KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, İçişleri Bakanlığımızın değerli bürokratları; hepinizi selamlıyorum.

Sayın Bakan, Türkiye ne yazık ki kumar, uyuşturucu, çete ve mafyavari örgütlenmenin merkezi hâline gelmiş durumda. Göreve geldiğinizde bu yapılarla mücadele edeceğinizin sözünü verdiniz, bizler de mutlu olmuştuk; bunun takdirini size bırakıyoruz. Sokakların çetelerden, illegal örgütlenmelerden ve uyuşturucudan temizlenmesi konusunda zaman kaybetmeden acil adım atılması gerekir ancak Bakanlığınızın ne derece bu konularla ilgilendiğini yine sizin takdirinize bırakıyorum.

Sayın Bakan, bakın, size bir fotoğraf göstereceğim ve fotoğraftaki bu durum Türkiye'nin hemen hemen her tarafında fazlasıyla var. Maalesef son dönemlerde ilim Adana'da çeteler, uyuşturucu çeteleri motosikletlerle sağa sola ateş açarak vatandaşlara "Ceza kestim." diyerek aleni hareketler yapıyor; takdirini size bırakıyorum. Ellerinde Kaleşnikoflarla her tarafı taramaya başladılar yani burası iç savaşın olduğu bir ülke ya da uyuşturucu kartellerinin hesaplaştığı Meksika gibi bir yer değil, Adana'mızın merkezî yeri.

Ayrıca, Çukurova'daki çiftçilerimizin genelde de birçok defa arazilerine çöküldüğü, ürünlerini daha toplamadan mafyanın gelip ürünlerini gasbettiğine dair bizatihi müracatları var bizlere ve maalesef her gün bunları yaşıyoruz.

Ayrıca, ilim Adana'da uyuşturucu almış başını gidiyor; uyuşturucu suçlarında Türkiye'de 8'inci sırada maalesef ve uyuşturucu kullanımı yaşı da Adana'da 13 ile 14'lü yaşlar ki bu, Emniyetin verilerinde sabit ve maalesef cezaevine giren hükümlü sayısında da Türkiye'de 6'ncı sırada ve Suriyelilerin en yoğun yaşadığı illerden de 5'inci sırada.

Bakın, yine size iki tane fotoğraf göstermek istiyorum; bu Adana'nın arka sokaklarından değil, merkezî sokaklarından ve burası Pakistan, Afganistan veya Irak değil, burası memleketim Adana! Yaşam şekillerini de anlatmaya gerek yok. Uygulanan yanlış mülteci ve sığınmacı politikaları Adana'mızın maalesef demografik yapısını, ayrıca da kültürünü, görüşünü bozmuş durumda; esnafla da ciddi sorunlar yaşıyorlar. Ayrıca, birçok okulumuzdaki sınıflarda Suriyeli öğrenci sayısı Türk öğrenci sayısını ciddi anlamda geçmiş vaziyette ve burada da inanın, öğretmenlerin bizzat bize söylediği şeyler var: "Kendi kültürlerini bize dayatıyorlar. Derslerden çıkıyorlar, bir şey söylediğimiz zaman da 'Tayyip'e şikâyet edeceğiz.' diye bizlere el sallıyorlar." diyorlar. Gerçi, bunu anlatmakla bitiremeyiz; önüne gelen parayı bastırıp Türk vatandaşı oluyor ya da sınırdan kaçak geçip... Bununla da nasıl mücadele edeceksiniz, onu da bilemiyoruz. Tüm bunlar birleşince ne yazık ki memleketim Adana her geçen gün adli vakalarla televizyonlarda anılmaya başlandı. Özellikle uyuşturucu konusunda torbacı tutuklayarak değil, bataklığı kurutarak sonuç almanın daha doğru olacağını hepimiz biliyoruz; bu konuda sizlerin hassasiyetini bekliyoruz.

Ayrıca, son günlerde yine Türkiye'de belediyelere kayyum atanması son yıllarda tartışmalı bir uygulama hâline geldi. İçişleri Bakanlığının terörle mücadele gerekçesiyle hayata geçirdiği bu politikalar, yerel yönetimlerin yetkilerinin fiilen devre dışı bırakılması anlamına gelirken halkın iradesinin hiçe sayılması gibi ciddi demokrasi problemlerini de beraberinde getiriyor. Bize göre kayyum demek, halkın demokratik hakkını gasbederek seçmen iradesini yok saymak demektir, kayyumlar halkın değil, atandıkları otoritenin taleplerine öncelik verenlerdir ve atadığınız kayyumlar yerel yönetimle halk arasında kopukluk yaratarak şehrin ihtiyaçlarına uygun çözümler üretilmesini de engellemektedir. Kayyum uygulamalarına derhâl son verilmeli ve halkın seçtiği belediye başkanlarının yetkileri iade edilmelidir.

Sayın Bakan, bazı sorularım da olacak; bunlara yazılı yanıt verirseniz memnun olurum.

Göreve gelmenizden daha önce Sezgin Baran Korkmaz'ın yurt dışına çıkmadan önce ki İçişleri Bakanıyla görüştüğü, bir gün sonra yurt dışına kaçtığı "mafya" tabiriyle de otele çöktüğü... Geçen dönem burada, benim de olduğum salonda bunu bizzat kendisi ifade etmişti dönemin Sayın Bakanı yine Plan ve Bütçe Komisyonunda ve "Devletin her kademesinin bu olaydan haberi vardı." şeklinde açıklama yaptı. Siz göreve geldikten sonra Bakanlığın konuya müdahil oluş şekli ne olmuştur?

İki; kayyum atanan belediyelerde yapılan harcamalar ve projeler neden şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmamaktadır? Bu durum kaynakların usulsüz kullanıldığı eleştirilerini doğrulamıyor mu?

Üç; Türkiye genelinde, özellikle büyük şehirlerde kayıt dışı yaşayan sığınmacı ve mültecilerin sayısına ilişkin net bir veri bulunmamasının, açıklanan rakamlardan daha fazlasının da olmasının tüm toplumumuz tarafından bilinmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dört; Türkiye'de faaliyet gösteren mafya ve çete gruplarının sayısı son üç yılda kaç kat artmıştır? Bu grupların şehir bazında dağılımına ilişkin detaylı bir analiz var mıdır Emniyetimizde?

Beş; organize...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)