| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/597) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 16 .02.2016 |
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım; şimdi, burada tartışmaları dinliyorum, dinledim epeyce. Bir defa, şunu anlamıyorum: İş yaşamına ilk defa gelecek bir yasa tasarısı, çok büyük bir yığın işçiyi, işvereni ilgilendiren bir yasa tasarısı. Burada arkadaşlarım "Bu tasarıyı alt komisyona havale edelim. İki gün, üç gün alt komisyonda bu tartışılsın." diyor. Buna neden karşı çıkıldı, ben anlamıyorum. Öncelikle bunu anlamak isterim. Yani, iki gün, üç gün alt komisyonda bunu tartışılmasının sakıncası ne Sayın Bakanım? Var mı böyle bir sakınca? Bizim bilmediğimiz, görmediğimiz bir sakınca var mı? Yok.
BAŞKAN - Efendim, Sayın Bakana söz vereceğim ben. Yani, sorunuzun cevabını da hemen, bittiyse eğer...
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Yani 10 milyon kişiyi ilgilendiren ve dolaylı olarak da bütün ülkeyi ilgilendiren bir yasa tasarısı. İki gün de bunu alt komisyonda tartışalım. Ne sakıncası var? Bilmiyorum, Adalet ve Kalkınma Partili Komisyon üyelerimiz bu konuyla ilgili ne düşünüyorlar, bununla ilgili sakınca nedir; onu bilemiyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, ülkemizde uzun zamandan beri uygulanan bir taşeronlaşma sistemi vardı, değil mi? Bunun yanlışını, sakıncasını hep söyledik, seçim meydanlarında söyledik. En son, 1 Kasım seçimleri öncesi AKP de söyledi, AKP de taşeronlaşma sistemini kaldıracağını söyledi. Şimdi, bu getirilen yasayla daha da işçi aleyhine, emekçi aleyhine bir uygulama söz konusu.
Değerli arkadaşlar, çalışma barışından, çalışma yaşamındaki barıştan söz ediyoruz. Böyle bir barışın ülke ekonomisine, ülke huzuruna çok önemli bir katkısı olacak. Nedir çalışma yaşamındaki barış? Yani, emekçi arkadaşım gelecek, emeğini verecek, o emeğin karşısında ücretini alacak, o emeğini helal edecek, diğeri de verdiği ücreti helal edecek ve herkes evine, işine, aşına dönecek. Bunu bozacak her uygulama çalışma yaşamının barışına gölge düşürür. Şimdi, burada, bakıyoruz, işçi arkadaşımızın, işçi kardeşimizin hiçbir güvencesi yok, hiçbir güvencesinin olmadığı bir yasa tasarısı. Taşeron uygulamasından daha sıkıntılı, taşeron uygulamasından daha güvencesiz bir yasa tasarısıyla karşı karşıyayız. Nasıl sağlayacağız biz çalışma yaşamındaki başarıyı? Sendikalar karşı çıkıyor. Burada anlatıyoruz sakıncalarını. Bu, gerçek anlamda bir kölelik anlayışına doğru gider. Hele hele bu yasa tasarısıyla işverenin karşısında bütün gücü elinden alınmış, pazarlık gücü olmayan "Ne iş olsa yaparım." diyen bir anlayış da, acımasızca çalıştırılacak bir anlayış da doğru değil arkadaşlar. Bu yasa tasarısı, gerçekten, ülkemizde zaten sıkıntılar taşıyan iş dünyasına ciddi bir sıkıntı yükü daha getirecektir.
Bu nedenle, ben Sayın Bakanıma da, sizlere de, Komisyon üyelerine de bunun biraz tartışılması gerektiğini ve konunun muhatapları, uzmanları tarafından tartışılması gerektiğini... Deminden beri arkadaşlarım söylüyor; bu yasa tasarısıyla mutlaka güzel şeyler yapılmak isteniyor, burada arkadaşlarımız da, bizler de bu güzelliğe bir şeyler katmak istiyoruz ama bunu uygulamada göstermemiz gerekir. Burada bir inatlaşma söz konusu değil ki. Demin Aytuğ Hocam doğru bir şey söyledi. Yani, burada "Şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapalım." diye bir inatlaşma olayı söz konusu değil. Burada iş yaşamına, ülkemizin ekonomisine katkı sağlayacak bir yasanın çıkmasına olanak sağlayalım, hep birlikte yapalım. Bunun birinci koşulu alt komisyona gitmesi, alt komisyonda tartışılması. Oradan çıktıktan sonra elbette ki tartışmalar devam edecek.
Ben teşekkür ediyorum.