KOMİSYON KONUŞMASI

HALİT YEREBAKAN (İstanbul) - Kıymetli Bakanım, Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; şimdi, bu kanun teklifi belki de bugünkü çalışmanın içerisindeki en kıymet verdiğim hususlardan bir tanesi. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı kurulduğunda temelde amaç, belirli konularda, başlıklarda, farklı enstitülerde sağlık sistemimize katkı sağlayacak, geliştirecek, büyütecek, daha da ileri noktaya taşıyacak çeşitli enstitüler kuruldu akreditasyon enstitüsünden, tıbbi cihazların değerlendirildiği, klinik araştırmaların yapıldığı enstitülere kadar. Şimdi, her alanda belirli iyileştirme sağladık ama bu kadar büyük ölçekte ve kapasiteye sahip, hem ekonomik hem bilimsel kapasiteye sahip bir enstitünün vatandaşlarımıza da doğrudan acaba katkı sağlayabilecek bir zemini olabilir mi diye düşünüyorduk. Çok değerli meslektaşım -az önce konuştu- kendisi Profesör Doktor Ümit Kervan, kalp damar cerrahıdır, o yüzden reklamını yapmak istiyorum; cerrahi bir alandan gelip bu kadar fazla bilimsel makale üreten nadir insanlardan birisidir. O geldiğinden beri Bakanımızla birlikte ciddi bir çalışma oldu. Burada takdir edersiniz ki yıl içerisinde karşımıza çeşitli haberler çıkıyor, bu haberlerde bazı hastalar için kampanyalar düzenleniyor ve bu kampanyalar ölçeğinde yurt dışında farklı merkezlere tedavilere gitmek durumunda kalan hastalarımız var. Türkiye'de bu araştırmaların bir kısmı gerçekleştiriliyor mu? Özellikle nörodejeneratif hastalıklarda yani beyin ve kas sistemini etkileyen hastalıklarda Türkiye'de birkaç merkezde klinik araştırmalar hâlihazırda devam etmekte çocuk nörologları tarafından; FDA'in çalışmalarına bile ortaktır ülkemizdeki bazı üniversitelerimiz. Fakat buralara ulaşabilen hastalarımız sınırlı çünkü az önce Muhip Hocam da sordu "Bunların SGK'ye bir yükü var mı?" diye, hayır, SGK'ye bir yükü yok çünkü bu firmalar bu araştırmalar yapılabilsin diye, araştırmaya "enroll" edilen, dâhil edilen hastaların refakatçilerinin yemek ücretine varana kadar ödüyorlar, bütün sigorta masraflarını kendileri gerçekleştiriyorlar. O yüzden, havuz sınırlı, istatiksel olarak Türkiye'den ne kadar hasta almaları gerekiyorsa o kadar alıyor. Fakat dünya genelinde yapılan büyük araştırmalara bizler de daha büyük ölçekli girelim ve bilimsel çıktılarımız, aslında dünyada daha çok yankı bulsun, bu araştırmalara dâhil olan doktorlarımızın ortaya çıkardığı bilimsel verileri, literatürleri daha fazla atıf alan, daha fazla bilimsel, değerli yayın hâline dönüşsün; yetmez, aynı zamanda biz de bu finansman gücünü de kullanarak kampanyalarla yurt dışına giden bu vatandaşımızı göndermeyelim. Aynı zamanda, sadece kamu hastanelerimizde... Ki bugün şehir hastaneleri artık sanayi-üniversite, sanayi-hastane, sanayi-bakanlık iş birliği yapabilecek nitelikte araştırma merkezlerine dönüşebilecek veya yer ayırabilecek potansiyel değerler. Dolayısıyla, buralarda sadece kamu kimliği altında... Bu vatandaşlarımızın kampanyası yapılmasın, kamu bunları desteklesin; hem araştırmalar ilerlesin hem de mağduriyetler giderilsin diye böyle bir ara model oluşturuldu. Burada getirilen öneriyle aslında yapılan düzenleme, yani kamuda bu işin düzenlenmesi sınırlamasının da oldukça yerinde olduğunu görüyoruz.

Ben emeği olan herkese, hem teklifi hazırlayanlara hem de "evet" diyen herkese teşekkür ediyorum.