KOMİSYON KONUŞMASI

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sayın Başkan, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun çok değerli üyeleri, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların ve burada bulunan bu konuyla ilgili çok kıymetli örgütlerin temsilcileri, kamu bürokrasisinin çok saygıdeğer mensupları, basınımızın değerli temsilcileri; İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın geneli üzerinde değerlendirme yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Öncelikle, hem Komisyonumuzun çalışmalarının ülkemiz için, milletimiz için, çalışma hayatı için ve bu Komisyonun iştigal ettiği tüm alanlar için hayırlara vesile olmasını ve çalışma hayatımız için esenlikler getirmesini temenni ediyorum ve hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; malumunuz olduğu üzere, bu tasarıyla güvenceli esneklik anlayışı ile İş Kanunu'nda geçici iş ilişkisi kurulması yeniden düzenlenmekte, iş-yaşam dengesini esas alan uzaktan çalışmaya ilk kez mevzuatımızda yer verilmekte ve geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilen özel istihdam bürolarına ilişkin Türkiye İş Kurumu Kanunu'nda bazı önemli değişiklikler yapılmaktadır. Açıkça belirtmek isterim ki tasarının esası hâlihazırda iş gücü piyasasında insani olmayan şartlarda, temel hak ve hürriyetlere aykırı olarak kayıt dışı yapılan işleri kayıt altına almaktır. Bir kamyonun üzerinde 50 kişinin can kaybı tehlikesi altında ulaşımının sağlanmasının sigortası olmadan, "dayıbaşılık" denilen kayıt dışı yöntemle çalışmasının uygun olmadığını hepimiz biliyoruz. Yıllarca ev hizmetlerinde çalışmasına rağmen bir an bile sosyal güvenceye sahip olamayan çalışanlara karşı hepimizin sorumlulukları olduğuna inanıyoruz. Önemli bir sipariş aldığında, iş hacmi artışlarında işletmelerimizin sağlıksız koşullarda ya da "merdiven altı" diye tabir edeceğimiz yerlere üretimlerini aktarmasının, işçilerimizin oralarda sağlıksız ve kayıt dışı olarak üretimde bulunmasının nasıl sonuçlara yol açtığını da hep beraber takip ediyoruz. İşte, bu tasarı bu bilinçle ortaya çıkan sorumluluklarımızın somutlaştırılmış, yasa metnine dönüştürülmüş hâlidir.

Değerli milletvekilleri, ulusal istihdam stratejisiyle somutlaştırdığımız 2023 hedefleriyle iş gücü piyasasında işsizliğin ve kayıt dışılığın azaltılmasına, istihdama ve iş gücüne katılımın artırılmasına ilişkin önemli göstergeleri ortaya koymuş bulunuyoruz. Bu noktada, ekonomik büyümenin kalkınmaya dönüşmesiyle hedefimiz dünyadaki ilk 10 ekonomiden birisi olmaktadır. Bu hedefe kayıtlı çalışmayı teşvik eden istihdam biçimlerini teşvik ederek kadınların, gençlerin, uzun süreli işsizlerin güvenceli bir şekilde istihdama katılımlarını kolaylaştıran politikalarla ulaşmamız gerektiği aşikârdır. Hepimizin bildiği gibi, ülkemizde kadınların istihdam ve iş gücüne katılım oranları, çeşitli nedenlerden dolayı arzu edilen düzeyde değildir. Kadınların iş gücüne düşük katılımının önemli nedenlerinden biri, kadınların çalışma yaşamına girme ve devam etme kararını doğrudan etkileyen aile ve iş yaşamının uyumlaştırılmasına yönelik politikaların ve düzenlemelerin yeterli derecede etkin olmamasıdır. Ülkemizde 15-64 yaş aralığında kadınların yüzde 30,5 olan kadın istihdamı oranı Avrupa Birliği 28 ülke ortalamasında yüzde 60,7 düzeyindedir. AB ülkelerinde bu oranın yüksek olmasında yarı zamanlı çalışma ve ebeveyn izni kapsamında uygulanmakta olan politikaların yaygın olmasının etkili olduğu elbette ki görülmektedir. Bu kapsamda geçtiğimiz ay 6663 sayılı Kanun'la ebeveyn izni ve yarı zamanlı çalışmaya ilişkin önemli düzenlemeleri mevzuatımıza kazandırmış bulunmaktayız. Bu düzenlemelerle birlikte bu haklarını kullanan çalışanlarımızın iş yerinde çalıştığı alanı doldurabilecek ama bir taraftan da iş güvencesini ortadan kaldırmayacak bir düzenleme getirmemiz gerektiği de ortadır.

Özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisinin beraberinde sağlayacağı istihdam artışlarından yararlanabilmek, ekonominin büyümesini sağlamak ve rekabet gücünü olumlu etkilemek, gelir artışını sağlamak, iş gücü piyasasında meydana gelebilecek kötü uygulamaların önüne geçebilmek, kayıt dışı istihdamı önleyebilmek, çalışanlara mesleki deneyim kazandırmak, işsizliğin azalmasını sağlamak adına söz konusu çalışma biçimi bir an önce yasal düzenlemeye kavuşturulmalıdır.

Bildiğiniz üzere, 2009 yılında 5920 sayılı İş Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la İş Kanunu'na "mesleki anlamda geçici iş ilişkisi" başlıklı 7/A hükmü eklenmiş, fakat bu düzenleme Avrupa Birliğinin mesleki anlamda geçici iş ilişkisini düzenleyen 2008/104/EC sayılı Yönergesi'nin temelini oluşturan istihdam ve çalışma şartlarında eşitlik esasının sağlanması, dolayısıyla bu eşitliği bozacak uygulamaların yasaklanması yönündeki hükümlere yer verilmemesi ve özel istihdam bürosuyla işçi temin eden işveren arasında yapılacak sözleşmelerde yer alacak hususların kanunla düzenlenmeksizin yönetmeliğine bırakılması gerekçeleriyle Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmişti. Daha sonra, 26 Ocak 2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 11'inci maddesinde geçici iş ilişkisi düzenlenmiştir. Maddeyle özel istihdam bürosunun tamamının değiştirilmiş ve faaliyetler arasına geçici iş ilişkisi kurma yetkisi eklenmiştir.

Öncelikle bu tasarıda yer verilen düzenlemelerin ilgili AB direktifine ve ILO normlarına uyumlu olduğunu vurgulamak ve taslakta yer alan bazı önemli hususları sizlerle paylaşmak istiyorum. Tasarıya göre askerlik hizmeti, yıllık izin, hastalık hâli, doğum izni, ebeveyn izni gibi iş görme ediminin işçiden kaynaklı sebeplerle iş ediminin yerine getirilemediği hâllerde geçici iş ilişkisi kurulabilmesini düzenlemektedir. Böylece, iş hayatıyla aile hayatının uyumuna imkân sağlamak, doğum izni kullanan, yarı zamanlı çalışan kadınların çocuğuna zaman ayırırken gerçek bir iş güvencesine kavuşmasını esas almaktadır.

İş hacminin öngörülemeyen ölçüde artması, günlük işlerden sayılmayan aralıklı gördürülen işlerde dönemsel iş artışları gibi işverenden kaynaklı sebeplerle geçici iş ilişkisinin kurulmasına imkân verilmektedir. Böylece ek iş yaratan özel istihdam büroları hem dönemsel hem de uzun dönemli işsizliğin azalmasına katkıda bulunmaktadır.

Uygulamaya baktığımızda, özellikle tarım sektöründe geçici çalışan tarım işçileri, dayıbaşı, çavuşbaşı ve kayıt dışılıkla birlikte sıhhatsiz, sağlam olmayan, sağlıksız ve şunu ifade etmek istiyorum ki: Kamyonların üzerinde sürekli hayati tehlike yaşayarak seyahat etmektedirler. Bu şekilde çalışmalarının önüne geçilmesinin en önemli yollarından birisi özel istihdam bürolarında nitelikli insanlar tarafından kurulan devlet güvencesinde, devlet kontrolünde işçilerin haklarını güvence altına alan bir sistem kurmaktır. Bizim bu tasarıyla yapmaya çalıştığımız tam da budur. Kayıt dışı çalışmayı kayıt altına alırken bu işçilerin, başta can güvenliği olmak üzere, tüm haklarını güvence altına almaktır. Aynı şekilde, ev hizmetlerinde yoğun bir şekilde kayıt dışı olarak çalışıldığı bilinen bir gerçektir. Yıllar sonra, çalıştığı süreler nedeniyle hiçbir kazanımı, sosyal güvencesi olmayan ev hizmetleri çalışanlarını da İş Kanunu kapsamına alarak sosyal güvencelerini garanti ederek koruyoruz.

Özel istihdam bürosu aracılığıyla gerçekleşecek geçici iş ilişkisinin istismarını önlemek amacıyla, hangi durumlarda ve nasıl kurulacağı belirtilerek çalışan haklarını korumaya yönelik önemli sınırlamalar getirilmektedir. Geçici iş ilişkisine başvurulması durumlarının somutlaştırılması ve geçici iş ilişkisinin belirli sınırlar dâhilinde gerçekleştirilmesi ortaya çıkabilecek istismarları önlemenin yanında, geçici iş ilişkisinin belirsiz süreli sözleşmelerin yerini almasını önleyebilecek en etkili mekanizmalardan biri olarak gözükmektedir.

Tasarıyla, sözleşmelerin yazılı yapılması şartı, süre ve kota sınırlamaları, işverenin iş sözleşmesi feshedilen işçisini altı ay içerisinde geçici işçi olarak çalıştıramaması, işverenin iş yerinde boşalan işleri öncelikli olarak geçici işçiye bildirmesi, işverenin iş yerindeki istihdam durumunu iş yeri sendika temsilcisine bildirmesi gibi güvenceyi önceleyen şartları elbette getirmektedir. Ayrıca, grev ve lokavt esnasında, toplu işçi çıkarma durumunda, son altı ay içerisinde kamu kurum ve kuruluşlarında, yer altında, maden çıkarılan iş yerlerinde geçici iş ilişkisi kurma yasağı gibi sınırlamalar da getirilmektedir.

Tasarıyla, esnek çalışma modeli olarak uzaktan çalışma sistemi getirilmektedir. İşçilerimize teknolojik iletişim araçları aracılığıyla iş yerinin dışında çalışma imkânı sağlanarak işin niteliğine göre iş edimlerini evlerinde yerine getirme imkânı düzenlenmiştir. Uzaktan çalışan işçilerin emsal işçilere göre farklı işleme tabi tutulamaması hükmüyle haklarını korumaktadır. Uzaktan çalışacak işçilerin iş sözleşmelerinin yazılı bir şekilde yapılmasıyla işin tanımı, şekli, süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesi gibi hükümlerin sözleşmede yer alması zorunluluğu getirilmektedir.

Tasarıyla, gerçek ve tüzel kişilerin iş ve işçi bulmaya aracılık faaliyetleri yürütebilmesini teminen kurumdan alacağı özel istihdam bürosu izni için yerine getirilmesi gereken şartlar ve ibraz edilmesi gereken belgeler de elbette düzenlenmektedir. Özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi yetkisi verilmesi, yürütülebilecek faaliyetler, özel istihdam bürolarınca verilecek teminata, denetime ve geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin iptaline ilişkin hususlar ile diğer idari yaptırımlara yer verilmektedir.

Değerli milletvekilleri, elbette ki biraz önceki değerlendirmeleri de büyük bir itinayla dinledim. Şimdi şunu ifade etmek istiyorum: Yaklaşık bir-bir buçuk aydır, daha önce de yüce Meclisin huzuruna gelmiş, bu Komisyonun huzuruna gelmiş ve yüce Meclisin huzuruna geldikten sonra Sayın Cumhurbaşkanına gitmiş ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da biraz önce bahsettiğim gerekçelerle yani AB ve ILO normlarıyla ilgili biraz daha netlik kazandırılması itibarıyla geri gönderilmiş ve ondan sonra tekrar aynı tarihlerde yani bundan iki yıl evvel tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmiş ve bu Komisyonun gündemine gelmiş ve bu Komisyondan Türkiye Büyük Millet Meclisine inmiş olan bir kanun tasarısı hakkında hep beraber burada bir görüşme yapıyoruz.

Ben son bir aylık, bir buçuk aylık, bu konuyla ilgili genel tecrübelerimi, bu çalışmanın içerisindeki genel tecrübelerimi çok kısa da olsa sizinle paylaşmak istiyorum. Bu maddelerin çoğunda yani gerek kadınların doğum nedeniyle işten ayrılmaları gerek herhangi bir sebeple işçinin çalıştığı iş yerinde işinin kendinden kaynaklanan sebeplerle askıya alınması gerek iş yerinden kaynaklanan sebeplerle oluşan durumlar gerek askerlik sebepleri gerek özellikle mevsimlik tarım işçileriyle ilgili kaynaklanan nedenler, bütün bunlarla ilgili süreçlerin tamamında ben de bu ülkede yaşayan bir insan olarak "Acaba burada bir eksiklik yapar, iş hayatının dengesini bozar mıyız?" diye bir düşünce içerisinde olmadım değil. Ama şunu söyleyeyim: Bu saydıklarımın hepsi, şu anda ifade etmeliyim ki kayıt dışılıkla beraber bu ülkenin çalışma hayatında mevcuttur. Bir tanesi denemez ki bu mevcut değildir. Mevsimlik tarım işçileri, mevcuttur; evde çalışan kadınlar, kayıt dışılıklar, mevcuttur; askere gidenin yerine alınan kişiyle ilgili değerlendirmeler, mevcuttur; biraz önce bahsettiğim -yani yeni çıkardığımız kanunla biraz daha geliştirdik, genişlettik yani iki ay, dört ay, altı ay ve altı yıla kadar çıkardık- doğum yapan kadının yerine çalışabilecekler, mevcuttur. Bütün bunların hepsi kayıt dışı sistemin içerisinde vardır. Bir işletmenin öngörülemeyen sebeplerle iş hacmini artırması konusunda da mevcuttur, bütün iş âlemi bilmektedir. Eğer tanımlayamadığı, bilemediği veya öngöremediği bir sipariş kendisine gelmişse -ki bunun da hangi sektörlerde olduğunu siz de ben de biliyoruz; metal sektörü olsun, tekstil sektörü olsun, paketleme sektörü olsun- bir iki ay işini yetiştirebilmek için dışarıdan işçi temin edebilmek -yani bunların nerelerden temin edildiğini siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz- ve bunları sosyal güvenlik sisteminin içerisine almadan kayıt dışılıkla çalıştırabilmek, bu da mevcuttur.

Ve yine ifade etmek istiyorum çok değerli milletvekilleri, kıymetli milletvekillerimiz; -bu benim şahsi kanaatim, çok net bir şekilde altını çizmek istiyorum- Avrupa'da 1,8'dir bunun ortalaması yani özel istihdam büroları vasıtasıyla geçici iş ilişkisi kurulan kişi sayısı ortalama 1,8. Avrupa'da kısıt olan ülkeler var, -önümüzdeki sunumlarda var- kısıt olmayan ülkeler var. Avrupa'da hiç kısıt koymayan ülkeler var, özellikle İngiltere'deki gibi. İngiltere'de hiç kısıt konulmamış, 3,9 ama Avrupa ortalaması bunun 1,8. Amerika 2,2. Bizim eğer istihdam kapasitemizin, istihdam oranımızın yüzde 1,8'le çarpıldığını düşünürsek elbette ki 10 milyon gibi bir rakamla bunun değerlendirilmesini... Elbette ki şunu çok net bir şekilde ifade etmeliyim ki ya bizim anlatmamızdan kaynaklanan bir eksiklik söz konusudur ya da mesele farklı bir şeyle karıştırılıyordur.

Sonra, tekrar ifade edeyim: Biz 6 Ocak 2016 tarihinde sosyal paydaşlarımızla bir araya geldik. Bu meseleyi tam da bu söylendiği ölçüde yaklaşık zannediyorum beş altı saatlik bir dilimle kendileriyle konuştuk. Artı, orada bir karar aldık. Aldığımız kararla bunun bir teknik komite tarafından tartışılması lazım geldiğini de ifade ettik. O tarihleri de söyleyeyim -teknik komiteler de bunları değerlendirdiler- 11, 13, 18, 20, 29 Ocak ve 1 Şubat tarihinde tekrar teknik komiteler bunların hepsini değerlendirdiler. Artı, 29 Ocak tarihinde tekrar sosyal diyalog çerçevesinde paydaşlarımızla yine bir araya geldik, bunları hep tartıştık. Metinler gitti geldi, çalışıldı. Elbette ki hem bir taraftan işverenin olduğu, özel sektörün olduğu hem bir taraftan çalışanların, işçilerin olduğu bir süreç içerisinde bizim de görevimiz işçinin hakkına halel getirmeyecek, bu işi istismar etmeyecek yani geçici iş ilişkisi kurulurken bunu daimî iş ilişkisine alternatif olarak düzenlemeyecek ve kayıt dışılığı ortadan kaldırabilecek ve aynı zamanda da işverenin de işinin hem kayıt içerisinde hem sosyal güvenlik sistemi içerisinde hem de kanuni ölçüler içerisinde yapılabilmesini temin eden anlayışı sağlamak gerekir.

Şu sorun, hepinize... Şimdi, siz karşılaşmıyor musunuz -milletvekiliyiz hepimiz- "Ben nasıl emekli olacağım?" diye soru soranlarla? "18 yaşında, 19 yaşında çalışmış idim." "Nerede çalışmış idin?" "Bir ofiste çalışmış idim." "Peki, var mı sosyal güvenliğin?" "Yok." "Ben üç ay, dört ay öğrenciyken yazın çalışmış idim." "Var mı sosyal güvenliğiniz?" "Yok." "Ben mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmıştım." "Var mı sosyal güvenliğiniz?" "Yok." E, nasıl emekli olacaksınız? Nasıl sosyal güvenlik sistemi içerisinde bulunacaksınız?

Elbette ki bizim devlet olarak ve Türkiye'yi yönetenler olarak en temel görevlerimizden bir tanesi sosyal hukuk devletinin gereklerini yerine getirebilmektir. Allah şahittir, buradaki arkadaşlarımızın birçoğuyla birlikte biz bir kişinin çalışma hayatında haksızlıkla karşı karşıya kalmasından imtina ederiz ve bunu biz kendi vatandaşımıza karşı en önemli ödevimiz olarak görürüz. Böyle bir şey söz konusu olabilir mi?

Burada şunu ifade etmek istiyorum: Biz mevsimlik tarım işçilerinde karşı karşıya kaldığımız durumu görmüyor muyuz? Hep beraber görüyoruz. Bir kamyonun üzerinde 50 kişi, 100 kişi gidiyorlar, çadırlarda sağlıksız koşullarda hayatlarını devam ettiriyorlar ve idame ettiriyorlar, bu çok nettir.

Yine, özellikle kadınlar için söylüyorum. Bakın, Türkiye'deki kayıt dışı yüzde 52'den yüzde 32,6 rakamına kadar indi. Bu, bu tip politikalarla beraber geldi, bu hepimizin başarısıdır. Özellikle hem AK PARTİ Hükûmetinin hem de aynı zamanda buna karar veren, bu iradeyi ortaya koyan Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir başarısıdır. Ve yine ifade etmek istiyorum yani kadınlardaki istihdam oranını artırmak sadece bizim değil, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin tamamının en temel önceliklerinden bir tanesidir. Ve burada şunu ifade etmek istiyorum: Bütün dünyada iş-yaşam dengesi koşulunda, özellikle gelişmekte ve gelişen ülkelerde kadınlara ciddi sosyal haklar sağlanmaktadır. Ve bu sosyal haklar çerçevesinde siz bir kadının doğum yapması hâlinde iki ay, dört ay, altı ay ve altı yıla kadar olacak yarı zamanlı çalışma hakkını kullandırma imkânını sağladığınız andan itibaren iş hayatında şöyle bir endişe belirecektir: "Acaba kadın çalışanlarla ilgili güvence nasıl temin edilecektir?" İşte, kadın çalışanlarla ilgili güvenceyi temin edebilmek için başka bir yöntem yok dünyada. Yani, biz Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz çok doğal olarak. Var olan yöntemler, bunların ortaya koymuş olduğu...

Ve burada bir tek madde söylenemez -bakın, iddialı söylüyorum- ILO normları ve AB normlarıyla çelişecek bir tek madde yok burada, somut. "Şu, ILO normlarının şusuna; şu, AB direktiflerinin şusuna aykırıdır." Ha, değerlendirmeler yapılabilir. Türkiye'ye ait birtakım özel durumlarla ilgili bu Komisyonun elbette ki genel değerlendirmesi, genel çalışması bu değerlendirmeler üzerinden bir sonuç oluşturmaktır, elbette ki bu da doğrudur. Belki bizim eksik gördüğümüz, sizin gördüğünüz birtakım değerlendirmeler de burada ortaya konulabilir. Sivil toplum örgütlerimizin, sendikalarımızın elbette ki olacaktır. Bu, burada tartışılacaktır. Bu, bunun için var. Yani, biz birçok tartışma ortamından geliyoruz, sadece burada tartışılmıyor, dikkat edin. Yaklaşık on beş gündür, yirmi gündür kamuoyunda bu tartışılıyor yani bize ucu değebilecek birtakım değerlendirmeleri de bunun içerisinde ortaya koyabilelim diye. Bunun temel amaçlarından, temel sebeplerinden bir tanesi de budur.

Bunu şunun için ifade etmeye çalıştım: Özellikle, bu konuda, arkadaşlarımızla birlikte, Bakanlar Kurulumuzla herkes çok net bir çalışma tablosu ortaya koydu. Fakat, çalışma hayatımızın, yatırım ortamımızın iyileştirilmesi, iş güvencesinin daha iyi tesis edilebilmesi ve kayıt dışılığın ortadan kaldırılabilmesini temin edebilmek için, azaltmak için biraz daha güvenceli esnek çalışma modeline ihtiyacı var. Bunun, isterseniz yani 30 milyon üzerinden bir rakam yazarsanız 1,8'lik, en fazla yüzde 2'lik istihdam açısından bir karşılığı olacaktır. O da şimdi de değil, onu da söyleyeyim. Yani, bu da önümüzdeki döneme ait bir zaman diliminde gerçekleştirilecektir.

Yani, burada, özellikle ifade etmek istiyorum, kiralık işçi tanımı beni derinden yaralamaktadır, bu doğru bir tanımlama değildir.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Cuk oturuyor Sayın Bakan yani daha güzel bir şey olamaz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Tam cuk oturuyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu eksik bir tanımlamadır ve yine şunu ifade etmek istiyorum ki...

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hatta "kiralık köle" bile diyebiliriz yani.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu tanımlama esas itibarıyla... Burada, tamamıyla "Şu anda kayıt dışı olarak var olan hiçbirisi yok." diyemez bir arkadaşımız, hepsi var burada.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Çözelim.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu çalışma hayatının içerisinde hepsi var. Tam da bunu çözmek için biz Türkiye'ye bütün dünyaca gelişmiş ülkelerde AB normlarına ve ILO normlarına uygun bir öneri getiriyoruz ve bu öneri daha önce de Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmiş ve daha önce de Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleşmiş ve bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinde onay olmuş. Evet, bir önceki öneride yani burada biraz önce söylenen, benim de ifade etmeye, arz etmeye çalıştığım Sayın Cumhurbaşkanımıza giden ve veto gören öneriden AB ve ILO normlarına çeken, çok kısıtlar oluşturan, ciddi şekilde kısıtlar oluşturan -burada göreceğiz zaten- bir öneri demeti de elbette ki burada söz konusudur.

Tabii, bu Komisyonun en temel görevlerinden bir tanesi de bunları tartışmak, bunların her biri üzerinde kendi değerlendirmelerini ortaya koymak, katkılarını sunmak ve ifade etmeliyim ki en nihayetinde bu Komisyonun vereceği karara da uygunluk sağlamaktır.

Bu vesileyle, başta Sayın Başkan olmak üzere, bu Komisyonda bulunan tüm milletvekillerimize, ayrıca, sivil toplum örgütlerimizin, sendikalarımızın çok kıymetli temsilcilerine, basınımızın değerli temsilcilerine, kamu bürokrasisinde birlikte çalıştığımız arkadaşlara tekrar teşekkürlerimi sunuyor, 64'üncü Hükûmetimizin 10 no.lu ve 11 no.lu Eylem Planı'nda olan ve milletimize de taahhüt ettiğimiz bir kanun tasarısıyla ilgili bu görüşmelerin başta Komisyonumuz adına, çalışma hayatımız adına hayırlara vesile olmasını diliyor, tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, efendim, benim önümdeki iş akışı listesinde şu anda konuşmacı olarak değerli milletvekillerimiz, Komisyon üyelerimiz, Komisyon üyesi olmayan milletvekillerimiz ve sosyal taraflar var.

Ben sayın vekillerimize sormak istiyorum, eğer bir itirazları yok ise önce sosyal tarafları dinleme açısından bir teklifte bulunmak istiyorum; kabul ederseniz, itirazınız yok ise.

Uygun mudur efendim?