Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 28 .11.2024 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, değerli Bakan Yardımcılarım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, milletvekilleri, basınımızın güzide temsilcileri; ben de hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sabahleyin ki sunumunuzdan dolayı çok teşekkür ediyoruz, gayet detaylı bir sunum hazırladınız; bu vesileyle tüm bürokratları da tebrik ediyorum.
Tabii, AK PARTİ olarak 2002'de yola çıkarken ülkemizi yükselteceğimiz 4 ana sütundan bahsetmiştik; eğitim, sağlık, güvenlik ve dördüncüsü de adaletti. İşte bu felsefeyle adalet alanında gerçekleştirdiğimiz reformları, katettiğimiz mesafeyi ve vatandaşlarımızın adalete erişimini kolaylaştırmak için attığımız adımları aslında gururla ifade etmek isterim. Öyle ki, düşünsenize, sivillerin dahi yargılandığı -bugün siz sunumunuzda da söylediniz Sayın Bakanım- askerî mahkemeleri kaldırdık. Özel yetkili mahkemelerin hepsine bir şekilde son verdik. Yine, darbecilerin yargılanamayacağına yönelik hüküm vardı ve onu kaldırdık. Bu şekilde, AK PARTİ iktidarı olarak adalet sisteminin hem beşerî hem de fiziki kapasitesini arttırmayı, vatandaşımıza daha hızlı, daha etkin ve daha şeffaf bir yargı hizmeti sunmayı temel önceliğimiz hâline getirdik.
Bugün adalet hizmetlerinin her alanında gerçekleştirdiğimiz reformlarımızla ülkemiz adalet sistemini daha güçlü bir altyapıya kavuşturmuş durumdadır. 2002 yılında sadece 9.349 olan hâkim, savcı sayımız bugün 25 bine yaklaşmıştır. Tabii, dosya sayısına da baktığımızda Sayın Bakanım, sunumumuzda dediniz ki: "12 milyona yakın dosya bir yılda işlem görmüş." Tabii ki "Yargı talimatla iş yapıyor." demenin aslında bu 25 bin yargı çalışanımıza da büyük bir hakaret olduğunu buradan ifade etmek istiyorum, bu kesinlikle doğru değildir.
Şimdi kadın hâkim ve savcı sayısında da yüzde 407'lik bir artışla adalet sistemimizde kadınların rolünün güçlendiğini görmek memnuniyet verici. Kadın avukat oranı yüzde 46, kadın hâkim oranı yüzde 37,50, kadın savcıda yüzde 15-16 bandındayız; inşallah sayılarının artacağını düşünüyoruz. Evet, kadınların yargıda ve toplumun her alanında böyle güçlü bir şekilde var olmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz. Adalet binalarımızın sayısını da 798'e yükselttik ve toplamda 287 yeni adalet binamız oldu.
Ben, Sayın Bakanıma teşekkür etmek istiyorum, Denizli'mize bölge adliye mahkemesini kazandırdık, gerçekten bizim için çok büyük bir kolaylık oldu, Antalya'ya gidiyorduk. Yine, Denizli'de Adli Tıp Grup Başkanlığı ve adalet sarayı ek binasını da hizmete açtık; bu anlamda da size şükranlarımızı sunmak istiyoruz. Bu yatırımlarla, biz, modern, erişilebilir adalet mekânlarını da şehirlerimize kazandırmış oluyoruz aslında. Artık vatandaşlarımızın adalet hizmetlerinden daha hızlı ve insan onuruna yakışır bir şekilde faydalanmalarını da mümkün kılmış oluyoruz.
Kadın ve çocuk konusuna gelince... Kadına, çocuğa ve aileye yönelik adalet politikalarımız toplumsal eşitliği ve insan haklarını güçlendirmek adına önemli bir yere sahiptir. Bu anlamda, Anayasa'dan Türk Ceza Kanunu'na, İş Kanunu'ndan sosyal politikalara kadar birçok uygulamayı hayata geçirdik, kadına karşı işlenen suçlarda cezaları ağırlaştırdık, ısrarlı takip fiillerini müstakil suç kapsamına aldık, boşanılmış eşe karşı işlenen suçları nitelikli hâl kapsamında düzenledik. Yine, kamuoyunda iyi hâl indirimi olarak bilinen takım elbise indirimi gibi durumları kaldırdık yani kadına karşı şiddette sıfır tolerans ilkesi doğrultusunda kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılığımızı da ortaya koymuş durumdayız. Yine, çocuk teslimi işlemlerini icra dairelerinden alarak Adalet Bakanlığımıza bağlı uzman ekiplerin yetkisinde artık görüşülüyor. Çocukların üstün yararını esas alarak bu süreçlerin psikololog ve pedagog eşliğinde gerçekleştirilmesini sağladık. Yine, aile mahkemeleri ve çocuk adalet merkezleriyle çocukların hukuki süreçlerden zarar görmeden geçmeleri için gerekli önlemleri aldık. Anayasa'mıza eklediğimiz kadınlara karşı pozitif ayrımcılık ilkesiyle de kadınlara yönelik yapılacak ayrıcalıkları güvence altına almış olduk. Aile içi şiddet vakalarında uzmanlaşmış hâkimlerin görev yapmasını sağlayarak bu alandaki tedbir kararlarının etkinliğini artırmış olduk.
Tabii, şunu söylemek istiyorum: Bugünkü sunumlarda, sabahleyinki sunumlarda Sayın Akay, sanki bir AK PARTİ üyesinin uyuşturucu kullanımıyla ilgili görselini göstererek burada sundu. Tabii, bu iş partiyle ölçülemez yani uyuşturucu kullanıcısı uyuşturucu kullanıcısıdır; bunun içinde AK PARTİ'li olanı da vardır, CHP'li olanı da vardır, başka bir şey olanı da vardır yani bunu burada gösterince insanın aklına şunu demek geliyor: O zaman CHP Bilecik Bakırköy Belde Başkanını ne yapalım? Yani, yanında 35 gram esrarla yakalandı. Bu doğru bir şey midir? Değildir, ne yapmak lazım? Keşke kimse kullanmasa, kimse örnek olmasa; bunun gereğini yerine getirmek lazım. Şimdi, onu, yanında kullanıcı diye içeri girdi ya da girmedi... Sayın Bakanım, 5 gram mıydı, 8 gram mıydı? Hani satıcı konumunda olmasıyla ilgili, uyuşturucu taşımayla ilgili... Yani eğer yanında 8 gramdan fazla uyuşturucu taşıyorsa bunun satıcı olarak cezai işlemi var ama zannedersem kullanıcılarla ilgili, bunları hapse atmakla ilgili bir kanuni düzenlememiz yok; onlar için sadece tedaviye doğru gidilebiliyor. Dolayısıyla, bunu partiye yani partilere mal etmenin doğru olduğunu açıkçası düşünmüyorum. Bugün, yine, sabahleyin Sayın Aksu burada Sayın Cumhurbaşkanımızın bir şiir okuduğundan dolayı cezaevine girdiğinden bahsederken dediler ki: "Peki, Demirtaş; o da içeride, o ne olacak?" Şimdi, ikisini aynı kefeye koymak çok doğru bir şey değil. Sayın Demirtaş niye içeride? 6-8 Ekim olaylarını başlattığı için.
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Tamamıyla hukuksuz kararlarla içeride.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - 6-8 Ekim olaylarından ne oldu? İnsanlar sokaklarda, üç gün boyunca canları yanan, vefat eden vatandaşlarımız oldu. Ne oldu? Şehit Yasin Börü oldu.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Yasin Börü'den beraat etti değil mi?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Vekilim, lütfen...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Dolayısıyla, bunu bu şekilde örtmek doğru değildir.
Şimdi, son olarak hakaretle ilgili konuya gelelim. Dediler ki hakaret... Siyaset hakaret yapılarak yapılmamalıdır. Bugüne kadar hakaret yani bunu binde 1 vatandaş yapabilir ya genel başkan yapabilir ya da başka bir şey ya da bir milletvekili ya da herhangi bir kimse birbirine... Eğer siyaset yapıyorsak, hakareti yapmak doğru değil. Ha, hakareti yapmaya da hâlâ devam ediyor olmak da doğru değildir, bunu da sanki mağdur edebiyatı gibi işlemek de çok doğru değildir. Bugün, bu ülkede kim hakaret yapıyorsa ki sosyal medyada hepimiz şahit oluyoruz -yani bir milletvekilleri olarak da- bir başlıyorlar, kendimize, bize yapıyorlar, ailemize yapıyorlar, çocuklarımıza hakarete kadar gidiliyor. İnanın, bunlar dayanılabilir. Dolayısıyla, kim hakaret ediyorsa o hakaretin cezasını bir şekilde almalıdır. O da yaptığı hakaretten dolayı o, işte, genel başkan; onu bir şekilde es geçmenin ya da bunu siyasallaştırmanın çok doğru olduğunu açıkçası düşünmüyorum.
Yine, şunu söylemek istiyorum: Hâlâ parlamenter sisteme geçmemizi savunan milletvekillerimiz var. Arkadaşlar, biz parlamenter sistemde bir senede, bir buçuk senede sürekli hükûmetlerin değiştiği, palyatif kararların alınamadığı, hızlı kararların alınamadığı dönemleri yaşadık, çok sıkıntılı süreçleri yaşadık, koalisyonlar dönemini yaşadık.
Bakın, bir pandemi yaşadık, pandemide belki bu kadar çok hızlı karar almamızın önündeki en önemli etkenlerden biri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin açıkçası bunda faydasının olduğunu düşünüyorum.
Sayın Bakanım, tabii ki bugünkü sunumunuzda özellikle yargıdaki dijital dönüşümle ilgili açıklamalarınız çok önemli. Özellikle zorunlu e-tebligattan dolayı tebrik ediyorum. Gerçekten, aslında bütün kamuda böyle yani e-tebligatı ya da e-devlet kapısını kullanarak böyle dijital iletişime geçilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yine, e-duruşma uygulamalarıyla hukuk mahkemelerinde avukatlarımızın video konferans yöntemiyle duruşmalara katılabilmesini sağladık. Böylece yargı süreçlerini hızlandırdık ve vatandaşların zamandan tasarruf etmesini de sağlamış oluyoruz. Bu anlamda da tebrik ediyorum.
Yine, uzlaştırma ve ara buluculuk mekanizmalarıyla da mahkemelerin önündeki iş yükünün azaltıldığını görüyoruz. Tarafların sorunlarını daha kısa sürede ve daha az maliyetle çözmesi sağlanmış oluyor.
Tabii ki bugünkü geldiğimiz noktada Türkiye'nin önünde biliyorsunuz, bugün darbe mahsulü olan bir mevcut Anayasa'mız var. Bizim artık bundan kurtulma vaktimizin geldiği kanaatindeyim. Dolayısıyla, her adımımızda milletimiz yegâne rehberimiz olacaktır. Hep birlikte, hiçbir ayrım gözetmeksizin ortak değerlerimiz etrafında kenetlenerek ülkemizi geleceğe taşıyacak bir anayasa hazırlayabileceğimize ben açıkçası inanıyorum. Bu anlamda, bizim aslında kavga ederek değil, konuşarak bunu çözebileceğimize yürekten inanıyorum.
Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ayrılmaz bir parçası olan Dördüncü Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'yle gecikmeyen, öngörülebilir ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir adalet sistemi inşa etme kararlılığınızı da sürdürüyorsunuz. Bu anlamda da tebrik ediyorum.
Sayın Bakanım, ben sözlerime burada son verirken hep birlikte daha adil, daha müreffeh bir Türkiye için çalışmaya devam edeceğinize inanıyor, Bakanlığımız bütçesinin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.