KOMİSYON KONUŞMASI

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, Komisyon üyesi değerli arkadaşlar, sendikalarımızın değerli temsilcileri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

1 Kasımdan sonraki Meclisin başladığı günden bugüne kadar Plan ve Bütçe Komisyonunda birçok yasa tasarısı görüşüldü ve bu bizim Komisyonda görüşülmesi gereken birçok yasa önerisi Komisyonumuzda görüşülmeden direkt Plan ve Bütçe Komisyonuna geldi. Plan ve Bütçe Komisyonunun Sayın Başkanına sorduğumuzda biz "Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonundan bu konuda toplanmamasıyla ilgili görüş aldık." dendi ve tabii, Sayın Başkanın bu Komisyonun toplanmamasıyla ilgili Komisyon üyelerine nezaketen bile bir bilgi vermemesini biz anlayamıyoruz. Yani, bunun, bu Komisyon üyelerine bir saygısızlık olduğunu ben değerlendiriyorum en azından.

Bir başka olay bugünkü konuyla ilgili, konuşacağımız konu çalışma hayatının genelini ilgilendiren ve köklü değişiklikler getiren bir düzenleme; bu düzenleme, esasen, anayasal bir kurum olan Ekonomik ve Sosyal Konseyde görüşülmesi gereken bir konu. Çünkü çalışma hayatının bütün aktörlerini ilgilendiren, işçi, işveren her kesimi ilgilendiren bir konu. 2009'da çıktı, biliyorsunuz, Ekonomik ve Sosyal Konsey yasallaştı ve o günden beri toplanmıyor. Ayrıca, 2010 yılında yapılan Anayasa referandumunda da bu, biliyorsunuz, Anayasa hükmü olarak yer aldı. Şimdi, sorunların arttığı bu dönemde, iş kazalarının arttığı bu dönemde, işsizliğin çift hanelere çıktığı, yaklaşık 20 milyon vatandaşın sosyal yardımlarla ayakta durmaya çalıştığı, sorunların arttığı bu süreçte Ekonomik ve Sosyal Konseyin toplanmaması anlaşılır gibi değildir. Yani, Anayasa'nın 166'ncı maddesinde de bu yer almıştır, ki bu, her zaman sizin de savunduğunuz millî iradenin onayıyla Anayasa'ya girmiştir. Şurada bir samimiyetsizlik görüyorum ben: Biliyorsunuz Hükûmetiniz olarak bu yeni dönemde, 26'ncı Dönemde Anayasa'nın değişmesi, demokratik, özgürlükçü bir anayasanın olmasını arzu ediyorsunuz. 2 tane şey söyleyeceğim size, Ekonomik ve Sosyal Konsey 2010 yılında Anayasa maddesi olarak, 160'ncı madde olarak yürürlüğe girdi. E, peki, o günden bugüne kadar bunu toplamadınız ve ayrıca, yeni anayasa metninde Ekonomik ve Sosyal Konseyle ilgili ne yazacaksınız? Aynı maddeyi yazacaksınız. Yani, yerine getirmediğiniz bir maddenin bir anlamı oluyor mu? Kaldı ki "Basın hürdür, sansür edilemez." deniyor. Peki, yeni anayasa maddesinde ne yazacaksınız, başka bir şey yazma imkânınız var mı? Yani, burada sorun Anayasa'nın değiştirilmesi sorunu değil, var olan demokratik uygulamaların bile yerine getirilmemesi konusunda iradenin gösterilmemesidir. Onun için esasen bu Anayasa değişikliğinde de iktidarınızın samimi olmadığını burada söylemek isterim. Bu teklifiniz çalışan kesimin hemen hemen tamamını etkiliyor, işçiyi, işvereni, devleti, meslek kuruluşlarını, sendikaları, örgütlü olsun ya da olmasın her kesimi doğrudan ilgilendiriyor. Dolayısıyla, Ekonomik ve Sosyal Konseyin toplanması gereken... Bu teklifinizi bizim geri çekilmesini isteme nedenimiz, bunu, evet, görüşeceksek görüşelim ama önce bir Ekonomik ve Sosyal Konsey de toplansın, Ekonomik ve Sosyal Konsey tarafları bir dinlesin yani orada bu konuyla ilgili görüşler ortaya çıksın, olmazsa bir alt komisyon da bu Komisyonun altında... Çünkü teknik bir komisyon bu her şeyden önce, içimizde sağlıkçılar var, ben bir sendikacıyım, hukukçular var yani teknik bir komisyonda farklı kesimlerin de bu konudaki görüşlerini almamız lazım. Kaldı ki biz sosyal taraflarla görüştüğümüzde yazılı metinlerin dışında bu konuyla ilgili ciddi bir görüşme yapılmadığını da öğrenmiş oluyoruz. Yani, burada...

BAŞKAN - Toplayabilir miyiz Sayın Akkaya?

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Efendim, daha yeni başlıyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Özür dilerim, usul anlamında, tasarıda konuşacağız zaten.

YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Tabii, tabii.

Şimdi, bakın, biz buna niye şey yapıyoruz? Bakın, Türkiye'de toplumsal barış bozuldu, bu yapılan yanlış politikalar yüzünden bozuldu, toplum ortadan ikiye ayrıldı. Ben Meclisteyim, yoldan geçerken bile birbirine selam vermeyen milletvekilleri var, bunu görüyorum, bu çok doğru bir şey değil. Biz hepimiz bu geminin içindeyiz ve sonuçta bu ülkeye herhangi bir zarar gelirse unutmayın ki buradan hepimiz bu zararla çıkacağız. Onun için aynı şeyi biz bu Kürt meselesi konusunda da söylemiştik, "Gelin, burada toplumsal uzlaşmayla bu işi çözelim." demiştik, dinlememiştiniz. "Sizin aklınıza ihtiyacımız yok." dediniz bu Mecliste. Ama, geldiğimiz noktada görüyoruz. Bunu niçin söylüyorum? Bakın, eğer Türkiye'de, bu ülkede çalışma barışı yoksa toplumsal barışa da dinamit vurulur. Onun için, gelin, toplumsal barışı hep birlikte tesis edelim ve bu teklifinizi bir alt komisyona gönderelim. Yok, siz her zaman olduğu gibi bu güç zehirlenmesinin getirmiş olduğu o duyguyla "Yok, kardeşim, siz istediğiniz kadar konuşun, biz bildiğimizi okuruz." derseniz yani biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarafların mutabakatının olmadığı bu Komisyonda sağlıklı bir çalışmanın olmayacağını düşünüyoruz Sayın Başkan.

Teşekkür ediyorum.