ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bu geleneksel, tamamlayıcı tıp İbni Sina'dan beri var olan bir şey kıymetli vekilim yani bu, son yüzyılda keşfedilmiş bir şey değil, tüm dünyada bilinen, uygulanan işlemler bunlar.

Bu kanun teklifiyle, Mühip Hocamın tam dediği noktaya geleceğim. Hangi hastaya sülük olsun, hangi hastaya sülük olmasın? Şimdi, doktorun olmadığı bir merkezde bu yapılırken bir ses yok da şimdi bu işi hekimlere verince, ehline verince mi ses çıkıyor yani? Neticede hekim yapacak bunu.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Hocam, endikasyon...

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Endikasyonu hekim yani hekime veriyoruz bu görevi. Hekime diyoruz ki: "Bir bak, uygun mu değil mi." diye yani hekime yüklüyorsun.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Orhan Hocam, bakın, hasta geliyor "Bana hacamat yapın." diye..

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - İşte, biz bunu ne yapıyoruz? Aile hekimlerine veriyoruz, daha tıbbi, daha bilimsel olsun diyoruz yani. Kıymetli hocam, hekim; bu bir. İkincisi...

KAYIHAN PALA (Bursa) - Aile hekimlerine başka şeyler verelim ya, onu değil, onların asıl ihtiyaçlarını verelim.

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Yok, yok, tamamlayayım, müsaade edin.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - İzninizle arkadaşlar, Orhan Hoca konuşuyor, dinleyelim.

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - İkincisi, burada, aile hekimlerinden önce yapılan bu işlemlerde herhangi bir komplikasyon çıktığı vakit hastanın hukuki olarak bir tazminat davası açmasında veya cezai bir işlemde bir boşluk vardı ama burada hekimin yaptığı bir işlemde bir komplikasyon olduğu zaman -vekilimin biraz önce dediği konu- gidip bunu bir komplikasyon olarak değerlendirip Adli Tıp raporuna göre bir tazminat davasına dönüştürebilecek belki de, bunun da hukuki zemini burada oluşmuş oluyor.

Bir diğer konu: Aile hekimlerimize, biz, burada, "İşinizi yapamazsınız, artık sizin işiniz aile hekimliği değil, gelin, rapor verin, gelin, geleneksel tıp, tamamlayıcı tıp uygulaması yapın." demiyoruz. Aile hekimleri zaten asli görevine devam edecek, kırk saat çalışacak, birinci basamak görevini yerine getirecek ama onun dışında kalan süreler içinde... Aile hekimlerimizin bütünü de değil, biz bunu mecburi tutmuyoruz. Bakın, aile hekiminin talebi ve o yerin sağlık idaresinin onayıyla bu işlemler yapılacak yani biz aile hekimlerine "Hepiniz mecbursunuz, geleneksel ve tamamlayıcı tıp yapacaksınız." demiyoruz. Sertifikası varsa, eğitimi varsa, deneyimi varsa, tecrübesi varsa, bir de talebi varsa bu işi yapabilecek, kendi isteğiyle yapabilecek ve daha bilimsel, daha etik, herhangi bir olumsuzluk durumunda malpraktis kapsamı içinde hastanın mağdur olmayacağı bir zemin oluşturuluyor bununla yani.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Sayın Vekilim, sülüklerin standardizasyonunu nasıl sağlayacaksınız? Herkesin sülüğü aynı mı olacak?

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Şimdi, Sayın Vekilim, sorduğunuz sorunun konuyla hiç alakası yok yani tamam mı?

ALİ KARAOBA (Uşak) - Yani, şimdi hangi sülüğü kullanacağız? Siz öyle bir noktayı anlatıyorsunuz ki bilimselliği bıraktık şurada.

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Kanun ayrı bir şey, sizin söylediğiniz farklı bir şey yani.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Sağlıkla şiddet var, aile hekimlerinin en büyük sorunu olarak sülüğü tartışıyoruz burada yani.

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Bakın, farklı bir şey anlatıyorsunuz.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Ali Bey... Ali Bey...

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Farklı bir yere çekiyorsunuz Ali Bey.

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Hocam, bakın size sülükle ilgili bir çok yayın gönderebilirim.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Hocam, yayın göndermeniz bir şeyi değiştirmez.

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Şimdi, burada konu...

ALİ KARAOBA (Uşak) - Gidip başınızı da bağlarsınız, başınızın ağrısı geçebilir.

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Değil, değil, siz farklı bir yere çekiyorsunuz.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Ali Bey... Ali Bey...

Ali Bey, şimdi konuyu...

ALİ KARAOBA (Uşak) - Bunu bilimsel olarak sunmanız...

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Sunulmuş zaten, biz sunmuyoruz.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Bir saniye...

Sizi de dinledi arkadaşlar.

Orhan Bey bitirin, buyurun.

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Farklı bir yere çekiyorsunuz konuyu. Raporlarla ilgili...

ALİ KARAOBA (Uşak) - Ben kayda geçsin diye dedim, sülüklerin standardizasyonunun nasıl sağlanacağı...

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Kayda girsin diye her şeyi söyleyemeyiz ama özellikle bir konuyu tartışıyoruz.

Buyurun.

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Bir diğer konu, raporlarla ilgili. Şu anda zaten üniversite hastanelerinde raporlarla ilgili bir ücretlendirme var yani rapora başvuran hastalarımızla ilgili. Bu ücretlendirme üniversitede değil de aile hekimleri tarafından yapılacak ve bu, üçüncü basamakta şu anda. Şehir hastanelerinde ve üniversite hastanelerinde ben yıllarca çalıştım, bizim en büyük yükümüz heyete gelen raporlardı. Polikliniğin en az yüzde 15'i, yüzde 20'si rapor. Rapor ne demek? Ciddi hastaların atlanabildiği, bir mesai açısından da bir yoğunluk oluşturan bir şey. Bu yoğunluğu oradan alıp aile hekimliğine taşıyoruz. Ha, aile hekimimiz gelip "Gözünde renk körlüğü var. Ben bunu anlayamadım. Bir de göz uzmanı görsün." dediğinde gene sevk edecek, gene bana gelecek, gene kalp damarcıya gelecek, orada bir engel yok ki. Bakabildiğine bakacak, kendisini aşan uzmanlık dallarıyla ilgili bir ihtiyaç olduğunda yine sevkini yapacak. Bu paralar zaten üniversite hastanesinde hastalar tarafından veriliyor raporlara; bu, aile hekimliklerine bir döner sermaye oluşturma açısından, bir de üçüncü basamaklardaki yoğunluğu biraz olsun rahatlatma açısından bir uygulama.

Onun dışında, aile hekimlerimizin bu şekilde rapor ve ücretlendirme konusundaki mevzuda da bu, ciddi oranda bir bariyer oluşturacak yani üçüncü basamağa. Şimdi, ben göz doktoruyum, gözü kaşınan hasta da göz polikliniğine geliyor, retina dekolmanı, göz siniri ayrılmış olan hasta da, ikisi de aynı sıraya giriyor. O dekolman hastası sıra alamadığı vakit, on beş gün içinde ameliyat olmazsa gözünü kaybediyor. Yani bizim bu yoğunluğu azaltmamız lazım. Yani birinci basamak hastasının birinci basamakta tedavi edilmesi lazım ama birinci basamakta tedavi edilen bir hasta, hastalığından dolayı ikinci, üçüncü basamağa direkt gitmek istiyorsa burada da bir ücret gayet normal, bence olması lazım, bir bariyer görevi görecek bu.

Teşekkür ediyorum.