KOMİSYON KONUŞMASI

SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Sayın başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sağlık Bakan Yardımcılarımız, değerli bürokratlarımız; öncelikle güzel bir sunum yaptınız, teşekkür ederim.

Ben uzun yıllar Silahlı Kuvvetlerde olsun, üniversitede olsun yöneticilik, rektörlük yapmış olarak, hastane birimlerini işletmiş bir kişi olarak biraz farklı açıdan olaya bakarak birkaç şey söylemek istiyorum.

Şimdi, biraz önce Halit hocanın söylediği gibi zaman çok hızlı değişiyor. Ben asistanlık yıllarında hatırlıyorum, serum albüminle ilgili kullanımlar, hastaların yazıldı yazılmadı, kullanıldı kullanılmadı... Sonra geriye dönük soruşturmalar açılınca bu hastaların üstüne dosyalarda işlendi. Bazen işlenen hastalara yazılmadığı için yazıldı yazılmadı ama bugün artık elektronik sistem çok ilerlediği için böyle bir şeyin yazılıp yazılmadığı... Yani günün sonunda kapanmış olması lazım defterin. Bu konuda belki de farklı önlemler mi almak gerek?

Ben farklı bir şeye değinmek istiyorum. Bugün, şimdi, şehir hastaneleri ile üniversite hastanelerini karşılaştırdığımız zaman şehir hastanelerinde 40-50 asistan varken, aynı branşta, ilgili üniversitede 5-6 asistanla hizmet verilmeye çalışıldığını görüyoruz. Hâlbuki, biraz daha, böyle, detaylı baktığımızda şehir hastanelerinde o işi, eğitimi verecek öğretim elemanı sayısının çok yetersiz olduğunu biliyoruz. Yani bir branşta 2-3 kişi varken, bir tarafta 10 hoca var. O 10 hocanın bilgi birikimi aktarılamıyor ve anlıyoruz ki uzmanlık eğitimlerinin sayılarının belirlenmesinde de bir düzenlemeye ihtiyaç var. Yani hangi branşta ne alana ihtiyaç var? Çünkü şöyle: Bazı branşlardaki uzmanların birkaç hastanede görevlendirildiğini görüyoruz, duyuyoruz; doğru mu, bunu da sormak istiyorum. Yani tabiatıyla da o noktalarda yetişmesini beklemenin de çok doğru olmadığı kanaatindeyim.

Beni rahatsız eden şeylerden bir tanesi de -bilmiyordum, yeni öğrendim- hastanelerin bazı branşlarının üçüncü şahıslara kiralanması söz konusu mu, bunun kriteri nedir, neye göre kiralanma yapılıyor? Hâlbuki -biz yöneticilik yaptık- yöneticilikte hastane bir bütündür yani bir vücudun işleyen organları gibi, bir tarafta aksaklık varsa öbür tarafın haberdar olması lazım. Belki burasıyla ilgili bir çalışma yapmak gerekli.

Son soru -uzatmayacağım ben Şengül Hanım gibi- Hasan Basri Bey'in sunumundan dolayı... Ruhsat alıp da faaliyete geçmeyen kaç özel hastanemiz var, yatak kapasitesi ellerinde, bunların oranı nedir? Onu öğrenebilir miyiz? Öğrenmek isterim yani.