Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Türk Akreditasyon Kurumu ç)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 21 .11.2024 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, çok Değerli Bakan Yardımcılarım, değerli bürokratlar, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli basın mensupları; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sabahleyinki detaylı, güzel sunumunuz için çok teşekkür ediyoruz. İnşallah, bütçemizin şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.
AK PARTİ olarak biz dış politikayı her zaman güçlü, bağımsız ve millî bir anlayışla ele aldık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Türkiye'yi uluslararası alanda, arenada etkin, itibarlı ve adil bir güç hâline getirmek için kararlı adımlar atıyoruz ve atmaktayız. 2002 yılında yalnızca, bakınız, 93 olan büyükelçilik sayısı -bugün Sayın Bakanımız da söyledi- 2024 yılı itibarıyla 146'ya çıkmış durumda. Afrika'da 2002'de sadece 14 olan temsilcilik sayımız, yaklaşık 3 kat artmış durumda. Bu, Türkiye'nin sadece Avrupa ve Orta Doğu'yla değil, küresel ölçekte bir güç olma kararlılığının da aslında en somut göstergelerinden biridir. Ayrıca, konsolosluklarımızın sayısını 58'den 99'a çıkarmış bulunmaktayız. Genişlemeyi ağırlıklı olarak da Afrika ve Güney Amerika bölgelerinde gerçekleştirmişiz. Bu bölgelerde kurduğumuz güçlü bağlar yalnızca ticari ilişkilerimizi değil, insani ve diplomatik bağlarımızı da güçlendirmektedir. Bugün ülkemiz 261 dış temsilcilikle dünyanın en geniş 3'üncü temsil ağına sahip ülkesidir.
Biliyorsunuz, Rusya-Ukrayna savaşında tarafsız, dengeli ve çözüm odaklı bir tutum sergiledik. Türkiye olarak her iki tarafla da diyalog kurabilen ve ara buluculuk yapabilen nadir ülkelerden biri olduk. Özellikle Tahıl Koridoru Anlaşması ve milyarlarca ton tahılın dünya pazarına ulaşmasında ülke olarak barış diplomasisi adına çok etkin görev aldık, hâlâ da bu konuda almaya devam ediyoruz.
İsrail'in Gazze'deki soykırımını uluslararası platformlarda en güçlü haykıran ülkelerin başında gelmektedir ülkemiz ve biz bunu çok ciddi, kararlı ve dik bir şekilde durduruyoruz. Ama buna rağmen hâlâ burada İsrail'le ticaret yaptığımıza dair ya da işte orada Ceyhan'dan İsrail'e petrol sevkiyatı yapıldığına dair ithamlarda bulunmanın, bunun iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Bunlar, bizim bugüne kadar İsrail'in yapmış olduğu soykırıma karşı duruşumuza -tamamen- gölge düşürmek adına yapılan söylemlerdir. Ülkemiz Filistinli kardeşlerimizin... Yani Filistin'de bu soykırım başlamadan önce de biz orada ülke olarak oradaki vatandaşların, oradaki yaşayanların hayatını kolaylaştırmak adına birçok alanda adımlar attık. Yani altyapısından tutun da oradaki birçok hastane, sağlık merkezi, bizim, Türkiye'nin yardımları sayesinde inşa edilmişti. Ama bugün maalesef o hastaneler yıkılmış durumda; binlerce, yüzlerce kadın, çocuk, masum insanlar orada maalesef öldürülmüş durumda. Dolayısıyla bizim İsrail ve Gazze'deki yani Filistin'e karşı tutumumuz, bu savaşla birlikte değil, çok daha öncesinde devam etmekteydi yani ülkemize bu konuda haksızlık etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye, biliyorsunuz, özellikle bu soykırıma karşı hemen karşı, net bir duruş sergileyerek ülkemiz hiçbir ekonomik kazancı da Filistin halkının haklı mücadelesinin üzerinde tutmamıştır. Bunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Biliyorsunuz, TİKA, tabii her ne kadar Kültür ve Turizm Bakanlığının bünyesinde olsa da TİKA'nın yurt dışında etkin bir yapısı var. Bu anlamda da 12 yurt dışı ofisi bulunan TİKA, bugün 63 ofisle 5 kıtada faaliyet gösteriyor. Açıkçası, ben de bundan yaklaşık üç-dört ay önce Balkanlara gitmiştim, Balkanlarda Makedonya Milletvekili Salih Murat Beyefendi bize eşlik etmişti. Bir sözü var, o kadar çok etkilendim ki şunu söylemişti en son ayrılırken kendisinden, dedi ki: "Güneş ana vatanımızla olsun, gölgesi bize yeter." Bu bakış açısıyla... Orada ben TİKA'mızın, devletimizin yapmış olduğu o ihya ve inşa ettiği eserlere şahitlik etmekten dolayı çok büyük bir mutluluk duydum, gurur duydum. Orada, gerçekten, bizim ziyaretlerimizi bekleyen, bizleri çok görmek isteyen birçok soydaşımızla beraber olmak mutluluk verici.
Türk Devletleri Teşkilatı, biliyorsunuz, 2009 yılında Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kuruldu ve Türk Konseyi niteliğinde. Bugün Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve ülkemiz arasındaki bu güçlü iş birliği, bölgesel barış ve kalkınmanın anahtarı olmuştur. Türk dünyası arasındaki ticaret hacmini artırmak, enerji iş birliklerini geliştirmek ve kültürel bağları güçlendirmek için somut adımlar atmak için önemlidir. Türk dünyası teşkilatları, ülkemizin Avrasya'daki stratejik gücünü artırmış, Türk dünyası daha entegre bir yapıya kavuşmuştur. Nahçıvan Koridoru'nun hayata geçirilmesiyle bugün, Türk dünyası bir kara ve enerji koridoruyla birbirine bağlanmaktadır. Bu süreç sadece bölge için değil, küresel ticaret için de kritik bir öneme sahiptir.
Ülkemiz insani yardım konusunda da dünyanın en cömert ülkelerinden biridir. 2023 Yılı Küresel İnsani Yardım Raporu'na göre ülkemiz 7,2 milyar dolar insani yardımla dünya genelinde en çok yardım yapan ülkelerdendir. Gayrisafi millî hasılaya oranla insani yardımlarımız yüzde 0,65 gibi bir orana sahiptir. Bu yardımlar sadece ihtiyaç sahiplerinin yanında olmak değil, Türkiye'nin girişimci ve insani diplomasi anlayışının bir yansımasıdır. Bu duruş, uluslararası arenada ülkemizin itibarını artıran en önemli unsurlardan biridir.
Bugün, evet, Türkiye için mavi vatan da önemli. Biliyorsunuz, mavi vatan, siyasetüstü bir kavramdır. Mavi vatan; Karadeniz'de, Ege'de, Akdeniz'de, Akdeniz kara sularında, kıta sahanlığıyla, deniz yetki alanlarıyla, denizlerin altı ve üstündeki haklarıyla denizlerdeki Misakımillîmiz'dir, millî sınırlarımızdır açıkçası ve bizim millî meselemizdir. Tabii, "Mavi vatan masal!" diyenlerin, bugünkü sunumlarında "Irak ve Suriye'de derme çatma oyun kuruyorsunuz!" demiş olması da açıkçası aslında normal, biliyorsunuz mavi vatanı masal bulanlar, bunu da böyle bir derme çatma oyun olarak görebilirler ama biz buralarda fetih duygusuyla işte oralarda bir oyun kuralım diye değil; Türkiye'nin, ülkemizin sınırlarını koruma altına almak için; bölgemizde, sınırımızda bir terör devletinin kurulmaması için biz o adımları attık. Burada İçişlerimizle, Dışişlerimizle, millî iç güvenliğimizi sağlamak için hangi adımları atmamız gerekiyorsa gereğini yerine getiriyoruz. İşte, Doğu Akdeniz'de, Karadeniz'deki sınırlarda yaklaşık 84 tane sondaj yapılmış ve 46 tanesinde şu an tekrar çalışmaların devam ettiğini Enerji Bakanlığı bütçesinde de gördük. Dolayısıyla devletimizin hak ve menfaatini araması noktasında yapmış olduğu bu çalışmaları görmezden gelmenin ve bunları eleştirmelerinin de doğru olmadığını düşünüyorum ve bunu bir akıl tutulması olarak görüyorum.
Bizim, ülkemizin güçlü duruşunu sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın diyorum. Türkiye, mazlumların sesi olmaya, barışı tesis etmeye ve hak ettiği itibarı korumaya her şeye rağmen devam edecektir.
Dışişleri Bakanlığı bütçemizin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.