SERKAN SARI (Balıkesir) - Evet, teşekkür ederim Başkanım.

Bu 5'inci maddede, ücretsiz ve tamamen halkın yanında olan, bir adım ötede yanlarında olan aile hekimliği merkezleri bir ücret ve bir para politikası mantığı hâline getirilmiş oluyor alınacak bu kararla.

Bir kere, Bakanlığın ve ilgili bürokrat arkadaşlarımızın hacamat, sülük gibi alternatif yöntemleri buralarda öncelikleyen, özendiren bir tavırda yasa maddesi içerisinde yer vermiş olmasını anlamak gerçekten mümkün değil. Bugün bizim tamamen bilimsel, kanıtlanmış, kanıta dayalı tedaviyi öncelikliyor, savunuyor ve bu anlamda da bu tarz uygulamalara karşı da mücadele ediyor olmamız gerekirken bugün sağlık ocaklarında "alternatif tıp" adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan bir uygulama var. Bir de üzerine para ödemesi, mesai dışında yapacağı... İşte, biraz önce vekil arkadaşımız da konuştu. "Kayıt altına giriyor, denetlenecek, daha iyi olacak." Ya, kayıt altında olan yoğun bakımlardaki çocukları denetleyemeyen, bunun tedbirini alamayan, bu güvenliği sağlayamayan bir yapının bugün bir aile sağlığı merkezinde hacamat, sülük gibi "alternatif tıp" adı altında... Ki kapsamının ne olduğunu da bilmiyoruz, her şey "alternatif" adına konulabilir.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Alternatif tıbbı kabul etmiyoruz, geleneksel ve tamamlayıcı tıp.

SERKAN SARI (Balıkesir) - "Geleneksel" diyelim, "tamamlayıcı" diyelim ama içerisini biraz daha açalım isterseniz. Bunun içeriğinde ne var? Bu konuyla ilgili açıklanmış bir gerekçe yok çünkü bunun bilimsel bir literatürü yok, bir kaynağı yok, bir dayanağı yok.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Almanya bu geleneksel tıptan ne kadar para kazanıyor, biliyor musun?

SERKAN SARI (Balıkesir) - Sizin derdinizi biliyorum, para kazanmak da bu konu para değil, benim derdim halk sağlığı. Yani bu sağlık sistemini paraya endekslediniz ve para üzerinden her kavramı söylüyorsunuz.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Konu para yani!

SERKAN SARI (Balıkesir) - Şu çocukların, bebeklerin canı da para için gitti.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Sağlık turizmi diye bir şey var.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Yarın öbür gün bu birimlerde hayatına zeval gelecek vatandaşların da vebali sizin elinizde olacak. Bu kadar olur mu yani! Bir sağlık ocağının bu şekilde...

ALİ KARAOBA (Uşak) - Ne kadar kazanıyormuş Almanya?

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Çok fazla.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Ne kadar?

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Şu an resmî rakam yok elimde. Bilmiyorum ama şu an son rakam yok.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Enflasyon ne kadar?

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Orada kiralar ne kadar, onu biliyor musun?

SERKAN SARI (Balıkesir) - Bizim derdimiz para olamaz Sayın Başkan. Burada, bizim, Büyük Millet Meclisinde, Sağlık Komisyonunda, kimin ne kadar para kazandığını "tamamlayıcı, geleneksel tıp" adı altında bir kaynak yaratma çabasını meşrulaştırıyor olmamız, korkunç bir fecaat. Bunu sokağa çıkıp nasıl anlatacaksınız, merak ediyorum. Sağlık ocaklarının kalitesi nasıl arttırılır, burada verilen sağlık hizmeti nasıl verimli hâle getirilir, daha kapsamlı sağlık hizmeti aile sağlığı merkezlerine nasıl verilir... Ve bunun sürekli bir para konusuna gelmesi de konuşmamız başladığından beri... "Oradan şu kadar para, buradan bu kadar para. Onu verirseniz 2 katını veririz." Neden bu kadar ticarileştirildi bu bakış açısı, bunu anlamakta zorlanıyorum gerçekten.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Niye doktorların para kazanmasından bu kadar rahatsızsınız?

SERKAN SARI (Balıkesir) - Biz rahatsız değiliz, siz hekimlerimizin hak ettiği parayı verin.

TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Biz hak ettikleri parayı veriyoruz zaten.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Siz bu Komisyon olarak hekimlerimizin hak ettiği parayı verin, alternatif kaynaklara ihtiyaç duymasın.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - "Alternatif" demiyoruz.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Niye alternatif kaynaklarla geliri artırmaya çalışıyorsunuz? Bahsettiğiniz, özendirdiğiniz hekimlerin vatandaşlara vereceği alternatif tıp hizmeti.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Arkadaşlar...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - "Alternatif tıp" demiyoruz.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Gülşen Hanım...

SERKAN SARI (Balıkesir) - Emeğinin karşılığını verin de bunlara ihtiyaç duymasınlar. Niçin, niçin bunlardan medet umuluyor?

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Arkadaşlar, şimdi, bir saniye, biz bu tartışmayı böyle yürütemeyiz. Şimdi Serkan Bey söz aldı, sözünü tamamlasın, siz cevap verecekseniz söz alırsınız. Her arkadaşımız söz alabilir.

Serkan Bey, bitirin, buyurun.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Sonuç itibarıyla, aile sağlığı merkezlerindeki hizmetin kalitesini, niteliğini artırmak bizlerin boynunun borcu çünkü birinci basamak, hastalarımızın, vatandaşlarımızın ilk kapısını çaldığı noktalar aile sağlığı merkezleri ve bu konuda da bu hassasiyeti geliştirmeye yönelik uğraşmamız lazım. Bugün verilen nokta ortada, burayı bir ticari unsur ki açıklama yapan vekillerimizin de bakış açısı ticari bir bakış açısıdır. Biz, toplumsal, sosyal devlet bilincine yakışır, adil, eşit ve ücretsiz sağlık hizmetini halkımıza veriyor olmak ve bununla ilgili de yasal düzenlemeleri yapıyor olmak zorundayız ama gelinen nokta itibarıyla kim buradan ne kadar para kazanır onun derdine düşülmüş. Bizim bunun yerine vatandaşlarımızın sağlığına, koruyucu hizmetlere, önleyici sağlık hizmetlerine, hastalanmadan hastalarımızın sağlığını nasıl koruruz, koruyucu sağlık hizmetlerini nasıl çeşitlendirebiliriz, bunlara odaklanmamız gerekiyor. Bence bu madde baştan sona, mesai saatleri, uygulaması, içeriğiyle tartışmalı bir konudur; gündemden çekilmesini, yasa teklifinden kaldırılmasını talep ediyorum.