Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 28 .11.2024 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 28 Kasım, Tahir Elçi'nin katledilişinin 9'uncu yıl dönümü. Sevgili arkadaşım, dostum, meslektaşım canlı yayında her saniyesinin kaydedildiği bir ortamda öldürüldü, bir kurşunla katledildi ve dokuz yıl tamamlandı, hâlâ Tahir için adalet yok. Cezasızlık, Tahir'in ömrü boyunca mücadele ettiği meseleydi, kendi dosyasında da maalesef böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Evet, basınla başlamıştı linç, yargıyla devam etti ve şu anda Tahir'in katilleri cezasız. Devletin aydınlatamadığı cinayet yoktur Sayın Bakan, aydınlatmadığı cinayet vardır. Sevgili Tahir'in durumu da aynen budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Ne oldu ya?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika dolduğu için...
Devam edin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - "..."(*) Sevgili Tahir'i sevgi, saygı, özlem ve minnetle anıyorum.
Sayın Bakan, konuşmanızı dinledik; adaletten, binalardan birçok şeyden söz ettiniz, adalete siz de temas ettiniz. Evet, adalet her şeyin temeli aslında; bütün yaşadıklarımızın çıktığı nokta adaletsizlik ve adaletsizlik şu anda maalesef Türkiye'de hüküm sürüyor. Bir kara düzen var; şu anda suç işleyenlerin serbest, muhaliflerin, demokratların parmaklıklar arasında olduğu bir iklimde yaşıyoruz. Dilan Polatgillerin serbest, Selahattin Demirtaşların, Figen Yüksekdağların rehin tutulduğu bir adaletsizlik düzeninde yaşıyoruz. Kimse yoksulluğu, adaletsizliği konuşmasın diye, maalesef, suç çeteleri aklanıp paklanıp bir de evimize kadar misafir ediliyorlar. Evet, adaletsizlik maalesef hüküm sürüyor.
Sayın Başkan, adaletsizliğe ilişkin anlatacağım çok şey var ama ondan önce...
(Uğultular)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, her çaldığınızda ben dönüp bakıyorum, ne olur...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, lütfen sükûneti tesis edelim.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Yani sürekli çalıyorsunuz ama otuz saniyem gitti, bir buçuk dakika.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika veriyorum ya...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığı çok önemli, çok hayati ve bütün meselelerin, tabii ki adaletin de yolu yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığından geçiyor fakat Türkiye'de şu anda siz HSK Başkanısınız ve tarafsız değilsiniz doğal olarak ve HSK Başkanı sıfatınıza aslında en büyük Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi. gölgeyi düşürüyorsunuz. Tabii ki diğer mekanizmayı anlatamıyorum. Venedik Komisyonunun, uluslararası mekanizmaların bu konuda çok sayıda raporu var ve maalesef, şu anda yargı taraflı ve bağımlılık ilişkisi var ve iktidar, işine geldiği kararları alkışlayan, işine gelmediği kararları eleştiren bir tabloda.
Kayyım atamalarıyla bağlantı kuracak olursak, yargı o kadar taraflı ve bağımlı ki talimat verildiğinde on yıllık dava dosyasını bir gün içinde karara bağlıyor. Cevdet Konak, Dersim Belediyesi Eş Başkanımızın on yıldır devam eden bir yargılaması vardı; önce hakkında ceza kararı verildi, iki gün sonra da kayyım atandı. Kim bize bunun tesadüf olduğunu anlatabilir? Sıddık Akış, Hakkâri Belediyesi Eş Başkanımızın, yine on bir yıldır devam eden yargılamasında nasıl olduysa önce bir soruşturma başlatıldı, sonra gözaltına alındı, tutuklandı ve hemen kayyım atandı. Bu iki örnek bile aslında yargının nasıl bir istişare hâlinde yönetildiğini, taraflı ve bağımlı olduğunu gösteriyor.
Adli Tıp Kurumundan söz ettiniz yine, Adli Tıp Kurumu en çok şikâyet ettiğimiz meselelerin başında geliyor. Onlarca mahpus maalesef cenazeleriyle dışarı çıkabiliyorlar, özgürleşebiliyorlar ve Adli Tıp Kurumu, bunun yargıdan sonra, hatta paralel bir şekilde bir numaralı sorumlusu. Adli Tıp Kurumu Özge Özbek'e, Hanife Arslan'a rapor vermiyor ama maalesef, farklı suç tiplerinde cezasızlık sebebiyle başka raporlar verdiğini de biliyoruz. Adli Tıp Kurumunun bir an önce gözden geçirilmesi gerekiyor.
Evet, yargıda bir kadrolaşma var, bunu Genel Kurulda çokça anlattık. Tabii ki burada yolsuzluk ve rüşvet çarkının derinleştiğini bence siz de gayet iyi biliyorsunuz. Mafyatik ilişkilerin nasıl hüküm sürdüğünü bizler de görüyoruz. Öyle bir tablodayız ki yenidoğan çetesi gibi bir yargılama var Türkiye'de -hepimiz için çok iç acıtıcı, benim canım yanıyor, eminim, bütün insanların canı yanıyordur- bebeklerimizin katledildiği bir dosyadan söz ediyoruz. "Burada yargıyla ilişkisi ne?" diyeceksiniz... Ortaya çıktı ki bebeklere ilişkin daha önce ihbar ve şikâyetler var ama hasır altı edilmiş, etkili bir soruşturma yapılmamış ve korku-menfaat karşılığında bu tip dosyalarda yargı mensuplarının görevlerini yapmadığını öğrenmiş bulunuyoruz. İşte, yenidoğan çetesini konuşurken yargının bu konudaki sorumluluğunu da dikkate almamız lazım. Bu çok hayati bir mesele.
Sayın Bakan -başka bir mesele- bir açıklama yaptınız, "Belediye başkanlarının cezası kesinleşmediği için belediye başkan vekilini Meclis üyeleri seçemiyor." dediniz. Doğrusu, sizinle mevkidaş olan -görev yapan- biri olarak çok şaşırdım, garipsedim. Ne yani suçsuzluk karinesi aleyhe mi döndü? Cezası kesin olursa Belediye Meclisi seçebilir ama suçsuz kabul edildiği için kayyım atıyorsunuz. Buna gerçekten bir cevap istiyoruz. Şu anda Dersim, Halfeti, Batman, Ovacık, -unuttum galiba- Mardin'e kayyım atandı. Sizin bu söyledikleriniz doğrudan pratik yaşama farklı yansıyor. Adalet Bakanı olarak kamuoyuna bu konuda bir açıklama yapma borcunuz var. Bunu direkt soruyorum.
Sayın Başkan, anlatacak çok şey var dedim. Yargı taraflı ve bağımlı, adaletsizlik hüküm sürüyor, kayyım atamalarının yargı tarafından önceden zemini hazırlanıyor, bir de AİHM, AYM kararları uygulanmıyor. Bu ülkede Anayasa'da Anayasa 90'ı herhâlde 7 yaşındaki çocuklar da öğrendi artık; ulusalüstü sözleşmeler iç hukuktan önce geliyor fakat hukuksuzluk hukuksuzluğu doğuruyor ve başka konularda da ısrarcı tavır devam ediyor, AİHM ve AYM kararlarına uyulmuyor. Bu konuda kamuoyunda da sıkça tartışılan Yüksekdağ, Demirtaş, Osman Kavala, Yalçınkaya davaları çok somut örnek. 18'inci madde ihlali var Sayın Bakan, ayrıntıları siz gayet iyi biliyorsunuz. Şu anda hiçbirinin cezaevinde olmaması gerekiyor. Yargı neden direniyor? Siz Adalet Bakanı olarak bu dirence dair -her konuda söz kuruyorsunuz, takip ediyoruz, bu konuda gayet başarılısınız da ama- neden -bu konuda- konuşmuyorsunuz yani mademki her konuda söz kurabiliyorsunuz? AİHM ve AYM neden direniyor? Hukuka direniyor çünkü, bu da sizin bilginiz dâhilinde mi? Bunu sormak istiyoruz.
Yine, Avrupa Konseyinin bu konuda icra organı olan Bakanlar Komitesinin iç hukukun istismar edildiğini ifade ettiğini, ilan ettiğini biliyorsunuz. Ayrıca, aynı komitenin HSK'nin yapısının evrensel standartlara uymadığı ve değiştirilmesi gerektiği noktasındaki açıklaması da dikkat çekici ve mutlaka sizde de vardır.
Yine, sizler AİHM'e başvuru sayısının azaltıldığını ifade ediyorsunuz; bu farklı bir şey. AİHM'e, AYM kurulduğu için, başvuru önce oraya yapılmak zorunda olduğu için azalmış olabilir ama son yıllarda, son beş yılı esas alırsak tam tersine bir artış olduğunu tekrar gözleyebiliyoruz. Buradaki mesele de AYM'nin dahi hukuksuzluğunuzla baş edemediğini ortaya koyuyor çünkü AİHM'e yine başvuru sayısı artıyor. Şimdi, işinize geldiğinde AYM bir mahkeme, işinize gelmeyen kararlar verdiğinde ise kapatılmak istenen bir heyula gibi tartışma konusu yapılıyor. Yargıtay aracılığıyla AYM'ye muhtıra çekildi ve sevgili Şerafettin Can Atalay milletvekili olduğu hâlde şu anda bu sıralarda değil ve bunun sebebi de hukuksuzluğun, adaletsizliğin neticesidir. Bunu sizler de gayet iyi biliyorsunuz. AİHM tarafından verilen kararları siyasi olarak değerlendirip siyasi rövanş saikiyle hareket eden iktidarın acaba hukukla ilgisi var mı? Bunu kendinize sormanızı istiyoruz. Siz kayyım atamak için ceza verdiren bir iktidarsınız ya, bunun başka bir izahı olabilir mi? Suçsuzluk karinesi var. Ahmet Türk ya da Sıddık Akış ya da Cevdet Konak şu anda suçsuz, Anayasa'ya göre suçsuz ve buna rağmen yerlerine kayyım atanıyor, valiler, kaymakamlar atanıyor, suçsuzluk karinesi yerle bir ediliyor. İşte bu konuda hakikaten ciddi bir güvensizlik var. Tabii, bunları anlatırken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - İki dakika veriyorsunuz, değil mi Başkanım?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika, buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Hayır, kestiniz.
Kobani davasını da söylemeden geçmeyeceğim son olarak. HDP'ye dönük kumpas davasına gerekçe oluşturmak, HDP'li -yani bizi- siyasetçileri siyaset alanından uzaklaştırmak, seçimlerde kara propaganda malzemesi olarak kullanmak ve iktidarın bir siyaset aracı hâline gelen yargı eliyle muhalifleri demokratik siyasetten uzak tutmak gibi... Kobani kumpas davasının ajandası oldukça geniş. 2014 yılı ve o tarihleri herkes gayet iyi biliyor. Şimdi, arkadaşlarımız bu cezadan, mahkeme başkanı "Ata Dedeler" çetesinden yargılanıyor, ev hapsiyle... Soruşturuldu ama onun verdiği kararlarla, arkadaşlarımıza yüzlerce yıl ceza verildi ve tahliye edilmediler. Kobani kumpas davasındaki cezaların derhâl ortadan kaldırılması gerekiyor.
Umut hakkı konusunda da şunu söyleyeyim: Umut hakkının kabul edilmemesi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Beştaş, buyurun, açıyorum mikrofonunuzu.
Tamamlayın sözlerinizi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, gerçekten son cümlelerim.
Umut hakkı konusunda kanun teklifimiz var Sayın Bakan. Şimdi, belirli sürelerde mahpusların iyi hâllerinin gözden geçirilmesi... İşte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı da var ama maalesef, bu konuda hücre cezaları verilerek umut hakkından faydalandırılmıyor. Bu, çok hayati bir mesele. Türkiye idam cezasını kaldıran bir ülke.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Umut hakkı kabul edilmediği takdirde insanların fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmesi demek. Bu nedenle, iç hukukta bunun behemehâl verilen teklifler de dikkate alınarak kaldırılması gerekiyor ve umut hakkının yaşam bulması gerekiyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
Sayın Uçar...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bitirdim...
Aksi hâlde, Türkiye, idam cezasını, ölüm cezasını kaldırmamış gibi olacak.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Beştaş, teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Muş, gerçekten yani değişmişsiniz Plan ve Bütçe Komisyonunda ya.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değişmedim, hayır. Beni bu CHP bu hâle getirdi. (Gülüşmeler)
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Kim?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - CHP...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Allah Allah! Sataşma var.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, bir dakika uzatınca...
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Umut hakkı suçluların iadesinde uluslararası mahkemelerde büyük engel önümüzde.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Ama işte umut hakkını AİHM kararları çerçevesinde değerlendirmek lazım.