekilde üzerine gidilmesinde fayda var.

Bir diğer husus, göçmen sorunu. Burada sizin daha önce de basına yansıyan bir açıklamanız olmuştu, güncelliğini hâlâ koruyor gördüğüm kadarıyla. Geçici koruma altındaki Suriyelilerden 731.146'sının adreslerini yenilemediğini ifade ettiniz ve şu an itibarıyla sunumunuzda da adresini güncellemeyen 150.327 kişinin olduğunu ifade ediyorsunuz. Bu, geçici koruma altındakilerin yaklaşık üçte 1'inden daha fazla bir oranına tekabül ediyor.

Bizim görevimiz bunları denetim altında tutmak Sayın Bakanım, denetim altında tutmadığımız müddetçe, toplumsal olarak nerede, ne yaptığını kontrol etmediğimiz takdirde ilerisi açısından bizim adımıza, ülke adına bir felaket. O yüzden bunları bir an önce kayıt altına almak ve bunların denetimini gerçekleştirmek Bakanlığınızın en önemli görevlerinden biri olmalı.

Yine, özellikle son yasa teklifiniz şu an itibarıyla Meclis Genel Kurulunda görüşülüyor, orada Komisyonda da söyledim. Bu Göç Vakfına ilişkin, Vakıf kurulmuş ancak detaylarını bize şu an itibarıyla yasalaştırıyorsunuz. Bu şekilde her Bakanlığın her birimine ayrı ayrı vakıf kurma alışkanlığından vazgeçmek lazım Sayın Bakanım çünkü biliyoruz ki İçişleri Bakanlığının 2 tane vakfı var, bir de Göç Vakfıyla birlikte... Bunların sınırlarını tam koymadığınız ölçüde çok da keyfî yönetiliyor ve bunu denetim altında tutmak elbette zorlaşıyor. O nedenle, bu hususu yine Genel Kurulda da ifade edeceğiz ancak burada sizi görmüşken bir sefer daha ifade ediyorum. Çünkü zaman zaman bakanlar kanunları geçerken Meclis Genel Kuruluna gelmeyebiliyorlar, umarım siz gelirsiniz.

Bir diğer husus, güvenliğimizin teminatı Polis Teşkilatımızın her bir ferdi ve aileleri huzursuz ve mutsuz bir hayatın parçası hâline gelmiş durumda. Üzerinde üniforması olan ve özellikle sizin Bakanlığınızın uhdesinde olan kolluk kuvveti vazifesini görenler arasında ücret dağılımında bir adaletsizlik var. Bunu birbirlerine yaklaştırmanın sizin göreviniz olduğunu düşünüyorum. Ve özellikle Emniyet Teşkilatı mensuplarına, anayasal hak olan sendika hakkının da polislere verilmesi... Grev ve toplu gösteri ve yürüyüşe katılmadan en azından kendileriyle alakalı ücretlerin tespiti konusunda mutlak surette katılmalarının uygun olacağı kanaatindeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)