Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Cumhurbaşkanlığı b) Millî İstihbarat Teşkilatı c) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç) İletişim Başkanlığı d) Diyanet İşleri Başkanlığı e) Devlet Arşivleri Başkanlığı f) Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı g) Savunma Sanayii Başkanlığı ğ) Strateji ve Bütçe Başkanlığı h) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı) Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .11.2024 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Dünya otoriter rejimlerin güçlendiği sıra dışı bir dönem geçiriyor. Bir kez gücü eline geçirdiklerinde devletin sağladığı imkânlarla devletin kurumlarını pervasızca aşındırmaya başlıyor. Devlet malını ganimet bilen talancılar, otoriter rejimler bozuk düzenlerini sürdürebilmek için toplumu açlığa, yoksulluğa, dışlanmışlığa itiyor; böyle bir yönetim geliştiriyor. Milleti birbirine düşürüyor, millete korku salıyor, güvenlik endişesini, açlığın, yoksulluğun üzerine şal yapıyor. Ülkemizde de uzun süredir bu otoriter rejimlerin ucube bir sürümü var." dedi, Sayın Türeli, konuşmacınız konuşmasına başlarken. Ucube bir muhalefetin dil ve tarzını üretti, o ucube muhalefetin parti sözcüsüydü kendisi...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, cevap vermeyin lütfen, kendi konuşmanızı...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok, yok, vereceğiz.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ben de cevap vereceğim çünkü.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Her gün televizyonlara çıkıp hakaret ve iftira saçıyordu, kapının önüne kondu. Şimdi, on dakika bu Komisyona gelip bir söz bulabildi, onu da çer çöp ve çamurlu satırlara soktu, gitti. Adam aynı, hiçbir ders almamış. Bak, bir ifade daha kullandı "Gizlide gebe kalan aşikârede doğurur." Hele lafa bak, benzetmeye bak! Evet, masanın üstünde sayınız o kadardı, altında bu kadardı. 5+2'leri, 6+1'li masalar kurdunuz.
CAVİT ARI (Antalya) - Sizinki daha fazlaydı.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Kumpas masası, şantaj masası oldunuz. Yüzde 49,5'la ilk turda umutlarınız çökünce size sövenlerin eline düştünüz.
CAVİT ARI (Antalya) - Bizimki resmî olarak açıklanmış, protokole bağlanmış... Sizinki gibi gizli saklı değildi.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, lütfen... Hepinizin söz hakkı var.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Gizli protokoller ettiniz; Bakanlıklar, teşkilatlar verdiniz, ne oldu? Kaybettiniz.
CAVİT ARI (Antalya) - 6'ya çok dediniz, 7'ye, 8'e çıktınız; ne konuşuyorsunuz hâlâ?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, lütfen...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Gizli ve sinsi bir ömür sürmeyi umuyordunuz, aşikâr defnoldunuz, tamam? Laflarınıza dikkat edin. Siyaseten bitmiş biri acaba alanda ne diyor, bir bakayım dedim. Bugün tarihinde ilk defa rezervleri 160 milyar dolara çıkmış bir Merkez Bankasının "Rezervleri azalıyor." diyor; orada da bir şey yok; geçtik onu, gitti.
Şimdi, eleştiri olur, olacaktır; muhalefet iktidarı takdir etmek zorunda değil ama yalanlanmış bir şeyi gelip burada Meclis tutanağına bir daha sokmak doğru değil.
CAVİT ARI (Antalya) - Doğruyu siz söyleyin.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Adamın bir tanesi gitmiş yat mı, tekne mi, neyse almış, Van Gölü'nde onu yüzdürüyor, gelmiş bizim, orada, devletimizin yaptırdığı Ahlat Külliyesi'nin oraya da kendince "Güzel bir manzara buldum." dercesine bir fotoğraf çekilmiş, yayınlanmış. Ya, bu burada "Cumhurbaşkanının yatı" diye bir daha bir daha anlatılıyor; yapmayın lütfen.
Bak, saygı zorla olan bir şey değil, saygı karşılıklı ilişkide ve diyalogda söylenenlerin bastığı taban, zemin ve onun durduğu sağlamlıkla da artan, artırılan bir şey. Bu şekilde konuşmak doğru değil arkadaşlar. Yani şuraya bir bakın ya, Allah aşkına şu sayılara bir bakın, bir okuyun, burada neler yazıyor, açın bir okuyun. Bunlardan birini bırak yapmayı, hayal edebilseydiniz eğer ağzına alıp söyleyenin tüm belediyelerinizce heykelini dikerdiniz. Yeni rant alanınız olan konserlerin yanında...
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, Turizm Bakanı açıklayabildi mi? Ne konserinden bahsediyorsun sen ya?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Dinle!
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...hem yeni rant sektörünüz olan heykelciliği büyütür, onunla büyür hem de övünecek bir figür üretmiş olurdunuz arkadaşlar, tamam?
CAVİT ARI (Antalya) - Ne konserinden bahsediyorsun? Turizm Bakanına sorduk, burada ağzını açamadı, cevap veremedi.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - "Yirmide 1" dedi.
CAVİT ARI (Antalya) - Cevap veremedi ya! Rakam söyleyecek, rakam!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bize gelip burada ağır laflar etmeyin, bize ağır laflar etmeyin.
CAVİT ARI (Antalya) - Öyle sallamak yok. Kültür Yolu Festivali'ne kaç para harcadığını sen anlat kardeşim! Turizm Bakanına sorduk burada...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, şu bütçe buraya gelmiş, ne diyorlar? "Borç azalmış ama hâlâ yüksek." "Yatırımlar çok artmış evet ama şu eksik." "Evet, cari açık azalmış ama kapanmamış."
CAVİT ARI (Antalya) - Ayıp ya!
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ne ayıbı ya!
CAVİT ARI (Antalya) - Ne hâlâ konser?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, sükûneti tesis edelim.
CAVİT ARI (Antalya) - Konsere karşısın, kültüre karşısın; her şeye karşısın ya!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, lütfen...
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Evet, ödenen ilaç sayısı 3 bine yakınmış, bugün 8 bin olmuş, doğru ama hepsini ödemiyorsunuz."
CAVİT ARI (Antalya) - Kültür Yolu Festivali'ne devlet olarak kaç para harcadınız kardeşim, siz önce onun hesabını verin.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, lütfen...
CAVİT ARI (Antalya) - Ha, biz karşı da değiliz, harcayabilir, ayrı mesele...
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Evet, yenilenebilir enerjide dünyada ilk sıralara gelmişiz ama hâlâ enerji ithal ediyoruz." "Evet, borcumuz azalmış ama bitmemiş, hâlâ borçluyuz." diyorlar. Bunu kim diyor, bunları kim diyor? Bunları, belediyeyi devraldığında 210 milyon olan SGK borcunu beş yılın sonunda 8,8 milyara getiren belediyeleri olan Ankara, İstanbul ve neredeyse hepsi SGK borçlarını ödeyemezken sanatçılara 100 milyonluk, konserlere milyarlık ödemeler yapan belediyelerin sahipleri...
CAVİT ARI (Antalya) - Hepsi yalan ve iftira!
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...yeni bir rant düzeni kuranlar burada bize söylüyor; yapmayın bunu arkadaşlar.
CAVİT ARI (Antalya) - Hepsi yalan ve iftira! Hepsi yalan! Kendi döneminizden kalanları açıklayamadınız burada.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bakın, yalanlanmış bilgi diyoruz...
CAVİT ARI (Antalya) - Kendi döneminizden kalanları açıklayamadınız burada. Yalan ve iftira hepsi!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Filistin Ticaret Bakanı "Yapmayın, Allah aşkına böyle söylemeyin, böyle söylemeniz İsrail'in tezlerine, menfaatlerine yarıyor." diye feryat ediyor Türkiye'nin muhalefetine...
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, siz kendi belediyenizden kalan borcu kestiniz ya!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, lütfen...
ORHAN YEGİN (Ankara) - ...hâlâ burada diyorlar ki: "Türkiye İsrail'le ticareti kesmedi, arkadan dolanarak yapıyor." Hâlâ burada bize "3 trilyon sermayenin borcunu sildiniz, sermaye yandaşı iktidar." diyorsunuz. Arkadaşlar, daha önce de söyledik bu 3 trilyonun 853 milyarı ücretlerden, asgari ücretten ve diğer ücretlerden artık vazgeçilen vergi miktarından gelen bir borç, vergi affı veyahut da vergiden vazgeçiş, 200 milyar tarımsal faaliyetlerin teşviki için vergiden vazgeçiş, 147 milyar AR-GE ve yenilikçi tasarım teşvikinden dolayı vazgeçiş; 260 milyar sağlık, sosyal amaçlarla engelli, yaşlı, emekli, şehit ve dul yetimleri için vergiden vazgeçiş. Ya, ne olursunuz yapmayın ya! Saygı karşılıklı muhataplıkla oluşacak ve artırılacak bir şey, bu şekilde olmaz. Şimdi, bilmiyorsunuz; tamam, bilgiyi arar öğrenir insan; aramıyorsunuz, getiriyoruz, önünüze koyuyoruz, yok. Kimi insan nasihatle öğrenir, nasihat ediyoruz, yine yok. Kimisi kötekle öğrenir, yahu millet girdiğiniz her seçimde vuruyor köteği, gene yok. İflah olmayacaksınız, anlaşılıyor arkadaşlar.
CAVİT ARI (Antalya) - Son seçimde düştüğünüz hâli biliyorsunuz değil mi? Cumhuriyet Halk Partisi 1'inci parti. Kaybettiğiniz belediyelerin intikamının peşinde koşuyorsunuz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, yapmayın diyoruz, etmeyin diyoruz, her şeye yan gözle, kem gözle bakıp alay ediyorsunuz. Gaz bulduk diyoruz, "O hava gazı." diyorsunuz. Togg'u yaptık, "Siz onun boyasını ancak yaparsınız." diyorsunuz. KAAN diyoruz, "Kâğıttan uçaklarla bizi kandırma." diyorsunuz. Fırat Kalkanı diyoruz, "kâğıttan kaplan" diyorsunuz. Barış Pınarı diyoruz, "Amerika izin verir de görürüm." diyorsunuz. Zeytin Dalı diyoruz, "işgalci devlet" diyorsunuz. Arkadaşlar, her şeyi karıştırıyorsunuz birbirine. Hükûmete karşı olmakla, Hükûmete vurmakla devletin, milletin, hepimizin olan değerlerin karşısında olanların, düşman olanların safında durmak arasındaki o ince dengeyi koruyamıyorsunuz arkadaşlar, probleminiz bu. O ahlaki mizan bozuluyor. Muhalefet olmayı kayıtsız şartsız, kuralsız ve istisnasız bir dille iktidara ve onun ürettiği her şeye, milletin olan her şeye, devletin olan her şeye, hepimizin olan her şeye saldırmaktan ibaret bir boyuta taşıyorsunuz; olmuyor arkadaşlar. Ya, bir vakit durdum, empati yapayım dedim, kendimi sizin yerinize koydum, vallahi utandım, empatiyi bıraktım, yapmıyorum empati falan.
Şimdi, değerli arkadaşlar, çok laf söylüyorsunuz, çok söz söylüyorsunuz. Biz elbette iktidarın yaptıklarını anlatmaya meyilliyiz, siz de elbette iktidarın eksiklerini anlatmaya meyilli olacaksınız. İktidara vuracaksınız, muhalefet olmanın doğasıdır, vurmalısınız da ama tekrar söylüyorum: İktidara vuracağız diye hepimizin olana, iktidara vuracağız, küçük düşüreceğiz diye devleti küçük düşürmeye... Bizim karşı çıktığımız şey bu, anlaşamadığımız bu, yoksa Sayın Türeli şeker gibi adam, Sayın Akay'a çok saygı duyuyorum, çok renk katıyor Komisyona. Hani, Veli Ağbaba için bir şey demiyorum, şimdi ona güzel cümleler kuramam ama Sayın Erdem gerçekten renk katıyor Komisyona, hepiniz güzel insanlarsınız, bakıyorum şöyle.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Gıyabımda konuşma!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, Sayın Sayyiğit yani bazen etnik sosu abartsa da...
GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Etnik sos ne?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bazen konuşmalarında etnik sosu artırarak hazırladığı şişleri böyle batırmaya çalışsa da yine üslubunu muhafaza ederek gidiyor.
Sayın Oluç'a bakıyorum, geçen sene burada onun yerinde başka biri oturuyordu; sermaye sınıfı, proletarya sınıfı arasında her şeyi döndürüp duruyordu, "Bir asansör kazası bile bugün Kürt meselesinden dolayıdır." diye değişik bir kavramsallaştırma ve örnekler veriyordu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen bizim hocamız mısın?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Oluç geldi, evet, tezlerine katılmadığım çok yer var, tezlerinin karşısında durduğum çok şey var ama kendisini saygınca dinlettirmeyi de başarabiliyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bizim hocamız mı Sayın Başkan, Sayın Muş?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değil.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen bizim hocamız mısın?
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Karne mi dağıtıyorsun Orhan Bey?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok yok, bugün son konuşmam, bütçeyi bitiriyoruz. Bugün bütçenin son günü, bir daha söz alamayacağım, o yüzden bir değerlendirmemi yapayım dedim. Sayın Kalaycı, Sayın İsmail Ağabey konuşurken resmen böyle tarih dersi verdiler, yönetim dersi verdiler, siyaset sosyolojisi dersi verdiler, ders veriyorlar zannettim, sonra baktım, sizin verdiğiniz açıklar üzerinden de bir şeyler konuşmaya başladılar, içimden dedim ki: "Ya, İsmail Ağabey, Mustafa Ağabey; kafalarına kafalarına vuruyorsunuz, yapmayın." Gerçekten üzüldüm sizin adınıza da empati yapınca, korkunç bir durumda olduğumuzu söyleyebilirim.
İşin özü şurada... Toparlayalım, dakikamız bitti.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Biraz yüz olsa sen de alınacaksın da şambrel lastiğine dönmüş yüzün.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Ağbaba, muhalefetin ve iktidarın durduğu yerler elbette farklıdır, baktığı yerler elbette farklıdır, devlet hepimizin devletidir, varlığı hepimizin varlığıdır, bölünmez bütünlüğü hepimizin geleceğidir. Bu ülkeye düşmanlık eden herkes hepimizin ortak değerlerine, ortağına saldırmaktadır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yegin, bir dakika veriyorum, toparlayın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ülkeye niye düşman olalım ya?
ORHAN YEGİN (Ankara) - O ince çizgiyi kaçırmamanızı hassaten tavsiye ediyorum.
CAVİT ARI (Antalya) - Siz hâlâ kendinizi devlet sanıyorsunuz kardeşim, siz bir siyasi partisiniz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Aşağı yukarı bir aydır burada hep beraberiz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Devlet senin babanın malı mı?
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Bu otoritesizlikle sizden daha fazla zarar veren yok bu ülkeye.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Hemen hemen bir aydır burada hep beraberiz; kırdığım, incittiğim arkadaşlar olduysa kendi nam ve hesabıma özür dilerim.
CAVİT ARI (Antalya) - Dileme kardeşim.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sürçülisan ettiysek hoş görün.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir de helallik al.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Maksadımız hep beraber güzeli, memleket, millet için iyi olanı ortaya koymak.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.