| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Cumhurbaşkanlığı b) Millî İstihbarat Teşkilatı c) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç) İletişim Başkanlığı d) Diyanet İşleri Başkanlığı e) Devlet Arşivleri Başkanlığı f) Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı g) Savunma Sanayii Başkanlığı ğ) Strateji ve Bütçe Başkanlığı h) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı) Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .11.2024 |
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Sayın Başkan, ben buraya Çayırhan termik ve maden işçilerinin yanından geliyorum. Eksi 5 derecede, günlerdir maden önünde gecelediler; dün beraber 17 kilometre yürüdük. Çayırhan işçileri konuşacak, onların aileleri konuşacak. Yıllardır size oy veriyorlar ama hayatlarını kararttığınız işçilere kulak vermediniz, benimle mesaj gönderdiler, kulaklarınızı iyi açmanızı diliyorum. Aynı zamanda, sermaye için parsellediğiniz, yüzde 70'inden fazlasını maden için ruhsatlandırdığınız Kütahya, Artvin, Ordu, Eskişehir, Çanakkale, Balıkesir halkı da konuşacak.
Şimdi, burada sürekli ağzınızda "hız, istikrar, güç" deyip başınıza bela ettiğiniz Cumhurbaşkanlığı sisteminin övgüleri var. Biz biliyoruz ki bu hız, istikrar, güç sloganları, saraydaki tek adamın bir imzayla hızla el koyma, yer altı, yer üstü zenginliklerini birilerine hızlı transfer etme gücüyle donatmaktan başka hiçbir anlama gelmedi. Biz bugün madenlerde bunun en çarpıcı örneklerini yaşıyoruz.
Bakın, madenler kamudayken gayrisafi millî hasılanın yüzde 2'sini oluşturuyordu, özelleştirme belasıyla birlikte bu oran yüzde 1'e geriledi. TTK üretimi 2010'da 1,7 milyon tonluk üretim gerçekleştiriyormuş, 2023'te 780 binlere kadar indi; kamusal üretim düştü. İrili ufaklı sayısız maden ocağını, bir sürü maden patronunu başımıza bela ettiniz. Yıllardır değerli madenlerin çıkartılması ve madenlerin sanayide işlenmeden ham madde olarak satışını bir döviz kalemi olarak önümüze seriyorsunuz, ekonomiye ne kadar önemli katkılarda bulunduğunu söylüyorsunuz bunun; yirmi yıldır aynı hikâyeyi dinliyoruz. Altın ve gümüş madenlerinin işletilmesi, altın, gümüş üretilmesiyle kişi başına düşen gelirimizin artacağını, iktisadi olarak büyüyeceğimizi anlatıyorsunuz; yalan söylüyorsunuz. 500 ton altın üretildi bu memlekette, nerede toplumsal zenginlik? AKP geldiğinde 129 milyar olan dış borç 4 kat artmış durumda bugün. "Maden ihracatımızı 7 kat artırarak 2023 yılında 5,7 milyar dolara çıkardık." diyen Cumhurbaşkanına sizin aracılığınızla soruyoruz: Sömürge madenciliğinin, bu memleketi peşkeş çekmenin bir sonucu olmasın o? Ortada ne kamu çıkarı ne ihtiyaca göre bir plan var; zenginliğin birilerinde kaldığı, talan ettirilmiş doğanın ve külfetin halka bırakıldığı bir süreçle karşı karşıyayız. Maşallah, saraya düşen var ama bu zenginlikten. Cumhurbaşkanına gelecek yıl için 17 milyon lira değerinde 20 araç alımı için ödenek ayrılmış; herhâlde talan ettirdiğiniz ülkede rahat rahat gezin diye bu sayıları artırıyorsunuz.
Cumhurbaşkanının peşkeş imzalarından biri Çayırhan enerji santralinin özelleştirilmesi için atıldı. Milyarlarca liralık değer üreten, 800 konutluk lojmanı, kıymetli arazisi bulunan Çayırhan'ı bir imzayla birilerine peşkeş çekeceksiniz. Çayırhan yılda 10 milyon dolar kâr ediyor, santral tahminen en çok 2 milyar liraya satılacak. Sadece 800 lojmanının değeri 800 milyon lirayken, ek üniteleriyle birlikte 25 milyar liraya mal olmuşken siz bu satışla ne yapmak istiyorsunuz, burada halka açıklamak zorundasınız. Buradaki maden sahasında yılda 6 milyon ton kömür üretiliyor; termik santral de bugünkü değeriyle 3 milyar liralık elektrik üretiyor. Bunca kârlılığına rağmen, bu kârlılık devlet hazinesine aktarılırken neden satmak istiyorsunuz, çıkıp açıklamak zorundasınız.
Özelleştirme ve yağma en vahşi biçimde sadece madencilikle sınırlı değil. Sizin iktidarınız döneminde petrokimyadan şeker fabrikalarına, enerjiden gıdaya, ulaştırmaya kadar pek çok alanda özelleştirme yapıldı, halk yoksullaştırıldı, açlığa düşürüldü. Hastanelere çeteler, eğitime tarikatlar yuvalandı. Emekçi halk, kendilerinin soygunundan oluşturulan bütçe aracılığıyla burada övündüğünüz havalimanlarına, köprülere, kara yollarına, tünellere, hastanelere haraç ödemek zorunda bırakılıyor. Çayırhan işçileri eksi 5 derecede günlerce direniyor. İhaleyi ertelediniz; işçinin mücadele gücünü kırmak, birliğini bozmak, halkın desteğini yok etmek istiyorsunuz. Ben buradan size değil, Çayırhan işçilerine sesleniyorum: Birlikte yürürken attığınız slogan -erteleme, kandırma- satışı iptal etti. Ben size söz verdim, burada söyleyeceğim dedim: Erteleme kararıyla işçileri kandırmayın, satışı iptal edin, özelleştirmelere bir son verin. Vurguncu sermayenin ve onun iktidarı AKP'nin "böl, parçala, yönet; sermayeye kurban et" oyununa işçiler gelmeyecek. Özelleştirmenin faturasını bu halk artık ödemek istemiyor.