KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Özellikle, Hükûmet tarafından lütfen özenle dinlemesini rica ediyorum.

Şimdi, 18'inci maddenin 6'ncı fıkrasında deniliyor ki: "Kurul tarafından sonuçlandırılan başvurulara ilişkin davalarda, yargı yerleri, Kurulun kararını bilirkişi raporu olarak değerlendirebilir." Oysa aynı maddenin, 18'e 3'te "Uzlaşma müzakereleri sırasında yapılan tespitler, alınan beyanlar ve açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz." Uzlaşma anındaki belgeler zaten bütün soruşturmaya ilişkin belgelerdir.

Şimdi, 3'üncü maddede "delil olarak kullanılamaz." derken, 6'ncı maddede "bunların bilirkişi raporu olarak değerlendirebilir." denilmesi hem hukuki bir problem taşıyor hem de yargı yerlerine herhangi bir tavsiyede bulunma hakkına sahip değiliz. O sebeple, 6'ncı fıkranın bütünüyle çıkarılmasını öneriyorum.

İyi ifade edebildim mi bilmiyorum ama... Yani, biliyorsunuz, Anayasa hükmüdür, yargı yerlerine herhangi bir tavsiyede bulunulamaz. Böyle bir tasarı üzerinden de bunu yapamayız. Ayrıca çelişkili bir durum var. bunların gizliliği esastır, kişisel veri sayılacaktır ve korunması gerecektir bu tür sorunların, insan hakları ihlalleriyle ilgili soruşturma ve kovuşturmaların. Bunun değerlendirilmesini diliyorum.

BAŞBAKAN YARDIMCISI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi, şöyle ifade edeyim: Birincisi, bu uzlaşma aşamasında, zaten bir uzlaşma sağlanıyorsa veya sağlanmıyorsa, tüm tespit edilen, yazılan notlar, vesaire alınan kararlar tamamıyla gizli tutulacak; bu esas. Diyelim ki uzlaşma sağlanamadı, uzlaşma sağlanamaması hâlinde konu Kurula gelecek, Kurul bunu müzakere edecek; yani, bu uzlaşma boyutundan farklı bir süreç. Kurula gelecek, Kurul bununla ilgili müzakeresini yapacak. Elbette teknik düzeyde çalışılacak ve bir rapor hazırlanacak ve Kurula sunulacak. Bu raporun, bilirkişi raporu olarak kabul edilebilmesi, edilmesi aslında insan hakları ve eşitlik kurumuna güç veren yani insan hakları ve eşitlik kurumunu daha da etkin hâle getiren bir yapı. O nedenle biz bunu savunuyoruz. Yani, herhangi bir şekilde bu Kurumun, İnsan Hakları Kurumunun raporu, istenildiği takdirde, hâkimin tabii ki takdirinde. Diyelim ki mahkemeye intikal etti konu. Eğer mahkeme bilirkişi raporunu, bu raporu almak isterse Kurum bu raporu verebilecek, isterse de bilirkişi raporu olarak bunu kullanabilecek.

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Efendim, tam da ben böyle söylüyorum. Yargı yerleri isterse yani burada bizim bunu bir madde olarak koymuş olmamız yargı yerlerinin görevlerine bir tecavüz -affedersiniz- sayılıyor. O sebeple zaten böyle bir süreç varsa, yargıca da bildirilmişse, yargıç onu isteyecektir delil toplama hakkı çerçevesinde. Ama bizim burada böyle bir düzenleme yapmamız, yargı yerine bir talimat vermemiz niteliği taşıyacaktır. Biraz önce söylediğim gibi, hem diyoruz ki gizlidir bu belgeler hem de veriyoruz. Ama mahkeme zaten isterse ona karşı gizlilik olmaz, o zaman vermek zorunda kalınır.

BAŞBAKAN YARDIMCISI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi, burada tabii, zorunlu bir durum söz konuşu değil. Ama "yargı yerleri" ifadesi çıkabilir ama madde, bilirkişi "yargı yerleri" ifadesi çıkabilir. Başvurulara ilişkin davalarda Kurulun kararını bilirkişi raporu olarak değerlendirebilir. Tamamıyla tercih mahkemeye ait; ister değerlendirir, ister değerlendirmez ama bununla ilgili de takdir ederseniz bir süreç yaşanıyor. Yani, insan hakları kurumunun gerçekten biz etkinleşmesini istiyorsak, daha da güç sahibi olmasını istiyorsak, böyle bir yetkinin verilmesinin doğru olduğunu biz düşünüyoruz. Özellikle biz kurumu daha da güçlü kılmak açısından bunu koyduk.

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Efendim, zaten mahkeme isterse, talep ederse bunu göndermekle yükümlüyüz. Yani, böyle bir şeyi "Biz göndermiyoruz." diyemeyiz, biz gizlilik koyamayız. Bu bir kanıt niteliği taşır.