KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Söz Meclisten dışarı, muhatabından içeri olsun. Eğer muhalefetinizi adam gibi yapmış olsaydınız yaklaşık yirmi iki yıldır girdiğiniz onlarca seçimde millet tarafından sandığa gömülmezdiniz. Bitti, kapattık o konuyu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bak Orhan Bey, Türkiye'nin 1'inci partisinin vekilleriyle konuşuyorsun, haddini bil!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, yine "Siz başka ülkede, biz başka ülkede yaşıyoruz." muhabbetleri oldu. Bütçeyi konuşurken "Rakamlarla çökertilen adaletten, kapanan adliyelerden ve bu yolla yavaşlatılan adaletten de bahsedelim." denildi. Arkadaşlar, müstakil adliye sayımız 78'den 380'e gelmiş; kapatılan adliyelerden bahsediyorsunuz. Bütçelerle nasıl yavaşlatmışız adaleti bakalım diyoruz; 25 ilde olan Adli Tıp, 81 ilde 134 şube sayısına gelmiş; 9.350 hâkim, savcıdan 24.690'a gelmişiz. Ara buluculuk, SEGBİS, UYAP, dijital mahkemeler demişiz; arkadaşlar "Mahkemeleri yavaşlatıyorsunuz, rakamlarla yargıyı bitirdiniz." diyorlar. "Yolsuzluk ve rüşvet çarkı iç içeymiş yargıda." diyorlar. Koparamadık sizinkileri, ayıramadık arkadaşlar birbirinden.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Anadolu Cumhuriyet Savcısının yalancısıyız biz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yenidoğan çetesi gibi bir konu var. "Korku, menfaat karşılığında yargı mensupları görevini yapamamış." diyorsunuz. Arkadaşlar, çeteyi çökertenleri olayın sorumlusu göstermeye çalışıyorsunuz. O çetede kim var? Çetenin kurucusu ve ortağı Fırat Sarı, PKK'dan, terörden tutuklu. Diğer ortağı kim? Ahmet Atilla Yılmaz. Kim? CHP Meclis üyesi. Kim? İmamoğlu'nun Sağlık Daire Başkanı.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Hastane sahipleri kim?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, hiç utanmıyorsunuz değil mi? Hiç utanmıyorsunuz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Hastane sahipleri kim? Hepsi sizin adamlar.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Süre çok az.

Kayyum konusunda bize diyorlar ki: "Siz kayyum atamak için mahkemece ceza verdiren bir iktidarsınız."

VELİ AĞBABA (Malatya) - Hepsi sizin adamlar.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Arkadaşlar, arkadaşlar...

Belediye Başkanına KCK'nın atadığı belediye işçisi tarafından, PKK'nın atadığı belediye işçisi tarafından, KCK'nın, PKK'nın yargıcına ifade vermesinde, onun tarafından hüküm kurulmasına ses yok...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Kime diyorsun öyle ya? Ahmet Özer'e mi diyorsun?

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemeleri ona ceza verince çağırış, nümayiş, bağırış çağırış. Neden böyle? İşte, işine gelince işine gelmeyince bu... Neden böyle?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biraz yavaş gel, yavaş!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Çünkü örgütün kararına karşı çıkarsanız belki canınızdan olursunuz ama devlet sövenin de devleti; sövenin de hukuk içerisinde yargılandığı, düşmanlık edenin de hukuk içinde yargılandığı bir devlet.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biraz yavaş gel; anlaşıyorsunuz, kürsüye davet ediyorsunuz; yavaş gel biraz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Uyanıksınız siz.

Şimdi "Hâkimler hukukun değil iktidarın gözüne bakarak karar veriyor." diyorsunuz. "İktidarın yargısı" öyle mi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Yeğin, yavaş gel; haftaya anlaşırsınız.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya kaç tane Cumhurbaşkanının açtığı hakaret davası ağır eleştiri diye yorumlandı mahkemeler tarafından. Sizin tanımınızla "diktatörün ülkesinde" diktatörün şikâyetçi olduğu davada, diktatörün yargısı onun aleyhine dava sonuçlandıracak; öyle mi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bize mi anlatıyorsun?

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Diktatör" öyle mi? "İktidar yargısı" öyle mi? Biraz yüzünüz kızarsın, biraz utanın söylediklerinizden.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Senin en güzel huyun ne biliyor musun? Biraz üfürünce yüzün kızarıyor; o huyun iyi.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi "Adalet Bakanı aynı zamanda HSK Başkanı olarak yorum yaparak davaya mahkemeyi tavsiyede bulunuyor." diyorlar. Evet, o bir Adalet Bakanı; evet, aynı zamanda HSK Başkanı ama aynı zamanda bir siyasetçi, politikacı ve deneyimli bir siyasetçi. Ne demiş yorum olarak?

VELİ AĞBABA (Malatya) - "Siyasiler dikkat etsin, konuşursanız siz de böyle..." diyor. Bizi terbiye mi edeceksiniz?

ORHAN YEGİN (Ankara) - On üç yılı genel başkanlık olmak üzere yirmi yıllık siyasi ömrünü gaf, hakaret, iftira ve tehdit gibi birçok olumsuzlukla çerçeve etmiş bir kişi üzerinden yeni genel başkana tavsiyede bulunuyor, galiba biraz aynı meyilde olduğunu görüyor ki "Gitme o yoldan, o yol, yol değil. Bak sonun nasıl bir mahcubiyet olur." diye tavsiyede bulunuyor.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya bir şey soracağım: Sen Bakanın sözcüsü müsün?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bak biz şunu iyi biliyoruz: Aslında siz içinizden Bakan Beye teşekkür ediyorsunuz, diyorsunuz ki: "Sayın Bakan, bizim eskisine diyemediğimizi, yenisine de diyemeyeceğimizi siz söylüyorsunuz. Allah sizden razı olsun Sayın Bakanım." İçinizden öyle geçiriyorsunuz, biliyoruz. "İktidar işine gelen yargı kararlarını alkışlayan, işine gelmeyeni taşa tutan bir adalet ahlakıyla yaşıyor."

VELİ AĞBABA (Malatya) - Komisyon üyesisin sen ya, Bakanın sözcüsü müsün?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, lütfen...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bakanın işine karışıyor ya, Bakan cevap veremiyor mu sen cevap veriyorsun?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ya milletvekili...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Vekilleri, genel başkan yardımcıları, grup başkan vekilleri mahkemeyi basıp Vandallık eden kimdi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok ayıp! Buradaki Sayın Bakana hakaret ediyorsun, yapma bunu!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Kimdi hâkimlere parmak sallayan "Akıllı olsun o hâkim!" diye bağıran Vandallar kimin partisindeydi Ağbaba? Hiç utanmıyorsun değil mi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen utan, sen!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi arkadaşlar, işinize gelince "yargı bağımsızlığı, yargı kararı" gelmeyince "AKP'nin yargısı."

VELİ AĞBABA (Malatya) - O da sizin yalanınız, o parmak sallama da sizin yalanınız.

ORHAN YEGİN (Ankara) - İşinize gelince "Son karar yargının" işinize gelmeyince "Bu helva yargının helvası." yok "yargıcın örtüsü" yok "yargıcın mezun olduğu lisesi" "yaşam tarzı."; tıpkı işinize gelmediğinde "Hükûmetin istatistik kurumu..." işinize geldiğinde "TÜİK'in verilerine göre ..." yaptığınız gibi arkadaşlar.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Güvensiz bir hâle getirdiniz kurumları, neye güveneceğimizi şaşırdık.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bakın arkadaşlar, iktidara vurmak için devlete, millete, hepimize ait olan şeylere vurmak için ne varsa itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Başkan...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yegin, herkese aynı uygulamayı yapıyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Komisyon üyesiyim, on dakika konuşma hakkımı kullanmadım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Biliyorum, on dakikanızı kullanmadığınızı Sayın Yegin ama şöyle yapayım...

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Ben de konuşurum o zaman.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, konuşamazsınız.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - O konuşursa ben de konuşurum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Arkadaşlar, o Komisyon üyesi. Ben konuşuyorum, bir saniye değerli arkadaşlar. Bir kuralı var, Komisyon üyelerine ben bir dakika ilave veriyorum.

Gelemediği için yani "Konuşmamı sona bırakacağım, yetişemiyorum." dedi. On dakika vermem dedim, beş dakika verdim. Zaten on dakika konuşana bir dakika veriyorum değerli arkadaşlar.

Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Teşekkür ederim.

Hükûmeti, Cumhur İttifakı'nı, AK PARTİ'yi, Tayyip Erdoğan'ı itibarsızlaştırmaya canhıraş adanmış ömrünüzle, devleti ve tüm kurumlarını itibarsızlaştıran, ona çamur atan, ona düşman kim varsa -içeride dışarıda- hepsinin kârsız ortağı olma kıvamında algılanıyorsunuz; yapmayın. Kimsenin vatan, millet sevgisini sorgulamak benim haddim değil. Milletini, devletini seven insanlarsınız siz de ama yapmayın arkadaşlar. Sizi selim bir kalbe davet ediyorum; sizi devlet millet hilafına değil lehine konuşmaya davet ediyorum; sizi Genel Kurulda sıkça duyduğunuz gibi nezih bir dille konuşmaya davet ediyorum.

Haydi selametle. (AK PARTİ milletvekillerinden alkışlar)