Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
Konu | : | Disney XD Televizyon Yayıncılık Anonim Şirketi Hukuk Müşaviri Bürke Barış Şerbetçi Arabacı ve Disney XD Televizyon Yayıncılık Anonim Şirketi Genel Müdürü Cenk Soner tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 28 .11.2024 |
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Estağfurullah.
Kıymetli Başkanım, değerli milletvekillerimiz; hoş geldiniz.
Teşekkür ediyoruz sunum için.
Biraz Tuncay Bey'in bıraktığı yerden, buraya her dijital mecra geldiğinde iş akışıyla ilgili, bütçeyle ilgili, Türkiye operasyonuyla ilgili, buradaki ekosistemle ilgili nelerin olduğuna ilişkin sorular soruyoruz ve yeterli cevap almadığımızı düşünüyoruz. Bazen ticari sır oluyor, bazen çok dinamik bir veri olduğundan bahsediliyor. Hepinizin malumu, bir Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu kuruldu, Komisyonumuzdan da arkadaşlarımız var en azından bizim parti adına, eminim diğer partilerde de böyledir. Mutlaka önümüzdeki dönem bir dijital mecralar veri yönetişimi kanununu bizim gündemimize almamız lazım. Bu veriler üç aylık periyotlarda şirketler hangi ülkede borsaya koteyse ya da regülasyonları neyse, konsolide edip açıklanıyorsa bunun Türkiye'yle ilgili olan kısmının kolay, erişilebilir bir mahiyette olması lazım. Neden bunun olması lazım? Sadece bilgi sahibi olmamız açısından değil -yani bilginin zaten çok olduğu bir dönemdeyiz, bunda bir şey eklemek bakımından değil- bu ekosistemi konuşup tartışmak bakımından Türkiye'nin büyüklüğünü ve bu küresel adaletsizlikler karşısında elimizde hangi ekonomik politik araçların olduğunu bildiğimizi düşünmüyorum ülke olarak. Bunu bilirsek buna göre politika üretip yapacağımız çalışmalar bence daha verimli ve etkili olur.
Şimdi, eğer biz diyorsak ki Sanayi Devrimi'nden sonra bir bilgi çağında yaşıyoruz, hatta bugün bu bilginin doğal zekâdan değil yapay zekâdan da yeniden üretildiği bir çağa doğru da evriliyorsak o zaman hem bu üretilen bilgiler, imajlar hem de kültür endüstrisinin devamlılığı bakımından bu ekosistem geleceğin ana ekonomipolitik belirleyicisi durumunda.
Şimdi, olayın kendisini bakalım. Biz onlarca toplantı yapsak, yüzlerce çalışma gerçekleştirsek sizin bu başlattığınız film projesi ve bunun devamıyla ilgili olan süreç kadar bu eşitsizliği ve oluşabilecek iptal kültürünün sınırlarını bu kadar iyi anlatamayız. Şimdi, bir kere, olağan akışına aykırı bir hadise var. Yani siz bunu platformunuza koysanız, sinemalarda yayınlasanız, hatta birkaç sene bekleyip ondan sonra tekrar yayınlasanız alıcı bulacak bir kültürel ürün var. Niye? Gazi'nin aziz hatırasını anlatan filmi -görmedim ben, izleme fırsatım olmadı çok az yayınlandığı için- siz içeriğinize koysanız, tüm dünyada pazarlasanız eminim tüm dünyada ilgi uyandıracak, size para kazandıracak bir ürün ama bunu yayınlamamayı tercih ediyorsunuz. Sebebini de değerli milletvekillerimiz işaret buyurdular, Amerika Birleşik Devletleri'nde gerek finansal kurumlar nezdinde gerek şirket nezdinde -doğrudan sizin kültürel üretim departmanlığınızı hedeflemese de- sizin sahipliğinizi anonim şekilde taşıyan portföy şirketleriyle görüşmeler gerçekleştiren bir durumla karşı karşıyayız. Aslında bu ekosistemin doğal bir sonucuyla bugün karşı karşıyayız. Niye? Yani Disney bu ülkede üretiyor, bu ülkenin kültür endüstrisinden beslenerek global içerik üretiyor ama bunun hangisinin olup olamayacağına Amerika Birleşik Devletleri'nde bu konuda çalışma yürüten, filtreler geliştiren ve finansı bunun için siyasal araç hâline getirmiş birtakım çalışma grupları, lobiler buna karar veriyor.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - En önemli konu bu vekilim.
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Tabii.
Buna mesela itiraz edebileceğimiz bir mekanizma yok. Geçtiğimiz aylarda biz burada neyi tartıştık? Bir sosyal medya platformunda siz bir içerik paylaşıyorsunuz ... Bakın tekrar söylüyorum: Bir platformu Türkiye pazarında kapatmak, lisansını iptal etmek, erişimini engellemek; bu başvurulabilecek bir şey değil. Yani herhangi bir kamusal düzen bozukluğu olduğunda sokağa çıkma yasağı ilan etmek gibi bu, fiziki alanla birlikte düşündüğünüzde. Ama elimizde başka araç var mı? Yok. Öyleyse bizim çok sağlam bir veri yönetişimi çerçevesine ihtiyacımız var. Bunun şirketler için gerekli olanlarının Komisyonumuzla... Bakın, bu sadece Meclisimize de has değil; bu platformların sahipliğini yapan portföy şirketleri, finansal olarak burayı destekleyen fon kaynakları dünyanın hiçbir yerinde Meclislere hesap vermeme eğilimindeler, bu denetimden kaçma eğilimindeler; aynısını Meta'da görüyoruz, aynısını Alphabet'te görüyoruz. Bu veri yönetişimiyle ilgili bir çerçeveyi oluşturup bunun denetimi için... Çünkü sonuçta bir kapalı platform, bize "Şu kadar içerik ürettim, şu kadar izlendi." gibi bizim denetleyemeyeceğimiz bir veri setini de sunabilir. Yapay zekâdan burada sonuna kadar faydalanan -kamu denetimi bakımından- bir standart ortaya koymamız lazım. Sonra da tüm bunları yapıp... Geçtiğimiz toplantımızda ifade etmiştim, bu sadece bizim de başımıza gelen bir durum değil. Yani o lobi şirketleri, o ürün geliştirme uzmanları, o finansal çıkar lobisi, kendi çıkarı neyse toplumların denetiminden bunu uzaklaştırıp... Ne bir değer yargısı ne bir kültürel saygı, bunların hepsini ayaklar altına alan bir ekonomipolitik meydan okumayla karşı karşıyayız. Buna da vereceğimiz cevap, tüm bu manada tüketim bakımından, kültür endüstrisi bakımından... Ben benzer sıkıntıları Hintlilerin de çektiğini biliyorum, benzer sıkıntıları Brezilyalılar da çekiyor, oradaki Meclisler de bu şirketlere bir şey sorduklarında çok formel ve hiçbir politik, ekonomik anlamı olmayan cevaplar oluyor. Öyleyse, bunun bir üçüncü aşaması da ürettiğimiz bu çerçeveyi dünyada bir siyasete dönüştürmek yani diğer devletlerle, Birleşmiş Milletler nezdinde küresel bir yapay zekâ ve onun oluşturduğu sonuçlar başta olmak üzere bu tarz kültürel yok saymaların hepsinin demokratik denetiminin bir küresel standardını belirlememiz lazım. Aksi hâlde, biz bugün bunu yaşadık ve şey de çok ilginçti... Demek ki burada ne kadar büyük bir kültürel tekelden bahsediyoruz ki bu konuda çok önde olan, Gazi'nin aziz hatırasından çok fazla kültürel ürünün içerisinde olup projelerde yer almış isimler dahi bir cümle söyleyemediler yani o kültür endüstrisinin aktörleri bakımından söylüyorum. Ha, siyaset buna ortak bir tepki gösterdi, bunun sebebi hem Gazi'nin aziz hatırası hem de buradaki duruş bakımından bütün siyasi partiler ortak bir iradeye sahibiz. Demokratik denetimin dışında olan hiçbir ekonomik, politik üretim süreci de tüketim süreci de topluma kamusal fayda sağlamaz, aksine zarar üretir. Bu, geri kalan konuları makyajlayabiliriz. İşte, buradan birtakım hobi ürünleri tasarlanıyormuş da orada... Bunlar da Türkiye ekonomisi bakımından belki niceliksel olarak kıymetli olabilir ama bir anlamı yok çünkü bu ürünü siz istediğiniz gibi değerlendirip istediğinizde de yok saydığınız bir ekosistem oluşturuyorsunuz. Burada kişilerin de bir anlamı yok yani sizin global CIO'nuzla da konuşsak burada bize iyi niyetten, güzel bir şey yapmaya çalıştığından bahseder, belki de öyledir. Önemli olan, bir sistemik ahlaki düzen arayışı içerisinde olmamız lazım yoksa tüm bu alanlara bir de yapay zekânın yıkıcı etkisi eklendiğinde biz çok daha ilginç bir tabloyla karşılaşacağız. Yarın, bu filmleri çekmenize olanak sağlayacak bir alan da olmayacak, yapay zekâ en güzel filmi yapacak. O GPU'yu elinde bulunduranlar, yapay zekâ teknolojisinin altyapısını elinde bulunduranlar sizin senaryolarınızı yok edecek; belki oyunculuk bitecek, belki senaryo yazmak bitecek ve tüm bunlar, izlediğimiz bu yıkıcı sürecin aslında bir fragmanı niteliğinde. Belki üç, dört jenerasyon sonra tarihsiz...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Oraya kalır mı efendim?
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Jenerasyonun üç beş seneye düştüğünü düşünürsek...
Yani, önümüzde çok ciddi "projekte" etmemiz gereken bir çalışma programı var.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Kesinlikle.
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Bu buluşmalar, bu dinlediğimiz brifingler hiçbir şey olmasa da bunları tartışmamıza olanak sağlıyor olması açısından çok değerli.
Ben, Komisyonumuza gelip bu tartışmaya mesnet teşkil edecek sunum yaptığı için şirket yetkililerine teşekkür ediyorum. Buradaki kanaatlerimizi global merkezinizle mutlaka raporlamanız gerektiği kanaatindeyim, aksi hâlde bu süreç bu şekilde devam eder ve tüm dünyada bu şirketlerin demokrasiye saygısızlığı ileri boyutlara varırsa hiçbirimizin yaşamak istemediği bir dünyada yaşama tehlikesiyle karşı karşıyız.
Teşekkür ediyorum Başkanım.